Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Namazın Hakikati

Namazın Hakikati


Namaz kılacak olanın önce niyyet etmesi, Kâ'beye dönmesi ve kendi­ni Allahü Teâlâ’nın huzurunda bulması ve Allahü Teâlâ’nın Şuarâ sûresi, ikiyüz onsekiz ve oridokuzuncu âyetlerinde: “Gece teheccüde kalkınca ve farz namazım kılarken, kıyam, rükû' ve secde vaktinde seni gören rabbine tevekkül et” ve hadîs-i şerifte: “Allahü Teâlâ’ya onu görür gibi ibâ­det eyle, zira sen onu görmüyorsan, o seni görüyor” ma'nâlarına uyarak kendinin Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğuna ve herhalde kendini Al­lahü Teâlâ’nın gördüğüne inanması, şübhe etmemesi, farz namazlarını edâ veya kazaya niyyet etmesi, ellerini kulaklarının yumuşağına kaldır­ması lâzımdır.[517]



256- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, sabah namazından sonra güneşin doğuşuna, ikindi namazından sonra güneşin batışına kadar başka namazların kılınmasını nehyetmiştir”.[518]

257- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, gündüz güneş senanın tam ortasından, batıya doğru kayıncaya kadar, cumanın dışında diğer günlerde namaz 'kılınmasını nehyetmiştir.”[519]

258- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili Peygamberimiz, namazda, su ve çorba gibi sıvı maddelere üfürülmesini nehyetmiştir.”[520]

259- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili Peygamberimiz, yatsı namazını kılmazdan evvel uyu­mayı, kıldıktan sonra da dünyalığa ait sohbet etmeyi sevmezdi.”[521]

260- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, yorgan gibi kolsuz bir kürk ve cübbesiz sadece bir don ile namaz kılmayı nehyetmiştir.”[522]

261- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kargaların buğday tanesini toplaması gibi, süratle namaz kıl­mayı, yırtıcı bir hayvan gibi secdde ellerle dirseklerin yere dayanılmasını, devenin kendisine yer tahsis ettiği gibi kişinin cami de yer ayırmasını yasak etmiştir.”[523]

262- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili Peygamberimiz, insanların camilerde birbirleriyle, mücadele etmesini nehyetmiştir.”[524]

263- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Üç kimse vardır ki, kıldıkları namazlar m sevabı bir karış dahi kendilerinden ileriye gidemez.

a) Milletin istemediği bir imamın namaz kıldırması

b) Kocasıyle dargın olan bir kadının geceyi yalnız başına geçirmesi.

c) İki Müslümanın birbiriyle dargın olup konuşmaması.”[525]

264-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Güneş batar batmaz akşam namazını kılınız. Ve semada bulu­nan yıldızlar görünmezden evvel akşam namazını kılmak için acele ediniz.”[526]

265- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Akşam namazını kılmadan evvel iki rekat sünnet kılınız. Çün­kü bu, kılmak isteyenler için sünnet bir namazdır.”[527]

266- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“İki ve dört rekat dahi olsa gece namazı kılınız. Devamlı gece namazı kılan bir ev halkını, unutarak kılamadığı gecelerde bir melek, "Ey ev halkı kalkınız unuttuğunuz gece namazını kılınız "diye onları uyandırmağa çalışır.”[528]

267- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“İmanlı olan ölülerinizin ( iyi veya kötü olsun ) cenaze namazı­nı kılınız. (düşman cephesinde bulunan ) amirinize (iyi veya kötü ol­sun ) itaat ederek biklikte sevaş ediniz.”[529]

268- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Gece veya gündüz olsun ölülerinizin cenaze namazını mutlaka kılınız.”[530]

269- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kuşluk namazını güneş yükselip sıcaklık şiddetlendiği vakitlerde kılınız.”[531]

270-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Herhangi bir zaruretten dolayı oturarak namaz kılanın seva­bı, ayakta kılan kimsenin sevabının yarısı kadardır.”[532]



