Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

OTUZ DÖRDÜCÜ HADIS: MÜNKERI DEĞIŞTIRMENIN MERTEBELERI

OTUZ DÖRDÜCÜ HADIS:

MÜNKERI DEĞIŞTIRMENIN MERTEBELERI


Ebu Said el-Hudri (r.a.)’den şöyle dediği rivayet edildi:Resulullah (s.a.v.)’i şöyle derken işittim: “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin, bana gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle (değiştirsin), bu da imanın en zayıfıdır.” Bunu Müslim rivayet etti1 bu hadisi Müslim Kays bin Müslim rivayetinden tahric etti, o da Tarık bin fiihab’tan o da Ebu Said’den rivayet etti, (yine) İsmail bin Reca rivayetinden tahric etti, o da babasından, o da Ebu Said’den rivayet etti, onun yanında Tarık hadisi hakkında dedi ki: Bayram günü namazdan önce ilk hutbeye başlayan Mervan’dır, bir adam ayağa kalktı ve dedi ki: Namaz hutbeden öncedir, dedi ki: Oradaki terkedildi, Ebu Said dedi ki: Bu ise kendi üzerine deki şeye hükmetti, sonra bu hadisi rivayet etti.

Bunun namazı başka bir vecihle rivayet edildi, Müslim bunu2 ibni Mesud (r.a.)’dan tahric etti. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Benden önce Allah’ın göndermiş olduğu ümmetlerin peygamberlerinin havarileri vardı, o peygamberlerin sünnetlerini alan ashabı vardı, emrine uyanlar vardı sonra onlardan sonra bir zümre gelir yapmadıkları şeyi söyleyenler emrolunmadıkları şeyleri yaparlardı, kim onlarla eliyle cihad ederse o mümindir, kim onlarla diliyle cihad ederse o mümindir, kim kalbiyle cihad ederse o mümindir, bunun gerisinde hardal tanesi kadar iman yoktur.”

S: 147 Salim el-MURADİ AMR BİN HERAM’DAN o da Cabir bin Zeyd’den, o da Ömer bin Hattab (r.a.)’tan Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Ahir zamanda ümmetime sultanları tarafından şiddetli bela isabet edecektir, ondan ancak Allah’ın dinini bilen bu kimse için sabıkaar geçmiştir ve Allah’ın dinini bilen ve onu tasdik eder adam (kurtulacaktır) eğer (bu adam) hayır yapan birini görse onu sever, batıl yapan birini görse ona buğuzeder, bu da bütün bunları içerisinde bulundurduğu için kurtulacaktır” bu hadis garibtir, isnadı munkatıdır.”

İsmali Ebu Harun el-Abdi’den- o zayıftır2 tahric etti, o da Ömer’in kölesinden Ömer’den rivayetle nakletti, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Üç gurup haricinde bu ümmetin helak olması yakındır. Eliyle, diliyle kalbiyle itiraz eden adamdır, eliyle, diliyle, kalbiyle korku duysada, eliyle, diliyle, kalbiyle, korku duysa da.”

Yine Evzai’nin Umeyr bin Hani’den rivayetinde tahric etti. O da Ali’den rivayet etti, o Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitmiş:

“Benden sonra müminin eliyle ve diliyle itiraz etmeye güç yetiremeyeceği fitneler olacaktır” dedim ki:

“Ey Resulullah bu nasıldır?” buyurdu ki:

“Kalbleriyle itiraz ederler” dedim ki:

“Ya Resulullah bu onların imanlarından birşey eksiltir mi?” buyurdu ki:

“Hayır ancak yağmurun taştan eksilttiği kadar (eksiltir)”Bu isnat muntakıdır.3 Taberani manasını Ubade bin Samit’ten tahric etti, o da Peygamber (s.a.v.)’den zayıf bir isnatla rivayet etti.4 Bu hadislerin hepsi münkerin inkarının (kötülüğü engellemenin) güç nisbetinde vacipliğine delildir.

