Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Konu: Tevazu Ve Kibir
Konu: Tevazu Ve Kibir
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kibirli kişi, hakkı tanımayan ve halkı hor gören kimsedir.”[704]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İnsanlar, Adem'in çocuklarıdır ve Adem de topraktan (yaratılmış)dır.”[705]
Bütün ırklar, bir anne ve babadan türemişlerdir. O halde aralarında nesap bakımından bir üstünlük yoktur. Üstünlük, ancak takva ve amel-i salihledir. Kimin ameli daha iyiyse, Allah katında daha makbul olan odur. Nitekim Resulüllah efendimizin amcası olduğu halde, Ebu Leheb'i alçaltan ve ebedi bedbahtlığa mahkum eden, onun kendi ameli olduğu gibi, bir İranlı olduğu halde Selman'ı ehl-i beyt dercesine yükselten de onun amelidir.[706]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bana, başkalarına karşı övünmemeniz ve hiç kimsenin hakkına tecavüz etmemeniz konusunda mütevazi olmanız bildirildi.”[707]
Allah'ın salih kullarından biri şöyle diyor:
“İnsanlar arasında kendisinden daha kötü bir kimsenin bulunabileceğine ihtimal veren kişide kibir vardır.”[708]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Her kim Allalh için alçak gönüllülük yaparsa, Yüce Allah onun derecesini yükseltir.”[709]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Her kim böbürlenerek giysisinin eteklerini yerden çekerse, Cenâb-i Hâk, kıyamet günü ona rahmet nazarıyla bakmaz.”[710]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herkim (parmağıyla sildiği) tabağını ve parmaklarını yalarsa, Hz. Allalh o kimseyi hem dünya da hem de ahirette doyurur.”[711]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Terazi, Rahman (olan Allah)'ın elindedir. Kimi milletleri yüceltir, kimilerini ise alçaltır.”[712]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“O öylesine sonsuz bir kudret sahibidir ki; dilediğine izzet, şeref, devlet ve yüksek mevki verir. Dilediğini de hor ve hakir kılar. Mülk ancak O'nundur. Gücünü O'ndan almayanlar, güçlü görünseler bile, sonunda tarumar olacaklardır.”[713]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bana ulaşmak istiyorsan dünyada bir atlının azığı kadar bir şey sana yeter. Zenginlerle oturup kalkmaktan sakın. Elbiseni eskimiş diye atma. Onu yamalar!”[714]
Bu hadisde sevgili peygamber efendimizin muhatabı Hz. Ayşe dolayısıyle kadın veya erkek samimi olan her müslümandır. Cennette Rasulüllah efendimiz ile beraber olmak isteyenler hadisde olduğu gibi davranmalıdırlar. Dünyada ki azıkları, bir yolcunun azığı kadar olmalı, ihtiyaçlarından artanı almamalıdırlar. Zenginlerle oturup kalmamalıdırlar. Çünkü onların görkemli yaşantıları gönlünün çekebilir ve kendisini yanlış yollara sürükleyebilir. Elbiseyi yırtıldı veya yıprandı diyerekten atmamalı, yamalanıp giyilmesi gerekir. Bu şekilde tasarruf edilen para, Allah yolunda harcanan muhtaçlara dağıtılmalıdır.[715]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Eğer Allah'ın kulu, isen izarını (belden aşağıya mahsus giysini) yerden kaldır!”[716]
Elbisenin eteklerini yerden çekmek, kibirlilik alemetidir. Bu yüzden belden aşağıya mahsus giysilerin veya kaftan gibi uzun üstlüklerin eteklerinin yere düşürülmemesi tavsiye edilmiştir.[717]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Geçmiş milletlerden bir adam, içinde kurularak yürüdüğü bir elbise ile dışarı çıkmıştı. Yüce Allah'ın emri üzerine toprak onu içine aldı ve o, kıyamete kadar sürecek bir azap içinde toprağın içinde tepinip durmaktadır.”[718]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben ancak bir kulum; kulun yediği gibi yer, içtiği gibi içerim.”[719]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Küfrün başı, Meşrik yönündedir. Övünmek ve çalım satmak, atçılık ve devecilik yapanlarda; acaz avaz bağırmak, göçebelerde; vakar ise koyun sahiplerindedir.”[720]
Meşrik'ten, İran ülkesi kastedilmektedir.[721]
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cenâb-i Allah güzeldir. Bu yüzden güzelliği sever.”[722]
Hadisin sebebi: İbn-i Mesur'un peygamberimizden rivayetine göre, Resulüllah (s.a.s.) efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, cennete giremez.” Bunun üzerine bir adam:
“İnsan, elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder.” dedi. Resulülülah efendimiz de:
“Allah güzeldir ve güzelliği sever.” diye yukarıdaki hadîsi buyurdular. Hz. Allah, zat ve sıfatlar bakımından güzeldir. Bu yüzden kullarının da kılık ve kıyafetlerinin güzel olmasından hoşlanır. Kılık ve kıyafetin yerinde olması, kibirlilik değildir.[723]
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Allah için tevazu göstermenin çeşitlerinden biri de, meclislerdeki şerefin aşağı mertebesine razı olmaktır.”[724]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hepiniz Adem'in çocuklarısınız ve Adem de topraktan yaratılmıştır, Atalariyle övünen kişiler, (bu hareketlerinden) hemen vaz geçmelidirler; aksi takdirde Allah katında mayıs böceğinden daha değersiz olacaklardır.”[725]
16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Firavun'un söylediği iki söz: “Sizin için kendim daha başka bir tanrı bilmiyorum.” sözü ile “ben sizin en yüce tanrınızım,” sözü arasında fark vardı. Cenâb-i Hak, ilk ve son sözünün cezası olarak onu helak etti.”[726]
Firavun'un söylemiş olduğu sözler Kur'an-ı Kerimde de geçer.[727]
17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir kişinin din ve dünya hususunda parmakla gösterilmesi, kötülük bakımından kendisine kafidir. Ancak Allah-
ü Taâlâ'nın koruduğu kişi başkadır.”[728]
Konu: Kıskançlık Ve Kindarlık
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Geçmiş ümmetlerin hastalıklarından olan haset (kıskançlık) ve kincilik size de geçti. Bu iki afet kökden kazır. Tabi ki sacı değil, dini kökünden kazır. Benliğime hakim olan o yüce zat (Allah)'a yemin derim ki, mümin olmayınca cennete giremez, birbirinizi sevmeyince de mümin olamazsınız. Dikkat ediniz!. Size uyguladığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? O da; Aranızda selamlaşmayı yaymanızda.”[729]
Bu hadisde şöhretin bir afet olduğu belirtilmektedir. Mal, makam, ilim ve takvada parmakla gösterilecek duruma gelenlerden birçokları mağrur olarak kendilerini ebedî bedbahtlığa maruz bıraktıkları halde, bir kısmı da Cenab-ı Allah'ın himaye ve muhafazası sayesinde değişmemiş ve ruhlarındaki safiyeti kaybetmemişlerdir. İstisnalar kaideyi bozmaz fetvasınca, şöhret her insan için afet olma niteliğini korumaktadır.[730]