Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

«Sarhoşun Haddi Ve Sarhoş Edici Şeylerin Beyanı»

«Sarhoşun Haddi Ve Sarhoş Edici Şeylerin Beyanı»



Sarhoşa vurulan hadde hadd-İ şürb derler ki, keyfiyet i'tibârîle hadd-i zinâ'ya kemmiyyet i'tibârîle de hadd-i kazf 'e benzer. Yani zina haddinde olduğu gibi bunda da hadd vurulacak şahsın elbisesi çıkarı­lır; ve sopa vücudunun muhtelif yerlerine vurulur. Hadd-i şürb'ün sa­yısı hür hakkında seksen; köle hakkında kırktır.

Sair hudud-ü şer'iyye gibi bu da meni' ve zecir için meşruû' olmuş­tur. Çünkü insanlar arasında öyleleri vardır ki, bunları düştükleri vâdi-i helâktan ne akü kurtarabilir ne de kötü fiillerine nakil mâni' olabilir. Din ve diyanetleri kendilerine mâni' olacak derecede kuvvet bulma­mıştır, işte boylelerini menetmek için bu gibi şer'I mânfler meşru' ol­muştur.

Hadd-i şürb'ün vârib olmasında esâs, aşağıdaki hadîslerdir.[81]



1266/1061- «Enes b. Mâlik radtyaOahü anh'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber saîlalahü aleyhi ve.aeltem'e şarab İçmiş bir «dam getirmişler. Resûlüllah mUaldhü aleyhi ve seTtem ona İki hurma dalı İle kırk kadar sopa vurmuş. Enes demiştir kt: Bunu Ebu Bekir de yap­tı. Ömer halife olunca halk İle istişare etti. Bunun üzerine Abdurrah­man b. Avf :

— Hududun en hafifi seksen (değnek) dlr; dedi. Ömer de onu emretti.[82]



Hadîs müttofekun aleyh'dir. Müslim'in VelW b. Ukbe kıssası hak­kında Ali'den rivayet ettiği hadîsde «Peygamber sattalahü aleyhi ve settern kırk değnek hadd vurdu; Ebû Bekir de kırk değnek vurdu. Ömer seksen değnek vurdu; (bunların) hepsi sünnettir. Bu bence daha mak­buldün denilmektedir. ]3u hadîsde «Bîr adam Velİd'I şarap kusarken gördüğüne şahadet etH. Bunun üzerine Osman:

— Şüphesiz ki, bu adam onu içmeden kusmamıştır; dedi» cümlesi de vardır.

Hamr : Üzüm şırasından olan şaraptır. Kelime hem müzekker hem müennes olarak kullanılır. Bütün memnu' içkilerin esasını teşkil ettiği için bana «ümmül habâb» yani «pis şeylerin anası» derler.

Hadîs-d şerîf aşağıdaki meseleleri ihtiva ediyor :

1— Üzüm suyundan yapılan içkiye bilicmâ' hamr denilir. Fakat hurma şırası gibi şeyler de sarhoşluk verirse bir çokları onlara da hamr derler. Yalnız ulemâ bu itlâkm hakikat olup olmadığında ihtilâf etmislerdir. Kâmûs "ihibi «Umum (yani her içkiye hamr itlâkı) esahtır. Çünkü şarap Medînede haram 'kılındı; halbuki o zaman Me-dînede üzüm şarabı yoktu; yalnız hurma ve hurma koruğu şarabı vardı» diyor. Kâmûs sahibinin bu sözünden: şarap kelimesi her iç­ki hakkında hakikat olarak kullanılır; demek istediği anlaşılıyor.

