Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Kıyametin Vaktinin Sorulması

Kıyametin Vaktinin Sorulması


Nevevî şöyle demiştir: Bu hadisten şu çıkarılır: Bir âlime bilmediği bir şey hakkında soru sorulduğunda bunu bilmediğini açıkça söyler. Bu durum onun değerini azaltmaz, aksine takvasının ne kadar çok olduğunu gösterir.

Kurtubî de şöyle demiştir: Bu sorunun sorulmasının amacı, dinleyenlerin kı­yametin vakti hakkında soru sormalarını önlemektir. Çünkü pek çok âyet ve ha­diste geçtiği üzere onlar sürekli kıyametin vaktini soruyorlardı. Bu soruya hadiste geçtiği şekilde cevap verildiğinde bunu bilme umudunun olmadığı anlaşılmış oldu. Önceki sorular ise böyle değildir. Çünkü onların sorulmasının amacı, din­leyenlerin anlaması ve uygulaması için cevap talep etmektir.

Hz. Peygamber soruya "Ben bu sorunun cevabını senden daha İyi bilmiyorum" dememiş de "Bu sorunun sorulduğu kişi, bu konuda so­randan daha bilgili değildir" demiştir. Bunun amacı dinleyenlere şunu ifade et­mektir: "Bu konuda soru soran ve sorulan herkes aynı durumdadır."

"Kıyametin ne zaman kopacağım bilmiyoruz ama sana kıyametin alametleri­ni söyleyeyim." Kurtubî şöyle demiştir: Kıyametin alâmetleri iki kısımdır:

1. Nor­mal türden (olağan) alametler

2. Normal olmayan (sıra dışı/olağanüstü) alâmet­ler. Hadiste birinci kısım alâmetler zikredilmiştir. Güneşin battığı yerden doğması gibi diğer alâmetler İse kıyamete daha yakın gerçekleşir. Burada daha önce ger­çekleşecek alâmetler kasdedilmiştir.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com