Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
«Zevceler Arasında Adalet Babı»
«Zevceler Arasında Adalet Babı»
Kasîm : Bir malı ortaklar arasında taksim etmek, herkesin o maldan nasibini ayırmaktır. Bundan alınarak kadınlar arasında gösterilmesi îcâbeden adalete de kasirr. denilmiştir. Zira bunda da kadınların yanlarında geceleme haklarını onlara taksijen etmek vardır.
Kadınların arasındaki adaletin hakikatini göstermek kulun güeü yetmiyoccğî bir şeydir. Nitekim Teâlâ hazretleri:
«Siz[648] ne kadar didinseniz de kadınlar arasında tam adaleti gösteremezsiniz. Bari (birine) tamamiyle meyledip de (Ötekini) mualleka[649] gibi bırakmayın» buyurarak bu ciheti bildirmiştir. Binâenaleyh kocalardan bu hususta istenilen adalet mutlak değil mukayyeti ve muayyen adalettir k', o da yanlarında gecelemek, yiyecek ve giyecek hususlarımla kadınların eskisi tiv yenisinin bakire ile dul olarak aldığının aralarında fark gözetmemekle olur.[650]
1084/902- «Âîşe radıyallahü cm (â dan rivayet edilmiştir. Demiştir kî: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem kadınlarının arasında adalet gösterir ve :
— Yâ rabbî, bu benim elimde olan husustaki adâietimdir. Fakat senin mâlik olduğun, benimse elimde olmı-yan hususâtta beni muâhaze buyurma; derdi.»[651]
Bu hadîsi Dörtler rivayet etmişlerdir.Ibni Hibban ile Hâkim onu sahîlemiştir. Lâkin Tirmîzî mürsel olduğunu tercih eylemiştir.
Resûlüllah (S.A.V.)'in «elimde olan» dediği adaleti zevcelerinden her birini nevbetinde ziyaret ederek yanında gecelcmesidir. «Fakat senin mâlik olduğun, benimse elimde olmıyan» ifâdesinden murâd : Tirmizî'nin beyânına göre aşk ve muhabbettir.
Hadîsin mürsel oluşu hakkında Ebu Zür'a. şunları söylemiştir: «Bu hadîsi mevsulen rivayet hussunda Hammâd b. Selemo'ye tabî olan bir kimse bilmiyorum. Lâkin O'nu lbnı Hihbdn, Hammâd b. Seleme tarîki ile EyyÜb-ı Sahtiydnî'den o da Ebu Kılâbc'den o da Abdullah b. Yezîd'den o da Âişe'den işitmiş olmak üzere mevsulen sahîhlemiştir. Mürsel olarak rivayet eden ise Hammâd b. Yezid'dir. Hant'mâd, Eyyûb'dn, o da^Ebu Kıldhc'dcn o da Âişe'den işitmiş olarak rivayet etmişlerdir, Tirnzizî : «mürsel olması esahtır» demiştir.
Görülüyor ki: İmam Tirmizl hadîsin mürsel oluşunu, İlmi Hibban ise mevsul oluşunu sahihlemişlerdir. Şu halde mürsel ile mevsul birbirini takviye etmişlerdir.
Hadîs-i şerif, Peygamber (S.A.V.)'in kadınları arasında adalete riâyet ederdiğine delildir. Bu işin ona vâcib olup olmadığını yukarıda görmüştük: «Ona kasım vâcib değildir» diyenlere göre zevceleri arasında adalete riâyet etmesi sırf onun ahlâkının kemâlinden ve zevcelerinin kalblerini hoşnud etmek istemesindendir.
Eu hadis muhabbet ve aşkın, kulun elinde olmadığına bunun sırf Allah'dan geldiğine delâlet ediyor. Nitekim;
«Lâkin[652] Allah onların aralarını yahştırırdı.» âyet-i Kerîme'siyle emsali de aynı mânâya gelmektedirler.[653]
1085/903- «Ebu Hüreyre ra allahü anh'den rivayet olunduğuna göre: Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem :
— Her kimin iki dâne karısı olur da onlardan birine meylederse kıyamet gününde bir tarafı çarpık olarak gelecektir; buyurmuşlardır.»[654]
Bu hadîsi, Ahmed ile Dörtler rivayet etmişlerdir. Senedi sahihtir.
