Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Duanın Fazileti

Duanın Fazileti

Allahü zülcelalin, kullarından yapmalarını istediği ibadetlerden biri de, duadır. Dua ederek istemek, kuldan, yapılan duaya icabet etmek ise, Cenab-ı Hak'dandır.[404]



164- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Muhtaç duruma düşen kimse, ihtiyacını kar­şılamak için eğer insanlardan medet umarsa ihtiyaç ka­pısı kapanmaz. Yok, eğer Allah'tan medet umarsa Allah ona ya ömrünü uzatarak ya da hemen varlığa kavuşturarak, zenginlik kapılarını açar.”[405]

165- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinden gelerek samimi bir yürekle şehit ol­mak istiyen bir kimseyi, yatağında eceliyle ölse bile, Allah şehitler derecesine eriştirerek yükseltir.”[406]

166- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Arka arkaya üç defa Allah'tan Cenneti dile­yen kimseye Cennet dile gelerek şöyle seslenir: “Allah'ım! Bu kulunu Cennetine kavuştur!” Ard arda üç defa Al­lah'tan Cehennemden uzaklaşmayı dileyen kimseye de Ce­hennem dile gelerek şöyle seslenir: “Allah'ım... Bu kulu­nu Cehennemden uzaklaştır.”[407]

167- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sevgili kızım Esma!.. Sıkıntıya düştüğünde se­ni o sıkıntıdan kurtaracak olan şu duayı öğreteyim mi? ?Allah, tüm varlığı hükmü altında tutan rabbimdir. O'na eş ve ortak yakıştıramam.”[408]

168- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Ey Ali!.. Sana bir dua öğreteyim ki bu duayı okuduğun takdirde Sayr dağı (Yemen'de büyük bir da­ğın ismi) kadar borcun olsa yine Allahü cella ve ala sana bu borcun altından kalkma imkanı verir. İşte dua şu: “Allah'ım!.. Bana haramdan değil, helalinden geçimimi ve ölünceye kadar bütün rızklarımı bana ihsan et beni aciz kullarının yardımına değil yaygın ve bol lütfü kere­minle zengin eyle.”[409]

169- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ey Ebu Amame sana bir dua öğreteyim mi ki? Okuduğunda Allahu cella ve ala seni her türlü üzüntüden ve borçtan kurtaracaktır. İşte öğreteceğim dua şu: Sabah­tan, cimrilikten, ağır borcun altına girmekten ve düşmanlara mağlûp olmaktan sana sığınırım.”[410]

170- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Beni dinleyin size öyle dua öğreteyim ki oku­duğunuzda her türlü huzura kavuşmuş olacaksmız.

“Allah'tan başka ilah yoktur. O, yüce ve uludur. O'ndan başka ilah yoktur. O, müsamahakar ve cömerttir. Allah'tan başka ilah yoktur, Allahü celle celalühü her türlü noksanlıklardan uzak ve münezzehtir. O, yedi kat sema ve yüce arşın sahibidir. Bunun için Ham d şükür ve her türlü ibadet, niyaz O'na mahsustur. Zira o, bütün varlık­ların sahibi ve her şeye muktedirdir.”[411]

171- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sıkıntıya düşüren felaketlerden, kötü yola sapmaktan, bahtsız kara alın yazısından harekete geçiren düşman gürültüsünden Allah'a sığınırım.”[412]

172- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu üç kimse­nin duasını kabul etmeyi Allah kendisine borç bilir:

a) İftara kadar oruçlunun duası,

b) Öcü alınıncaya kadar haksızlığa uğrayanın duası,

c) Evine dönünceye kadar misafirin duası,”[413]

173- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu üç dua muhakkak kabul edilir:

a) Babanın evladına duası,

b) Misafirin duası,

c) Haksızlığa uğrayanın duası,[414]

174- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu üç dua muhakkak kabul (edilir):

a) İftara kadar oruçlunun duası,

b) Haksızlığa uğramanın duası,

c) Adaletten ayrılmayan devlet büyüğünün duası, Bu duaların her üçünü de Ulu Allah kabul etmek üzere bulutlar üstünde göğe yükseltir. Ve onlara semanın ka pılarını açarak şöyle buyurur: “Ululuğun büyüklüğün hak­kı için müddet sonda olsa bile sana yardım ederek ve se­ni kabul edeceğiz,”[415]

175- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sıkıntılı ve felaketli aslusunda Allah tarafın­dan duasmm kabulü karşısında sevilen kimse sevinçlerin­den bol bol dua etsin.”[416]

176- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinizden biri “Dua ettim, kabul olunmadı” di­yerek acelecilik ve umutsuzluğa kapılmadığı müddetçe duası kabul olunur.”[417]

177- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ateşe atılan ibrahimPeygamberin son sözü bu”[418]

178- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Amin (kabul et, Allah'ım!) sözü tüm varlık­ların sahibi olan Allah'ın dua eden mü'minlerin dillerine verdiği kabul mühürüdür...”[419]

179- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Dualarınıza, “ya zel celali vel ikram (Ey ulu­luk sahibi olan Allah'ım)” diyerek bağlayın. Allah günah­larınızı bağışlar.[420]

180- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Muhakkak kabul olunacağına inanarak dua ediniz ve biliniz ki kabul olunacağına inanmıyan gafil kal­bin duasını Allah kabul etmez.”[421]

181- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ey Ömer!.. Hasta ziyaretine vardığında hasta­nın duasını almaya bak. Çünkü hasta kimsenin duası me­leklerin duası gibi makbuldür.”[422]

182- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Biriniz dua ederken “Allah'ım! Bana dilersen ver, diyerek değil, (Allah’ım! Bana ver) diyerek isteyece­ğini kesin olarak istesin. Çünkü Allah'! mecbur tutacak hiç bir kuvvet yoktur.”[423]



Cenab-ı Hak, bizim bütün ihtiyaçlan^nızı biliyor, bu­na rağmen, “Dua edin, ihtiyacınızı öyle vereyim” buyuru­yor. Demek oluyor ki, Halik-ı zülcelal kulunun, yalvarma­sından hoşlanıyor. Onun azcini itiraf ederek dîvanına gel­mesini, kendisine tazarru ve niyaz etmesini istiyor. Nite kim, Resûl-i Ekrem Efendimiz de bu hadîsi şeriflerinde, bu duruma işaret ediyor ve:[424]



183- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'a dua ettiğinizde avuçlarınızı açıp elle­rinizi göğe kaldırarak dua ediniz. Duayı bitirdiğinizde avuç içlerinizi yüzlerinize sürünüz.”[425]

184- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinizden biriniz namaza durduğunda “Sübhaneke” yi son oturuşta Allahümme salli” ile “Allahümme barik”i bunlardan sonra da dilediği duayı okusun.”[426]

185- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Öğleden sonra) gölgeler (batıdan doğuya) döndüğünde ve rüzgar esmeye bağladığında Allah'tan ne dileğiniz varsa isteyin. Çünkü bu anlar Allah'a yönelen­lerin (ermişlerin) ibadet ederek değerlendirdiği kıymetli dakikalardır.”[427]

186- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinde sabibi bir istek beliren bir kimse hemen Rabbine dua etsin. Çünkü içinde samimi istek beliren kim­senin duasını Allah muhakkak kabul eder.”[428]

187- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Üzüntü, sıkıntı, acıya veya bir musibete düştü ğünüzde şöyle dua ediniz: “Yüce Allah Rabbimizdir, O'nun eşi ve ortağı yoktur.”[429]

188- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Biriniz bir yerde konakladığında şöyle dua et­sin: “Allah'ım yılan, çıyan gibi zararlı yaratıkların şerrin­den tüm mübarek sığınına sözleriyle sana sığınırını.” Bu şekilde dua eden kimseye konakladığı yerden ayrılıncaya kadar, hiç bir zararlı yaratık ona zarar veremez.”[430]

189- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Minarelerde) müezzin ezan okumağa başladıklarında gök kapıları açılır. Ve bu arada yapılan dualar kabul olunur.”[431]

190- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinizden biri vücudunun herhangi bir yerinde acı duyduğunda hemen elini oraya koyarak yedi defa şu duayı okusun. (Acısı muhakkak dîner)

“Duyduğum acının sıkıntısından ululuk ve kudretiyle her şeye kadir olan Allah'a sığınırım.”[432]

191- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gece yatağınıza yatarken Fatiha ile ihlasi okursanız (sabaha kadar) ölüm müstesna tüm felaketler­den korunursunuz.”[433]

192- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bir tehlikeyle karşılaştığınızda şu duayı okuyun “Bismillahirrahmanirrahim vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.” Esirgeyen bağışlayan Allah'ın adıyla başlarım. Kötülüklerden uzaklaşma gücünü de, ibadete sarılma gücünü de veren Allah'tır. O yüce ve uludur” Hiç şüphesiz Ulu Allah bu duayı okuyanının başından her yüklü belayı defeder.[434]

193- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu dört dua muhakkak kabul olunur.

a) Adaletten aynlnuyan devlet büyüğünün duası,

b) Mümin, kardeşine ardından dua edenin duası,

c) Haksızlığa uğruyanın duası,

ç) Ana babasına dua edenin duası.[435]

194- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Nazar değmesinden Allah'a sığınınız. Zira nazar değmesi haktır.”[436]

195- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yoksulluktan ihmalkarlıktan başkalarına zulüm etmekten ve zulüme uğramaktan Allah'a sığınınız.”



(Ibn-i Neccar: Enes)

“Muhakkak ki, mü'min bir kul, Allah'a dua eder; Allah-ü Teala, Cibril'e:[437]



196- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dininizi çoluk çocuğunuzu, mal ve serveti­nizi, iyi amellerin neticelerini Allah'a emanet ediniz.”[438]

197- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bana şu üç üstünlük (Meziyet) verildi.

a. Saflar halinde namaz kılmak,

b. Selamlaşmak (ki selamlaşmak cennetliklerin karşılıklı saygı ifadeleridir.)

c. Amin sözü sizden önce hanın paygamberdeiı başka hiç bir kimse “Amin” demezdi yalnız Mu­sa peygamber dua ederken Harun'da “Amin” diyerek onu takip ederdi...”[439]

198- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Başkalarının vücut sağlığını istersen kendin de sağlam ve sağlıklı olursan.”[440]

199- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kalplerinizde incelik ve yumuşaklık hissettiği­niz zamanlarda dua etmek fırsatını kaçırmayınız. Çünkü kalbin incelik ve yumuşaklığı rahmet vesile olur.”[441]

200- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“O hastaya nazar duasını okumadınız mı (Keş­ke okusaydınız) Çünkü hiç şüphesiz ümmetimin başına gelen belaların üçte biri nazar değmesinden gelir.”[442]

201- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her hatim indirildiğinde (Kur’an’ı kerim baş­tan sona kadar okunduğunda) yapılan dualar muhakkak kabul' olunur.”[443]

202- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Günahlardan af dilemenin en güzeli (Allah’ım hoşuna giden şekli) haksız arasında “Alalhume ente rabi adıyla bilinen şu duayı okumaktır:



“Ona icabet etme. Çünkü, ben onun sesini işitmeyi seviyorum,” buyurur. Günahkar bir kul dua edince de.

