Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

FASIL

FASIL


Daha önce amellerin islam müsemmasına ve aynı şekilde iman müsemmasında girdiğini zikretmiştik, ve bu hususta zahiri azaların ve batini azaların amellerinde girdiğini söyledik, İslam amellerinin içine dini Allaha halis kılmakta girer, kullarına nasihat, kalbin kinve hasedden salim, olması, Allahın zikrinden kalblerin titremesi, kitabını dinlediği zaman huşusu ve bununla imanın ziyadeleşmesi ve allaha tevekkülün gerçekleştirilmesi,gizli ve açıkta Allahtan korkmak, rab olarak allaha razı olmak, elçi olarak Muhammede razı olmak iman müsemmasına girer. Allahın kula yakınlığının hissetmek devamlı onun huzurunda olduğunu hissetmek, Allah ve rasulünün muhabetini başkalarına tercih etmek, Allah için sevmek ve buğzetmek , O’nun için vermek, O’nun için vermemek,bütün harekete ve duruşların O’nun için olması, nefsin mali ve bedeni itaatlara izin vermesi iyi amelleri işlediği zaman sevinmesi , kötü amelleri işlediği zaman üzülmesi, mü’minleri kendi nifis ve mallarına tercih etmesi, çok hayalılık, güzel ahlak, kendi nefsi için sevdiğini mü’min kardeşleri içinde sevmesi, mü’minlere, özellikle komşulara genişlik sağlanması mü’minlere destek çıkmak ve yardım etmek ve onları üzen şeye üzülmek.

Bu hususta varid olan naslardan bazısını zikredelim: İslam ismine girişi hakında varid olanlarise: İmam Ahmedin müsnedinde ve Nesai’de Muaviye bin Hayre’den (r.a) rivayet edildi, dedi ki: Ya rasullah seni doğrulukla gönderen hakkı için Allah seni neyle gönderdi?dedim İslam buyurdu. İslam nedir? dedim , Kalbini Allaha teslim etmendir, büyürdü, bir rivayettede: İslamın alameti nedir? dedim. Yüzümü Allaha teslim ettim ve serbest oldum dememn namaz kılman, zekat vermendir, her müslüman her müslümana haramdır” buyurdu. Sünende Cübeyr bin Mut’imden rivayet edildi. peygamber (s.a.v) Minada Hayf mescidindeki hutbesinde buyurduki: Üç şey olursa müslümanın kalbinde kin olmaz: Ameli Allah için ihlaslı yapmak, ulül emirlere nasihat, ve müslümanların cemaatine devam etmek, (S: 67), Çünkü onların duaları arkalarından onlarıkuşatır (1) Bu üç hasletin müslüman kalbinden gibi süreceğini, uzaklatıracağını haber verdi.

Sahihaynde Ebu Musa’dan rivayet edildi: Peygamber (sav)’e sorulduki: Müslümanlarınhangisi daha efdaldir? Buyudiki: Müslümanalrın elinden ve dilinden selamette kaldığı kimsedir.

Sahihi Müslimde Ebu Hureyre (r.a) rivayet edildiki: Peygamber (sav) buyurdu ki: Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu alçalmaz, hakir görmez, şer olarak kişinin müslüman kardeşinin hor görmesi yeter, her müslümanın her müslümana kanı,malı, ırzı haramdır.

İman ismine girmesi hakkındaki varid olanara gelince: Allah teala buyurduki: (Mü’minler öyle kimselerdir ki, Allah zikrolunduğu zaman kalbleri ürperir, Allahın ayetleri okunduğu zaman imanlarını artırı, ve onlar rablerine güvenirler (2), İman edenerin Allahı anma ve O’ndan inen kuran sebebiyle kalblerinin ürpermesi zamanı daha gelmedimi? onar daha önce kendilerine kitab verilenler gibi olmasınlar. Onarın üzerinden uzun zaman geçti de kableri katılaştı. Onlardan bir çoğu yoldan çıkmış kimselerdir) O3) ve (Mü’minler allaha güvensinler) (4) ve Eğer mü’minler iseniz allaha güvenin) (5), ve Eğer mü’minlerseniz benden korkun) (6) (1) İbni Mace kısa olarak tahric etti, Taberani elkebirde, ve Ahmed tahric etti, isnadında İshak Zühri’den rivayet ediyor O müdellistir,yine O’nun Salih bin Keysan oğluyla Zühri4den rivayeti var, adamlarıgüvenilirdir. (2) Enfal suresi ayet: 2 (3) Hadid suresi, ayet: 16 (4) İbrhim suresi, ayet0 11 (5)Maide suresi, ayet: 23 (6) Ali İmran suresi, ayet: 175

Sahihi Müslimde Abbas ve Abdul Muttalib’ten rivayet edildi: Peygamber (sav) buyurduki: Allaha rab olarak,islama din olarak, Mühümmedede rasul olarak razı olan kimse imanın tadını tatmıştır.

Allah’ın ruhubiyyetine razı olmak tek başına O’’na ibadet etmeye razı olmayı ve kula olan tedbir ve iradesinede razı olmayı içerir. Din olarak islama razı olmak diğer dinelre karşı onu tercih etmeyi gerektiri. Muhammed’e rasul olarak razı olmak, Allahtan getirdiğinin tamamını, gönül genişliğiyle kabul etmeyi ve teslim olmayı içerir. Allah tealanın buyurduğu gibi(Hayır, Rabbine andolsun ki aralrında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonrada verdiğin hükümde içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın tam manasıyla kabullanmekdikçe iman etmiş olmazlar (1)

Sahihaynde Enes (r.a)den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Üç şey kimse olursa onun sayesindeki imanın tadını bulur. Allah ve rasulü başkalarından daha sevimli olmak, Kişinin sevdiğini ancak Alah için sevmesi, ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi allah kendisini (küfürden) kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten hoşlanmamak” (2)

Sahihaynda Enes (r.a)’den rivayet edildi: Peygamber (sav) buyurduki”Sizden birinize bençocuğundan babasından ve tüm insanlardan daha fazla sevimli olmadıkça (gerçek) iman etmiyi olmaz” bir rivayettede: Ehlinden,malından ve tüm insanardan”

