Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Allah Rasulü’nün Kardeşi Olmak

Allah Rasulü s.a.v. sahabilerle birlikte mezarlığa geldi ve buyurdu:

– Ey mümin insanların dünyası, Allah’ın selamı üzerinize olsun. İnşallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimi görmüş olmayı ne çok arzulardım.

Sahabiler sordular:

– Bizler senin kardeşlerin değil miyiz ey Allah’ın Rasulü?

Allah Rasulü s.a.v. buyurdu:

– Sizler benim arkadaşlarımsınız. Kardeşlerim ise henüz dünyaya gelmedi.

Onlar beni görmeden severler, beni görmeden bana inanırlar.

Sahabiler tekrar sordu:

– Peki, henüz dünyaya gelmemiş o kişileri nasıl tanıyacaksınız?

Allah Rasulü s.a.v. şöyle dedi:

– Düşünün ki bir adamın ayakları ve yüzü beyaz bir atı var. O kimse bu atı hepsi simsiyah olan bir at sürüsü içinde tanıyıp bulamaz mı?

– Elbette bulur ey Allah’ın Rasulü, dediler. Bunun üzerine Allah Rasulü s.a.v. buyurdular:

– İşte o kimseler de mahşer yerine abdest azaları bembeyaz olduğu halde gelecekler. Ben onlar geldiğinde Kevser suyundan ikram etmek için önceden havuzumun başına gideceğim ve onları bekleyeceğim. (Hadis-i şerif)

‘Sahabi’, Allah Rasulü s.a.v.’i görmüş ya da onun sohbetinde bulunmuş kimselere denir. Arkadaş anlamına gelen bu kelime, Efendimiz s.a.v. tarafından defalarca kullanılmıştır. Sahabiler İslâm’ın güçlenmesinde ve yayılmasında Allah’ın Elçisi’ne yoldaşlık etmişlerdir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de övülmüşlerdir. Bu yüzden Ehl-i sünnet’in ashaba hürmeti sonsuzdur. Nitekim İslâm’ın temelleri sahabilerle atılmış, onlarla gelişmiş ve yine onların fedakârlıkları ile muhafaza edilmiştir.

“Sahabî”, “sahabe”, “ashap” gibi aynı kökten türeyen kelimeler bütün müslümanlar arasında yaygın biçimde kullanılmaktadır. Kelimenin anlamı olan “arkadaş”, “dost” ve benzeri manadaki kelimeler ise Arap dışı müslümanlar arasında bile pek tercih edilmemiştir. Bunda İslâmî ilimlerdeki ortak dil ve sahabî kelimesinin terimleşmesi de etkilidir. Fakat “arkadaş” kelimesini ve anlamdaşlarını kullanmakta da bir mahzur yoktur. Zira onların ayırt edici özellikleri Peygamberimiz s.a.v.’in arkadaşları olmalarıdır.

Yukarıdaki hadis-i şerif, İmam Müslim rh.a.’in derlediği “Sahih-i Müslim” adlı eserde ve İmam Malik, İbn Mâce, Nesâî ve Ahmed b. Hanbel gibi hadis imamlarının eserlerinde yer alır.

Bu hadis-i şerif hakkında, Sahih-i Müslim’in meşhur açıklayıcılarından İmam Nevevî ve Muhammed Veştânî ve Muhammed Senûsî gibi alimler izahlarda bulunmuşlardır. Bu açıklamalar özellikle Allah Rasulü s.a.v.’in kendinden sonra gelecek müminleri görme temennisi ve kardeş/arkadaş ifadeleri üzerine yoğunlaşır.

Hadisten genel olarak anlayacağımız ilk şey, Allah Rasulü s.a.v.’in ümmetine verdiği önemdir. Zira Allah’ın Elçisi s.a.v. mezarlıkta “İnşallah biz de size katılacağız.” buyurarak vefatını kasteder. Fakat hemen ardından “Kardeşlerimi görmüş olmayı ne çok arzulardım.” sözüyle de ümmetinden daha sonra gelecek olan müminleri görme arzusunu ifade buyururlar. Hadisin Arapça metninde bunu ifade etmek için kullanılan kelimeler bu hasretin ve önemin şahitleridir. Yine hadis-i şerifin sonundaki “Ben onlar geldiğinde Kevser suyundan ikram etmek için önceden havuzumun başına gideceğim ve onları bekleyeceğim.” ifadesi de aynı meyanda söylenmiştir.