“Ya Cibril! Onun ihtiyacını ver. Çünkü, ben onun sesini duymayı sevmiyorum, buyurur.” diyor.[444]



“Ey Allahım!.. Sen benim rabbimsin, senden başka nllah yoktur, beni yaratan sensin, ben senin kulunum, se­nin emrine ve vaadin üzerine gücümün yettiği kadar yap­tığım günahları itiraf ediyorum. Çünkü günahlarımı an­cak sen af edersin... Beni af eyle. Bu duayı samimî bir yü­rekle okuduğa günün gecesinde ölen bir kimse cennetliklerindendir.[445]

203- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'tan firdevsi dileyin. Çünkü firdevs cen­netin göbeği (orta yeri) dir. Ve yine çünkü firdevslikler arasında ibadetle meşgul olan meleklerin kıpırtılarını du­yarlar.”[446]

204- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Rabbinden dünyada selamet ahirette saadet dile. Çünkü dünyada, selamet ahirette saadete kavuştun mu? Lekesiz kurtuluşa erdin demektir.”[447]

205- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'tan günahlarımızın affını, dünyada se­lamet ahirette saadet dileyiniz.”[448]

206- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'tan günahlarımızın affını dünyada se-îamet ahirette saadet dileyiniz. Çünkü sarsılmaz imandan sonra insanoğluna bunlardan daha üstün bir iyilik bahse­dilemez.”[449]

207- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Alah'tan (ne dilerseniz) geniş lutfundan dileyiniz. Çünkü Allah taala böyle dilekleri sever ve en üs­tün ibadet de (dua ettikten sonra) içine düştüğünüz sı­kıntıdan kurtulmak için özlemle beklediği anlardır.”[450]



“Ey Rabbimiz! Bize Dünya'da da iyi hal ver, Ahirette de iyi hal ver ve bizi o ateş azabından koru.”[451]



208- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'tan faydalı ilim isteyin. Faydasız ilim­den de Alan'a sığının.”[452]

209- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'tan ihtiyaçlarımızı sabah namazlarında isteyiniz (İstekleriniz muhakkak yerine getirilir.)”[453]

210- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu beş dua muhakkak kabul olunur.

a) Öcünü alıncaya kadar haksızlığa uğrayanın du­ası.

b) Evine dönünceye kadar hacının duası,

c) Savaştan dönünceye kadar gazinin duası,

d) İyileşinceye kadar hastanın duası,

e) Mü'min kardeşinin ardından dua eden mü'minin duası,”[454]

211- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah korkusunu kalbine yerleştiresin günah­larını bağışlasın, nerede olursan ol, sana hayır yolunu aç­sın...”[455]

212- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sübhanallah, elhamdülillah Allah'ü ekber” cümlelerini birer birer on defa okuduktan sonra Allah'tan ne dilerseniz dileyin. Çünkü Allah” “Muhakkak yerine ge­tireceğim”, “muhakkak yerine getireceğim” diye seslenir.[456]

213- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her ihtiyacınızı Allah'tan isteyiniz. Ayakkabı bağınızı bile. Çünkü Allah sizi muvaffak etmediği tak­tirde ayakkabı bağını bile elde edemezsiniz.”[457]

214- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Vücudumuzun herhangi bir yerinde kızgınlık hissettiğinde sağ elinizi ağrıyan yerinize koyarak yedi de­fa sıvalayın ve her sıvalayışta da şu duayı okuyunuz: “Ağrıyan yerimin başıma açacağı felaketten Allah'ın kud­ret ve ululuğuna sığınırım.”[458]

215- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

En makbul dualar, arefe günleri yapılan dua­lardır. Benim ve benden önce gelen peygamber kesin oku­duğu en makbul sözleri şunlardır,

“La ilahe illallahu vehduhu la şerikelah lehul mül­kü ve lehülhamdü ve huve ala külli şey'in kadir. (Allah’dan başka Allah yoktur. O, birdir, O'nun eşi ve ortağı yok­tur. Varlık onundur. Hamd ve Sena O'na mahsustur. O her şeye gücü yeten Ulu'dur.”[459]

216- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“En iyi dua Allah’tan günahlarımızı bağışla­masını dilemektir.”[460]

217- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kendisine iyilik eden bir iyiliksevere dua eden kimsenin duası Allah katından asla geri çevrilmez.”

218- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sıkıntıya düşen bir kimse şu duayı okusun. “Allah’ım!... Rahmetini umarım. Göz açıp kapayacak ka­dar bile beni kendi başıma bırakma, her şeyimi düzene boy. Çünkü senden başka Allah yoktur.”[461]

219- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Yunus Peygamber balığın karnındayken şu duayı okuyordu:

“Senden başka Allah yoktur. Allahım seni bütün nok-banlıklardan uzak tutarım. Ben öz nefsime yazık edenler­den oldum.”

Bu duayı okuyarak her hangi bir dilekte bulunan müminin dileğini Ulu Allah muhakkak yerine getirir.[462]

220- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Haksızlığa uğrayan kimsenin duası günahkar bile olsa muhakkak kabul olunur. Çünkü günahı kendine aittir.”[463]

221- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Mümin kardeşinin ardından dua eden kimse­nin duası muhakkak kabul olunur. Dua ederken başucunda bulunan bir melek, “Amin, aynı şekilde senin için de dileğin yerine gelsin der”.[464]

222- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gizli olarak yapılan bir dua açık olarak yapılan yetmiş duaya denktir.”[465]

223- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dua, ibadetlerin ta kendisidir.”[466]

224- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dua ibadetlerin iliğidir, (özüdür)”[467]

225- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ezanla - kamet arasında yapılan dualar mu­hakkak kabul olunur.”[468]

226- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dua müminin öz silahı, dinin temel direği, yerin ve göğün nurudur.”[469]

227- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dua, kaza ve belaları defeder. Başkasına iyilik yapmak ise rızkı arttırır. Çünkü kul hiç şüphesiz, işlediği günahlar yüzünden rızkından mahrum kalabilir.”[470]

228- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dua, Allah'ın manevi silahlarla donatılmış güçlü bir askeridir. Kuşanmış olarak hazır vaziyette sahibinin bela ve musibetlerini rededer.”[471]

229- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sevgili peygamberimize ve O'nun temiz soyuna salat ve selam getirmedikçe yapılan dualar Allah katında kabul olunmaz.”[472]

230- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah'ım!.. Yolunda savaşan veya namaza ko­şan kullarına sağlık ve sağlamlık ver.”[473]

231- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dişiniz ağrıdığında, ağrıyan dişinizin üzerine şahadet parmağınızı koyduktan sonra yasini şerifin son yedi ayetini okuyun (O ağrıyan dişin ağrısı hemen diner).”[474]

232- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Vücudunuzun bir yerinde ağrı duyduğunuz­da acıyan yere sağ elinizi koyarak üç defa besmele çek­tikten sonra ardından yedi defa şu duayı okuyun:”

“Acıyan yerimin doğacağı felaketten sınırsız kudretin sahibi olan Allah'a sağınırım.”[475]

233- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gücünüz yettiğince çokça istiğfar etmeye ça­lışınız. Çünkü Allah katında en değerli ve sevimli ibadet istiğfar etmek (Allah'tan günahların bağışlanmasını istemek) dir.”[476]

234- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her dua sonunda muhakkak “amin” demek gerekir.”[477]



“Ey Rabbimiz! Unuttuk yahut yamldıysak, bizi tutup sorguya çekme. Ey Rabbimiz! Bizden evvelki ümmetlere bimiz! Takat getiremiyeceğimizi bize taşıtma, Bizden sadır olan günahlan sil; bağışla, bizi yargıla, bize merhamel et. Sen Mevlamızsm bizim. Artık kafirlere karşı da bize yardım et.

Peygamberimizin (a.v.) bir hadisi şerifi şöyle izah edilmektedir: Çekirdek kendisinden zuhur eden ağacın maddesi olduğu ve belki de geliştikten sonra dallariyle, yapraklariyle, ağaç suretinde zuhur eden şey, o çekirdekten ibaret bulunduğu gibi dünyada kazanılan ameller ve ahlak dahi ayniyle cennet ve ateş maddesi olup ahirette ve ebediyet aleminde Cennet ve Cehennem ve bunlardaki lezzetler ve elemler suretinde zuhur edecektir. Bir ayeti celilede Cehennem, bu dünyevî neş'ede imansızları ihata ' eden kötü ahlak ve batıl akidelerden ibarettir.

Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İçinizden en iyileriniz, günahı çok olduğu halde umutsuzluğa kapılmayıp da bol bol tövbe eden; Ulu Al­lah'a yönelerek O'na yalvarıp yakaranınızdır.”

Ey mü'min!.. Şu ibret dolu Allah kelamını düşün:

“Kötülük işleyenler veya kendilerine yazık eden­ler, bu hareketlerinden sonra Allah'a tövbe ederlerse, Al­lah'ın çok bağışlayıcı ve çok esirgeyici olduğunu görürler.”[478]



235- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Başınıza bir sıkıntı veya bir musibet geldiğin­de sizi ondan kurtaracak olan bir dua söyliyeyim mi?” (dinleyicilerin hepsi) “Söyle, ey Allah'ın elçisi dediler,”

“Öyley­se Yunus Peygamber'in balığın karnındayken okuduğu duayı okuyun (muhakkak sıkıntı veya musibetlerden kur­tulursunuz.”

“Lailahe illa ente sübhaneke inni küntü minnezzalimin (Alah'ım senden başka Allah yoktur. Seni her türlü noksanlıklardan uzak tutarım. Ben öz nefsime yazık edenler­den oldum.”[479]

236- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ey Esma! Sağ elini boynunda çıkan çıbanın özerine koy ve ardından da üç defa şu duayı oku:

Allah'ın ulu ismiyle başlarım. Allahım!... Katında sar­sılmaz bir itibara sahip olan temiz ve kutsal Peygamberin duaları hürmetine boynumdaki çıbanın acısında ve doğu­racağı felaketten sana sığınırım.”[480]

237- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ey gayra!.. Sağ elini kalbinin üzerine koy ve ardından da şu duayı oku:

Acın hemen dinecektir. “Allah'ın Ulu adıyla başlarım. Allahım... Bana dermanından derman, şifandan şifa, yaygın lütfundan zenginlik ver. Benden acını kaldır.”[481]

238- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şu özlü ve şümullü duayı çokça okuyunuz. Allahım!.. Bu dünyada da, öbür dünyada da bildiğimi ve bilmediğim tüm iyilikleri senden dilerim. Bu dünyada da, öbür dünyada da bildiğim ve bilmediğim tüm kötülükler­den de sana sığınırım.”[482]

239- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Bu hadis 102. hadiste geçmiştir. Lütfen bakınız.[483]



Ey mü'min!.. Bir daha asla günah işlemiyeceğihe kalbinin bütün samimiyetiyle karar verip and iç. -Yalnız Allah'ın takdir ettiklerinden kurtuluş mümkün değildir- tmkan ve şartlarının elverdiği nispette hak ve hukukunu çiğnediğin kimselerle helalleşmece bak. Helalliklerini alamadıklarından ötürü de affetmesi için Ulu Allah'a yalvar. Olaki haksızlığa uğrattıklarım senden hoşnut eder.

Vaktinde yerine getiremediğin üzerine borç olan kal­mış ibadetlerini kaza et. Sonra tüm vücudunu temizle, ellerini yıka, abdest al, dört rek'at namaz bittikten sonra Allah'tan başka her hangi bir fani varlığın göremiyeceği bir yere git ve orada yüzünü toprağa sür. Sonra başına toprak serp. En değerli uzvun olan yüzünü toprağa öylesine sür ki, iki gözün iki çeşme ırmak ırmak yaş akıtsın, gönlüm hüzün ve yalnızlık türküleri kaysın, hakir olan kı­sık sesin hıçkırıklara karışsın. İşlediğin günahlarını bir bir ortaya dök.

“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra, kalblerimizi batıla meylettirme. Kendi yanından bir rahmet bağışla. Şüphesiz sen, ziyadesiyle bağışlıyansın.”[484]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com