İmam Ahmedin müsnedinde Ebu Razin elukayli den rivayet edildi, dedi ki: Eyl Allah’ın rasulü iman nedir? dedim. (S:69) Buyurduki: Allah’dan başka ilah olmadığına, O’nun tek ve ortaığı olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna inanman ve allah ve rasulü başkalarınadn sana daha sevimli olması, soyundan olmayanları ancak allah için sevmendir, sen böyle olursan imanınsevgisikalbine girer, aynen sıcak yaz gününde susuzun ağzına su danesinin girdiği gibi Ey Allah’ın rasulü mü’min olduğumu ben nasıl bilirim? dedim, buyurduki: Ümmetimden veya bu ümmetten iyilik olduğunu bilip iyilik yapan ve Allahı’ın hayır mükafat vereceğini bilen,ve kötülüktende Allah’tan bağışlanma dileyenveo kötülüğünde ancak Allahın bağışlayacağını bilenkul ancak mü’mindir Müsnedde Ömer bin Hattab (r.a)dan rivayet edildi: Peygamber (sav) buyurdiki: İyiliği kendisini sevindiren, kötülüğü kendisini üzen mü’mindir” Bakiyy bin Mahled’in (3) müsnedinde bir adam peygamber (sav) i işitmiş,buyurmuşti: Kölene veya ceriyene veya insanlardan birine kötülük veya zulüm yaptığın zaman oruç tutman veya sadaka vermen sarih (açık) imandır, iyilik yaparsanda sevinirsen”

İmam Ahmed’in müsnedinde, Ebu Said’den rivayet edildi, Peygamber (sav) buyurdik: Dünyada mü’minler üç kısımdır: Allaha ve rasulüne iman edib sonra şüpheye düşmeyen ve mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, ve insanların malarına ve canlarına karşı kendikinde emin oldukları kimse, sonra arzu ettiği bir şeyi gördüğü halde allah için terkedendir.

Yine Onda (4) Amr bin Abese’den rivayet edildi, dedi ki: Ey Allahın rasulü islam nedir?, dedim: Buyudki: Güzel söz ve yemek yedirmendir” İman nedir dedim,buyurdiki: Sabır vemüsahamadır İslamınhangi şeyi daha faziletlidir, dedim buyurdik: Müslümanların dilinden ve elinden selamette olan kimsenin yaptıı şey hangi iman daha faziletlidir? dedim (Güzel ahlak buyurdu.

_______

(1) Nisa suresi, ayet: 65 (2) Buhari, Müslim, Ahmed ve Tirmizi, Nesai ve İbni Mace rivayet etti, Hadis sahihtir. (3) Endülüsi Kurtubi, hafıztefsirci tahkikçi,tefsiri var, sahabe isimlerine göre tertiblidiği müsned kitabı var, fakat bize ulaşmadı. (4) Hadis gerçekten çok zayıftır.

(S: 70)

Haseni Basri Sabır ve müsamahayı tefsir etti: Sabır Allah’ın haramlarına, müsamahada Allah’ın farzalrını eda ederkendir. (1)

Tirmizi ve başkası (2) Ayşe (r.a)’den rivayet etti, peygamber (sav) buyurduki: İmanca mü’minlerin en mükemmeli ahlakça en güzelleridir” Ebu Davud ve başkası Ebu Hureyle (r.a)’den tahric etti.

Bezar müsnedinde (3) Abdullah bin Muaviye elGadiri den tahric etti, peygamber (sav) buyurdik: Üç şeyi kim yaparsa imanın tadını bulur: Kendisinden başka ilah olmayan tek -Allah’a tapan kimse, ve her sene malının zekatını gönül hoşnutluğuyla veren kimse hadisi zikretti ve sonunda: Bir adam: ey Allahın rasulü kişinin nefsinintemizlenmesi nedir?dedi.Buyurdiki: Nerede olursa Allahın kendisiyle olduğunu bilmesidir” Ebu Davud hadisin evvelini tahric etti sonunu taric etmedi.

Taberani (4) Ubade bin Samit’tin (r.a) tahric ettti: Peygamber (sav) buyurduki: İmanın en faziletlesi nerede olursan Allahın seninle olduğunu bilmendir. Sahihaynde Abdulah bin Ömer (r.a) den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurdiki: Haya imandan bir şubedir.

İmam Ahmed veİbni Mace İrbad bin Sariye (ra)den tahric etti, peygamber (sav) buyurdiki: (S: 71) Mü’min azgın deve gibidir, ne zaman kayd altına alınırsa boyun eğer.” (5) Allah teala buyurduki: (Mü’miner ancak kardeştirler, kardeşlerinizin arasını düzeltin) (6)

Sahihaynde Nu’man bin Beşir (r.a)’den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Müminlerin birbirlerini sevmelerinde ve birbirlerine acımalarında ki misal, cesed misalidi, ondan bir uzuv hasta olsa cesedin diğer azaları uykusuzluk ve ateşle ona iştirek eder” Müslimin bir rivayetindede: Mü’minler bir adam gibidir, yine bir rivayette: müslümanlar bir adam gibidir, göz şikayetlense, tüm vucudu şikayetlenir, başı şikayetlense, her tarafı şikayetlenir” sahihanyde Ebu Musa (ra)den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurdi: Mü’min mü’min için binanın tuğlaları gibidir, birbirini destekler ve ellerini birbirine kenetledi. İmam Ahmed’in müsnedinde Sehl bin Sa’d (r.a)’den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurdu ki: Mü’min iman ehline göre ceseddeki baş gibidir, mü’min iman ehli için elem duyar, aynen cesed baştaki bir rahatsızlıktan elem duyduğu gibi”

Sahihaynde Enes (r.a)den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Sizden biriniz kendi nefsi için sevdiğini kardeşi içinde sevmedikçe hakiki iman etmiş olamaz” Buhari’de Ebu Şureyh elKa’biden rivayet edidi. (S: 72) peygamber (sav) buyurdiki: Vallahi, iman etmemiştir, vallahi iman etmemiştir, vallahi iman etmemiştir” Bu kimdir ey Allahın rasulü dediler, Komşusu şerlerinden emin olmayan kimse buyurdu: (7) Hakim (8) İbni Abbas (ra)dan tahric eti, peygamber (sav) buyurduki: Kendisi tokken komşusu aç olan gerçek mü’min değildir İmam Ahmed ve Tirmizi Sehl bin Muaz el Cüheni (r.a)’den tahric etti, peygamber (sav) buyurdi ki: Kim Allhah için verir, Allah için vermez Allah için nikahlarsa imanıı tamamlamıştır” (9) Ahmedin bir rivayetinde, peygamber (sav)’e imanan en efdali soruldu, buyurduki: Nefsin için sevdiğini insanari çinde sevmen, ve nefsin için hoş görmediğin şeyi onlar içinde hoş görmemendir” ve O’nun bir rivayetinde “Hayır söylemen veya susmandır” Bu hadistede Allahı çokça zikretmenin imandan olduğu bildiriliyor.