Kalble itiraz ise o mutlaka gereklidir, müminin kalbi itiraz etmiyorsa kalbinden imanı gittiğine delildir. Ebu Cuheyfe’den şöyle dediği rivayet edilir: Ali dedi ki: Cihaddan en evvel kaybedeceğiniz şey: Elinizle cihaddır, sonra dillerinizle cihaddır, sonra kalblerinizle cihaddır, ne zaman kalbim marufu (iyiliği) bilmezse, kalbi kötülüğe itiraz etmezse ters çevrilir yukarısı alt tarafa kılınır.” İbni Mesud şöyle diyen bir adam işitti: İyiliği emredip, kötülüğü engeleyemeyen helak oldu, ibni Mesud dedi ki: Kalbiyle iyiliği ve kötülüğü bilmeyen helak oldu.5



(1) Hadis sahihtir, Ahmed, Müslim, Ebu Davud, Tirrmizi, Nesai ve ibni Mace tahric etti, ibni Hibban doğruladı. (Camiu’l Usul: 1/228, Camiu’s Sağir).

(2) Hadis sahihtir. Ahmed Müslim ve Beyheki tahric etti. (Camiu’l Usul: 1/229, Süyuti’nin Fethu’l Kebir’i: 2/123)

(1) Hadis munkatıdır. Çünkü Cabir bin Zeyd Ömer yetişmemiştir. Salim el-Muradi zayıftır.

(2) Metruktür.

(3) Hadis munkatıdır. Çünkü Umeyr bin Hani Ali’den işitmemiştir.

(4) Taberani Kebir ve Evsat’ta tahric etti. Heysemi Mecma’da dedi ki: (7/275) senedinde Talha bin Zeyd el-Keriş var o gerçekten zayıftır.

(5) Taberani Kebir’de tahric etti. Heysemi Mecma’da (7/275) dedi ki: Adamları sahih rivayet adamlarıdır.)

Kalble iyiliği ve kötülüğü bilmenin farz olduğu hiç kimseden sakıt olmayacağına işaret ediyor, kim ki bilmezse helak olur. Dil ve el ile itiraz ise güç nisbetince vacibtir. İbni Mesud dedi ki: Sizden yaşayan birinin kötülüğü görüpte engellemeye gücü yetmeyeceği zaman gelmesi yakındır, ancak Allah’ın kalbinden nefret ettiğini bilmesi müstesnadır.

Ebu Davud’un Sünen’inde1 Urs bin Umeyr Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Yeryüzünde bir hata işlendiğinde onu görüpte ondan nefret duyan görmemiş gibidir, onu görmeyipte razı olan onu görmüş gibidir.” Kim bir hatayı görürde kalbimden nefret ederse diliyle ve eliyle itiraz etmeye gücü yetmediği takdirde onu görmemiş gibidir, kim o kötülüğü görmemiş ve ona razı olmuşsa itiraz etmeye güç yettiği halde itiraz etmemişse onu görmüş gibidir, çünkü hatalara haramları en çirkinlerindendir, kalble itirazı kaçırmış oluyor insan kalble itiraz da her müslümana farzdır, her halükarda kimseden sakıt olmaz.

İbni Ebi’d Dünya Ebu Hureyre (r.a.)’den tahric etti, o Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet etti:“Kim bir masiyette hazır bulunur da ondan nefret ederse sanki ondan gaib gibidir, kim o (masiyetten) galib olur da o masiyeti severse sanki ona hazır olmuş gibidir.”2 Bu da önceki gibidir bununla kalble inkarın herhalde bütün müslümana farz olduğu açığa çıktı.

El ve dille inkara gelince, güç nisbetindedir, Ebu Bekir Sıddık (r.a.) hadisinde olduğu gibi Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Hangi kavim içerisinde masiyetler işlense sonra onlarda değiştirmeye gücü yetse ve değiştirmeseler Allah’ın genel ceza vermesi yakın olur” bu lafızla Ebu Davud tahric etti.

