Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
13. Allah Kimin İçin Hayır Dilerse Onu Dinde Anlayış Sahibi Kılar
13. Allah Kimin İçin Hayır Dilerse Onu Dinde Anlayış Sahibi Kılar
71- Muaviye şöyle demiştir: Hz. Peygamberin şöyle dediğini işittim:
"Allah kimin için hayır dilerse onu dinde anlayış sahibi kılar. Ben yalnızca taksim eden bir kişiyim, veren Allah'tır. Allah'ın emri gelinceye (kıyamet kopuncaya) kadar bu ümmet Allah'ın emri üzere kalacak, muhalefet edenler onlara zarar veremeyeceklerdir.[62]
Açıklama
Bu hadis üç hüküm içermektedir:
1. Dinde tefakkuhun (anlayış sahibi olmanın/fıkıhta derinleşmenin) fazileti
2. Mal ve mülkü verenin hakikatte Allah olduğu
3. Bu ümmetin bir bölümünün kıyamete kadar hak üzerinde sabit kalacağı
Birinci hakikat ilim konusuna, ikinci hakikat sadakalar (zekat vb.) konusuna, üçüncü hakikat kıyamet alametleri İle ilgili bölüme uygundur. "Allah'ın emri gelinceye kadar" sözünde yer alan "Allah'ın emri" kalbinde imandan bir şey bulunanların ruhunu kabzedecek olan rüzgardır ki bundan sonra yeryüzünde insanların en kötüleri kalacak, kıyamet de onların üzerine kopacaktır.
Bunların üçü de diğer bir açıdan ilim konulan ile hatta bu başlık ile doğrudan doğruya ilgilidir. Çünkü bu hadis; Allah'ın dininde anlayış sahibi/derin fıkhı bilgiye sahip kişiler için iyiliğin söz konusu olduğunu, bunun yalnızca kişisel çaba ile kazanılamayacağını, aksine Allah'ın nasip ettiği kişilerin buna sahip olacağını, buna sahip olanların kıyamete kadar mevcut olacağını belirtmektedir.
Buhârî bunlardan kasdedilenin hadis âlimleri olduğunu belirtmiştir.
Ahmed b. Hanbel "Burada kasdedilenler hadis âlimleri değil ise başka kim olabilir bilmiyorum!" demiştir.
Kadı Iyaz "Ahmed b. Hanbel bununla ehl-i sünnet ve hadis âlimleri gibi inananları kasdetmiştir" demiştir.
Nevevî "Bunların mücâhid, fakîh, muhaddis, zâhid, iyiliği emreden vb. hayırları yapan müminlerden, Allah'ın emirlerini yerine getirenlerden bir grup olması muhtemeldir. Bunların bir yerde toplanmış olması şart değildir. Ayrı ayrı olmaları da mümkündür" demiştir.
Bu hadisten şu hususlar anlaşılır: Dinde anlayış sahibi olmayan, yani İslâm'ın temel kurallarım ve bunlara ilişkin fıkıh ve İnanç ile ilgili detayları Öğrenmeyen kişilerin hayırdan mahrum olduğunu gösterir. Ayrıca âlimlerin diğer insanlar üzerinde bariz bir şekilde üstünlüğünün bulunduğunu, dinde derin fıkhı bilgi sahibi olmanın da diğer İlimler üzerinde bir üstünlüğünün olduğunu göstermektedir.