Yine Amr bin El Cemuh (ra) dan tahric etti. Amr bin El Cemuh peygamber (sav)’i şöyle buyururken işitmiş: Kişi allah için sevinceye , Allah için buğzedinceye kadar sarih imana müstehak olamaz. Eğer Allah için sever ve buğzederse Allahın velayetini (dostluğunu) hakeder( (10) Yine Bera’bin Azibten rivayet etti, Peygamber (sav( buyurduki: İmanın en sağlam kulpu Allah için sevmen ve buğzetmendir”

________

(1) Ebu nuaym hiylede zikretti 2/ 156 (2) Hadis sahihtir, Ahmed, Ebu Davud, İbni Hibban ve Hakim Ebu Hureyre’den tahric etti. (3) Hadis sahihti,Ebu Davud, Buhari tarihte ve Taberani sağirde rivayet etti. (4) Hadis makbuldür, Taberani evsat ve kebirde rivayet etti. (5) beyheki Şuabbat ibni Ömer’den rivayet etti. (6) Hucurat, ayet: 10 (7) Buhari ve Müslim Ebu Hureyre4den tahric etti. (8) Hadis sahihtir, Buhari edebte ve Taberani,Beyheki, ve Ebu Ya’la rivayet etti.

(9) Hakikatta hadisih siygası müttefak aleyhtir.(10) Ahmed veTaberina tahric etti. Rivayete Reşid b. Sa’d var.

İbni Abbas (r.a) dedi ki: “‘Kim Allah için sever, Allah için dostluk yapar, allah için düşmanlık yaparsa bununla Allahın dostlmuğuna nail olur. Kul ta böyle oluncaya dek namazı ve orucu çokta olsa imanın tadını bulamaz. (S: 73) genellikle insanalrın kardeşliği dünya işi üzerine oldu, buda ehline bir fayda vermiyor” Bunu İbni Ceriri Taberi ve Muhammed bin Nasr el Mervezi tahric etti.

İhsana gelince: Kuranı kerimde zikre geçiyor, bazan imanla beraber bazan islama bitişik, bazan takvayla birlikte veya salih amelle birlikte zikrediliyor. İmanla beraber zikredilişine misal: (İman edenve salih amel işleyenlere, hakkıyla sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyla sakınıp iman ettikleri sonra hakkıyal sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları taktirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. Alla iyi ve güzel yapanları sever.) (1) İman edipte salih amel işleyenler bilmelidirler ki) biz, salih amel yapanların ecrini zayi etmeyiz) (2)

İslama beraber zikrine misal: (Bilakis kim yüzün mühsin olarak Allah’a döndürürse onun ecri rabbikatındadır) (37 İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah’a veren kimse , gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır.Zaten bütün işlerin sonu Alla’a varır.” (4)

Takvayla beraber zikredilişine misal: (Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve birde fazlası vardır) (5) sahihi Müslimde peygamber (sav)’den sabittirki, fazlasının tefsiri cenette allah tealanın cemaline bakmaktır. Buda ihsan ehilne karşıık olarak münasiptir, çünkü ihsan mü’min kulun dünyada rabine murakabeyle sanki görüyormuş gibi ibadet etmesidi, bunun mükafatıda aherette alah tealanın cemaline bakmaktır.

Bunu aksi olarakta allah teala ahirete kafirlere hazırladığı cezayı haber verdi: (S: 74) Hayır! Onlar şüphesiz o gün rablerinden (O’nu görmekten ) mahrum kalmışlardır) (6) Bunu dünyadaki halerine ceza kıldrı, dünyada kalblerine perde çekti ve O’nun marifetinde ve murakabesinden dünyada mahrum kaldılar, buna ceza olarakta ahirette rü’yetinden mahrum kalacaklardır.

Rasullah (sav7in ihsanın tefsirindeki (Allah’ı görüyor gibi ibadet etmendir” sözü, kulun bu sıfat üzere rabbine ibadet etmesidir, ve O’nun yakınında olduğunu bilmesi, huzurunda olduğunu bilmesidir. sanki O’nu görüyor gibi, bu korkuyu icab eder, ta’zimi icab eder. Ebu Hureyre (ra)in rivayetinde olduğu gibi Alahtan O’nu görüyor gibi korkmandır” aynı zamanda ibadrette halis olmayı icab eder, iyileştirme ve mükemmeleştirmede gayret sarfetmeyi gerektirir.

Peygamber (sav) sahabeden bir topluluğa bir tavsiyeyi yapmıştır, İbrahim el Heceriy’nin (7) Ebil Ahvastan O’nunda Ebu Zerden rivayet ettiğine göre, dedi ki: “Halillim dostum) (sav7 bana Allahtan O’nu görüyor gibi korkmamı tavsiye etti,ben her ne kadar O’nu görmüyorsamda O beni görüyor”

İbni Ömer (ra) den şöyle didiği irvayet edildi: Rasullah (sav) benim cismimin bir kısmından tutu, ve buyurduki: Allahı görüyor gibi ibadetet bunu Nesai Tahric etti.

Zeyd bin Erkam’dan (ra) merfu ve mevkuf olarak rivayet edildi: Sanki Allahı görüyor gibi, sen O’nu görmesende o seni görüyor” (8) Taberrani Enes (ra)den tahric etti, bir adam: Ey Allahın rasulü bana kısaca bahset (anlat) dedi.

