Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Diyetler

Diyetler


1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şibh-i amd'ın diyeti, amd'ın diyeti gibi mugallaza'dır. Şibh-i amd'ın faaili öldürülmez.”[919] Ebû Davut bu hadisi İbn-i Amrbin El-As’ da rivayet etmiştir.



Şibh-i Amd: Katli meşru olmayan bir insanı âlât-i câriha'dan sayılmayan bir şeyle kasden öldürmek ki, bunun adına İslâm hukukunda şibh-î amd, yani yarı kasıt denilmektedir.

Amd; Kasten ve âlât-i câriha'dan biriyle öldürmek. Musallaza: Diyet-i mugaliaza: Hıkka ve cezalardan otuzar ve yüklüler­den kırk olmak üzere yüz devedir.[920]



2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kadının diyeti, erkeğin diyetinin üçte birine varıncaya dek onun diyeti kadardır.”[921] En-Nesrî bu hadisi İbn-i Amr bin El-Âss'dan riva­yet etmiştir.



Kadının diyeti, erkeğin diyetinin üçte birine kadar eşittir. Ancak üçte birden sonra kadının diyeti, erkeğin diyetinin yarısı kadardır.[922]



3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bir aşiret'e (mensup kişiler) in diyetleri bütün aşiret hatkının üzerine düşer.”[923] Ahmet ve Müslim bu hadisi bir'den rivayet etmişlerdir.



Bir aşiret içinde yanlışlıkla işlenen cinayetlerin kan bedeli, yan­lış cinayeti işleyen tarafından değil, bütün aşiret halkı tarafından öden­mesi gerekir.[924]



4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Zimmîlerin diyeti Müslümanların diyetinin yarısı kadardır.”[925] En-Nesâî bu hadisi İbn-i Ömer'den rivayet etmiştir.

5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kasıtlı işlenen cinayette kısas ve yanlışlıkla işlenen cinayette diyet vardır”[926] Et-Taberânî bu hadisi Amr bin Hizâm'dan rivayet etmiştir.

6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Muâhed'in (zimmî veya müttefikin) diyeti, hürrün diyetinin ya­rısı kadardır.”[927] Ebû Davut bu hadisi İbni Ömer'den rivayet etmiştir.

7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kâfirin diyetinin tutarı, Müslümanın diyetinin yarısı kadardır.”[928] Tirmizî bu hadisi İbn-i Amr bin El-Âss'dan rivayet etmiştir.

8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Zimmînin diyeti, Müslüman diyeti kadardır.”[929]

9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“El ve ayak parmaklarının diyeti eşittir. Her biri için ödenen bedel on devedir.”[930]



Hadisi şerifin özeti: Bir kimsenin başka birisinin kopardığı bir parmağın kan bedeli 10 devedir. İki parmağın kan bedeli ise 20 devedir. Ayak ve el parmakları bu konuda eşittir.[931]



10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ev, harem (kutsal yer) dir. Her kim sana saldırarak haremine girerse onu öldür.”[932] Ahmet ve Et-Taberânî bu hadisi Ubâde bin Es-Sâmit'ten rivayet etmişlerdir.

11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Meryem'in oğlu İsa, bir adamı hırsızlık ederken gördü ve ona:

“Çaldın mı?” diye sordu. Adam:

“Kendisinden başka gerçek tanrı bulun­mayan zat'a yemin ederim ki, hayır!..” diye karşılık verdi. Bunun üzerine İsa şöyle dedi:

“Allah'a inandım ve gözümü yalanladım.”[933] Buharî ve daha başkaları bu hadisi Ebû Hüreyre'den rivayet etmişlerdir.



İsa peygamber, bir adamın hırsızlık yaptığını görünce kendisi­ne şöyie sordu:

“Hırsızlık mı yaptınız?”

Adam:

“Hayır, Allah'ın birliğine yemin ederim ki, herhangi bir şey çalmadım.”

