Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Konu: Kıyamet Ve Fitneleri
Konu: Kıyamet Ve Fitneleri
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İslâm beldeleri arasında en son yıkılacak olan yer, Medine olacaktır.”[1022]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Peygamberimiz bu hadisi parmaklarını birbirine giriştirerek dile getirdi ve şöyle anlattı: “İnsanların verdikleri sözlerine sadık kalmadığını ve emanete ihanet ettiklerini gördüğün zaman; evinde otur, diline hakim ol, Allah'ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçın, sana ait olan işlerine sarılıp amme işleriyle uğraşmayı bir yana bırak.”[1023]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yaşayan bir kavmin, yerin yarılmasıyla gömülüp kaybolduğunu işitiğiniz zaman, biliniz ki, kıyametin kopması yaklaşmıştır.”[1024]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Din ve devlet işleri, ehli olmayan (soy, sopatı belirsiz); teslim edildiği zaman, kıyametin kopmasını bekleyiniz.”[1025]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Sahabiler, hanefi ve şafii mezheplerinin imamları gibi) geçmiş büyüklere küfür edecek olan bu ümmetimiz sonrakilere karşı, o büyükler hakkında gelen hadisleri gizleyen (böylece onları müdafaa etmeyen) kimseler, Allah'ın bana indirdiklerini gizlemiş (inkâr etmiş) olur.”[1026]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç yerde hiç kimse, bir başka kimseyi düşünemeyecektir:”
a) “İlâhi terazide iyilik ve kötülükler tartılırken, kişinin iyiliklerinin konulduğu terazinin kefesinin ağır mı yoksa hafif mi geleceğini bilinceye kadar,
b)“Allah'ın emri olan kitabınızı alıp okuyun” denilerek herkesin eline amel defteri verildiğinde, kişinin kitabının sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı verileceğini anlayıncaya kadar,”
c) Allah'ın dilediği kimseyi düşüreceği engelleyici çengellerle donatılmış, cehennem üzerine kurulu sırat köprüsünden geçekken, kişinin geçecek miyim, yoksa bu engellerden birine takılıp düşecekmiyim diye düştüğü kaygıdan kurtuluncaya kadar, hiç kimse, bir başka kimseyi düşünemeyecektir.”[1027]
Hadisin sebebi: Validemiz Hz. Ayşe'nin günün birinde cehenne mi hatırlayarak ağladığını gören peygamberimiz bunun sebebini sorunes Hz. Ayşe:
“Cehennemin içindeki azabın, ateşin çeşitlerini hatırladım, bunun için ağladım” sonra tekrar devam etti:
“Ya Resulûllah! Kıyamet gününün bu kadar zor ve dehşetli olmasına rağmen, herkes ailesini düşünecek mi? Bunun üzerine sevgili peygamberimiz,
“Ya Aişe! Kişi, kıyamet gün karşılaşacağı olaylar karşısında bir başkasını düşünemez” diyerek hadis de olduğu gibi buyurmuşlardır.”
Çocuğun anne veya babasına benzemesinin hikmeti; erkeğin mayası kadının mayasından önce ana rahmine dökülürse, çocuk babasına, kadının mayası daha önce dökülürse, çocuk annesine benzer.[1028]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyametin kopması için gereken şartlardan birisi, İnsanları batıya kaydıracak Doğudan bir ateşin çıkması. (Bu ateş büyük ve manevi felâket fitnesi de olabilir)”
Cennet ehlilerinin yiyeceği ilk yemek, balık ciğeri olacaktır.”[1029]
Muhakkak ki, sevgili peygamberimizin Medine'ye gelerek peygamber olduğunu, milleti cehaletten kurtarıp iman nuruna kavuşturmaya ve islâm dinini yaymaya çalıştığını işiten yahudilerden Abdullah binu Selâm, peygamberimizi imtihan etmek gayesiyle bulunduğu yere gelip şöyle der:
“Ben, size ancak peygamberlerin bileceği üç şey soracağım”
a) İnsanları mahşere sevkedecek, kıyametin ilk alâmeti nedir?
b) Cennetliklerin ilk olarak yiyecekleri nedir?
c) Doğacak olan çocuğun anne veya babasına benzemesinin hikmeti nedir?
Bunun üzerine sevgili peygamberimiz cevap olarak yukarıda geçen hadisi buyurdular.[1030]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz, kıyamet günü yakıcı terin içinde kalacak olan kişi şöyle yalvaracaktır:
“Ey Rabbim!. Cehennemin içine koymakla olsa bile beni rahata kavuştur.”[1031]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Bugün Hicri tarihinin sekizinci yılında) Yecüc ve Mecüc (Çin ile Rusya'nın olması muhtemel) iki milletin karşısında manevi engeller olan sedden bir kapı açılmış oluyor.”