“Dünyada veda edenin namazı gibi namaz kıl, çünkü sen her ne kadar Allahı görmüyorsanda o muhakak seni görüyor” buyurdu.

________

(1) Maide suresi, ayet: 93 (2) Kehf suresi, ayet: 30 (3) Bakara, ayet: 112 (4) Lokman Suresi, ayet: 22 (5) Yunus Suresi, ayet: 26 (6) Mutaffin suresi, ayet: 15 (7) O: İbrahimbin Müslim el Heceri, İbni Main ve Nesai O’na zayıf bir tır dedi, İbni Adiyyi dedi ki: OnunEbil Ahvas çokça rivayetine itiraz ettiler. (8) Ebu Nuaym hilyede 8/202 tahriv etti.

Meşhur Harise hadisi ki, bir çok vecihle mürsel ve mutasıl olarak rivayet edildi, fakat mürsel olan muttasıldan daha sahihtir, Peygamber (sav) buyurdu ki: Ey Harise nasıl sabahladın Gerçek mü’min olarak sabahladın, dedi. (Ne söylediğene bak, muhakak her sözün bir hakikat vardır Ey Allahın rasulü, nefsim dünyadan ayrıldı, zahid oldu, gecemide uyadım (ibadet yaptım) gündüzde susuz bıraktım nefsimi) oruç tuttum7 sanki ben açıkça Rabbimin arşına bakıyorum, ve cennette cenet ehline bakıyorum, orada onların nasıl izayertelştiklerine bakıyorum, ve sanki cehennem ehlinin cehennemde nasıl bağırıştıkarına bakıyorum, dedi Gördün, yapış kalbinde Allahın imanı nurlandırdığı kul buyurdu (1)



Ebu Ümame (ra)’den rivayet edildi, peygamber (sav) bir adama tavsiye eti ve buyurduki: Senden hiç ayrılmayan aşiretiyin salihlerinden iki kişiden haya ettiğin gibi Allah’tan haya et” (2) Başka bir vecihlede mürsel olarak rivayet edilir: Rabbinden haya et”

Muazdan rivayet edildi: Peygamber (sav) kendisini Yemen’e gönderince şöyle tavsiye buyurdu: Ehliden heybet sahibi bir adamdan haya ettiğin gibi Allahtan haya et” (3) Peygamber (sav)’e ıssız yerde (tek başınayken) avret yerinin açılmasından solud,u buyurduki: Alah kendisinden haya edilmeye daha müstehaktır” (4) Ebud Derda bir adama şöyle tavsiye etti: Sanki sen Allahı görüyormuşsun gibi ibadet et” (5) Tavaftayken Urve bin Zübeyr İbni Ömere kızını nişanladı, İbni Ömer cevab vermedi, sonra (S:76) daha sonra karşılaştıklarından özür diledi ve dedi ki: Biz tavaftayken Allahı hayal ediyorduk: Bunu Ebu Nuaym ve başkası tahriçc etti (6)

Rasulullah (sav7in “Şayet sen ‘’O’nu görmüyorsanda o seni görüyor buyurması birincinin ta’lilidir sebeblendirilmesi) çünkü kul Allahın murakabesiyle ve allaha yakınlığını hazır etmesi ve görüyor gibi ibadet etmesi ona zor olabilir, buna karşı Allahın kendisini gizli ve aşikar gördüğüne inanmasıyla ve işlerinden hiç bir şeyin O’na gizli kalmadığına inanmasıyla yardım dileyebilir. Bu mertebe kendisine kolay olduğu zaman ikinci mertebeye geçmesi de kolay olur bu basiretle tahkike devamdır Denildiki: Kime allahı görüyor gibi ibadet etmesi zor oluyorsa, Allah kendisini gördüyor olarak ibadet etsin manasına işarettir, kendisine vakıf olduğunu bilsinve ondan haya etsin, bazı ariflerin dediği gibi Allahın sana bakanalrın en aşağısı olmasından kork. Bazısıda dedi ki: Sana olan kudreti mikdarınca Allahtan kork, sana yakınlığı dercesinde Allah’tan haya et. Seleften bazı arifler dedi ki: Kim Allahın müşahedesi üzerine ibadet ederse o ariftir, kimde Allahın kendisini gördüğü üzere amel yaparsa oda ihlaslıdır. Burda daha önce zikri geçen iki makama işaret vardır:

Birisi: İhlas makamı, O’da: Allahın kendisini müşahede ettiğini ve kendisine vakıf olduğunu ve kendisine yakın olduğunu bilerek kulun amel yapması, kul bu şekilde amel yaparsa Allah için ihlaslıdır, çünkü bunları hatıra getirerek yapması onun Allahan bakasına iltifat etmesine engel olur, ve amelinde başkasını irade etmez.

İkincisi: Müşahede makamıdır. Oda: Kulun Kalbinde Allahı müşahedesi gereğince ale yapmasıdır, oda kalbin imanla nurlanması ve basiretinin irfana nüfuz etmesidir, ta gaybın (görünmeyinin)ayan (görünür) olmasıdır. Bu Cebrail hardisinde işaret edilen ihsan makamıdır, basiretlerinin nüfuzuna göre bu makam ehlileri farklı farklıdı.alimlerden bir kısmı Allah tealanın şu kavlindeki (Meselül a’la) misallerin en yücesini bu manad tefsir etmişlerdir: (Göklerde ve yerde (teceli eden) en yüce sıfat O’nundur (7) ve Allah tealanın şu kavlini: (Allah göklerin ve yerin nurudu. onun nurunun temsili, içinde lamba bulunanbir kandillik gibidir) (8) Bununla murad: Onun nurunun mü’minin kalbindeki misali,demişlerdi, Übeyy bin Ka’b ve seleften başkası böyle söylediler daha önce:

İmanın en efdali: Nerede olursan Allahın seninle olduğunu bilmendir” Kişinin nefsini temizlenmesi nedir? Nerede olursa allahın kendisiyel olduğunu bilmesidir” hadisi daha önce geçti.