Şaraba niçin hamr denildiği de ihtilaflıdır. Bazılarına göre ak­lı örtdüğÜ için hamr denilmiştir. Bu takdirde kelime ism-i fail mâ­nâsına getir. Yani hamr aklı örten içki demek olur. Bazıları: «şa­raba hamr denilmesi şarap olması için örtüldüğündendir» derler. Bu takdire göre kelime ism-i mef'ul mânâsına gelir; ve hamr: ör­tülmek suretîle yapılan içki; demek olur. Bir takımları :«hamr mu-hâmereden alınmıştır. Muhâmere ise karıştırmak demektir. Şarap aklı karıştırdığı için ona bu isim verilmiştir» diyor; -diğerleri ise : «Bu kelime bırakmak mânâsından alınmıştır. Çünkü şarap kıvamını buluncaya kadar kendi haline bırakılır.» mütâleasında bulunmuş­lardır. Hattâ : «Bu mânâların hepsi şarapta vardır; feiânenaleyh hamr kelimesi bunların hepsinden alınmıştır» diyenler bile olmuş­tur, tbni AbdÜberr: «En iyisi, bu mânaların hepsi şarapta mevcut­tur; demektir. Zîrâ şarap tâ kıvamını bulup sâkinleşinceye kadar terkedilir. tçildiği vakit ise akla galebe çalacak derecede onu karış­tırır ve örter» diyor. Elhasıl hamr, : kükremiş üzüm sırasıdır. Onun hakikati bilicmâ' budur. Yalnız köpüğünü atmış olması ekseriyete göre şart değil İmam Â'zam'ai göre şarttır. Bazılarına göre her iç­kiye şarap denilebilir. Bu, lügatte kıyas yapmak olsada yine caiz­dir. Fakat ekıer-İ ulemâ ya göre hakikat olarak her içkiye şarap deni­lemez. Çünkü kıyas ile lügat sabit olamaz; ancak mecazen şâir içkilere de şarap denilebilir. Hanefîler'in mezhebi budur. Hattâ «eZ-Hidâye nâm eserde şöyle denilmektedir: «Bize göre şarap üzümden sıkılan şıranın şiddetlenmişidir. Lûgatçılarla ehl-i ilim arasında ma'ruf olan da budur».

Hattâbî, «.Hidâyet sahibinin bu sözlerini redd için bir çok şey­ler söylemiş ezcümle şöyle demiştir : «Bir kavim zannetti ki araplar şarabın yalnız üzümden yapıldığını biliyor. Bunlara cevaben şöyle de denilir: Şüphesiz ki üzümden başka bir şeyden yapılan içkiye hamr diyen sahabe fasih araplardandüar. Eğer bu isim sahîh olmasa idi onu söylemezlerdi».

Kurtubî ise sözü büsbütün uzatmış ve şunları söylemiştir : «Enes ve başkalarından rivayet edilen hadisler hem sahîh hem de çok olmaları dolayısîle (şarap üzümden başka bir şeyden olmaz; başkaşeyden yapılap içkiye şarap demezler, hamr ismi de ona şamil değil­dir) diyen Kûfeltler'in mezhebini ibtâl eder. Bu söz arap dilinde, sahih sünnete ve sahabe'nin anlayışına aykırıdır. Çünkü şarabın haram kı­lındığını bildiren âyet nazil olunca sahabe şaraptan sakınma emrinden her sarhoş edici içkiyi anladılar; üzümden yapılanla yapılmayan ara­sında fark görmediler. Bilâkis kendileri ehl-i lisan oldukları halde üzümden başka bir şeyden yapılan içkiyi de haram Dildiler. Kur'ân on­ların dili ile inmişti. Eğer bu meselede bir tereddütleri olsaydı şa­rapları dökmez tevakkuf ederler; haramın hakikatini tafsîlâtîle an­larlardı» San'anî de şunları kaydediyor.» Şarabın haram kılındığını bildiren âyet nazil olduğu zaman şarabın beş şeyden ibaret bulundu­ğunu ifâde eden Ömer hadisi ileride gelecektir. Ömer de ehl-i lisandan­dır. Vâkıâ bu hadîsle haram kılınan içkileri beyân etmek istemiş ol­ması lügat mânâsını kâsdetmemesi de bir ihtimal ise de doğrusu bu­dur. Çünkü Ömer bunu ahkâm-ı şer'iyyeyi beyân sadedinde söylemiş­tir. İhtimal hamr, ismi bu içki nev'ine şer'i bir ad olmak üzere veril­miştir. Bu takdirde bir hakikat-i ser'îyye olur. Müslim'in İbnl Ömer'den tahrîc ettiği :