Ve dedi ki: fiube dedi ki:“Hangi kavim içerisinde masiyetler işlenirse onlar o masiyetler işleyenlerden fazla ise..”3 (S: 149) Yine Cerir’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet ettiğini işittim: “Hangi adama masiyetler işleyen bir kavim içinde bulunsa, o (kavmi de) değiştirmeye gücü yetse ve değiştirmeseler. Allah ölmeden önce onlara bir azap isabet ettirir” bunu İmam Ahmed tahric etti lafzı şudur: “Hangi kavim içerisinde masiyetler işlerse de o kavimde masiyetler işleyenlerden daha güçlü ve daha çokça Allah onlara genel azap verir.”1 Yine Adiy bin Amire’den şöyle dediğini tahric etti: Resulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Allah aralarında kötülüğün yapıldığını görüpte itiraz etmeye güçleri yettiği halde itiraz etmeyinceye kadar özel bir topluluğun amelinden dolayı geneli azaplandırmaz, eğer böyle yaparlarsa Allah özeli de geneli de azaplandırmaz.”2

Yine o ve ibni Mace Ebu Said’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) hutbesin de buyurdu ki:

“Dikkat edin bildiği takdirde bir adam insanların korkusu hakkı söylemekten engellemesin.” Ebu Said ağladı ve dedi ki:

“Vallahi birçok şeyler gördük ve korktuk. Bunu imam Ahmed tahric etti ve şunu ekledi: Çünkü ecel yakınlaştırılmaz, rızık uzaklaştırılmaz, hak söylenildiği veya büyük bir mesele hatılatıldığı için.”4 Yine imam Ahmed ve ibni Mace Ebu Said’den Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu tahric etti:

“Sizden biriniz nefsini hor görmesin” dediler ki:

“Ya Resulullah bizden biri nefsini nasıl hor görür?” buyurdu ki:

“Hakkında söz söylemesi gereken Allah’ın emrini görür sonra da söylemez, Allah ona buyurdu ki: fiu şu şey hakkında konuşmaktan seni ne engelledi? Der ki:İnsanlardan korktum, Allah buyurdu ki: Benden korkman daha hak değil miydi?”5



(1)Hadis sahihtir, Ebu Davud ve Taberani Kebir’de tahric etti. (Feyzu’l Kadir ve Camiu’s Sağir).

(2) Hadis zayıftır, Beyheki ve ibni Adiy Kamil’de tahric etti, senedinde Yahya bin Ebi Süleym veya Ebu Süleyman var, Zehebi dedi ki: Kuvvetli değildir de Yahya bin Ebi Süleym veya Ebu Süleyman var, Zehebi dedi ki: Kuvvetli değildir (Feyzu’l Kadir)

(3) Sahihtir bu lafızla Ebu Davud tahric etti, benzerini Ahmed Tirmizi, ibni Mace, Nesai ve ibni Hibban Sahihinde tahric etti (Tergib ve Terhib: 3/229 ve sonrası).

(1) Cerir bin Abdillah’tan Ahmed Ebu Davud ibni Mace ibni Hibban Esbehani tahric etti. (Tergib ve Terhib: 3/229).

(2) Ahmed, Beğavi ve ibni’l Mübarek tahric etti Hafız ibni Hacer Fethu’l Bari’de hasen gördü, Taberani Kebir’de Urs bin Umeyre’den şu lafızla tahric ettiği hadis onu destekliyor:“Allah özelin yaptığı işten dolayı geneli cezalandırmaz, ta ki özel genelin değiştirebileceği bir amel yapar da genel değiştirmezse, o zaman Allah’ın genelin ve özelin helakini ilan ettiği zamandır.” Heysemi Mecma’da dedi ki: 7/268. Adamları güvenilirdir

(3) Hadis hasendir. Ahmed ibni Mace ibni Hibban sahihinde tahric etti. (Camiu’s Sağir).

(4) Hadis sahihtir. Ahmed Tirmizi: (2192) ve ibni Mace tahric etti. (Mecmau’z Zevaid: 7/272).

