Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Tövbenin Önemi
Tövbenin Önemi
Ey ibadet yolunun yolcusu!.. -Allah seni muvaffak etsin- İlim Geçidi'ni aştıktan sonra tövbe geçidine vardın demektir. Hak yolunda ilerliyebilmen için bu geçitten de geçmen, bu engeli de aşman gerekir. İki sebep yüzünden Ulu Allah'ın merhamet kapısına yüz sürüp günahlarına bir daha geri dönmemek üzere tövbe etmelisin. Şimdi bu iki sebebi tek tek açıklamaya koyulalım:
1. Başarısızlığa düşmemek: İşlediği günahlarına tövbe etmeyen mü'min, ibadet etmeye muvaffak olamaz. Çünkü günahlarının çöktürdüğü uğursuzluk sahibini manevî mahrumiyet ve perişanlığa sürükler, ibadet etmesine engel teşkil eder. Günahlar öylesine birer ayak bağıdırlar ki mü'minin Allah'a itaat yolunda yürümesine, hizmetine koşmasına engel olurlar. Allah'a yönelmesini frenlerler. Zaten aslında günahların ağır yükü altında ezilmekte olan mü'minin bunlardan tövbe ederek sıyrılıp hafiflemedikçe, iyilik yapması, içinden gelerek ibadet etmesi mümkün değildir.
Fakat insanın günah işlemekte ayak diretmesi ise başlı başına bir felâkettir; gönlü karartır. Kararan gönlü de yoğun bir zulmet ve kasvetin bürüdüğü, inkâr kabul etmez bir gerçektir. Böylesine bir kalb samimiyet ve ihlâs, şefkat ve merhamet, saflık ve temizlik gibi üstün insanî duygulan içinden söküp atar. Hatta eğer Allah'ın rahmet ve mağfireti yetişmezse mü'mini küfre ve kötülüklerin içine iter. İçinde merhamet taşımayan ve kötü duygu ve düşüncelerle dolup taşan bir kalb nasıl Allah'a ibadet edebilir? Bir yandan günah işlemeğe, ötekine berikine halksızlık etmeğe devam eden bir kimse, ben Allah'a ibadet ediyorum, iddiasında nasıl bulunabilir? Üzerine pislikler sıvaşmış birisi Allah'a yalvarıp yakarmak için hiç nuruna çıkabilir mi? Sevgili Peygamberimiz diyor ki:
“İnsan yalan söylediği vakit, ağzından etrafa öylesine manevî manada pis kokular yayılır ki, iki yazıcı melek bile ağır ve pis koku yüzünden hemen oradan uzaklaşırlar.”
Böyle kötü bir dil Allah'ın ulu adını anmağa lâyık mıdır? Hemen cevap vererek söyleyelim ki günah işlemekte ayak direterek her an Allah'a isyan eden kul aydınlık yolu bulamaz, Allah'a karşı olan ibadet vazifesini yapamaz, yapsa da bu ibadet onda hiç bir zaman köklü insanî duygular meydana getirmez. Bütün bunlar kulun başına benliğine saran ağır ve çirkin günahlar yüzünden ve bunlara karşı bir daha dönmemek üzere tövbe etmemesinden ileri gelmektedir.
Şu sözleri söyleyen, gerçeği ne güzel dile getirmiştir: -Ey insanoğlu, eğer içinden gündüzleri oruç tutmak, geceleri de namaz kılmak gelmiyorsa, bil ki günahların seni sımsıkı bağlamış, bir yere kıpırdatmam aktadır.
2. Düzen ve kararlılığa kavuşmak: Mü'min tüm geçmiş günahlarına, bir daha işlememek üzere kesin olarak karar vermek ve bu kararlılık içinde Allah'tan günahlarının affını dilemek zorundadır. Bu hareket şekli onun hayatına düzen ve kararlılık getirecek, ona mutluluk ve kurtuluş sunacaktır. Yoksa günahlarından kesin bir tövbe ile arınmayan kulun işleyeceği ibadetler Allah katında kabul ve itibar görmeyecektir.
Ayrıca kulun günahlarına kesin olarak tövbe ederken, üzerinde kul hakkı varsa gidip davacıların gönül rızasını alması şarttır. Kulun günahlarından tövbe etmesi nasıl farz derecesinde üzerine borç ise, aynı şekilde hakkını yediği kimseye de varıp gönül rızasıyla hakkını helâl ettirmesi boynuna borçtur. Günahlarına tövbe etmeyen kul Ulu Allah'a karşı borçlu durumundadır. Böylesine bir durumda da yapılan çoğu ibadetler nafile, hediye mânasını taşımaktadır. Bu durum tıpkı şuna benzer: Borcunu ödememekte ayak direten bir kimse düşününüz. Bu kimse alacaklıya götüreceği ufak-tefek hediyelerle borcunu ödemiş olabilir mi? Olamaz. Hatta borcunu ödemediği için, alacaklı kimse, getirdiği hediyeleri geri çevirir.
Ey insan, bir yandan günah işlemeğe ve haram yemeğe devam ederken diğer yandan da helâl ve mubahı terk ederek ne kazanıyorsun? Hangi yüz ve suratla Allah'a yalvarıp yakarıyor, O'nu medh-i sena ediyorsun? Oysak Rabbin sana dargın ve kırgındır, öfkelidir, kızgındır. İşte günah üstüne günah işleyenlerin durumu bundan ibarettir.
Ulu Allah'tan bize yardım elini uzatmasını dileriz.
Soru: Tövbe ne demektir? Tüm günahlarından arınmak İsteyen kimse ne yapmalıdır?
Cevap: Tövbe kalb ile ilgili bir konudur. Ve kalbi günahlardan arıtarak orada Allah sevgisinden başka herhangi bir fanî varlığın sevgisinin kök salmasına müsade etmemek demektir.
Dîn ulularımız tövbeyi şöyle tarif ediyorlar:
“Sadece Ulu Allah'a hürmet ve saygı gayesi taşımak suretiyle O'nun gazabından korkarak daha önce işlenen bir günahı ikinci bir kere daha işlememeğe karar vermek ve tam manasiyle Allah'a yönelmektir.”[57]