Hadîs-i şerif, zevceler arasında müsâvaata riâyet îcabettiğine delildir. Bir adamın kadınlarından birine meyletmesi memnu'dur. Bundan rnurâd: kasimde meyletmektir. Zîrâ muhabbetle meyletmenin kulun elinde olmadığım, binâenaleyh kulun onunla mükellef bulunmadığını az yukarıda gördük.[655]
1086/904- «Enes rmhyallahii nnh'den rivayet edilmiştir. Demiştir ki: Erkeğin bakireyi du) kadının üzerine aldığı vakit onun yanında yedi gece kaldıktan sonra kasim yapması sünnettendir. Dul ile evlendiği zaman ise onun yanında üç gece kalır; sonra kasim yapar.»[656]
Hadis müttefekun aleyh'ür. Lâfız Buharî'nindİr.
«Sünnettendir)) demekle Hz. Enes (K.A.), Peygamber (S.A.V.)'in sünnetini kasdi'fmistir. Bu hadis merfu' hükmündedir. Onun içindir ki Uz. Enes'drn rivayet, edenlerden E bu Kitabe : «LstersenEnes bu hadîsi Peygamber (S.A.V.)'e refi' etti, diyebilirsin.» demiştir. Bu söz ile Elnı Kılıibr: Enes onu mânâ i'tibanyle rivayet etmişin-; demek istemiştir. Çünkü «Sünnettir» demek «merfu'dur» demektir. Şu kadar var ki fthu Kılriltc, nadisi yine de Enes'in kavli ile rivayet etmeyi evlâ bulmuştur. Zira hadisin merfu' olusu içtihadı olup muhtemeldir. Halbuki râvî-nin muhtemeli gayrı muhtemel nakletmeğe hakkı yoktur. îbıl Dakik dahî böyle söylemiştir.
Hâsılı ulemâ sünnetten yalnız Peygamber (S.A.V.)'in sünnetini kasicdiyorlar. Filvaki S/ilim : «Hiç sahabe sünnet, sözünden Peygamber (S.A.V.)'in sünnetinden başkasını kastederler mi?» demiştir.
Bu hadîsi bir çok hadîs İmamları Hz. Enes'den merfu' olarak rivayet eden F,bn Kılâbr\lcn çeşitli yollarla tahrîc etmişlerdir.
Hadis, yeni zevcenin eskisine tercih edileceğine delildir. îbni \bılilbrrr, Cumhur-u ulemâ'nın bunu zifaf doiayısiylo kadına bir hak tanıdıklarını, başka karısı olup olmamasının bunda bir te'siri olmadıkını söylemektedir, Nrvnn de bu kavli ihtiyar etmiştir. Lâkin elimizdeki hadîs zevcesi olan hakkındadır.
Yeni zevcenin tercihinden mıırâd : Onun yanında ne kadar kalmak âdet ise o kadar kalmaktır. Razılarına göre tercih yanında ge-eelemek ve kaylûlc yapmakla tahakkuk eder. Fakat ulemâ'dan bir fpmfıate güre gece ile gündüzün bütün saatlerini yeni kadınının yanında geçirmesi şarttır. Hattâ îbtii DaldkVl - id şöyle diyor: «Fukâ-tniııın bazısı ifrata gitti de kadının yanında kalmayı cuma namazını o adamdan iskat için özür saydı.»
Yeni zevcenin yanında kalınacak yedi günün birbiri ardına gelmeleri, aralarının ayrılmaması da lâzımdır.[657]
1087/905- «Ümmü Se!eme radıiftrflahü anhâ'âan rivayet edildiğine göre: Peygamber mlhtUahü aleyhi ve sellem kendisi ile evlendiği zaman yanında üç gece kalmış ve :
— Sana ehlinden bir aşağılama yoktur. İstersen sana yedi geceyi tamamlarım. Fakat sana yediyi tamamlarsam (diğer) kadınlarıma da tamamlarım; buyurmuşlardır.»[658]
Bu hadîsi Müslim rivayet etmiştir. Hadîsin bir rivayetinde şu ziyâde vardır :
«Resûlüllah (S.A.V.) onun yanma girdi. Yanından çıkmak istediği zaman Ümmü Seleme onun elbisesini tuttu. Bunun üzerine Resûlüllah