(5) Hadis munkatıdır, Ahmed, EbuNuaym Hilye’de: (4/384) İbni Mace Beyheki Ebu’l Bahteri tarikıyla tahric etti. (Said bin Feyruz) O Ebu Said’i işitmedi. (Fethu’l Kebir: 3/355) Yine Ahmed ve Ebu Nuaym Hilye’de: (4/384) Bir adamdan, o da Ebu Said’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den benzerini rivayet etti, Ebu Nuaym dedi ki:Zeyd bin Ebu Enise ise adamı isimlendirdi ve dedi ki: Ebu Bahteri’den, o da Meşfaa’dan, o da Ebu Said’den. Sonra Ebu Nuaym isnadıyla Zeyd bin Ebu Enise’den tahric etti, o da Amr bin Mürre’den o da Ebu’l Bahteri’den, o da Meşfaa’dan, o da Ebu Said’den benzerini rivayet etti).

Bu iki hadis engelin sadece korku olduğu manasına hamledilir, Said bin Cübeyr’de deki: İbni Abbas’a da dedi ki:

“Sultana iyiliği emredip kötülükten nehyedeyim mi?” Deki:

“Seni öldürmesinden korkarsan hayır” sonra tekrar ettim. Bana yine aynısını dedi, sonra tekrar ettim bana aynısını dedi ve dedi ki: “İllede yapacaksan senle onun arasında olsun.” Tavus dedi ki: Bir adam ibni Abbas’a geldi ve dedi ki:

“fiu sultana gidip ona iyiliği emredip kötülükten nehyedeyim mi?” dedi ki:

“Onun için fitne olmasın” o dedi ki:

“Bana Allah’a isyanı emrederse görüşün nedir?” dedi ki:

“Bunu mu istiyorsun o vakit adam ol. İçerisinde şu ibare bulunan ibni Mesud hadisini zikrettik: “Onlardan sonra kötü bir halef gelecek, kim onlarla eliyle cihad ederse o mümindir.”1 Bu el ile amirlere karşı cihada delildir, imam Ahmed Ebu Davud rivayetinde bu hadise itiraz etti ve dedi ki: Bu Peygamber (s.a.v.)’in imamların zulmüne karşı sabrı emrettiği hadislere zıttır, buna şu cevap verilir: El ile değiştirmek savaşı gerektirmez, yine bunu Ahmed Salih rivayetinde ifade etti ve dedi ki: El ile değiştirmek kılıç ve silah ile değildir, o halde amirlere el ile cihad onların yaptıkları münkerleri ortadan kaldırmaktır, içkilerini dökmek veya eğlence aletlerini kırmak vb. gibi veya eliyle emrettikleri zulmü iptal etmek gibi tabi gücü yetiyorsa, bütün bunlar caizdir, bu onlara savaş etmekle değildir veya yasaklanan onlara karşı çıkışman babında değildir. Onlara kılıçla çıkış ise bundan dolayı müslümanların kanlarının dökülmesinden korkulur. Eğer meliklere itiraz esnasında ehline veya komşularına eziyet vermekten korkarsa o vakit onlara sataşması gereksizdir, çünkü başkasına eziyet vardır. S: 151. Fudayl bin İyad ve başkası da dedi ki: Bununla birlikte ne zaman kendi nefsine karşı kılıç veya sopa veya hapis veya bağlanmak veya sürgün veya malının alınması vb.’den korkarsa onlara emretmek ve nehyetmek sakıt olur (düşer), imamlar bunu ifade etti, Malik, Ahmed, İshak bunlardandır.

Ahmed dedi ki: Sultana musallat olmaz, çünkü onun kılıncı kınından çıkmıştır. İbni fiübrüme dedi ki: Emri bil maruf nehyi anil münker cihad gibidir, bir kişinin iki kişiye sabretmesi farzdır, o ikisinden kaçması haramdır, bundan fazlasına sabretmesi farz değildir, eğer küfür edilmekten veya kötü söz işitmekten korkarsa itiraz etme ondan düşmez (itiraz etmelidir) bunu imam Ahmed ifade etti, eğer eziyete tahammül etse bu daha efdaldir, yine bunu Ahmed ifade etti ona denildi ki: Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu rivayet edilmedi mi?: “Mümine nefsini zelil etmek yoktur.”1 Yani güç yetiremeyeceği belaya maruz bırakma yoktur, dedi ki:Bu ondan değildir, dediğine Ebu Davud ibni Mace ve Tirmizi’nin Ebu Said’den tahric etti şu hadis delildir, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Cihadın en faziletlisi zalim sultanın yanında söylenen hak sözdür.”2