Peygamber (S.A.V.) :

— Her sarhoş eden şey şaraptır. Her şarap da ha-râmdrr; buyurdu; hadîsi de buna delâlet eder.» Şan'âni devamla di­yor ki: «Hattâbî az yukarıda geçen sözlerini unutarak şunları kay­detmiştir: Şarabın haram kılınması hakkındaki âyet indiği zaman' hamr'ın mânâsı muhatablar için meçhul bulunduğundan bu kelime­nin mânâsı: her sarhoşluk veren içki; diye beyân edilmiştir. Böy­lece hamr kelimesi salât, zekât ve saire gibi şer'î hakikatlerden ol­muş olur...

Halbuki bu iddialar zâîftir. Çünkü şarap, araplar arasında en meşhur içkilerden biri idi. Onun adı her şeyden meşhurdu. Arapla­rın şarap hakkındaki şiirler saymakla bitmez. Namaz ve zekât gibi şeyler öyle değildi. Araplar içkilere çeşidlerine göre ad verirlerdi. Meselâ tatlı şaraba «mezze» derlerdi...»

Şarabla şâir içkiler arasında Haneffler'e göre hüküm i'tibârîie fark vardır. Şarabın bir damlası bile hadd icâbeder; fakat Ötekr içkilerden sarhoş olmadıkça hadd lâzım gelmez. ŞâflHer'le Mâ I ikiler'e göre sar­hoşluk veren her şey şaraptır.

2— Hadisimiz şarap içene hadd-i şer'î vurulacağına delâlet edi­yor. Bu bâbta tcma'-ı sahabe vardır. Haddin hurma dalı ile vurulaca­ğına da delüdir. Ancak bu iş için hurma dalınm mutlaka şer'ân ta'yin edilmiş bir âlet olup olmadığı ihtilaflıdır. Çeşitli kaviller içinde en şâ-yân-ı kabul görüleni hurmadan başka ağaçlardan yapılan sopa ile vur­ma, un da caiz olmasıdır. Hattâ ayakkabı ve yumruk gibi şeylerle bile caizdir. Müslim şerhinde : «Ulemâ hurma dalları ayakkabları ve eK bise kenarları ile iktifa ederek hadd vurmanın caiz olduğuna icmâ' ettiler» dedikten sonra: «Esafa olan kırbaçla caiz olmasıdır» denil­mektedir. Musannif : müteehhirîn ulemâ'dan bazılarının, kırbacı zor­baları, elbise kenarile ayakkabını zalflere tahsis ettiklerini bunlardan maadalarına neye lâyık iseler onunla vurulacağına kail olduklarını söy­lemiştir.

Hadîsimizde sopa adedinin kırk olduğu bildiriliyor. Beyhakî ile tmam Ahmed b. HanbeVin tahrîc ettikleri şu hadis dahi ayni hükmü te'yid etmektedir:

«Bunun üzerine yirmiye yakın adama emrederek her biri ona hur­ma dallan ve ayakkablarile İkişer dayak vurdular.» Musannif diyor ki: îşte bu hadîs ihülâf olunan şeyleri bir yere topluyor; sopa adedinin kırk olduğunu ve kırk sopanın iki hurma dalîle vurulmadığını gösteriyor».