________

(1) Taberani kebirde Beyheki şuabta tahriç etti. Heysemi mecmays Zevadde 1/57’de dedi ki:

Rivayette ibni Cehia var. (2) Hadis zayıftır, İbni Adiyy tahriç etti: (3) Bezzar tahriç etti. İbni Lehia var. O zayıftır . (4) Hadise tirmizi hasendir dedi. (5) Ebu NuaymHilye: 1/212’de Tahric eti. (6) Ebu Nuaym Hilye /1/309 (7) Rum Suresi, ayeti : 27 (8) Nur ayet: 35

Taberani Ebu Ümame (ra)den tahric etti. peygamber (sav) buyurdu ki: Hiç bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde üç zümre allahın arşının gölgesi altında olacaktır: her nereye yönelirse Allahın kendisiyle beraber olduğunu bilen adam..” ve hadisi zikretti.Kuran vbu manaya bir çok yerde işardet etti, Allah tealanın şu kavli gibi: her nerede olursanız o sizinle beraberdir (1) Kullarım sana benden sorarlarsa (deki) ben yakınım) (2), Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerde bulunursa bulunsunlar mutlaka o onlarla beraberdir. Sona onlara kıyametgünü yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah ehr şeyi bilendir.) (3) ne zaman sen bir işti bulunsan, ne zaman kurandan bir şey ousan ve s iz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir.Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki, apaçık kitapta (Levhi mahfuzda) bulunsaın.) (4).Biz ona şah damarından daha yakınız) (5) (Allahtan gizlenemezler, o onlarla beraberdir) (6)

Bu yakınlığın hatıra getirilmesinin mendub olduğu hakkında hadisler vardır, şu hadis gibi: “Sizden biriniz kalkıp namaz kıldığı zaan, ancak o rabbiyle fısıldaşıyor, veya Rabbi kendisiyle kıble arasındadır” (7) (S: 78) Namaz kıldığında allah karşısındadır” (8), Kul namazında dönmediği müddetçe Allah kulunun karşısındadır (9) Zikide sesini yükseltenlere buyurduki: Siz ne sağıra nede gaibe dua ediyorsunuz, siz işiten ve yakın olana dua ediyorsunuz. (10) Bir rivayettede: (O sizden birinize şah damarından daha yakındır”

Allah azze ve celle buyuruyorki: Kulum beni zikrettiği ve beninle dudağını hareket ettirdiği zaman ben kulumla beraberim” (11)

Allah azze ve celle buyuruyorki: Ben kulumun zannıyla beraberim, o beni zikredince onunlayım,o beni kendi nefsinde zikrederse bende onu kendi nefsimde zikrederim, o beni bir topluluk içinde zikrederse bende onu daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim, o bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir anda yaklaşırım, bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım, o bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim” (12)

Kim bu haslardan teşbih, hulul veya ittihad (birleşme) anlarsa allah hakkında cahilliğinden ve kötü anlayışındandır. Allah ve rasulü ondan beridir. (S: 79) Benzeri olmayan Allah eksiklikten noksanlıktan münezzehtir, O işitendi, görendir. Bekir el Müzeni dedi ki: Ey adem oğlu senin gibi kim var? Seninle mihrab ve suyun arasını boşalt. Her ne zaman istesen aranızda tercüma olmaksızın Allahın huzuruna gidersin”

Bu hatıra getirme durumuna kim ulaşırsa (Allaha ibadet ederken) Allaha ünsiyet kurar ve zaruri olarak yaratıklardan vahşet duyar. Sevr bin Yezid dedi ki: Bazı kitaplarda okudum, İsa (a.s) demişki: Ey havariler! Allahla çokça konuşun insanlarla az konuşun, Allahla nasıl çok konuşuruz, dediler. Onun münacatıyla (yalvarmasıyla) ve O’na dua ile başbaşa kalın” buyurmuş. Bunu Ebu Nuaym tahric etti yine o Rabah’a isnadla rivayet etti, Rabah dedik: Bir adam her gece ve gündüzde bir günde bin rekat namaz kılıyordu, ta ayaklarından rahatsız olana kadar böyle devam etti,bu seferde oturarak her gece bin rekat namaz kılmaya başladı, ikinci namızını kılınca bağdaş kura, kıbleye bin rekat namaz kılmayı başladı ikindi namazını kılınca bağdaş kurar, kıbleye yönelir ve:Senden başkasına ünsiyet eden yaratılmışlara şaşıyorum, hatta senden başkasının zikriyle yaratıkların kalbleri nasıl nurlanıyor ona şaşıyorum, derdi

________

(1) Hadid suresi, ayet: (2) Bakara, ayet: 186 (3) Mücadele suresi, ayet: 7 (4) Yunus suresi, ayet: 61 (5) Kaf suresi, ayet: 16 (6) Nisa suresi, ayet: 108 (7) Hadis sahihtir, Buhari, Müslim, Ebu Davud ve İbni Hibban Enes (r.a)’den tahric etmiştir. (8) Hadis sahihtir, Buhari, Müslim Ebu Davud ve Nesai İbni Ömerden tahric etti. (9) Tirmizi Haris el Eşari’den tahric etti ve sahih garibtir dedi. (10) Hadis sahitir,Buhari, Müslim Ebu Davud,Tirmizi, Nesai ve İbni Mace Ebu Musa el Eşariden tahriç etti. (11) Hadis farklı lafızlarla tahric eedildi, hadis kudsidir, Ahmed, Beşheki , İbni Mace, İbni Hibban ve Hakim birbirine yakın lafızlar la zikretti. (12) Hadis sahihtir, Buhari, Müslim, Tirmizi, tahric etti.

Ebu Üsame dedi ki: Muhammed bin Nadr el Harisi’nin yanına girdim, O’nu sanki ruhu alınıyor gibi gördüm, dedimki: Sanki sen yanına gelinmesinden hoşlanmıyorsun Evet, dedi vahşet duymuyormusun? dedim, nasıl vahşet duyarım, O (Allah) “Beni zikredenin ben meclis arkadaşıyım, buyuruyor, dedi (1)

Evinde yalnız oturan malik binMiğvel’e denildiki: Vahşet duymuyormusun? Allahla beraber kimse vahşet duyarmı? deddi. Habib-Ebu Muhammed-evinde yalnız kalıyordu, ve şöyle diyordu: “Gözü seninleaydınlanmayanın gözü aydınlanmaz, seninle ünsiyet kurmayan, enis (dost) olamaz.”