İbni Mace manasını Ebu Ümame’den tahric etti.3 Bezzar’ın Müsned’inde4 Cehal (isim) bulunan bir isnatla Ebu Ubeyde bin Cerrah’tan şöyle dediği rivayet edildi: Dedim ki:

“Ya Resulullah şehidlerin hangisi Allah’a karşı daha değerlidir?” buyurdu ki:

“Zalim imama kalkıp iyiliği emredip, kötülükten nehyeden, bunu üzerine (zalim sultanın kendisini) öldürdüğü adamdır.”



(1) Tahrici yakında geçti.

(1) Hadis sahihtir, Ahmed Tirmizi, ibni Mace Huzeyfe’den şu lafızla tahriç etti:“Güç yetiremeyeceği belaya maruz kalıp nefsini alçaltması mümine gerekmez.” Bunu Taberani Kebir ve Evsat’ta ve Bazzar ibni Ömer’den güzel bir isnatla tahric etti: (Fethu’l Kebir: 3/372) Heysemi dedi ki: Taberani Kebir’deki isnadı güzeldir, Zekeriyya bin Yahya bin Eyyub haricindeki adamları sahih rivayet adamlarıdır, bunu Hatib zikretti ve cemaattan rivayet etti ve ondan cemaat rivayet etti, hakkında kimse konuşmadı. (Mecmau’z Zevaid: 7/274 ve sonrası). Hasan anlattı ve dedi ki: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:

“Mümin için nefsini alçaltmak yoktur” denildi ki:

“Nefsini alçaltması nedir?” buyurdu ki:

“Güç yetiremeyeceği belaya maruz kalmasıdır.” (Mecmau’z Zevaid: 7/272-273).

(2) Hadis sahihtir. Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti: (2175) ve dedi ki: Hadis hasen garibtir, ibni Mace Ebu Saidi Hudri’den, Ahmed, ibni Mace Taberani Kebir’de, Beyheki fiuab’ta Ebu Ümame’den güzel bir senetle, Ahmed Müsned’inde, Nesai, Beyheki fiuab’ta Tarık bin fiihab’tan sahih bir senetle tahric etti. (Terğib ve Terhib: 3/225).

(3) İbni Mace Sünen’inde, Ahmed, Beyheki, Taberani Kebir’de, Kudai Müsnedü’ş fiihab’ta güzel bir senetle tahric etti.

(4)Bezzar tahric etti Heysemi Mecma’da dedi ki: (7/272) Senedinde bilmediğim iki kişi var).

Manası başka vecihlerle rivayet edildi hepsinde zayıflık vardır. “Mümin nefsini alçaltmak gerekmez” hadisi, eziyete güç yetiremeceğini ve sabredemeyeceğini bilen içindir, bu durumda amirlere ilişmez, bu doğrudur, sözümüz, nefsinin sabredeceğini bilen kimse içindir, imamlarda böyle dedi, Süfyan Ahmed Fudayl bin İyad vb. gibi.

Ahmed’den kalble itiraz ile yetinileceğine dair rivayet edildi. Ebu Davud1 rivayetinde dedi ki: Biz kalbiyle itiraz ederse kurtuluşa ereceğini ümit ediyoruz, el ile itiraz ederse daha efdaldir, bu Ahmed’den başkasının rivayetinde olduğu gibi korktuğu zaman manasına hamledilir.

