Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Bâb: İhramlının Giymesi Caiz Olmayan Giysiler
Bâb: İhramlının Giymesi Caiz Olmayan Giysiler
183- Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Nâfi'den, o Abdullah b. Ömer'den (ra) şunu nakletti:
Bir adam Allah Resûlü'ne (sav) "İhramlı ne tür elbise giyer?" diye sordu. Allah Resulü (sav) buyurdu ki:
"Ne gömlek, ne sarık, ne don-şalvar ne bornoz türü elbise, ne de mest giyer. Ancak terlik bulamayan biri bir çift mest giysin, fakat kayış bağlama yerinden altını kessin. Giysilerden de alaçehre ve safran su-rülmüş olanları giymeyin.[4]
Şerh
Bir adam: "Ey Allah Resulü!" dedi," ifadesinde bahsi geçen adamın kim olduğunu tespit edemedik. Hadisin bu bölümü, farklı rivayetlerde değişik şekillerde geçmekle birlikte mânâ bakımından pek ihtilaf bulunmamaktadır.
İhramlı ne tür elbise giyer?" diye sordu. Allah Resulü (sav) buyurdu ki: "Ne gömlek, ne sarık, ne don-şalvar ne bornoz türü elbise, ne de mest giyer," ifadesinde Allah Resulü (sav) edebî anlatımın zirvesine çıkmaktadır. Çünkü giyilmeyecek şeyler sınırlı, mubah olanlar ise sınırsızdır. O, olumlu kalıpta sorulan bir soruya olumsuz kalıpta cevap vermek suretiyle çok güçlü ve fasîh bir cevapta bulunmuştur. Aslında sorulması gereken de, giyilmemesi gerekenlerle ilgili olmalıydı. Fakat soru sahibi, giyilmesi caiz olanları sorarak kısa yolu seçmemiştir.
İhramlı" kelimesinde murat edilenin ihramlı erkek olduğu söylenmiş, ihramlı kadının bu hükme dâhil edilmediği bildirilerek bu konuda ulemâ arasında icmâ olduğu haber verilmiştir. Ne var ki alaçehre ve safranla boyanmış giysi giymemek noktasında erkeklerle kadınlar için ortak bir hüküm söz konusudur. Başı örten her türlü dikişli giysi yasaktır. Aynı şekilde kadınlar için dikişli peçeler de yasaklanmıştır.
Ancak terlik bulamayan biri bir çift mest giysin" iiâdesinde mest giymenin ancak ayakkabı kayışının hizasından arkaya doğru kesilmesi hâlinde caiz olduğu belirtilmektedir ki cumhur da bu görüştedir. Ancak Şâfiîlerden bir grup ile Hanefîler, terlikleri olsa da arka kısımları kesik mest giyilmesinin caiz olduğu yönünde görüş belirtmişlerdir.
Hüküm
Hanefî mezhebine göre ihramlı kimse; gömlek ve şalvar gibi dikilmiş elbiseler giyemeyeceği gibi, sarık, külah, kaftan ve mest de giyemez. Emrolunduğu gibi izâr ve ridâ giyer
Ders
İhrama girmek, güncel deyimle söylemek gerekirse bir tür boyut değiştirmek, madde âleminden mânâ âlemine, âlem-i eesâddan âlem-i ervaha geçişe hazırlanmaktır. Bu açıdan bakıldığında giyilen esvabın dikişsiz olması, beyaz rengin tercih edilmesi gibi hususlar hacının bir anlamda kefene bü-rünmesi gibi bir çağrışımda bulunmaktadır. Gerçekten de hacem ruhunu kavramış bir hacı için hac ziyareti, ruhlar âlemine dalarak o âlemin feyizlerinden istifade etmek, taşıdığı kirlerden arınarak temizlik ve saflığın zirvesine ulaşmaya gayret etmektir. Haccı edâ ederken, ziyaret edilen mekanlar ve hac menâsiki olarak bilinen fiillerin bir çoğunun semboller olduğunun bilinmesi gerekir: Örneğin şeytan taşlanırken orada dikili duran kaya parçasının değil asıl kendi içindeki şeytanın taşlanması, Safa ile Merve arasında koşarken, Hz. İsmail'in annesinin çaresizliğinin ve Allah'tan başka sığınağının bulunmadığının hissedilmesidir.