Müslim bin Yesar dedik: Lezzetlenenler Allaha yalnız anında yalvardıkları anda lezzetlendikleri gibi lezzetlenmemiştir” (2) Müslim bin Abid dedi ki: Eğer cemaat olmabaydı ölene kadar evimden çıkmazdım”

dedi ki: Allaha itaat edenler dünyada efendilerine halvettemünacattaki lezzetten daha attlı lezzet bulamamışlardır., ahirettetede kalblerinde daha lezzetli sevabı daha büyük bir şey olacağını sanmıyorum (Allahın cemaline bakmaktan daha lezzetli bir şey olacağını sanmıyorum)

İbrahim bin Edhem dedi ki: Derecelerin en yükseği Rabbine ibadete ayrılmandır, rabbinden başkasını ümid etmeyinceye ve ancak günahından korkuncaya kadar kalbinle, aklınla ve bütün azalarındla allaha ünsiyet etmendedir, O’’nun muhabbeti kalbinde kökleşmelidi, hatta sen bu hal üzere olursan ona hiç bir şey tesir etmemelidir, denizde ol karada ol hiç ehemmiyet vermemelisin, veya düzlükte veya dağda, sevgiline kavuşmaya şevkli olmalısın, susuzun soğuk suya iştiyakı olduğu gibi, açın güzel yemeğe iştiyakı olduğu gibi, Allahın zikri sana baldan ve susuz adama yaz gününde temiztatlı sudan daha tatlı olmalıdır.”

Fudayl dedi ki: Oturma arkadaşı Allah olan insanlardan yalnız yaşayana müjdeler olsun” (3) Ebu Süleyman dedi ki: Devamlı Allahlayım O’nu hiç unutmuyorum” Ma’ruf bir adama dedi ki: Allaha güvne, taki senin oturma arkadaşın, dostun ve şikayet merciin olsun” (4) Zünnun dedi ki: Allahı sevenlerin alameti, Ondan başkasına enis (dost) olmazlar, onunla beraber yalnızlık çekmezler” sonra dedi ki: Kalbte Allahın sevgisi yerleşirse Allaha dostolur çünkü Allah sevgisi ariflerin kablerinde başkasını sevmeyecek kadar büyüktür.”

Bu kavmin bu babta kelamını zikretmek, gerçekten uzundur, zikrettiğimiz yeterlidir inşa Allah. Bu büyük hadisin işaret ettiği şeylere yaptığımız işareti kim düşünürse, bütün ilim ve marifetlerin bu hadisi dahil olduğunu ve altında bulunduğunu BİLİR.

İslam ilimlerinden adab, ahlak ve bunun dışında çok meseleler üzerinde alimlerden azı müstesna konuşmuyorlar, iki şehadetin manası Allahtanbaşka ilah olmadığına ve Muhammedin Allahın kulu ve rasulü olduğuna şehadet Üzerinde yine konuşmuyorlar.

Dinlerin usulleri üzerine konuşanlar, iki şehadet Allaha,meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine,ahiret gününe ve kadere iman üzerine konuşuyorlar.

Marifetler ve muamelat üzerine konuşanlarda, yine imana dahil olan ihsan, ve batıni ameller, korku muhabbet tevekkül ve rıza gibi, sabır gibişeyler üzerine konuşuyorlar. Müslüman grubların konuştukları şeri ilimler bu hadis sınırı içindedir ve hepsi ona dönüyor.

Geriye hadisten kıyametin zikre meselesi kaldı: Cebrail dekiki: Bana kayemetten haber ver, peygamber (sav) buyurdiki: Ondan sorulan sorandan daha bir bilgili değildir: Yani yaratılanların kıyamet hakkındaki bilgisi eşittir, buda O’nun ilminin ancak Allaha mahsus olduğuna işarettir,bunun için alime bilmediği sorulunca bilmiyorum, emesi ona hiç noksanlık getirmez, bilakis o bunun takvasındandır, çünkü her bilenin üstünde daha fazla bilen vardır.

______

(1) Hadis sahih değildir, Deylemi, senedsiz olarak Ayşe (r.a)’den merfu olarak rivayet etti, yine Beyhetti Şuabta tahric etti. (2) Ebu Nuaymhilyetül evliyada 2/ 294’te zikretti. (3) Ebu Nuaym Fudayl bin İyaddan zikretti Hilye: 8/108 (4) ebu Nuaym Ma’rufu Kerhi zikretti, Hilye: 8/360

Ebu Hureyre (r.a) hadisinde peygamber (sav) buyurduki: “Allahtan başka kimsenin bilmediği beş şey içinde” eve sonra şu ayeti okudu: Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allahın katındadır. Yağmuru o yağdırır, rahimlerde olanı o bilir.Hiç kimse yarın ne kazanacıanı bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdar) (1) Allah teala buyurduki: (Sana kıyameti ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Deki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini ondan maşkası açıklayamaz. O göklerde yerde ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. Deki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır) (2)

Sahihi Buharide İbni Ömer (r.a)’den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurdik: Gaybın anahtarları beştir, onları allahtan başkası bilmez sonra şu ayeti okudu: Kıyamet vakti hakkındaki bilgi ancak Allah katındadır...) (4)

Bana emarelerinden haber ver sözü: Yani alametlerinden, yaklaştığına işaret eden alametlerden.

Ebu Hureyre (r.a) hadisinde peygamber (sav) buyuruduki: Sana şartalrından ve o aynı zamanda alametlerdinden oluyor ondan bahsedeceğim”(5) Peyygamber (sav7 iki alamet zikretti:

Birincisi alamet: Cariyenin efendisini doğurması” Efendisinden murad malikesidir. Yine Ebu Hureyre hadisinde Efendisini diye erkek lafzıyla geçiyor. Buda çok beldelerin fethedileceğine ve esirlerin çoğalıp çok köle el geçirileceğine işarettir, ve onlarında çocuklarının çoğalacağına ve bu şekilde anne çocuğuna köle olacağına işarettir, çünkü efendinin çocuğu efendi konumundadır, cariyenin çocuğu efendisi oluyor.