Sevgili peygamberimiz kapının büyüklüğünü, birleştirdiği başparmağıyla işaret parmağı arasında kalan boşluğa benzeterek gösterdi.[1032]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kabrin fitne ve imtihanı bana ettiğiniz samimi iman nisbetinde kolaylaşır. O halde benim size peygamberliğimden sorulduğu zaman, hiç bir şüpheye düşmeden gerçeği söyleyiniz.”[1033]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Düşman) kılıçlarının bir şehidin başında parlaması, fitne ve felâket için yeterlidir.”[1034]
Adamın birisi sevgili peygamberimizin huzuruna gelerek dedi ki;
“Ya Reşûlullah!. Ölen her mümin kabirde birçok zorlu ve tehlikeli şeylerle karşılaştığı halde, düşman kılıçlarıyla can veren şehitler herhangi bir zor olayla karşılaşmamakta- Nedenini söyler misiniz?” sorusuna cevap olarak peygamberimiz yukarıda geçen hadisi şerifi buyurdular.[1035]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyametin alâmetleri ipliğe dizilmiş teşbih tanelerine ıbenzer. İpliği koptuğu an, tesbih taneleri düşerken birbirlerini izledikleri gibi, kıyametin alâmetleri de başladığı zaman birbirlerini izleyerek gelecektir."[1036]
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphe yok ki, insanların, üzerine öyle kötü günler gelecek ki, o günlerde tam (imanlı) kimseler yalancı kabul edilirken, yalancı kişiler de doğru ve iyi olarak ıkabul edilir. Gene emin kişiler hain olarak gösterilirken hain kişler de doğru olarak gösterilirler. Ve yemin etmekle beraber şahitliğe çağrılmadığı halde, şahitlik yaparlar. O günlerde en mutlu insan, Allah ve Resulüne inanmayan (refah ve servet içinde olan) kötü kişiler olacaktır.”[1037]
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Muhakkak ki, yakın bir zamanda öylesine kötü günler olacak ki, insanlar mal ve servet kazanırken, kazandıkları mal ve serveti helâl veya haram olduğunu düşünmeden elde etmeye çalışacaklardır.”[1038]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Öylesine kirli bir zaman gelecek ki, yaşayan her insan (dolaylı yollardan olsa bile) mu'hakkak faiz yiyecektir. Yemeyenlere dahi bu faizin tozu bulaşacaktır.”[1039]
16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz iki ayakkabının birbirlerine denk ve aralarında bir fark olmaması gibi, israiloğullannın başlarına gelen felâketlerin aynısı benim ümmetimin elebaşına gelecektir. Öyle ki, yanudiierden birisi açıkça anasıyla rina ederse, ümmetimden de anasıyla zina edenler olacaktır.”
Beni İsrailoğulları aralarında (inanç bakımından) 72 fırkaya ayrılmış, benim ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç, diğerlerinin tümü cehenneme girecektir. O tek fırkada, ancak ben ve sahabelerim gibi iman yolunda yürüyen imanlı kişiler olacaktır.”[1040]
Bu hadisi şerif, kıyamete yakın bir zamanda islâm ülkelerinden iman nuru sönecek milletlerin islâm dan ayrılıp küfür karanlığına gömüleceğine, cehalet devrinde olduğu gibi, yahudiler ve benzeri olan ehli küfrün kötü ahlâklarını benimseyeceklerine, hatta mahremi olan anne ve kız-kardeşleriyle cinsi münasebette bulunacaklarına işaret etmektedir.[1041]
17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben, Sura üfürüldüğünde yer ve semada bulunan her canlı ölecek, ancak bunların arasında Allah'ın dilediği kimseler sağ kalacaktır” ayetindeki sağ kalan kişilerin kimler olduğunu Cebraile sorduğumda Hz. Cebrail, “Bunlar Allah'ın ölenlerden ayırdığı şehit kimselerdir ki, bunların kılıçları arş-ı alâ denilen semanın tavanında asılıdır” diye cevap verdi.[1042]
18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz meryemoğlu İsa peygamber, deccalı (ordusuyla yapacağı mücadele ve müsademelerden sonra) Lüdde denilen şehrin kapısında öldürecektir.[1043]”
19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyamet kopmadan evvel, Hazri mevt denilen yerden öylesine bir ateş çıkacak ki, bu ateş insanları (Doğudan toplayıp) haşır meydanına kadar sürükleyecektir.”[1044]
20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Müminler, kıyamet günü cehennem üzerine kurulu sırat köprüsünden geçerken, söyleyecekleri dua cümlesi şu olacaktır: “Ey Rabbim!. Beni selâmete ulaştır.”[1045]
21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sırat köprüsünden geçerken benim ümmetimin şiarı şu olacaktır:
“Ya men la ilahe illa ente” Ey senden başka ilâh olmayan Allah'ım! Beni bu felâketten kurtar. [1046]
22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kabirlerinden dirilip mahşere doğru giden müminlerin sembolü “la ilahe illallahu ve alallahi fel yetevekkeül mü'minun.”
