Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Konu: Dünya Fitneleri

Konu: Dünya Fitneleri


1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Ey iman edenler!) şaşırtıcı karanlık bir gecenin gelmesi gibi fitneler gelmeden iyi işler (kuluk ve ibadetler) yapmaya çalışınız. (Kötü fikirlerle dolu öylesine kötü günler gelecek ki,) Kişi, sabahleyin mümin olarak kalkarken, akşamleyin kâfir, akşamleyin kâfir ise, sabahleyin mü­min olarak kalkar. Çünkü dinini zamanı az dünya menfaatleriyle satarlar.”[1142]

2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Ey iman edenler) hayatı bulandıran ihtiyarlık, ansızın gelen ölüm, hapseden hastalık, ümitsizlik veren zaruri ertelemeler gelmeden iyi­likler yapmaya çalışınız.”[1143]



Hadisde Geçen Bazı Kelimeler:

Harem: İhtiyarlık, Yaşlılık

Nağız: Hayatı Yok Eden, Usandıran.

Mevt: Ölüm.

Merad: Hastalık.

Habız: Hapis Eden.

Tevsif: Ertelemek.

Muyis: Umud Kestiren[1144]



3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Ey iman edenler) şu altı tehlike gelmeden önce iyi ameller iş­leyiniz:”

a) Güneşin (nizamı bozulup) infilâka uğrayarak batıdan doğması.

b) (Bütün dünyayı ikapsayan ve etrafını zehirle boğacak olan) bir dumanın çıkması.

c) (Elindeki asasıyla müminleri işaret edip) “bu adam mümindir” cümlesini yazan Dabbe adlı (canlı bir varlığın) ortaya çıkması.

d) Kadınlı-içkili günah dolu kirli bir hayat cenneti ve cehennemini ortaya koyan Deccalin ortaya çıkması.

e) Hayatınıza son veren ani ölümün gelmesi,

f) Kıyametin kopması.”[1145]

4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ey imanlılar! Altı olay gelmeden iyi işler yapmakta acele ediniz.

a) Akli dengesi bozuk, kötü düşünceli kişilerin başınıza amir kesilmesi,

b) Tahsildar gibi memurların çoğalması,

c) Hakimlerin para mukabilinde haksızlara karar satması. (Hakimi rüşvet mukabilinde mahkeme kararı ile haksızı suçsuz gösterirken, haklıyı da suçlu göstermesi.)

d) Önem verilmeden insan kanının dökülmesi,

e) Akrabalık bağlarının kopması.

f) Bazı gençlerin çalgıyla şarkı söyler gibi, Kur'an-i Kerim'i teğenni ile okuması. Bunlar, içlerinden birini bilgisi az olsa bile (kürsüye çıkartıp türkü söyler gibi Kur'an okuturlar.”[1146]

5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yedi hadise vuku bulmadan iyilik yapmakta acele ediniz:”

a) İnsanlara öz nefislerini unutturacak fakirliğin gelmesi,

b) (Veya) azdırıcı zenginliğin gelmesi,

c) Kişinin vücudunu bozup kuvvetini düşürecek bir hastalığın ortaya çıkması,

ç) Yıpratıcı ihtiyarlığın baş göstermesi,

d) Ani ölümlerin gelip çatması,

e) (Dinsizlik metoduyla birlikte) deccalın yeryüzüne çıkması. Çünkü bu, beklenilen felâketlerden biridir.

f) Kıyametin kopması. Bu ise, acı ve dehşet dolu büyük bir hadisdir.”[1147]

6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İki çeşit sarhoşluk sizi kaplamak üzere

a) Dünyayı haddinden fazla sevmek gafletine düşmek,

b) Zararını düşünmeden cehaleti sevmek gafletine saplanmak? Bu iki belânın karşısında artık siz Allah'ın emirlerini öğretip yaptırmaktan, yasaklarını ise terk ettirmekten vazgeçersiniz. (Bu tehlikeli zamanda) Allah'ın kitabını ve peygamberin hadislerini kendisine rehber ya­parak bütün işlerinde uygulayan kimseler, Allah'ın nezdinde muhacir Mekkeli, ensari Medineli sahabiyeler kadar değerlidir.”[1148]

7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Tehlikelerle dolu karanlık geceler gibi, fitne ve belâlar etrafı­nızı çevirmek üzere. (Bu dinsizlik ve ahlâksızlık) fitnelerinden kurtulacak olan kişiler, yüksek dağlarda koyunlarının sütünü içen veya atının gemine yapışıp dağlarda kâfirlerle savaşan kimselerdir.”[1149]

