Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

«Âsîlerle Muharebe Babı»

«Âsîlerle Muharebe Babı»



Bağy : Zulüm, isyan, cinayet, fesat ve doğru yoldan sapmak gibi bir çok mânâlara gelir.

Istilal/da ise : Bağiler hükümete isyan eden kimselerdir: Hz AH (İZ. A.)ı

«Din kardeşlerimiz bize isyan ettiler.» demiştir. Bunlar şer'-i şerîf na/annda dindin cıkmıs sayılmazlarsa da ümmetin ittifakı ile dalâlet' fiilidirler. Dinden çıkmadıklarına delîl :

«[1006] Eğer müminlerden İki taife çarpışırlarsa sîz hemen onların ara­larını bulun» âyet-i kerîmesidir.

BağîliT öyle tir taifedirler ki, kendilerini koruyacak ordu ve si­lâhları vardır. Bunlar kendilerini haklı görerek te'vil yolu ile müslü-manlara' karşı harbederler. Aşağıdaki hadîsler böylelerinin hükmünü beyân eder.[1007]



1219/1019- «ibni Ömer radv/allahü anhümâ'dan rivayet olunmuş­tur. Demiştir ki: Resûlüllah salîallahü aleyhi ve sellem :

- Her kim bize karşı silâh taşırsa bizden değildir; buyurdular.»[1008]



Hadîs müttefekun aleyh'tir.

Silâh taşımak, harbetmekten kinayedir. Çünkü kaatil silâh taşıma­nın ekseri ahvâlde lazımıdır. Maamâfîh silâh taşımak kelimenin hakikat mânâsına da gelebilir; bu taktirde muharebe niyeti olmadığından söz­de kinaye yoktur.

«Bizden delildir» cümlesinin mânâsı : Bizim yolumuzda değil; di m ktir. Çünkü Peygamber (S.A.V.)'irı yolu müslümanlara yardım etmektir. Muharebe onun tamamiyle zıddıdır. Bu mânâ nıüsliimaniiirla mulıarebcyi helâl i'tikâd etmeyenler hakkındadır. Haksız yere ve hiç lıir te'vil yapmayarak onlarla harbetmok küfrü mu'ciblir. Zîrâ kal'î olan haram delili helâl i'tikâd edilmiş olur.

Hadîs-i şerif müslümana karsı silâh çekmenin haram olduğuna de­lildir. Bağİicrle harbetmek bu umumdan hâriçtir. Onlarla harhedilebiIİr. Haklarında yapılacak muamele fıkıh kitaplarında gösterilmiştir.[1009]



1220/1020- «Ebu Hüreyre, rndnjalhthü nnh'den Peygamber sallaüa-hit ah 1/İl i ve srllrm'in şöyle buyurduğunu işittiği rivayet olunmuştur:

— Her kim (islâmın Hükümet Reisine) taatten çıkar ve cemâatten ayrılır da ölürse onun ölümü câhiliyyet ölümüdür.[1010]



Bu hadîsi Müslim talırîc etmiştir.

«Cemâatten ayniirsa» ifâdesinden mıırâd : İslâm cemâati ya­ni t h!-i sünnet olan cemâattir ki, bu cemaat bir hükümdarın idaresine tâiıi'dir.

«Onun Ölümü câhtliyyet ölümüdür» yani : kâfir olarak ölür: Bu bir teşbih cümlesidir. Cemâatten ayrılanın ölümü kâfirin ölü­müne benzetilmiştir. Vech-i şebeh her ikisinin de bir İslâm hükümdarına tâbi' oimamasmdandır.

Hadîs-i şerif, bîr kimse cemâatten ayrılır, fakat o cemâate karşı harbetmezse bizim de kendisi ile muharebe edemiyeceğimize delildir. Çünkü Peygamber (S.A.V.) onunla muharebe etmememizi emir buyur-mamı.ş; yalnız onun ölüm hâlinin câhiliyyet ölümüne bcnzcd'ğini haber vermekle iktifa etmiştir. Şu halde bu fiili ile İslâmiyetten çıkmış olmu­yor, demektir Hz. Alî (R.A.)'m Hârictler'e söylediği şu sözler de buna delâlet eder :

«istediğiniz tarafta olun, sizinle ararriizda (riâyeti gereken şe y. râm kın dökmemeniz, yol kesmemeniz ve hiç bir kimseye zulüm mcnızdır. Eğer bunları yapacak olursanız sîze harp i'lân ederim, Ali (lî.A.ym bıı-sözieri kendisinden muhtelif lâfızlarla sabit olnı'., Bnvarı İmam Ahmrd, Tahrrânl, ve Hâkim, Abdullah b. ŞeddA .. ı,in tahric etmişlerdir. Abdullah diyor ki :

— Vatlahî, Hâriciler yol kesip haram olan kanı akıtmadıkça brln harbotmcli.» Su haldr ini da mücerred hükümdarla hilaf halinde bulunmanın h:ırb îcâbclmedi^ini gösterir.[1011]



1221/1021- «Ümmü Seleme raıhı/ııllahü anh'den rivayet edilmiştir. Demiştir ki: Resûlüllah suUıdUth'û (tlct/hi ve srUrnı :

— Ammâr'ı Âsî çete öldürecek; buyurdular.»[1012]



Bu hadî.si Müslim rivayet etmiştir. Müslim'de hadîsin tamamı şöyledir :

«Onları cennete da'vet edecek, onlarsa onu Cehenne­me çağıracaklar.»

