Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

TİCARETİN TEŞVİK EDİLMESİ VE DOĞRULUĞUN FAZİLETİ

Büyük İslam alimleri Hz. Muhammed (sav)’in peygamberliğinin delillerinin başında herkesçe kabul edilen doğruluğunu örnek gösterirler. O’nun bu özelliği sadece müslümanlar tarafından değil, Mekkeli müşrikler tarafından kabul görmüş bir gerçektir.

İslamiyet'in doğuşu ile birlikte Peygamberimiz (sav)bütün insanlığı, yaşantılarının her anında dürüst olmaya çağırmıştı.

"Doğruluğa yapışın zira doğruluk iyiliğe götürür. Doğruluk ve iyilik sahipleri cennettedir. Yalandan kaçının, zira yalan söyleyenler ve kötülük edenler cehennemdedir." (Taberani)

"Doğruluğu iltizam edin. Çünkü doğruluk hayra götürür. Kişi doğru söyleyip doğruluğu araştıra araştıra Allah katında doğrucu yazılır. Yalandan sakının. Çünkü yalan sapıklığa götürür. Şüphesiz sapıklık da cehenneme götürür." (Müslim)

Peygamber Efendimiz "ticarete devam edin. Çünkü rızkın onda dokuzu ticarettendir."(Garibü’l Hadis) buyurmuşlardır.

Resulullah’ın (sav), ticaretle uğraşanların doğruluğa büyük önem vermeleri konusunda sayısız hadisleri vardır. Bir hadis-i şerifte dürüst tüccarın ahirette şehidlerle beraber olacağını müjdeleniyor. Doğruluğa önem vermeyenlerin ise dünyada ve ahirette akılalmaz zorluklarla karşılaşacakları buyruluyor.

Resulullah Efendimizin ticarete önemine ve ticaretin dürüst bir şekilde yapılmasına dair bir çok hadisi vardır.

"Ticaretle uğraşanlar kıyamet gününde günahkar olarak dirilecekler. Ancak Allah’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğru olanlar müstesna." (Tirmizi)

"Doğru olan tacir kıyamet günü Arş-ı A’la’nın gölgesi altındadır." (Esbahani)

"Malın ayıbını ve fiyatını gizlediler ve yalan söyledilerse, belki karları olur fakat alışverişin bereketini mahvederler. Yalan yemin malı sattırır fakat kazancı mahveder." (Buhari)

"Malını satışa arzeden rızka erer, pahalanması için saklayıp bekletenler Allah’ın lanetine uğrar." (Müslim)

"Alışverişte yemin, malın harcanmasına, kazancın elden gitmesine sebeptir." (Müslim)

"Bir malı satmak istediğin zaman da versen de yüksek fiyat değil satmak istediğin fiyatı söyle." (Ebu Davud)

Müslümanlar ticaretle uğraşırken günlük ibadetlerini ve kulluk vazifelerini ihmal etmemeleri gerekir. Zira dünyadaki nimetleri elde etmeye çalışırken ahiretini tehlikeye atabilir. Peygamberimiz bu konu ile ilgili şöyle buyuruyor: "Bana mal topla ve tüccar ol diye vahyolunmadı. Fakat bana rabbini tesbih et, secde edenlerden ol ve ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet eyle diye vahyolundu."(İbn Merdiye)

"Bir malın kusurunu söylemeden satmak hiç kimseye helal olmaz. Malın bu kusurunu bilene de onu söylememek helal olmaz." (Beyhaki)

"Kazancın nereden geldiğine aldırış etmeyen kimseyi, Allahu Teala hangi kapıdan cehenneme atacağına aldırış etmez." (Deylemi)

İslam dininde maddiyat ile maneviyat arasında bir sınırlama yoktur. Çünkü müminin Allah’ın emirlerine riayet ederek yaptığı tüm işler ibadet hükmündedir. Kendimi dine adıyorum mantığı ile toplumdan soyutlanmak İslam dininin mantığı ile çelişmektedir.

Hz. Ebubekir (r.a.) döneminde müslüman tüccarlar, ticaret için Filipinler’e kadar gitmişler ve oralara Allah (c.c.)’ın mesajını götürmüşlerdir. Şu anda bu bölgede yaşayan müslümanlar o günlerde müslüman tüccarlardan etkilenerek İslam dinini seçen insanların torunlarıdır. Bu örnekten de kesin olarak anlaşıldığı gibi, insanlar Allah (c.c.)’a olan kulluk vazifelerini unutmadıkça hangi konumda olurlarsa olsunlar İslam dinine faydalı olabilirler.

"Kişinin yediği yemeğin en helali, el emeği ve meşru alışverişten elde ettiği kazançtır." (Ahmed)

Ticarette dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur faizdir. Günümüzde, ticaretle içiçe olan faiz müesseselerinden tüm müslümanların korunması gerekiyor. Çünkü, Allah (c.c.) Kuran’da faizi umursamayanlar için acı bir azaptan bahsediyor:

"Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir"demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır." (Bakara Suresi, 275)

Resulullah Efendimiz (sav) de faiz konusunda müminleri şöyle uyarıyor: "Miraca götürüldüğüm gece yedinci gökte üstümde yıldırım ve şimşek sesi duydum. Orada göbekleri önlerine sarkmış ve bir oda kadar büyümüş insanlar gördüm. İçlerinde bulunan yılan ve akrepler dışlarından görünüyordu. Cebrail’e (a.s.) kimler olduklarını sorduğumda bunlar faiz yiyenlerdir dedi."(Beyhaki)

"Faiz yetmiş kapıdır. En hafifi de insanın kendi annesine tecavüz etmesi gibidir. En ağırı ise insanın bir mümin kardeşinin şeref ve haysiyetine saldırmasıdır." (Taberani)


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com