3— Hz. Ömer (R. A.)'m halk ile istişarede bulunmasının sebebi, Ebu Ddvud ile NesaVnin tahrîc ettikleri bir rivayete göre: Hatİd b. Ve 1 İd in Ömer (R. A,)'a «Halk şaraba düştü. Cezayı hiçe sayıyorlar» diye yazması olmuştur. Ömer (R. A.)'m yanında En sar ve muhacirler bulunuyormuş. Meseleyi onlara sormuş. Hepsi seksen değnek vur­masına ittifak etmişler, tnuim Mâlik «el-Muvatta'» da Sevr b. Ye-zûZ'den şu hadîsi tahrîc etmiştir:

«Ömer, şarap hakkında istişarede bulunmuş. AIİ b. Ebl Tâllb Ömer'e :

— Buna seksen değnek vurulması kanaatindeyiz; çünkü bu adam içerse sarhoş olur; sarhoş olursa saçmalamağa başlar. Saçmaladın» İftira eder; demiş. Bunun üzerine Ömer şarap içene seksen değnek vur­mağa başlamıştır». Bu hadîse dahî : «mu'daldır» diyerek i'tirâz eden­ler olmuş, hattâ İbni Hazm-i Zahirî onu inkâr bile etmişse de babı­mız hadîsinin Müslim'in rivayet ettiği son kısmı bu hadîsi te'yid et­mektedir. Şöyleki: «Hz. Osman (R. A,), Velİd b. Ukbe şarap içtiği için kendisine dayak vurmak üzere M\ (R.A.)'a emir vermiş. O da Ab* dullah b. Ca'fer'e :

— Şuna dayak vuruver; demiş. Abdullah dayağı vurmuş. Sopa adedi kırka varınca Osman (R. A.):

— Dur! Resûlüllah (S.A.V.) kırk sopa vururdu. Ebu Bekir'de kırk vururdu; Ömer ise seksen değnek vurdu. Bunların hepsi sünnettir. Ama bu Ömer'inki bana daha iyi geliyor; demiştir». Burada bazıları şu mü­tâlâayı ileri sürerler: Osman (R.A.) bu sözleri ile Ömer (R.A.)'ın yap­tığını mutlak surette değil sarhoşların cür'etine karşı beğenmişti. Bi­nâenaleyh Peygamber (S.A.V.)'in fiili dururken Hz. Osman nasıl olu­yor da Ömer (R. A.J'ın yaptığını beğenebiliyor? şeklinde bir sual va-rid olamaz. Çünkü onu beğenmekle beraber sopa adedi kırkı bulduk­tan sonra haddi durdurması o sayıdan fazla bir şey vurdurmadığına delâlet eder.

Bunlara şu cevap verilmiştir: Sakih-i BukârVdeki Abdullah b. Adiy rivayeti ziyâde vurdurduğunu tasrih etmektedir. Mezkûr riva­yete göre : Hz. Ali (R. A:), Velid'e seksen değnek vurmuştur. Kıssa ayni kıssadır.' Şu halde Buhârî'nin rivayeti tercih edilir. Demek olu­yor ki, kırk değnekte haddi durdurarak Ömer (R.A.)'m yaptığını be­ğendiğini söyledikten sonra hadd vurmağa devam etmiştir. Bu cevap; «iki başlı bir kırbaçla kırk defa vurmuştur; netice yine seksendir» de-mekden daha güzeldir.

Resûlüllah (S.A.V.)in şarap içenlere kırk sopa vurduğunu ifâde eden rivayetler çok ise de bunların basısında «kırk kadar» denilmek-de, bazılarında ise haddin ayak kablarîle vurulduğu ifâde olunmakda-dır. Bu ise sahâbe'nin: bu iş kırk sopa ile olacak; manâsını çıkarmış olduğuna delil sayılıyor. Binâenaleyh ulemâ sopa adedinde ihtilâf et­mişlerdir. îmam-% Â'zam Ebu Hanîfe ile İmam Malık, îmam Ahmed ve bir kavlinde İmam Şafiî sarhoşa seksen dayak vurulacağına ka­ildirler. DelîHeri, Hz. Ömer (R. A.) zamanında bu sayı üzerine îcma-ı sahabe vâki' olmasıdır. Meşhur kavline göre İmam Şafiî kırk sopa vu­rulacağına kail olmuştur. Dâvud-u ZâhirVmn mezhebi de budur. râ fiilen Resûlütlah (S.A.V.)'den rivayet edilen mikdar budur. Ebu Bekir zamanında dahî bu mikdar tatbik edilmiştir.

