Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Bâb: Havale Ve Havaleden Rücû Etmek
243- Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Ebu'z-Zinâd'dan, o el-A'rac'dan, o Ebû Hüreyre'den (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Ödeme imkânı olan kimsenin borcu uzatması zulümdür. Kim (borçlusu tarafından) Ödeme gücü olan birine havale edilirse onu kabul etsin.[1]
Şerh
Ödeme imkânı olan kimsenin (zenginin) borcu uzatması" ifadesinde geçen 'matal' kelimesi, uzatma, tehir etme, oyalama gibi anlamlar içerir. el-Ezherî 'matal' kelimesini, yapılması gereken bir ödemenin özürsüzce tehir edilmesi olarak tarif etmiştir. Burada ödenmesi gereken miktara hazırda sahip olmamasına rağmen çalışarak kazanma imkânı olan kimsenin durumu tartışılmış, çoğunluk bunun da zulüm ve haksızlık olduğu görüşünü savunmuştur. Bundan müstesna tutulan, sadece çaresiz durumdaki borçludur.
Kim (borçlusu tarafından) ödeme gücü olan birine havale edilirse onu kabul etsin" ifadesinde kastedilen, bir borcun tahsiliyle uğraşan kimsenin, başkasına havale edilmesini kabulüdür. Yani illa asıl borçluya yüklenmekte ısrar etmemelidir.
Hüküm
Borçla ilgili havalede üç taraf bulunur. Birincisi havaleyi yapan borçlu (muml), ikincisi havaleyi kabul eden alacaklı (muhâlün leh) üçüncüsü de havale ödeyicisi (muhâlün aleyh)dir. Havalenin geçerli olması bu üçü tarafından kabul edilmesine bağlıdır. Havale yalnız alacaklı (muhâlün leh) ile havale ödeyicisi (muhâlün aleyh) arasında da olabilir
Ders
Bu hadis-i şeriften çıkarılacak ders, borçlunun kendisine kefil olan birine veya bir yakınına havale etmesi ve onun da borcu üstlenmesi hâlinde ona gidilmesi gerektiğidir. Böyle bir durumda alacağı borçludan tahsil etmeye çalışmak da bir tür haksızlıktır. Çünkü borçlu, zaten durumu olmadığından borcunu başkasına havale etme durumundadır. O yüzden kendisine bu kolaylık yapılmalı ve havalesi kabul edilmelidir.
[1] Buharı, havâlât/2125-2126, istikrâz/2225; Müslim, musâkât/2924; Tirmizî, buyû/1229; Nesâî, buyû/4609, 4612; Ebû Dâvud, buyû/2903; îbn Mâce, ahkâm/2394; İbn Hanbel, bakî musnedi'I-müksirîn/7034, 7141, 7226, 7828, 8541, 8581, 9594, 9621; Mâlik, bu-yû/1181; Dârimî, buyû/2473