Kadı Ebu Ya’la imam Ahmed’den kendisinden kabul edileceğini bildiği takdirde münkeri değiştirmenin farz olduğuna dair iki rivayet hikaye edildi, bu alimlerin çoğunluğun görüşüdür. Bu konuda selefin birine denildi, bunun üzerine dedi ki:Senin için mazeret olur, bu Allah Teala’nın cumartesi günü yasağını çiğneyenlere itiraz edenlerden haber verdiği gibidir: (Allah’ın helak edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz? (Öğüt verenler) dediler ki: Rabbimize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz)) (A’raf: 7/164) kabul edilmemesi veya fayda olamaması durumunda emir ve nehyin sakıt olacağına delil olacak rivayet variddir...Ebu Davud’un ve ibni Mace’nin Sünen’inde ve Tirmizi’de Ebu Salebe el-Huşeni’den rivayet edildi ki: Kendisine denildi ki: fiu ayet hakkında ne diyorsun?: (Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez). (Maide: 5/105) Dedi ki: Haberdar olan birine sordum, vallahi Resulullah (s.a.v.)’e sordum buyurdu ki:“Bilakis iyiliği emredin, kötülükten nehyedin, taki itaat edilen bir cimrilik, uyulan bir heva, tercih edilen bir dünya her görüş sahibini kendi görüşün beğendiğini görürsen, sen nefsine bak avamın işini bırak.”4 Ebu Davud’un Sünen’inde5 Abdullah bin Amr’dan şöyle dediği rivayet edildi: S: 153 Peygamber (s.a.v.)’in etrafında otururken fitneyi zikrettik. Ve buyurdu ki:

“İnsanları ahidlerinde durmaz görürseniz, emanetleri zayıf görürseniz, parmakları birbirine geçirdi ve; böyle olurlarsa” ona dedim ki:

“O zaman nasıl yapacağım Allah beni sana feda etsin?” buyurdu ki:

“Evinde dur dilini tut iyiliğini yap kötüyü terket, özellikle kendi nefsine bak avamın işini tut iyi bildiğini yap, kötüyü terket, özellikle kendi nefsine bak avamın işini bırak.” Yine sahabeden bir guruptan Allah Teala’nın şu sözü hakkında: (Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez) şöyle dedikleri rivayet edilir: Bunun yorumu henüz gelmedi, bunun yorumu ahir zamandadır dedikleri rivayet edilir: İbni Mesud’dan şöyle dediği rivayet edildi: Kalbler ve hevalar farklı olur ve siz guruplara ayrılmışsanız, bazınız bazınıza savaşmışsa, bu durumda insan kendi nefsini emreder, o vakit bu ayetin yorumunun vaktidir.2

İbni Ömer’den şöyle dediği rivayet edildi: Bu ayet bizden sonra gelen kavimler içindir, eğer bir söyleseler kabul edilmez.3 Cübeyr bin Nüfeyr sahabeden bir guruptan rivayetle dedi ki: İtaat edilen bir cimrilik, uyulan bir heva ve her görüş sahibini kendi görüşünü beğendiğini görürsen, o zaman kendi nefsine bak sen hidayette olursan sapıtan sana zarar veremez.4

Mekhul’den şöyle, dediği rivayet edildi: Tevili hala gelmedi, öğüt veren korkar öğüt verilen itiraz ederse; (o zaman sen kendi nefsine bak, sen hidayette olursan sapıtan sana zarar veremez.) (Maide: 5/105)

Hasan’dan: Bu ayeti okuduğu zaman şöyle derdi: Ne acayip güven, ne acayip genişlik!5 bütün bunlar iyiliği emretmekten aciz olan ve zarardan korkandan sakıt olacağı manasına hamledilir, ibni Ömer’in sözü kendisinden kabul edilmeyeceğini bilene vacip olmadığına delildir. İmam Ahmed’den bir rivayette hikaye edildiği gibi, yine Evzai dedi ki: Senden kabul edeceğini bildiğin kimseye emret.

Kalbiyle itiraz eden hakkında Peygamber (s.a.v.)’in: “Bu imanın en zayıfıdır” sözü: İyiliği emretmek ve kötülükten men etmenin iman hasletlerinden olduğuna iman hasletlerinden birine gücü yetipte onu yapanın acizlikten dolayı terkedenden daha üstün olduğuna delildir.



(1) MesailiAhmed’de s:278.

(4) Hadis sahihtir, Ebu Davud, Tirmizi: (3060) İbni Mace Hakim Beyheki, Taberi, Beğavi tahric etti, ibni Hibban doğruladı. (Camiu’t Tirmizi: 8/222, Camiu’l Usu1: 10/392).