Kitabımız hadîsinde: «Bir adam, VeUd'i şarap kusarken gördüğüne şehadet etti» demliyor. Jfüsltm'dekinde ise iki kişinin şehâdet ettiği birisinin şarabı içerken diğerinin de kusarken gördüğü beyân edili­yor.

İmam Nevevî (631—676) Müslim gerfei'nde şöyle diyor : Bu hadîs Mâlik ile ona muvafakat edenlere yani şarap kusan kimseye şarabı içenler gibi hadd vurulur; diyenlere delildir. Bizim mezhebi­mize göre mücerred bunu görmekle hadd vurulmaz. Çünkü olabilir şarab olduğunu bilmeden içmiştir; yâhud kendisine zorla içirmişler-dir; yâhud daha başka haddi iskat eden bir özrü vardır. Ama Mâ­liksin delili kuvvetlidir. Zîrâ sahabe bu hadîsde zikri geçen Velid b. Ukbe'ye hadd vurulmasına ittifak etmişlerdir...»

Bu meselede Hanefîler de Şâfifler'le beraberdirler.[83]



1268/1062- «Muaviye radıyaUahü anh'den, Peygamber sallaîlahü aleyhiW sellem'öen İşitmiş olmak üzere rivayet edildiğine göre Re-sûlüHah sallaîlahü aleyhi ve sellem şarap içen hakkında şöyle buyur­muştur :

— İçti mi, ona hemen dayak vurun; sonra ikinci defa içerse yine kendisine dayak vurun; sonra üçüncü defa içerse kendisine yine dayak vurun; bilâhare dördüncü defa içerse artık boynunu vuruverin».[84]



Bu hadîsi Ahmed tahrîc etmişti; bu onun lâfzıdır. Onu Dört'ler'de tahrîc etmişlerdir. Tirmîzl onun mensuh olduğuna delâlet eden şeyler söylemiştir. Bunu Ebu Dâvud, Zührt'den sarahaten tahrîc etmiştir. Sar­hoşun dördüncü defa içtiğinden mi yoksa beşinci defada mı öldürüleceği hususunda rivayetler muhteliftir.

Zâhİrîlere göre beşinci defa İçen sarhoş öldürülür. İbni Hazm bu kavil üzerinde İsrar etmiş, onu isbâta çalışmış; ve mensuh olduğuna dâir icmâ' bulunmadığını iddia eylemiştir.

Cumhur-u ulemâ'ya göre katil mensuhtur. San'ânî (1059—1182) cumhur'un açık bir nâsih göstermediklerini, yalnız Ebu Davud'un Züh-rî'den rivayetinde «Peygamber (S.A.V.) dördüncü defada katli terket-ti» denilmiş olması ile istidlal ettiklerini, halbuki sözün fiilden daha kuv­vetli olduğunu ihtimal Peygamber (S.A.V.) o adamı bir Özürden dolayı öldürmediğini ileri sürerek Zahirîleri haklı göstermeğe çalışıyor.

Bizce bu gayret yersizdir. Çünkü cumhur-u ulemâ iddia ettikleri neshi isbât etmiş; nâsihi de açık olarak göstermişlerdir .Meselâ : NesaVnin «Sünen-i Kübra» adlı eserinde Mutiammed o. îshak tarî-kîle rivayet ettiği merfu' bir hadîsde şöyle denilmektedir :

«Sonra Peygamber (S.A.V.)'e dördüncü defa şarab içmiş bîr adam getirdiler. Resûlüllah (S.A.V.) ona (tekrar) dayak vurdu; ama Öldür­medi» yine NesaVnia bir rivayetinde:

Bunun üzerine müslümantar gördüler kt( hadd tatbik edilmiş; öl­dürme kalkmıştır.» denilmektedir. Ayni hadîsi Bezzâr «Müsned» inde ibni /sfcafc'tan şu lâfızlarla rivayet etmiştir:

Peygamber


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com