Hadiste geçen ‘kardeş’ ifadesi “müminler ancak kardeştir” (Hucurat, 10) ayetine atıfla söylenmiştir. Müminlerin kardeş oluşunu belirten başka hadisler de vardır. Yine hicret sonrası Allah Rasulü s.a.v. Medine’de, Muhacir ile Ensar arasında kardeşlik ilan etmiştir.

Hadis-i şerifte sonradan gelecek müminlere kardeş olarak hitap edilmesi, sahabilerin “Bizler senin kardeşlerin değil miyiz ey Allah’ın Rasulü?” sorusuna sebep olmuştur. Zira kardeşlik arkadaşlıktan daha üstün bir mertebe olarak bilinir. Ancak Peygamberimiz s.a.v.’in “Sizler benim arkadaşlarımsınız. Kardeşlerim ise henüz dünyaya gelmedi.” sözü ile bu anlayışa açıklama getirilmiştir. Bu açıklama daha çok bir vurgu ile alakalıdır. Allah Rasulü s.a.v. özellikle “Sizler benim arkadaşlarımsınız..” buyurarak onlara ve arkadaşlığa verdiği kıymeti vurgulamıştır. Fakat yine de kardeşlik daha yakın duruyor olmalı ki, hadis açıklayıcıları bu mesele üzerinde durmuşlar ve açıklama yoluna gitmişlerdir.

Hicrî yedinci yüzyılın meşhur alimi İmam Nevevî rh.a. bu konuda şöyle der: “Sizler benim arkadaşlarımsınız.” sözünden, sahabilerin kardeş olmadığı anlamı çıkmaz. Onlar kardeş oldukları kadar arkadaştırlar da... Sonradan gelenler ise sadece kardeştir. Zira Allah Rasulü s.a.v.’i görmemiş ve onun sohbetinde bulunmamışlardır.” (El-Minhâc)

Malikî mezhebi kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimi olan Kâdî İyâz; “En hayırlı asır sahabenin yaşadığı asırdır ve ümmetin en faziletlileri onlardır.” demiştir. Yine İslâm âlimlerinin çoğu da, hayatında bir kez Allah Rasulü s.a.v.’i gören sahabedendir ve onda sahabi meziyeti hasıl olur ve görmeyenlerden üstün olur, demiştir. Zira O’nun sohbetinde bulunmak amel ile elde edilebilecek mertebelerden farklıdır.” demişlerdir.

Endülüs çevresi fakihlerinin önde gelenlerinden, muhaddis ve edip olan İmam Bâcî ise şöyle der: “Allah Rasulü’nün özellikle ‘kardeşlerim’ demesi, iman kardeşliği açısındandır. Arkadaşlık ise birliktelik gerektirir. Onun sohbetinde olmak daha sonra gelenlerden daha faziletli olmak demektir.” (İkmâlü İkmâli’l-Muallim)

Hadis-i şerifin devamında kardeşlerin özelliklerinden bahsedilmektedir. Allah Rasulü s.a.v. “O kimseler mahşer yerine abdest azaları bembeyaz olduğu halde gelecekler.” buyuruyor. Burada özellikle abdest azalarının beyazlığının vurgulanması, ibadetlerin önemine, müminler için ne kadar ayırt edici olduğuna işaret etmektedir. İbadetlere devamlılığın da işaret edildiği anlaşılabilir. Çünkü abdest, bedenle yapılan ibadetlerin çoğunun şartları içindedir.
Hadis-i şerifte bunların dışında Allah Rasulü s.a.v.’in temennide bulunması üzerinde durulmuştur. Buradan hareketle İmam Nevevî, Senûsî ve Kâdî İyâz hayırlı işlerde temennide bulunmanın güzelliğine işaret ederler.

Sonuç olarak, bu hadis Efendimiz s.a.v.’den sonraki mümin nesiller için bir müjdedir. Zira Allah Rasulü onları sevmekte, özlemekte ve “kardeşlerim” buyurmaktadır. Çağların çetin şartları içinde gönülleri daralan müminler için böyle mübarek hadis-i şerifler maneviyatlarını güçlendirmede, morallerini yükseltmede önemli rol oynar.

Hadis-i şerifteki müjde Efendimiz s.a.v.’in zarif üslubu ise daha bir pekişir. Allah’ın Elçisi’nin müslümanları Kevser Havuzu başında, yani cennette bekleyecektir.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com