(5) Ebu Davud, Ahmed hariç tahric etti, Hakim ve Zehebi doğruladı yine bu Razin’in de rivayetidir, ibni Hibban bunu Ebu Hureyre’den tahric etti. (Camiu’l Usul: 10/393 ve sonrası).

(2) İbni Ceriri Taberi tefsirinde tahric etti: (7/62, 73) Beyheki Sünen’inde tahric etti.

(3) Taberi tefsirinde tahric etti: (7/61).

(4) Taberi tefsirinde tahric etti: (7/62). Haber munkatıdır. Çünkü Muaviye bin Salih Cübeyr bin Nüfeyr’den işitmemiştir, ancak oğlu Abdurrahman bin Nüfeyr’den işitmiştir.

(5) Abd bin Humeyd ve Ebu’ş fieyh Hasan’dan tahric etti. (Dürrü’l Mensur: 2/600).

Yine buna Peygamber (s.a.v.)’in kadınlar hakkındaki şu hadisi delildir: “Dininin noksanlığı ise birçok gece ve gündüz bekliyor da namaz kılmıyor.”1 Hayız günlerine işaret ediyor. Bununla birlikte o vakitte namazdan menedilmiştir. Bunu dininden noksanlık kıldı. Bu bir vacibe gücü yetipte onu yapanın ondan aciz olupta terkedenden daha üstün olduğuna delildir. Her ne kadar terkide mazur olsa bile. Allah en iyisini bilir.

“Sizden kim bir kötülük görürse” Kötüvüğün görmekle alakalı olduğuna delildir. Eğer gizli ve görmemişse fakat bilmezse bu konuda Ahmed’in ifadesi o ise ilişmez ve şüphe ettiği bu şeyi araştırmaz. Ondan başka rivayette ise kesinleştirirse kapalı olanı keşfeder (açığa çıkarır), eğer şarkı sesi veya haram kılan eğlence aletlerin sesini işitse ve aletlerin sesin yerini biliyorsa itiraz eder, çünkü münker gerçekleşmiş ve yerini de bilmiştir görmüş gibidir. Ve Ahmed dedi ki: Eğer yerini bilmezse birşey gerekmez.

Bir topluluğun münker üzerine toplandığını bilen kimsenin duvara tırmanmasını imamlar çirkin gördü Süfyan’ı Sevri ve başkası gibi, bu tecessüse girer, yasaklanmıştır.

İbni Mesud’a denildi ki: Filanın sakalından içki damlıyor, bunun üzerine dedi ki: Allah bizi tecessüsten(gizlileri araştırmak) nehyetti.2 Kadı Ebu Ya’la dedi ki: Eğer münker güvenilir birinin kendisine haber vermesiyle, gizli yapılan bir haramı çiğneme işiyse ve durumun tesbiti ve önlemini alınmasını kaçma durumu varsa tecessüs caiz değildir.

İnkarı vacip olan münker:Üzerinde icma bulunandır, ihtilaf olan ise ashabımızdan bazısı dedi ki: İctihad ederek veya caiz taklid ile taklid eden kimseye itirazı vacib değildir, S: 155 Kadı (Ebu Ya’la) Ahkamu’s Sultaniyye (kitabında) ittifak edilmiş harama girmeye vesile olacak zayıf ihtilaf istisna etti, nakit faizi gibi bunda ihtilaf zayıftır, bu haramlığında ittifak olan riban nese’e (nese ribası tehirli riba) vesiledir, müta nikahı gibi çünkü zinaya vesiledir.

İshak bin fiakla’da mut’anın açıkça zina olduğu zikredildi, ibni Batta’dan şöyle dediği rivayet edildi: Eğer hakkında tevilde yapsa kadın hükmettiği nikah fesholunmaz, ancak bir adam muta ile akid yapıp hükmetmişse veya bir lafızda üç boşamada bulunan bir adama, karısının başka bir kocaya varmadan geri kendisine dönebileceğine hükmetmişse hükmü reddolunur, bunu yapana şiddetli ceza vardır.