İki el kalkarken, sanki kendisi ile Allahü Teâlâ arasındaki perdeler kalkıp, öyle bir makama ulaşmıştır ki, kendisinin her hareke­tini gören, kalbine gelen her düşünceyi bilen Allahü Teâlânın huzurunda ve nazarındadır. Etrafına bakınmak, başka şeyle meşgul olmak, dalgınlı­ğa ve gaflete gelmek o makamda olamaz diye bilmelidir. Bunun için na­maz kılarken secde yerine bakıp, sağma soluna bakmamah, başını gökyü­züne kaldırmamahdır. Kendisi duyacak kadar sesle Sübhânekeyi oku­malıdır. Bu esnada her şey'ini, her gizliliğini bilen Allahü Teâlâ’ya hitâb ettiğini bilmelidir.



271- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Cemaatle kılman namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha üstündür.”[533]

272- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kişinin camide cemaatle kıldığı namaz, kendi evinde veya bu­lunduğu sokak-ve mahallesinde cemaatsiz olarak kıldığı namazdan 20 beş derece üstündür. Çünkü birinin tam bir abdest alıp, namaz kılmak için camiye gelirse, her adımı için Hz. Allah bir derecesini yük­seltir. Ve bu durum camiye gelinceye kadar devam eder. Camiye gir­diği andan ibibaren -orada namaz için beklediği müddetçe namazın, içindeymiş gibi olur. Kıldığı yerden ayrılmadığı müddetçe melekler kendisine selavat getirirler ( istiğfar ederler ) ve şöyle derler:

“Allahım bu adamın günahlarını affet, tevbesini kabul buyur.” “Bu durum başkalarına eziyet etmediği ve abdesti bozulmadığı müddetce devam eder.”[534]

273- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Namaz kılanlar arasında en fazla sevap kazananlar, evi cami­den sırasıyle en uzak alanlardır. Yatsı namazını bekleyip imam ile birlikte kılanların sevabı, imamı beklemeden tek başına kıldıktan son ra uyuyan kimselerin sevabından kat kat üstündür.”[535]

274- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Bilmiş ki, ol ki, Allah için yapacağın bir secde bir dereceni yükseltip bir günahını da sildirir.”[536]



Fatihayı okurken: “Yalnız sana ibâdet ederiz ve yalnız senden yardım bekleriz. Bize sırât-i müştekimi ihsan eyle” dediğinde kendisinin ne söylediğini düşünmelidir. Kime hitâb ettiğini bilmelidir. Bununla beraber namazda yanümamasma dikkat etmelidir. Fatihadaki on şeddeyi (bir harfi çift okumağı) gözetmelidir. Ma'nâyı bozacak nağ­meden çok kaçınmalıdır. Hanbelî mezhebinde namazda Fatiha okumak (Şâfiîde olduğu gibi) farzdır. (Hanefi mezhebinde ise vâcibdir. Kırâet farzdır). Bununla beraber kendini sırat üzerinde duruyor, sağında Cen­net, solunda Cehennem bulunuyor görmelidir. Namazı doğru olduğunda Allahü Teâlâ’dan Cenneti isteyici Cehennem azâbından kendini koruma­sını dileyici olduğunu bilmelidir. Bunların hepsi kalbin yakîni ve ak­lın hâzır olmasıyla elde edilir. Bununla beraber bir namaz şübhesiz Al­lahü Teâlâ’ya arzolunur ve onun için namazdan ancak Allahü Teâlâ katın­da makbul olan sahih olur diye inanmalıdır. Sonra zamm-ı sûre olarak dilediğini okumalıdır. Bir sûreyi tam okumak, bir sûrenin başından, ortasından veya sonundan okumaktan iyidir.[537]



275- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“İyiliklerin en üstünü, vaktinde kılınan namaz bir de anne ve babaya iyilik yapmaktır.”[538]

276- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Farz namazlardan sonra en üstün namaz gece namazı, ramazandan sonra en üstün oruç ise muharrem ayında tutulan oruçtur.”[539]

277- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kulun Rabbisine en yakın olduğu yer secde halidir. Öyle ise secde de çok dua ediniz.”[540]

278- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kulun Rabbisine en yakın olduğu yer ve vakit, gecenin en son vaktidir. Sen de Allah'a yakın olanlardan olmak istiyorsan o saatte zikirde bulun.”[541]

279- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Namazı kıl, zekatı ver, ramazan orucunu tut, haç farizasını yap, öyle ibadetlerini yerine getir, akrabalık bağlarım sağla, misa­firlerini ağırla, iyilikle emret, kötülüklerden nehyet, hakkın dolaştığı yerde dolaş.”[542]

280- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Saflarınızı düzgün yapınız. Çünkü düzgün safların arasına me­lekler girer. Omuzlarınızı aynı hizada tutunuz, boşlukları kapatınız, din kardeşinizin eli ile çekildiğiniz zaman iyilikle karşılayınız. Şeytana boşluk bırakmayınız. Safların arasını kapatan kimselere Allah yardım eder. Kapatmayanlardan da ilgisini keser.”[543]



Okurken, okuduğunu anlama­ğa dikkat etmelidir. Cemâatten olanlar da, imam sesli okuyunca, ona kulak verip, anlamağa çalışmalıdır. Okunan şeylerden va'z şeklinde olan­lardan nasihat, tehdîdlerden uyanmak ve bununla amel etmeğe niyet etmelidir. Sûrenin sonuna kadar böyle devam etmelidir. Zamm-ı sûre­den sonra acele ile rükû'a gitmemeli, kırâel ile rükû' aracını ayırmalıdır. Sonra rükû'a gitmelidir.

İkinci rek'atı da böyle kılmalıdır. Birinci teşehhüde oturduğunda, sol ayağı üzerine oturup, sağ ayağını dikmelidir. Parmaklarını da kıbleye doğru tutmalıdır. Sol elini sol, sağ elini sağ oyluğu üzerine koymalıdır. Teşehhüdde Ettehıyyâtü'yü okumalıdır. Sonra tekbîr ile kalkıp, yalnız Fatihayı okuyup, rükû' ve secdelerini yapmalıdır. Son teşehhüdde tehıy-yattan soma Allahümme salli ve bârik dualarını okumalıdır. Sonra Rab­bena âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azâbennâr gibi bir düâ okumalıdır. (Sonra Allahümme innî eûzii bike min hemezâtişşeyâtin demelidir). Yalnızsa başka düâ edebilir. İmam ile bu kadarla yetinmelidir. Müstehabdır. Cemâatten bekliyemiyecek durumda olanlar olabilir. Sonra selâm vermelidir.[544]



281- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Saflarınızı düz ve sık yapınız. Varlığın kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, şeytanın saflarınız arasında boz ve çirkin olan bir koyun gibi dolaştığını görüyorum.”[545]

282-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kabir azabının çoğu ( kurutulmayan ) bevilden olacaktır.”[546]

283- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Çok secde yapınız. Hz. Allah mü'münin yapacağı her secde ve karşılık, bir derecesini yükseltip bir günahını da siler.”[547]

284- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biz namazların akasinde otuz üç kere “sübhanlalah” otuz üç kere “elhamdülillah”", otuz üç kere “Allahü Ekber” demeğe emrolunduk.”[548]

285- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Hz. Allah bir namaz için size mühlet vermiştir. Halbuki o na­maz sizin için (Arabların geçimini sağlayan ve en çok sevilen) kırmızı develerden daha hayırlıdır. O vitir namazıdır ki, yüce Allah, yatsı ile şafak arasında kılınmasına müsaade etmiştir.”[549]

286- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz safları bitiştiren kimselere Allah rahmet, melekler de istiğfar eder. Kim safların arasındaki boşlukları doldurursa Yü­ce Allah o kimselerin derecelerini yükseltir.”[550]

287- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Hz. Allah ve melekleri birinci safta yer alan kimselere selavat getirirler.”[551]

289- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Hz. Allah din azimetlerinin yapılmasını sevdiği ( öğle namazı­nı dört rekat kılmak ) gibi, ruhsatlarının ( seferi namazlar gibi ) ya­pılmasını da sever.”[552]

290- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz öylesine namaz kılanlar vardır ki, namazdan döndü­ğü vakit ancak kıldığı namazın sevabından onda biri, dokuzda biri, se­kizde biri, yedide, altıda, beşte, dörtte ve üçte biri veya yarısı yazılır.”[553]

291- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz kişi namaza durduğu vakit, -Hz. Allah rahmetiyle ona yönelir. Taki namazdan ayrılmadığı ya da abdesti bozulmadıgı müd detce ondan rahmet nazarını çevirmez”.[554]

292- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz ayveya güneş, birisinin ölmesi ya da doğması için tu­tulmazlar. Her ikisi de Allah'ın varlığının açık delilidir. Yüce Allah, bunların tutulmasıyle kullarını korkutur. Ay ya da güneşin tutulduğu­nu gördüğünüz zaman açılıncaya kadar namaz kılıp dua ediniz.”

293-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz insanlar, kıyamet günü sırasıyle cuma namazına er­ken veya geç gitmelirine göre Allah'a yaklaşıp makamlarına oturacaklardır.”[555]

294- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Cennetin etrafında anlamı bilinmeyen çok tatlı nağmeler işitilir.”[556]



Bunların hepsinde namazın akıbetinden korku üzere olmalıdır. Çünkü namaza çağıran Allahü Teâlâ’dır ve namazı emreden O'dur. Namazı doğru olursa, sevabı verecek yine Allahü Teâlâ’­dır. Doğru olmazsa ikab edicidir. Namazı bitirince şeriata ve ilme uygun olup olmadığına dikkat eder. tüm ve şeriat doğruluğunu bildiriyorsa, na­maz kılan Allahü Teâlâ’ya hamd ve setıâ etsin ki kendisine böyle namaz kılmağı nasîb etmiştir. Namazında noksanlık bulursa, Allahü Teâlâ’ya tevbe ve istiğfar etsin, sonra kılacağı namazda çok gayret göstermeği gözetsin. Kabûl olan namaz için acık alâmetler olduğu gibi, kabul olunmıyan namaz için de alâmetler vardır.[557]



295- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz kişinin kılacağı namazı uzun, okuyacağı hutbeyi kısa okuması gerçekten bir bilgiye sahip olmasının delilidir. Öyleyse na­mazınızı uzunca, hutbenizi de kısa yapınız. Muhakkak bir kısım söz­ler sihir gibi cazibeli ve tesirlidir.”[558]

296- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Cemaatin araştırmasına rağmen namaz kıldıracak liyakatli bir imamın bulunmaması kıyamet alemcilerinden birisidir.”[559]

297- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz günlerin en üstünü cuma günüdür. Çünkü, o günde ba­bamız Adem Peygamber yaratılmış ve aynı günde de vefat etmiştir. Yine o günde kıyametin kopacağını ilan eden sur'a üfürülerek ve insanların ölmesine sebep olan sağka" adındaki sur'â yine cumagünü üfür ülecektir. O kıyametin tehlikesinden emin olmak istiyor sanız, ba­na cuma günü çokça selavat getiriniz.” Çünkü getireceğiniz selavatlar bana olduğu gibi arzedilir. Orada bulunan sahabiler dediler ki,

"Ya, resulalah, nasıl size arzedilir? Sizler de ölüp çürüyecek değilmisiniz? " Sevgili peygamberimiz:

" Hayır, Yüce Allah peygamberinin cesetlerini çürütmeyi toprağa haram kılmiştır. Onlar her zaman sağ­dırlar.”[560]

298- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Camiye yakın olan bir evin üstünlüğü, (düşmanla savaşan) gazi bir kimsenin, evinde oturan kimseden üstünlüğü kadardır.”[561]

299- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazan ayındaki cuma gününün üstünlüğü (diğer cumalara nazaran) Ramazan ayının diğer aylardan üstünlüğü gibidir.”[562]



