Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Konu: Hakiki Müminlerin Vasıfları

Konu: Hakiki Müminlerin Vasıfları


1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Mümin, müminin aynasıdır.”[518]



Bir insan aynaya baktığı zaman, kendisinin güzel ve kusurlu yönlerini gördüğü gibi, mümin bir kimse de, diğer bir mümine baktığı za­man, kendi kusur, ayıp ve güzel taraflarını görür.



2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Mümin, müminin aynası ve kardeşidir. Din kardeşinin namus, şeref ve bütün işlerini korur, mümkün olan işlerini ise görür. Olmadığı zamanlarda (onu aratmadan) işlerini yapar”[519]

3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Müminler birbirlerine karşı, taşları birbirini tamamlayıp kilitleyen bir duvara benzer.”[520]

4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, gerek eli, gerekse dili ile müminlerin can ve mallarına zarar dokundurmayan kimsedir. Muhacir ise, (Yurdunu terkeden değil) Allah'ın haram kıldığı şeyleri terkeden kimsedir.”[521]

5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, tek bir barsağıyla, kâfir ise yedi barsağını do­yuruyor.”[522]



Açıklama:

Mümin, bir barsağmı doyuruyor sözünden maksat az yemesi, yani tokgözlü olması, kâfirin ise çok yemesi yani açgözlü olmasıdır.[523]



6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, (ölüm anında) şakaklarının teriyle tanınır.[524]



Açıklama:

Hakiki bir mümin, ölüm anında çok eziyet çekmesinden dolayı, şakak­larından ter döker ve böylece ahiret aleminde hak ettiği azabının tümünü ölüm anında vererek fani hayattan ayrılır. Oysa kâfirin durumu çok daha değişiktir. Kâfir bir kimseyi, ölüm anında çektiği azabtan çok ahîrette çe­keceği azab bekler.[525]



7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hakiki bir mümin, başkalarını seven mümindir. Sevmeyen ve sevilmeyen kimseler faydalı değildirler. İnsanların en iyisi, başkalarına faydalı olandır.[526]”

8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hakiki bir mümin, (dinine aykırı olan kötülüklere karşı) hiddetle gelendir. Allah ise, daha fazla hiddete gelir.”[527]



Hakiki bir mümin, dinine aykırı bir hareket gördüğü zaman, anın­da harekete geçip onu oiduğu yerde yek etmeğe çalışmalıdır. Çünkü kö­tülükler olduğu yerde imha edilmediği takdirde, geçici bir hastalık gibi olduğu yerde kalmayıp etrafa yayılır. Böylece dinsizlik, ahlâksızlık bugün önü alınmayıp her tarafa baş gösteren salgın hastalık halini almıştır. Böyle hastalıklardan Allah cümlemizi korusun. Amin...[528]



9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, (herkesi kendisi gibi bildiğinden) aklanan, fa­kat ahlâkı güzel olandır. Kâfir aldatıcı olduğu gibi, ahlâkı da kötü olandır.”[529]

10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçekten mümin her durumda iyidir. (Allah'dan gelen iyilik ve musibetlere karşı rıza gösterir.) Allah'a hamdû senada bulunarak ruhu iki kanadının arasında uçup gider.”[530]

11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, (işlediği kötülükleri iyilik yapmakla karşıla­yan) kefaret sahibidir.”[531]

12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İnsanlar (ve cemiyetler) arasına karışarak eziyetlere taham­mül eden müminler, insanların arasına karışmayan ve eziyetlerine sebat göstermeyen müminlerden daha üstündür.”[532]



İmanını ve dini ahlâkını bozmadan toplum arasında yaşayan kimseler elbette ddaha üstündür. Çünkü o, kuvvetli bir imanın sahibi ol­duğunu ortaya koyup, binlerce cahile doğruluk yolunu göstererek İslahına çalışan kimseler, toplumdan kaçıp tenha yerlerde tek başına yaşayan mü­minlerden daha üstündür.[533]



13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Mümin, müminin kardeşidir. (Kendisinden gelen iyilik veya kötülük gibi) her halinde nasihatini terketmez.”[534]

14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, öylesine kolay ve yumuşak bir ahlâka sabipdir ki, onu ahmak zannedersin.”[535]

15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, (devamlı olarak şeytanın hücumuna maruz kaldığından kötülüklere karşı zayıf bünyeli, fakat açtığı günah yaralarını tövbe ile) yamalayandır. Said (şuurlu, mutluluğu bilen ıkimse), tövbe ya­masının üzerinde ölendir.”[536]

16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hakiki bir mümin, her yönüyle faydalıdır. Onunla yürür, tanı­şır ve ortaklık yaparsan, sana menfaati dokunur. Çünkü müminin yaptığı her iş yararlıdır.”[537]

17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin öylesine kolay ve yumuşak huyludur ki, o, gö­türülmek istendiğinde kayanın üzerinde olsa bile, (sahibine) itaat ederek çöken bir deveye benzer.”[538]



Hakiki, şuurlu ve imanı tam bir mümin, devenin sahibine itaat etmesi gibi, Allah'ına, peygamberine ve dininin emirlerine itaat eder. Çün­kü mümin, deveden daha aşağı bir varlık değildir. Deve görevini nasıl ar­zu ile yapıyorsa, müminde; Allah'a, peygambere ve dine karşı olan görev­lerini içten gelen bir aşk ile yapmalı ve böylece hakiki bir mümin oldu­ğunu ortaya koymalıdır.[539]



18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek müminin verdiği sözü yerine getirmesi vacibtir.”[540]

19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cimrilikten daha kötü bir hastalık varmıdır?” [541]

20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hakiki bir mümin, hurma ağacına benzer. Hurma ağacından ne koparırsan sana faydası dokunur.”[542]

21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek ve gerçek olmayan dört kısım mümin vardır:”

a) Kur'an-ı Kerim-i okuyarak (içindeki Allah'ın emirlerine göre ha­reket eden) bir mümin, kokusu hoş ve tadı güzel olan bir turunca ben­zer.

b) Kur'an-ı okumayan bir mümin, tadı güzel, kokusu olmayan hurma­ya benzer.

c) Kur'an-ı okuduğu halde O içindekilerine inanmayıp, buna rağmen imanlı olduğunu iddia eden) bir münafık, tadı acı, kokusu güzel olan reyhan çiçeğine benzer.

d) Kur'an-ı okumayan (fakat imanlı olduğunu iddia eden) bir müna­fık; tadı acı, kokusu olmayan hind kavnununa benzer.”[543]

22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gerçek mümin, içi mamur, dışı harabe olan bir eve benzer. İçine girdiğinde her yanı güzel bulursun. Kâfir bir kimse ise, dışı beyaz ve güzel olan bir kabre benzer. Dışı görende hayranlık uyandırır. Fakat içi aslında pis kokularla doludur.”[544]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com