İbni Ahdilbcrr (3GS—463): «Bu bâbta haberler müte bu hadîs hadîslerin en sahihidir.» diyor.

îbn\ Dihyc dahî : «Bunun sıhhatine dokunacak yer yoktur-sahih olmasa idi onu Muaviye reddederdi.» demiştir.

Maamâfîh bu hadîsin sahih clup olmadığı hususunda yine bi1' hay]i münakaşalar yapılmış; hattâ ule.. â'dan bazıları işi birbirlerini techîl ve tahrike kadar ileri götürmüşlerdir.

İmam Ahmcd b. HanbeVden hem sahih olduğuna hem de olmadığma dâir rivayetler olduğu söyleniyor.[1013]



1222/1022- «Ibnİ Ömer radıyallahii nnhümâ'dan rivayet olunmuştur. Demiştir ki: Resûlüllah snllallahü aleyhi ve sellcm:

— Bilirmisin ey ibni Ümmi Abd bu ümmetin bağîlerine Allah'ın hükmü nasıl olacaktır? dedi. O:

— Allah ve Resulü bilir; cevabını verdi. Resûlüllah (S.A.V.) :

— Bu ümmetin yere serilen yaralısının işi bitirilivermez, esiri öldürülmez, kaçanı aranmaz, ganimeti de tak­sim edilmez; buyurdular.[1014]



Bu hadîsi Bszzar rivayet etmiştir, Hâkim onu sahîhlcmiş, arkasın­dan da vehmo düşmüştür. Çünkü isnadında Kevser b. Hâkim vardır. Bu zât metruktür. Ali (R. A./dan bir çok yollarla bunun benzeri bir hadîsin mevkuf olarak rivayet edildiği sahihtir. Onu İbni Ebi Şeybe ile Hâkim rivayet etmişlerdir.

İbni Ümmi Abd : İbni Mes'ud'dur. Eshâb-ı Kiram arasında bu kün­ye ile şöhret bulmuştu. Bu hadîsi İbni Ömer (R. A.) ya İbni Mes'ud'dan yahud ona söylerken Peygamber (S.A.V.)'den işitmiş olacaktır. Onu Kevser b. Hâkim, Atd ve MekhuVâen rivayet etmiştir. Kendisi Kû-feli olup Haleb'e yerleşmiştir. İbni Mam (— 233) onun hakkında : «Hiç bir şey değildir» demiştir. İmam Ahmed b. Hanbel ise: «Onun hadisleri bâtıldır.» der. İbni Adiyy (279—365) : «Bu hadis mahfuz değildir» demektedir.

Hz. Ali'nin rivayetine gelince: onu Bcyhakî ve diğer hadis imamları rivayet etmiştir.

Hadîste bir kaç mesele vardır. Şöyle ki:

1— Âsî ve bâgilerle muharebe etmek caizdir, lemâ' da budur. Teâlâ Hazretleri de :

[1015] Siz bağîlik eden taife İle çarpışın..» buyurmuştur. Ulemâ'dan bir cemaate göre âsîlerle çarpışmak kâfirlerle muharebe etmekten efdâl-dir. Zîrâ bunlardan müslümanlara zarar gelir. Fakat şunu bilmeli ki, onlarla çarpışmağa başlamazdan Önce kendilerini bu isyandan vaz geç-rrnğc da'vct îcâbeder. Nitekim Hz. Ali (R.A.) Hâricîler'e karşı böyle hareket etmiştir. Vak'a şöyle cereyan etmiştir : «Haricîler, Hz. Ali'den ayrıldıktan sonra Ali (R.A.) kendilerine İbni Abbas (R.A.)'ı gönder­mişti. İbnî Abbas onlarla münazara yaptı. Bu münazara neticesinde ye­kunu sekiz bin kişi olan Hâricîler'İn dört bini isyanlarından döndüler. Kalan dört bini ise inadlarmda İsrar ettiler. Bu sefer Ali (R. A.) ken­dilerine :

— istediğiniz tarafta olun! sizinle aramızda (riâyeti gereken şey) haram kan dökmemeniz, yol kesmemeniz ve hiç bîr kimseye zulüm et-memenhdir; mealinde haber göndermişti. Hâriciler, Resûlüllah (S.A. V.)'in Eshâb-ı güzîn'inden olan Abdullah b. Hattab'ı şehid ettiler. Hâ­mile bulunan cariyesinin de karnını deşerek içindeki cenini çıkardılar. Hz. Ali (R. A.) bunları duyunca Hâricîler'e bir mektup yazarak Abdul­lah b. Hattab'ı şchîd eden eden kaalitin kısasını istedi. Haricîler :

— Onu hepimiz öldürdük; diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ali (R. A.) onlarla harbe izin verdi. Bu husustaki rivayetler sabittir. Musannif onları «Fethü'l-^Bâri» de sıralamıştır.