Hattabi dedi ki: Bununla, ümmül veled (Efendinin cariyesi kendi efendisinden çocuk sahibi olursa buna ümme veled denir, mütercim7 çocuğunun babasından olan mirasından dolayı hür bıkarılır, miras çocuklarına intilak eder ve çocuklarına köle olurve efendisinin ölümünden önce satılır diyenler delil oarak kabu ettiler. Hattabidekiki: Bu şekilde delil getirmede nazar var (yani bunu gözden geçirmek lazım, bu delillendirme zayıftır)

Bende derimki: Bazısı bununla bunun aksine delil getirdi, ve ümme veled satılmaz (S: 83) ve efendisinin ölümüyle hür bırakılır, dedi, çünkü cariyenin çocuğu efendisi kılıdı, sanki efendisi gibioldudediler.

Bu aynen peygamber (sav)den rivayet edilen şu hadis gibidir: Mariye İbrahimi doğurunca peygamber (sav) buyurduki:Onu çocuğu azad etti” (6)

Bununla imam Ahmed delil getirdi, çünkü Muhammed bin el Hakemin ondan yaptığı rivayette: Cariyenin efendisini doğurmasıdır” hadisi hakkında İmam Ahmed dedi ki: Ümmü veledler çoğalır, ve sonra anne getirilir, kız satın alır ve ona hizmet eder, oda annesi olduğunu bilmez, bu islamiyette vaki oldu.

Denildiki: Cariyeler krallar doğuracak.Veki’dekiki: Manası: Acemler Arab doğurur (7) Arablarda acemin krallarıdır ve frendilyeridi.

İkinci alamet: Ayak yalın, çıplak, fakir..” ve Koyun çobanları bina yükseltmede şarıştıkları zaman Ömer (r.a) hadisinde böyledir, bununla murad insanların en sefili insanların reisleri olurlar ve malları çoğalır ve binalarının yüksekliği ve süslü olmasıyla övünürler. demektir. Ebu Hureyre (ra) hadisinde üç alamet zikredildi: Biri: Ayağı yalın, çıplakların insanların reisleri olmas,ı kuzu çobanlarının binaları yükseltmesidir.

_____

(1) Lokman ayet: 34, (2) A’raf, ayet: 187 (3) Ahmed ve Taberani İbni Ömerden tahric etti. (4) Ahmed güzel bir isnadla tahric eti, Mecmauzzevaid: 8/ 263 (5) Hadis sahihtir, Buhari tahric etti, Müslim tahric etti. (6) İbni Mace, Darekutni, Hakim Beyheki İbni Abbastan tahric etti, sahihtir, (7) İbni Mace Ömer (ra) hadisinde zikretti.

Bu hadisi Abdullah bin Ata bin Abdullah bin Büreyde rivayet etti ve orada: Sağır, dilsiz, ayaı yalın koyun çobanlarını bina yükseltmede yarıştıklarını ve insanların kralları olduklarını görürsen” buyurdu. Bir adam kalktı ve gitti, biz: Ey Allahın rasulü, bu sıfatalrı zikrolunanlar kimlerdir? dedik, buyurduki: Onlar Arapçıktır (1) Aynı şekilde bu son lafızla bu hadisi Ali bin Zeyd Yahaya binYa’merden, O’da İbni Ömerden (2) rivayet eti, ilk lafızlarıyla sahihte Ebu Hureyre (r.a) rivayet etti (mana ile). (S: 84) Sağır, dilsiz,kör” sözü, onların cahilliklerine işarettir, ilimsizliklerine ve anlayışsızlıklarına işarettir, bu manada hadisler çoktur.

İbni Hibbanın sahihinde Enes (ra)den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Sen ahmak oğlu ahmağın yanınad oluncaya kadar dünya sona ermez”

Tebarina (3) Ebu Zer (r.a)den tahric etti peygamber (sav) buyurduki:

Dünyaya ahmak oğlu ahmak üstün gelinceye kadar kıyamet kopmaz.

İmam ahmed ve Taberani Enes (ra)den tahricetti, peygamber (sav) buyurduki: Kıyamete yakın aldatıcı seneler vardır, emin insanar itham edilir, itham olunanar güvenilirler, ve değersiz adamlar konuşurlar” Rüveybida, nedir, ey Allahın rasulü, dediler,buyurduki: Beyinsiz ve ammenin (umumun işleri hakkında konuşan kimsedir” başka bir rivayettede: Umumun işleri hakkıda konuşan fasıktır buyurdu. Ahmedin bir rivayetindede: Deccalin çıkmasına yakın zamanda aldatıcı seneler, vardır o senelerde yalancı doğrulanrı, doğru yalanlanır, güvenilir hain sayılır, hain emin sayılır” buyurdu, ve hadisin devamını zikretti. (4) Bu hadiste zikredilen kıyamet alametlerinin içeriği şudur: İşler ehli olmayana verilir, kıyametten sorulunca peygamber (sav7’in şöyle buyurduğu gibi: İş ehlinden başkasına verilirse kıyameti bekle (5)

Ayakları yalın, çıplak, cahil kaba koyun çobanarı bina yükseltecek derecede insanların başkarı ve servet sahibi olurlarsa (S: 85) böylece din ve dünyanın düzeni bozulur, fakir insanlar insanlara melik olurlarsa, melikleri ister genel ister hususi olsun nerdeyse insanların haklarını vermeyebilirler, bilakis istila ettikleri malda kendi nefislerini tercih ederler. Başka bir hadistede buyurduki: Kabilenin münafıkları efendilik yapıncaya kadar kıyamet kopmaz.(6) İnsanların kralları ve reisleri bu hal üzere olurlarsa diğer hallerde değişir, yalancı doğrulanır, doğru yalanlanır, ihanetçi emin, emin ihanetçi kılınır, cahil konuşur, alim susar veya tamamen alim kalmaz.”

Peygamber (sav)’den sahih olarak sabittir ki, şöyle buyurdu: İlmin kaldırılması ve cehaletin ortaya çıkması kıyametin alametlerindendir.” (7)

Alimlerin ölümüyle ilmin alınacağını, hatta alim kalmayınca ,insanların cahil reisler edineceğini ve onlara soru sorulacağını ve onlarında ilimsiz fetva vereceklerini, hem kendilerinin sapacağını hemde saptıracağını haber verdi: (8)

Şa’bi dedi ki: İlim cehalet, cehalette ilim oluncaya kadar kıyamet kopmaz, bütün bunlar ahir zamanda hakikatların tersine döndüğü ve işlerin aksine döndüğü şeylerdendir.