Ahmed’den, ifade edilen şudur: Satranç oynayana itiraz etmek gerekir. Kadı (Ebu Ya’la) bunu ictihadsız veya caiz bir taklid olmaksızın şeklinde tevil etti, bunda nazar vadır, çünkü Ahmed’den mansus olan şudur:Hakkında ihtilaf bulunan nebizi içene had vurulur, had vurmak itirazın en son sınırıdır, bununla beraber ona göre bununla şahıs fasık kılınmaz, bu hakkında zayıf ihtilaf bulunan herşeye itiraz edileceğine delildir, çünkü sünnet haramlığına delildir. Tevil ederek bunu işleyen adalet olsun diye bunun dışında tutulamaz, Allah en iyiyi bilir.

Yine Ahmed namazını tamam yapmayana, sırtını rüku ve secdeden kalkışta doğrulmayan itiraz edileceğini, vacipliğinde ihtilaf olmakla beraber ifade etti.

Bilki iyiliği emir, kötülükten nehiy bazan üzerine sevabının ümidi yüklenir, bazan terkide ceza korkusu, bazan Allah’ın gazabına uğrama, bazan müminler için nasihat ve onlara rahmet, dünya ve ahirette nefislerini Allah’ın gazabından ve azabından kurtarma ümidi, bazan Allah’ın büyük kılınması, Onun sevgisi yüklenir, Onun itaat olunmaya zikrolunmaya, unutulmamaya şükredilmeye, küfrolunmamaya ehil olduğu yüklenir, selefin bazısının dediği gibi onun haramlarının işlenmemesi için nefis ve mallar fidye verilir1: Yaratıkların hepsi Allah’a itaat etse etlerimin kerpetenle kıstırılması hoşuma gider. Abdulmelik bin Ömer bin Abdulaziz babasına diyor ki: Benim ve senin için Allah uğruna kazanlar kaynatılsa sevinirdim. Kim bu ve bundan önceki makamı düşünse Allah yolunda karşılaştığı her eziyet ona hafif gelir.



(1) Müslim ibni Ömer ve Ebu Hureyre (fierhu Müslim Nevevi: 2/66-68).

(2) Ondan sahih bir isnatla Ebu Davud Beyheki, Abdurrezzak ve Taberani Kebir’de tahric etti. (Süneni Ebi Davud: 2/570 ve sonrası).

(1) O Abdurrahman bin Zübeyr bin Nuaym el Babi’dir, sabır veya kin ile bilinir. (Hilye: 10/147-150).

Belki de kendisine eziyet edene dua eden, Peygamber (s.a.v.) kendisine vuran kavmine dediği gibi:Yüzünden kanı siliyor ve diyordu ki: “Rabbi kavmimi bağışla çünkü onlar bilmiyorlar.”1 Her halükarda itirazda yumuşak olmak lazım olduğu açığa çıktı. Süfyan’ı Sevri dedi ki: Ancak kedisinde üç özellik bulan iyiliği emredip kötülükten nehyettiği şeyle adil, emrettiğini ve nehyettiğini bilen kimse.2

Ahmed dedi ki: İyiliği emirde insanlar katı olmaksızın yumuşaklığa muhtaçtır, ancak fıskını açıkça yapan müstesnadır, ona hürmet yoktur, dedi ki: İbni Mesud’un ashabı hoşlanmadıkları bir şey yapan bir kavme rastladıklarında diyorlardı ki: Yavaş olun Allah size merhamet etsin, yavaş olun Allah size merhamet etsin. Ahmed dedi ki: Yumuşaklıkla emreder hoşlanmadığı bir söz kendisine söylerlerse kızmaz, böyle yaparsa nefsi için zafer kazanmayı istemiştir, Allah en iyisini bilir.



(1) İbni Mesud’dan rivayet edildi, sahihtir, Ahmed Buhari, Müslim tahric etti. (Muhtasaru Müslim: 1169).

(2) Ondan EbuNuaym Hilye’de: (6/379) Ebu Talib el-Mekki Kutul Kulub’ta tahric etti).


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com