2— Âsî ve bağîlerin yaralıları hemen öldürülüvermez. Fakat Ha-nefîler'e göre : bu hüküm âsîlerin orduları olmadığına göredir. Ordula­rı varsa yaralıları öldürülür, kaçanları da ta'kib edilir. Hadîsimiz buna delâlet ettiği gibi Beyhq^Vmn Hz. Ali'den tahrîc ettiği şu eser de aynı hükme delildir :

ıCemel vak'a sı günü AH (R. A.) arkadaşlarına :

— Bu kavme gâlib geldiğiniz vakit kaçanı aramayın, yaralıyı he­men öldürmeyin, harbeitİği âletine bakın ve onu alın. Ondan geri ka­lanı mîrasçılarmındır; dedi: Bet/haki: «Bu münkati'dir. Sahih olan hİÇ bir şoy ;ilm;uh£ı ve hiç bir ölüyü soymadı£ıdır.» diyor.

3— Asîlerden alınan esir öldürülme1/.. Ulemâ hu hükmün âsîlere niîiîısus olduğunu söylerler. Zîrâ onlarla yapılan muharebe, onların lı;ırb"lmesim? mâni' olmak içindir.

4— Âsîlerin kaçan esirleri la'kibeditmez. İmam Şafii'nin mezhebi budur. Ona Süre âsîlerin iltica edecek orduları olsun, olmasın hüküm birdir. Hanefîler'ce orduları bulunmakla bulunmnmmasma ayrı ayrı hüküm verilmesi, orduları bulunduğu takdirde tekrar hücum etmeleri ihtimaline mebnîdir.

5— Eagîlcrin malları ganimet olarak alınmaz. Hattâ mallarım be­raberinde harb yerine getirmiş olsalar bu mallar ele geçtiği taktirde fiâ.-.îicre taksim edilmez. Hanefîlerle Şâfiîler'in mezhebi budur. Pey­gamber (S.A.V.)'in şu hadîsi aynı hükmü tc'yîd. eder :

«Müslüman bir kimsenin ma/> ancak kendi gönül rı­zâsı ile helâl olur.»

Hz. Ali (R. A.y'ın Cemel ve Sıffîn vak'alarında ölenlerin hiç birini soydurmamış; eşyasına el sürdürmemiş olduğu Bcyhakî ve Ebu Ümâ-mc gibi zevatın tahric ettikleri sahîh hadîslerle sübût bulmuştur.

Bazdan âsîlerin hsro meydanından getirdikleri malların ganimet ..lam* alınabileceğine kaildirler. Fakat bunlara hadîsin bu malların aîi-n.'umyacağını sarahaten ifâde ettiği ve Hz. Ali (R. A.) da almadığı ih­tar edilmiştir.

6— «Yaralılarının da işi bitiriiivermez.» cümlesinden Hancfîler'le diğer bazı ulemâ bağîlerin harbte sebebiyet verdikleri mal ve can kayıplarını ödettirilmemek hükmünü çıkarmışlardır. Teâlâ Hazretlerİ'nin:

«[1016] Allah'ın emrine dönünceye kadar» buyurarak, ödetmeden bahset­memesi de onlara delildir.

tmam Şafiî ile diğer bazı ulemâ'ya göre bağîle-in insan öldürenle­rine kısas tatbik edilir. Delilleri âyet ve hadislerin, mumâtıdır.[1017]



1223/1023- «Arface b. Şurehr[1018] adı yallah ü mj/ı'den rivayet olun­muştur. Demiştir ki: Resûlüllah saUallahü aleyhi ve scltcm'ı :

— İşiniz dertop iken size biri gelir de topluluğunuzu dağıtmak isterse onu hemen öldürün; derken işittim.»



Bu hadîsi Müslim tahrîc etmiştir.

İmam Müslim (204—261) aynı hadîsi şu lâfızlarla da tahrîc et­miştir :

«Resûlüllah (S.A.V.)'i :

— Nice fitne ve fesatlar vuku' bulacaktır. Bu ümmet toplu iken bir kimse onun hâlini perişan etmek isterse, kim olursa olsun onu, hemen kılıçla vurun; derken işittim.»

İmam Müslim'in bu bâbta tahrîc ettiği başka rivayetler de var dır. Tİuharî ile Müslim müttefîkan Hz. Ibni Abbas'dan yine bu husus­ta bazı hadîsler tahrîc etmişlerdir.

Bütün bu hadisler bir memlekette müslümanîann hükümdar seçe­rek etrafında topladıkları zâtın aleyhine kıyam edenlerin ölüm cezası­nı hak ettiklerine delâlet eder.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com