İsa peygamber, adamın böyle demesi karşısında;

“Ben, Allah'a iman ettim. Gözlerimin gördüğünü yalanlıyorum,”

İşte... Böyle bir şüphe, hırsızlık konusuna girince, hırsızlık yaptığı id­dia edilen adamın eli kesilmek cezasından kurtuldu.[934]



12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kulakta yüz deve ve akılda yüz de (diyet) vardır.”[935] El- Beyhakî bu hadisi Muâz'dan rivayet etmiştir.

13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dilde, konuşmayı önlediği takdirde (tam) diyet vardır. Erkek­lik uzvunda, haşefe kesildiği takdirde (tam) diyet vardır. İki dudakta da tam diyet vardır.”[936] İbn-i Adiyy ve daha başkaları bu hadisi İbn-i Ömer'den rivayet etmişlerdir.

14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yanlışlıkla işlenen cinayetin diyetinde hıkka, cezea, bint-i me­haz, lebûn ve ibn-i mehaz'dan yirmişer olmak üzere yüz deve vardır”[937] Ebû Davut bu hadisi İbn-i Mes'ûd'dan rivayet etmiştir.

15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şahit olarak kılıç yeter.”[938] İbn-i Mâce bu hadisi Seleme bin El-Muhabbak'tan rivayet etmiştir.



Hadisin sebebi:

Şer'î cezalara dair ayetler inmişti. Çok kıskanç kişi olan Ebû Sâbit'e

“Karın Ümm-î Sâbit'in yanında bir adam bulsaydın ne yapardın?” diye so­ruldu.

“İkisini de kılıçtan geçirirdim.” karşılığını verdi ve şöyle devam et­ti.

“Dört şahit getirinceye kadar bekleyecek miydim? Adam da işini görür ve giderdi. Veya şöyle, böyle mi oldu, diyecektim! O zaman da bana kar zif (zina iftirası) cezası verilir ve ömür boyu şahitliğim de kabul edilmez­di.” Ebû Sâbit'in bu sözleri Peygamber Efendimize iletilince bu hadîsi şe­rifi buyurdular. Hadis, meseleye kılıç tarafından bir had koyulduğu anla­mını taşımaktadır: Bazıları bu hadise dayanarak koca hakkında kısas lâzım gelmeyeceğine kail olurken kimi de kısas gerektiği hükmüne varmıştır.[939]



16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Doktorluğu bilinmediği (halk arasında doktor olarak tanınma­dığı) halde tedavi eden kişi, (sebebiyet verdiği zararı) tazmine mecbur­dur.”[940] Ebû Davut ve birçokları bu hadisi İbn-i Amr bin El-Âss'dan rivayet etmişlerdir.

17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kesici âletten başkasıyle (öldürücü olmadığı genel olarak ka­bul edilen bir aletle) işlenen suç yanlışlık suçudur ve her yanlışlık suçu için diyet vardır.”[941] Et-Taberânî bu hadisi En-Nu'mân bin Beşîr'den rivayet etmiştir.

18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kan bedelini aldıktan sonra öldüren kişiyi affetmem.”[942] Et-Tayâlisî bu hadisi Câbir'den rivayet etmiştir.



Bu hadisin şerhinde ilim adamları şöyle demektedirler: Adam öldüren kişi kısas olarak öldürülür. Ancak ölüm, kılıç gibi keskin ve yara­layıcı olmayan bir aletle vuku bulmuş ise bu durumda kısas değil, diyet lâzım gelir. [943]



19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kasten suç işlediğini kabul eden katilin akrabalarına kan bedelinden hiç bir şey yüklemeyiniz. (Zira böyle bir cinayetten mütevellit olan kan bedeli katile aittir.)”[944]



Diyetin, katilin asabesi tarafından ödenmesi için yalnız katilini itirafı yeterli bulunmamaktadır. Suç, hukukî yönden ispatlanmış veya asa-be tarafından da kabul edilmiş olması şarttır. Asabe, katilin baba tarafın­dan akrabası olup diyeti ödemekle yükümlü olan kişilerdir.[945]



20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yanlışlıkla işlenen bir cinayetin kan bedeli katilin akrabalarına yüklenir. Düşürülen bir ceninin kan bedeli bir köle veya cariye vermektir. (Veya bunların karşılığı verilecektir.)”[946]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com