Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Dini Aşmak
Dini Aşmak
"Dini aşmak isteyen kimse ona yenik düşer": Bu şu anlama gelir: Bir kimse dinî amellerde derinleştiği halde yumuşaklığı terk ederse aciz duruma gelir, amel etmekten geri kalır ve yenik düşer.
İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: Bu hadis peygamberlik mucizelerinden biridir. Biz ve bizden öncekiler dinde aşırıya gidenlerin yarı yolda kaldığını gördük. Bu hadiste kasdedilen, ibadette en olgun dereceleri talep etmeyi engellemek değildir. Çünkü bu övülen şeylerdendir. Burada kişiyi bıkkınlığa götürecek şekilde aşırılığa kaçmak yasaklanmıştır. Yahut da daha faziletli ameli terk etmeyi gerektirecek şekilde nafile ibadetle meşgul olmak yasaklanmıştır. Diğer bir ihtimale göre farzı vaktinin dışına çıkarmak yasaklanmıştır. Şöyle ki; gecenin tümünü namaz kılarak geçiren kişi uykusuna yenik düşerek gecenin sonunda uyuyarak sabah namazında cemaate yetişemez, yahut namazın kılınabileceği normal vakit geçinceye kadar uyur, ya da güneş doğuncaya kadar uyuyarak farz vakti kaçırır. Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği Mihcen b. Erda' hadisi şöyledir: "Siz bu işe mübalağa ile ulaşamazsınız. Dininizin en hayırlısı kolaylıktır".
Bu hadisten dindeki ruhsatların esas alınmasına işaret vardır. Ruhsatın bulunduğu yerde azimete göre amel etmek aşırılıktır. Örneğin suyu kullanamayan kişinin teyemmümü terk etmesi ve kendisi için zararlı olduğu halde suyu kullanması böyledir.
Orta yolu tutunuz": İfrat ve tefrite sapmaksızin doğruyu esas alınız.
(Elinizden gelenin) en iyisini yapmaya çahşmtz": En mükemmelini yapamıyorsanız bari ona yakın olanını yapmaya çalışınız.
O zaman size müjdeler olsun" : Az da olsa sürekli amel etmeniz sebebiyle sevinin. Bu söz ile mükemmel ameli yapamayan kişilerin müjdelenmesi amaçlanmıştır. En mükemmeli yapamamak kişinin kendi fiilinden kaynaklanmıyorsa kişinin sevabının azalmasını gerektirmez. Müjdelenen şey, muhatabın gözünde büyüsün ve yücelsin diye belirtilmemiştir.
"Günün başlangıcından...faydalanınız": İbadeti dinç olunan zamanlarda yaparak devamlı olmasına çalışınız. Hadiste geçen "ğudve" kelimesinin asıl anlamı gündüzün ilk başlarında yürümektir. Cevheri şöyle demiştir: Bu, sabah namazı ile güneşin doğuşu arasındaki vakittir. Hadiste geçen "ravha" kelimesinin asıl anlamı güneşin batıya meyletmesinden sonra yürümektir. Hadiste geçen "dülce" kelimesi ise gecenin sonunda yürümektir. Diğer bir görüşe göre de gece boyu yürümektir. Bu sebeple "bir kısmında" ifadesi ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca gece ameli, gündüz amelinden daha zordur. Bu vakitler yolculuk yapan kişinin en dinç olduğu zamanlardır. Hz. Peygamber sanki bu hadiste bir hedefe doğru yürüyen kişiye hitap ederek kişinin dinç olduğu vakitleri ona bildirmektedir. Çünkü yolculuk yapan kişi hem gece hem de gündüz yolculuğuna devam ederse aciz düşer, yarı yolda kalır. Yukarıda belirtilen kişinin dinç olduğu vakitlerde yolculuk yaparsa zorluk söz konusu olmadan yolculuğuna devam edebilir. Bu, şu açıdan güzel bir benzetmedir: Dünya gerçekte âhirete doğru giden bir mekandır. Bu sayılan vakitler ise İbadet için bedene en rahat vakitlerdir. Buhârî'nin bu hadisi daha önceki hadislerin ardından getirmesinde açık bir uyum vardır. Çünkü önceki hadisler Ramazan gecelerini ibadetle, gündüzleri oruçla geçirmeye, cihad etmeye teşvik etmektedir. Buhârî daha sonra bu hadisi zikrederek, bu amelleri işleyecek kişi için en iyisinin aciz kalacak ve amel edemeyecek şekilde kendisini yormaması olduğunu, aksine ameline devam etmesi ve bunu bırakmaması için yumuşak bir şekilde ve tedrice riayet ederek hareket etmesi gerektiğini belirtmek istemiştir.