8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Eğer, sizin için, gizlenmiş olan hazineler (cennet nimetlerin)'in ne kadar çok olduğunu (bilseydiniz, muhakkak iki, peşine düşüp nail olama­dığınız dünya nimetleri için üzülmezdiniz.”[1150]

9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Eğer, siz ölümden sonra ne gibi tehlikelerle karşılaşacağınızı bilseydiniz, tam istekle yeyip içmez, huzur içinde eve girip oturmaz, bilâ­kis yollara düşüp göğsünüze vurarak ağlardınız.”[1151]

10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cüfeyc adlı rahip, alim olup dini bilgilere sahip olsaydı, ana­sının çağırmasına icabet etmenin ibadetten daha üstün olduğunu anlardı.”[1152]



Takriben bundan 2000 sene önce, iman edip hak dinine kavuş­muş, gecesini gündüzünü ibadetle geçiren Cüreyc adlı bir rahip, günün bi­rinde anasının kendisini namazdayken çağırışına icabet etmemesi yüzün­den, annesinin bedduasına neden olmuştu.

“Ey Allah'ım! oğlum sesimi duyduğu halde çağırışıma cevap verme­di. Onun canını bu dünyadan, zina damgasıyla rezil ettirmeden alma.”

Aradan bir müddet geçtikten sonra vadinin eteğinde bir kadının ço­banla kurduğu ilişkiden ötürü gebe kaldığı görüldü. Ailesinin baskısı so­nunda doğurduğum çocuk rahibtendir” demek zorunda kalan kadına, yakın­ları:

“Bu çocuk bir zina mahsulüdür. Bunun temizlenmesi gerek” diyerek ra­hibin üzerine saldırdılar. Bunun üzerine geçmişte annesinin kendisine yap­tığı bedduayı hatırlayan rahip güldü ve onlara çocuğu getirmelerini söy­ledi. “Baban kimdir!” Bu soru üzerine konuşan bebek:

“babam (falanca) ço­bandır.” dedi. Belki rahip, zina felâketinden kurtuldu, ama rezil olmak damgasında kurtulamadı.

Din hukukçularımız, bu hadisten dolayı, namaz içinde olan kişinin, annesinin çağrısı üzerine icabet edip etmemesi konusunda ihtilâfa düşmüşlerdir. En doğrusu, İslâm dinine göre, namaz kılan bir kimse, annesinin kendisini çağırmasına icabet ederek namazını bozmaması gerekir. Fakat rahibin mensub olduğu dine göre, böyle bir ruhsat olabilir, Bizim dinim de ise böyle bir şey olamaz.[1153]





11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Benden sonra tehlikelerle dolu karanlık geceler gibi, fltneler etrafınızı sarıp kuşatacaktır: (O zaman da) kişi, sabahleyin mümin iken akşamleyin kâfir olur. Gene ( o zamanda) birçok kimseler, dünya menfa­atleri uğruna dinini satarlar.”[1154]

12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Benden sonra, kâfirler gibi birbirinizin boynunu vurarak küfre dönmeyiniz.”[1155]

13-Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her ümmetin bir fitne sebebi vardır. Benim ümmetimin fitne si (ahlâksızlık, dinsizlik çamuruna sürükleyecek sebeb) dünya malıdır.”[1156]

14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ademoğlunun yeyip içtikleri her ne kadar güzel ve çeşitli ise de, dönüştüğü madelere bak.”

İşte Ademoğlunun yeyip içtiklerinin (pisliklere dönüştükten sonra aldığı hali) dünya malının bir örneği değil midir? (Nitekim dünya malı da böyle yok olup gidecektir.)[1157]

15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ben, ümmetim için en çok korktuğum fitne, kadın ve içkidir. (ki olacaktır).”[1158]



Sevgili peygamberimiz, kendisine peygamberlik verildiği andan kıyamete kadar ilâhi ve manevî bir aletle, müsiümanların karşılaşacağı birçok fitneleri görmüştür. Fakat islâmiyeti yıpratacak ve müslümanları dinden uzaklaştıracak, batının kirli ahlâk ve adetlerine sokacak en zararlı fitne olarak kadın ve içkiyi görmüştür.