Anlamı:
“Allah'dan başka ilâh yoktur. Öyleyse müminler ancak Allah’a güvenip tevekkül ederler.”[1047]
23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyametin karanlıklarında müminlerin şiari (sembolü), “La ilahe illa ente” cümlesi olacaktır.
Anlamı:
“Allah'ım! Senden başka hiç bir ilâh yoktur.”[1048]
24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyamet günü üfürülecek olan sur (boru) boynuz şeklinde bir alettir. O alete (üç kere) üfürülecektir:”
a) Kıyamete yakm bir zamanda insanların korkması,
b) Yeryüzünde yaşayan canlıların yok olması ve kıyametin kopması.
c) Kıyametin kopmasından kırk yıl sonra tekrar insanların dirilmesi.”[1049]
25- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İnsanları doğudan batıya kadar sürükleyip haşır meydanında toplayacak ilk vasıta, büyük bir ateş olacaktır.”[1050]
Ahiret günü, ölen her insanın dirildikten sonra haşır meydanına gelebilmesi için bir vasıtanın olması gerekir. Bu durumda dünyada ettikleri imandan ötürü imanlılara sağlarında ve önlerinde olmak üzere iki kandil verilir. Mümin kişide bu ışıktan yararlanarak haşır meydanına kadar gelir. Fakat iman etmeyen kimseler karanlıkta kalacağından, kâinatın etrafından çıkan bir ateş, o insanları doğudan batıya kadar sürükleyip haşır meydanına getirir. Böylece Allah'ın kurulacak mahkemesinde, müminler cennet makamına varırken, kâfirler de hak ettikleri cehenneme atılacaklardır.[1051]
26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ademoğlunun her uzvunu toprak yiyip, çürütecektir. Ancak kuyruk sokumunda olan bir kemik çürümeyecektir. Çünkü insan bu kemikten yaratıldığından, gene ondan meydana gelip dirilecektir.”[1052]
27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Muhakkak ki, Hz. Allah, bu ümmetin (kıyamet günü bütün hesaplarını) yarım gün içinde görmekten aciz kalmaz.”[1053]
28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Başkasının evini (tecavüz ederek) darlaştırman, yolunu kesen veya eziyet eden kimselere (katıldıkları) savaştaki sevap gelmez. (Çünkü kazandıkları sevap, ancak yaptıkları kötülüklerini örter.)[1054]
29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Benimle (karada) yapılan savaşa katılmayan kimse, denizde yapılan savaşa katılsın.”[1055]
Sevgili peygamberimiz, hadisde buyurdukları gibi, deniz savaşma, karada yapılan savaştan daha çok önem vermiştir.[1056]
30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İmanlı bir esiri düşman elinden kurtaran kimse, beni kurtarmış gibi olur.”[1057]
31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İslâm dini, yeryüzüne garip olarak geldiği gibi, gene geldiği yere garip olarak dönecektir. (İslâm dininin garip sayıldığı o zamanda) garip sayılan o müminlere ne mutlu![1058]
Hadisin işareti: Kıyamete yakın bir zamanda islâmiyeîi, Öylesine bir dinsizlik ve ahlâksızlık kaplayacak ki, insanlar yılandan kaçar gibi, islâmiyetten kaçıp uzaklaşacaktır. Biliyoruz ki, islâm dininin ortaya çıkışında da insanlar kaçıp uzaklaşmış, İslama ve islâmca yaşayanlara karşı cephe almışlardı. Tıpkı o zamanlarda olduğu gibi gene, kıyamete yakın bir zamanda islâm dini garip sayılacak ve yayıldığı yer oian Medine'ye de garip olarak dönecektir. Bu sıralarda islâmiyete göre yaşayan kimseler de gene o zamanlarda olduğu gibi, garip sayılıp hor görülecek ve sanki yabancı bir misafirmişcesine itibar görmeyeceklerdir. Fakat Allah'ın nezdînde evliya derecesinde itibar göreceklerdir. Ne mutlu o müminlere.[1059]
32-Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz, kıyamet günü, (mahşerde toplanan insanlardan), yetmiş arşın yere geçecek ve sonra yükselip insanların ağız ve kulakları hizasına kadar gelecek terler dökülecektir.”[1060]
33- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyametin kopması anında bile olsa, biriniz elinizdeki hurma fidanını, dikmeye gücü yetiyorsa, dikmeden ordan ayrılmayınız.”[1061]