Kabul olan namazın alâmeti, Ankebût sûresi kırkbeşinci: “Muhakkak ki namaz insanı aklen ve şer'an çirkin, kötü ve yasak olan şeylerden alikoyar. Allahü Teâlâ’yı hatırlamak tâatîn en büyüğü ve üstünüdür” âyet-i kerîmesinin ma'aâsıdır. Buradan anla­şılıyor ki, namaz sahibini fahşâ ve münkerden, ya'nî kötü, çirkin ve ya­sak olan şeylerden men'eder. Sahibini iyiliğe teşvik edici, doğru yolda bulundurucu, fazla amel ve iyilik yaptırıcı, sevablara yaklaştmcı, çirkin ve günah olanlardan uzaklaştırıcı, günah ve hataları aşağı görmede iyi ve yeni niyyetlere götürücüdür.

Bu bildirdiklerimizde imam olsun veya yalnız kullar olsun aynıdır.[563]



300- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Misvak kullanarak kılınan bir namaz, misvaksiz olarak kılınan namazdan yetmiş kat daha üstündür.”[564]

301- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Namazın ilk vaktinin son vaktine üstünlüğü, kıyamet aleminin dünya alemine üstünlüğü kadardır.”[565]

302- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Mescidi Haramda kılınan bir namaz, başka bir camide kılı -nan namazdan yüz bin kat daha üstündür. Benim mescidim de kılman namaz, başka mescitte kılanan namazdan bin kat, Beytül Makdis de kılınan namaz ise, başka mescitte kılınan namazdan beş yüz kat daha üstündür.”[566]

303- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Cemaatle kılman bir namaz, yalnız olarak kılınan namazdan, yirmi beş derece daha üstündür.”[567]



“Evde kılman sünnet namazının camide kılman sünnet namazına üs­tünlüğü, cemaatle kılman bir namazın, tek başına kılınan namaza üs­tünlüğü kadardır.”[568]

304- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Toplu olarak kılman namaz tek olarak kılınan namazdan yirmi beş kat daha üstündür. Gece ve gündüz nöbet bekleyen melekler, sabah namazında hep bir araya toplanırlar.”[569]

305- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Gece kılınan nafile namazın gündüz kılınan nafile namaza üs­tünlüğü, gizli verilen sadakanın açıktan verilen sadakaya üstünlüğü kadardır.”[570]

306- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“(Nafile namazın ) her iki rekatında selam vardır.”[571]

3 07- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Namazların her iki rekatının sonunda teşehhüd ver.”[572]

308- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sünnet namazların her iki rekatında teşehhüd ve selam, Peygamlerlere ve onlara tabi olanlara gereklidir.”[573]

3 09-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Fatiha süresi bütün rekatlarında okunmayan bir namaz noksandır.”[574]

310- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sade bir tebessümle gülmek namazı bozmaz, fakat kahkaha ile gülmek namazı (hem de abdesti ) bozar.”[575]

311- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, ( birinci rekatın kıraati, ikinci rekat­tan daha uzun olsun diye ) namazda ayetleri kalben sayarak okurlardı.”[576]

312- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, yolculuk esnasında namazını bazen kısaltır, bazen de tam olarak kılardı. Orucunu da bazen bozar bazen de tutardı.”[577]

313- Sevgili peygamberimiz, Kur1 an-1 Kerim'i okurken her ayet arasında bir müddet dururdu. Mesela: “Fatihayı okurken, " Elhamdülilllahi Rabbil Alemin " der, biraz bekledikten sonra " Errahmanirrahim" der biraz daha bekler, sonra diğer ayete geçerdi.”[578]

314- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz, gece namazlarını hiç ihmal etmezler­di. Hasta ve yorgun oldukları zaman oturarak kılarlardı.”[579]

315- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz hazerde, seferde, sihhatte ve hasta iken hiç bir zaman sabah namazının ilk iki sünnetini terk etmiştir.”[580]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com