Hakimin sahihinde Abdullah bin Ömerden merfu olarak rivayet edildi: Hayırlıların bırakılması ve şerlilerin kaldırılması (yükseltilmesi) kıyametin alametlerindendir”

________

Mervezi “Onlar arabtır” lafzıyla rivayet etti. (2) Ahmed ve Tirmizi tahric etti, ravi Ali Bin Zeyd bin Cüd’an zayıftır. (3) Taberani evsatta, tahric etti Heysemi dedi ki: Ravilerinin bazıları teşvik edildi, bazıları ise zayı f görüldü (4) Hadisin isnadı güzeldir, Ahmed Ebu Ya’la, Bezzar ve Taberani evsatta tahric eti. (5) Hadis sahihtir, Buhari Ebu Hureyre (r.a)’den tahric eti.

(6) Bezzarve Taberani İbni Mesuddun tahric etti, Heysemi dedi ki: İçinde Hüseyin bin Kays var o metrüktür. (7) Ahmed, Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai ve İbni Mace Enes (ra)’den tahric etti, sahihtir, (8) Hadis sahihtir, Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve Ahmed Abdullah bin Amr’dan tahric ettiler.

Binaları yükseltmekte yarışırlar” sözünde, övünmenin kınanışına delil vardır, özellikle binaları yükseltme konusunda. Binaları yükseltmek peygamber (sav)’in sahabeleri zamanında bilinmiyordu, bilakis ihtiyaç miktarınca kısaydı. Ebuz Zihad A’rac’dan , O’da Ebu Hureyre (ra)’den, rivayet eti, rasulullah (sav) buyurduki: İnsanlar binaları yükseltmede birbirleriyle yarışıncaya kadar kıyamet kopmaz bunu Buhari tahric etti. Ebu Davudda Enes (ra)den tahric etti, peygamber (sav) yüksek bir kubbe gördü ve bu nedir? buyurdu. Bu filanındır, dediler, Ensardan bir adam. (Kubbenin ) sahibi geldi resulullah (sav)’a selam verdi, resulullah (sav) ondan yüz çevirde, bunu defalarca yaptı, ve adam kubbeyi yıktı. Taberanide başka bir vecihten rivayet etti, Enes (r.a)den tahric etti, peygamber (sav) buyurduki: Her bina Eliyle başının üzerine işaret etti bundan fazla olursa o vebaldir.

Hureys bin Saib, Hasandan rivayetle dedi ki: Osman (r.a)’ın halifeliği zamanında peygamber (sav)’in eşlerinin evine giriyorum elimle tavanına dokunuyordum. Ömer (ra)den şöyle yazdığı rivayet edilir: Binalarınızı yükseltmeyin, o zaman yükselttiğiniz zaman) sizin en şerli gününüzdür” Yezid bin Ebi Ziyad dedi ki: Huzeyfe Selmana dedi ki: Ey Eba Abdullah sana bir mesken bina etmeyelim mi? O’da dedi ki: Sen beni niçin kıral yapıyorsun? Hayır, fakat sana kamıştan bir ev yapacağız, ve üzerinde hasırla tavanlarız, ayağa kalktığın zaman nerdeyse başın değer uyuduğun zaman nerdeyse iki tarafa vücudun değer, dedi. O’da: Sanki ben benim nefsimin içindesin (tam istediğim gibi) (1)

Ammar bin Ebi Ammardan şöyle dediği rivayet edildi: Bir adam evini yedi ziradan fazla yükseltirse, (S: 87) Ey fasıkların fasığı nereye diye çağrılır, bunu İbni Ebid dünya tahric etti. Yakub bin ebi Şeybe müsnedinde dedi ki: Bana İbni Ayşenin şöyle dediği ulaştı: İbni Ebi Şümeyle biza anlattı, dedi ki: Müslümanlar Basrada mescidin yanında kıl çadırlara yerleştiler ve aralarında hırsızlık yayıldı, hazreti Ömere yazdılar onlara kalmış hususunda izin verdi ve kamışla bina ettiler, bu seferde yangın çoğaldı, yine Ömer (r.a)’e yazdılar onlara çakılla bina yapmalarına izin verdi, bir adamın tavanını yedi ziradan fazla yükseltilmesini yasakladı, ve dedi ki: Evlerinizi ondan bina ederseniz, yine ondan mescidde bina ediniz. İbni Ayşe dedi ki: Utbe bin Gazvan Basranın mescidini kamştan yapmıştı ve dedi ki: Kişinin kamış mescidde kılması, kerpiç mescidde kılmasından daha faziletlidir. İbni Mace Enes (ra)den tahric etti, peygamber (sav) buyurduki: İnsanlar mescidlerler övünmedikçe kıyamet kopmaz (2)

İbni Abbas (ra) peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

Yahudilerin kiliselerini, Hristiyanların binalarını (ibadet yeri) yükselttikleri gibi sizinde yükselteceğinizi görüyorum (3)

İbni Ebid dünya İsmail bin Müslime isnadla, O’da Hasan Radıyalllahu anahtan rivayetle dedi ki: Rasullah (sav) mescidini bina edince (Musa (A.S)’ın hayması gibi yapın, buyurdu. Hasana denildiki: Musanın hayması mıdır? Elini kaldırdığı zaman tavana ulaşıyordu, buyurdu (4)

(1) Ebu Naym Hilyetül evliyada zikretti 1/202 (2) Hadis sahihtir, Ahmed, İbni Mace ve İbni Hibbandan rivayet etti. (3) İbni Mace tahric etti, hadis hasendir (4) Hadis mürseldir, zayıftır, bunu aynı şekilde Beyhekide rivayet etti, rivayette İsmail bin Müslim var o basralıdır, zayıftır, Ebu Zür’anın dediği gibi, Ahmedin dediği gibide hadisi münkerdir, Mizanul itadal: 1/248


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com