Sayın okuyucu! Bugün İslâm aleminde fitne ve belâ kurşunlarını yağdırarak, İslâm dininin çökmesine, müslümanların da ahlâksızlık kuyusu düşmelerine neden en zararlı fitne kadın ve içkiden doğmakta.[1159]



16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dünya mal ve şerefine karşı kişinin içinde beslediği hırsının dinini, koyun sürüsüne saldıran iki kurttan daha zararlıdır.”[1160]

17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Geleceği benim gördüğüm kadar göremezsiniz. Şüphe yok ki, ben fitnelerin, yağmur tanelerinin düşmesi gibi, evlerinizin arasına düş­tüğünü görüyorum.”[1161]

18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kadınlar erkeklere karşı galiptirler.”[1162]

19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Zararlı fitnelerin olacağı bir zamanda, o fitneye katılmayıp evinde oturanlar, katılmaya hazırlananlardan; katılmaya hazırlananlar, fit­nenin bulunduğu yere yürüyenlerden; o tarafa doğru yürüyüp te henüz ka­rışmamış kimseler de, karışanlardan daha selâmette olurlar.

Kim, fitnelere yaklaşmak istiyorsa, fitneler de ona yaklaşır. O fitne­lerden kurtulmak için sığınak arayan kimseler de, buldukları sığınaklara bir an önce sığınmaya baksınlar.”[1163]

20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ademoğlunun hoşlanmadığı iki şey vardır:

a) Ölüm: Oysa ölüm, ademoğlu için, (küfür) fitnelerine girmesinden daha hayırlıdır.

b) Az mal: Halbuki az maldan hesap vermek daha kolaydır.”[1164]

21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Adamın biri doğumu yaklaşmış bir köpeğin bulunduğu evin sahibine misafir olarak gider. Bunu gören köpek “bundan sonra sahibinin misafirini havlayarak karşılamam” diye kendi kendine yemin eder. Bunun üzerine karnındaki yavrusunun havladığını gören adam:

“Bu ne acaib şey” diye kendi kendine söylenir. Hz. Allah, o zamanın peygamberine vahiy yoluyla şöyle buyurur: “Bu olay, sizden sonra gelecek bir ümmetin (Hz. Muhammed'in ümmetinin) durumuna benzer ki, iyi olmayanları iyi olanla­ra hakaret eder (havlar.)”[1165]

22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(İslâm ülkelerinde öylesine kötü) fitneler baş gösterecek ki, sabahleyin mümin olarak kalkan kişi, akşamleyin kâfir olur. (O zaman da) ancak, Allah'ın, dini ilim sayesinde iman hayatı verdiği kimseler kurtulacaktır.”[1166]

23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Öylesine sağır ve dilsiz edici fitneler baş gösterecek ki, kendisine yaklaşanları bile içine alacaktır. Diliyle ona yaklaşan kimseler, kılıç darbelerinin altına girmiş gibi olur.”[1167]

24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bundan sonra (müslümanlarm arasında) olaylar, fitneler, ayrılıklar ve kargaşalıklar baş gösterecektir. Bu fitneler vuku olduğu zaman gücün katil (bir kâfir) değil, mümin bir maktul olmaya yetiyorsa, hemen yapıver.”[1168]

25- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Gelecek (zararlı) fitnelerden kişinin kurtulması, evinden dışarı çıkmamasına bağlıdır.”[1169]

26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Öylesine felâketlerle dolu bir zaman gelecek ki, o zamanda üç şeyden daha az hiç bir şey olmayacaktır:”

a) Helâl para,

b) Temiz, samimi bir arkadaş,

c) Amel edilen peygamberimizin sünneti,”[1170]

27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Öylesine kötü bir zaman gelecek ki, bu zamanda hafızlar ço­ğalırken, alimler azalacak, ilim alınıp itibarını kaybedecek, kargaşalık çoğalacaktır. Bundan sonraki zamanda hafızlar Kur'an-ı, kalben, ruhen okumayacaklardır. Bundan sonra gelecek zaman ise, kâfirler müminlerle mucadelelerinde müminin haklı bulunduğu konularda galip gelirler.”[1171]



Ardı sıra gelecek olan üç zamanın her biri, kendinden önceki zamandan daha kötü olacaktır.

a) Bu zamanda ilmin itibarı yok olur, İlimleriyle amel eden alimler azalır. Buna karşılık katillerin çoğalması gibi hafızlar çoğalır.