Sevgili peygamberimiz, insanlar için ziraatın her şeyden ço önemli olduğunu, insanların her şey haricinde ancak ziraatle yaşamların sürdürebileceklerini, bunun için de ziraate çok önem vermeleri gerektiği ni hadisde olduğu gibi belirtmişlerdir.[1062]
34- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah'dan, kıyamet günü, ümmetimi (haşır meydanında durdurup) hesaplarını yarım gün erteleyerek taciz etmemesini diliyorum.”[1063]
35- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kıyamet günü ümmetimin fakir müminleri, zenginlerinden 500 yıl önce -kurtuluşa ereceklerine sevinsinler- Bu arada (beş yüz yıllık zaman içinde) fakir müminler cennette mutluluğa ermiş iken, zengin müminler (haşır meydanında) hesap vermekle uğraşırlar.”[1064]
36- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz, Kabe her an günvenlik içinde olacaktır. Hatta onu yıkmaya gelecek bir düşman ordusu, çöle vardığında, ordunun orta kısmı ansızın yerin yarılmasıyla yok olacak, ön kısmında bulunanlar, arkada bulunanları çağırıp dehşet dolu olayı gösterirken kendileri de tekrar yarılar toprağın altına gömüleceklerdir. Ardlarında, onların acı akıbetlerini haber verecek yalnız bir kişi kalacaktır.”[1065]
37- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ahireti hatırlamak için, mezarları ziyaret ediniz. Ölüyü yıkayınız. Çünkü ruhdan boş hareketsiz bir cesed yıkamakta çok ibret veric dersler vardır.
Cenaze namazını kılınız. (Çünkü cenaze namazını kılmanız) sizi üzgün kılar. Üzgün olarak ölen bir kimse, kıyamet günü, Allah'ın rahmet gölgesi altına girer ve kendisi için hayırlı şeylerle karşılaşır.”[1066]
Sevgili peygamberimiz, bu hadisi şerîfde insanların muhakkak yapmalarını gereken faydalı üç şeyi emretmiştir:
a) Mezarlığa ziyaret etmek: Mezarlığı ziyaret eden kimseler, “benim en son diyarım burasıdır” diye düşünerek Allah'a daha çok yaklaşırlar.
b) Ölüyü yıkamak: Ölüyü yıkayan bir kimse, ölünün yıkanacağı yerin bir teneşir, yatacağı yerin ise bir mezar olduğu inancıyla, kötü hareketlerinden vazgeçer, bütün benliğiyle Allah'ına bağlanır.
c) Cenaze namazını kılmak: Cenaze namazını kılan bir insan, muhakkak bir gün ölüp bu tabuta konulacağını düşünüp üzülür, kötülüklerden vazgeçer.
Allah bizi, hakikati gören, Hak'ka inanan kullardan eylesin. Amin.[1067]
38- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ölülerinizi, kabre koyduğunuz zaman, (çıkardığınız toprağı) kabrin üstünde toplayınız. (Bir karış kadar yükseltiniz.)”[1068]
39- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Meclisinizi, zevk-u sefayı yok edecek ölümden bahsetmekle değerlendiriniz.”[1069]
40- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Çoğunlukla kabir azablarına neden idrar sızıntılarıdır.”[1070]
41- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kabir azabı haktır.” [1071]
42- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kabir azabına çoğunlukla idrar sızıntıları neden olur. O halde elbisesine idrar sızıntıları bulaşan kimseler, o idrarı temizlesin. Su bulamayan kişi de toprakla ovalayarak kurutsun.”[1072]
43- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kabir azabı haktır. O halde ona iman etmeyen kimse, onun yüzünden azab görecektir.”[1073]
44- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Mümin kişinin terazisinin sevap kefesine konacak ilk sevabı ailesine karşı yaptığı harcamalar olacaktır.”[1074]
Sevgili peygamberimiz, başka bir hadisde de, “en iyi olanlarınız, ailesine karşı en iyi davrananlarınızda” buyurmakta. Çünkü mümin kişinin kıyamet günü sevap kefesine konulacak ilk sevabı, çocuklarına, zevcelerine, yakın akrabalarına harcadıklarının sevabı olacaktır. Ailelerine karşı harcama hususunda kusur yapan kimseler Allah'ın nezdinde sorumlu tutulacaktır. Muhakkak ki, ailesine haram maldan yediren, Allah'ın lanetlediği içkiden içiren ve terbiyelerinde kusur işleyen kimseler, kıyamet günü, ancak Allah'ın yarattığı azabdan başka hiç bir hisse alamayacaklardır.[1075]