b) Bu zamanda ilim ortadan kalkarken, hafızların Kur'an-ı kalben de­ğil de ağızdan okumaları,

c) Bu zamanda ise, Allah'ın kitabı ve peygamberin hadisleri ile amel etmeyen müminler, müşrikler karşısında mağlûp olurlar. Kalbindeki imanı zayıf, dini bilgisi yetersiz olan müminler kâfirlerle mücadele ederken her an yenilmeye mahkûmdur.[1172]



28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İnsanlar, öylesine kötü bir zamanla karşılaşacak ki, o zaman da kişi, aciz ve beceriksiz olmakla, işini gayri meşru yollarda kazanmanın arasında kalır. Bu durumda, mümin olan kişi birinciyi ikinci unsurdan üs­tün tutsun (tercih etsin.)”[1173]

29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Benden sonra kâfirler gibi birbirinizin boynunu vurarak küfre dönmeyiniz.”[1174]

30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Eğer Ademoğlu için, bir vadi dünya malı ile dolu olsa, bir ikin­cisini ister. İki vadi dolu olsa üçüncüsünü de ister. Kısacası, insanoğlu­nu topraktan başka hiç bir şey doyurmaz. Fakat Hz.Allah (dünyamalına karşı beslediği) kötü hırsından dolayı tövbe eden Ademoğlunun tövbesini kabul eder.”[1175]

31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Uhut dağı kadar altının olsa, aradan üç gün geçmeden yanım­da bir kuruşun dahi kalmaması beni sevindirir. Yalnız ödenmesi gereken borcum için, ayırdığım müstesnadır.”[1176]

32- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Eğer Allah'ın nezdinde Dünya (içindekilerle birlikte) bir siv­risineğin kanadı kadar değerli olsaydı, kâfirler ondan bir damla su dahi içemezdi.”[1177]

33- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Su içinde yürüyen bir kimse, ayaklarını ıslanmaktan kurtara­madığı gibi, dünya işlerini (ahîret işlerinden daha) üstün tutan bir kimse de kendini günah işlemekten kurtaramaz.”[1178]



Ayağı ıslanmaksızın su içinde yürüyüp te çıkan bir kimse ola­bilir mi? İşte bunun gibi, dünyayı ahirete tercih eden bir kimse de dün­yadan günahsız olarak ayrılamaz. Hele derin bir suda bir kimsenin vücu­dunun tümünün ıslanması gibi, dünya malına karşı hırs batağına düşmüş olan bir kimsenin de ruhuyla, kalbiyle ıslanmadan kirlenip kurtulması dü­şünülemez.[1179]



34- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Muhakkak ki, kişinin malında, ailesinde ve çocuklarında bir fitne vardır.”[1180]



Mal, kişi için bir fitnedir. Dünya malı, insanın el ve ayakları gibidir. El ve ayakları olmayan bir kimsenin kötü yerlere gitmesi muhte­mel dışıdır. Malı olmayan bir kimsenin de, kötü yerlere gidip günah işle­mesi mümkün değildir. El ve ayakları kötülüklere uzanmaya, meyhaneye gitmeye alışmış bir insan, her an için fitnelere düştüğü gibi, mal; olan bir kimse de, hele malıyla günah işlemeye ahşmışsa her an için fitne için­dedir.

Kişinin ailesi de bir fitnedir. Muhakkak ki, kocasına gayri meşru şey­leri yapmaya zorlayan bir zevcenin ne kadar büyük fitne olduğu malûmdur Çocukların fitnesinin de bundan bir farkı yok.[1181]



35- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Zamanı yaklaşmış belâdan ötürü araplara ne yazık. (Bu belâ­dan) el ve diline hakim olan kişiler kurtulacaktır.”[1182]



Peygamberimiz bu hadisiyle, takriben yirmi sene sonra arap lar arasında başgösterecek fitneleri haber vermektedir.

a) Hz. Osman'ın öldürülmesi,

b) Cemel ve safin denilen iki savaşın baş göstermesi, dolayısıyla iki İslâm ordusunun birbirlerini imha etmesi,

c) Emevilerin müslümanların başına buyruk ve halife olarak muşallat olmaları,

d) Bundan sonra Abbasîlerîn Arapların başına halife seçilerek Emevilerin bir çoklarını katletmesi,

e) Türklerin hakimiyeti altına girdikten sonra ikinci dünya harbinin patlak vermesi sonucu, Türklerin yardım ellerini çekip korumamaları yüzünden her bir Arap devletinin kâfir devletlerin boyunduruğu altına girmeleri.[1183]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com