Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
«Yarış Ve Atıcılık Babı»
«Yarış Ve Atıcılık Babı»
Sebk : yarış mânâsına masdardır. Burada murâd olan mânâ da "budur. Sebak ise koşu için verilen ödüldür.
Remy : dah! ok veya kurşun gibi şeyleri atmak mânâsına masdardır. Burada ondan murâd : atış müsâbakasıdır.[255]
1339/1129- «İbnl Ömer radvyallahü anhümâ'den rivayet olunmuştur. Demlştfr ki: Peygamber saUaUahû aleyhi ve sellem idman görmüş atlarla el-Hafyâ'dan müsabaka yaptı. Atların hedefi Senlyettü'l -Veda fd{. İdman görmeyen atlarla İse Senlyyeden Bent Züreyk mescidine kadar müsabaka yaptı. Ibnl Ömer de müsabakaya İştirak edenler arasında Idİ.[256]
Hadis müttefekun aleyh'dir. Buhârl şu ziyâdeyi rivayet etmiştir: «Süfyan: el-HafyA İle Senlyyetü'l - Veda arası beş veya altı mildir. Se-nlyyedcn Beni Züreyk mescidine kadar bir mil vardır; dedi.»
Hadîs-i şerîf'de geçen cdummirat» fiilinin masdarı tadmirdlr.
Tadmlr : evvelâ hayvanı güzelce besiye çekerek sonra alafını azaltmak ve zaîflatmaktır. «Sthah sahibi bu işin kırk gün devam ettiğini ve bu müddete mldmar denildiğini söyler. Araplar müsabaka yerine dahî midmâr derler. Koşu atlan güzelce çullanır ve terletilerek şişmanlıkları giderilir. Bu suretle et ve sinirleri kuvvetlenir.
Hafyâ : Medtne-I Münevvere'ye bir kaç mil mesafede bir yerdir.
Seniyyetü'l - Veda : dahî Medine'ye yakın bir yerdir.
Hadîs-i şerif, müsabakanın meşıu' olduğuna delildir. Müsabaka abesle iştigal değil, cihâda hazırlık mahiyetinde güzel bir riyâ-zattır. Hükmü sebebine göre müstehâb veya mubah olmaktır. Kur-tüb'% diyor ki: «At ve şâir hayvanla üzerinde, yâhud yaya olarak müsabaka yapmanın caiz olduğunda hilaf yoktur. Ok ve diğer silâhlarla atış müsabakası dahî böyledir. Çünkü bunlarda harbe alışma vardır.»
Bu hadîs harb için hazırlanan atların idmana çekilebileceğine de delâlet eder. Hattâ bunun müstehâb olduğunu söyleyenler vardır.[257]
1340/1130- «(Yine) ondan -radıyallahü anh- rivayet edildiğine göre. Peygamber saUaüahü aleyhi ve seUem atlar arasında ödül koymuş; ve hedef için beş yaşına basmış atları tercih buyurmuştur.»[258]
Hadîsi Ahmed'le Ebû Davud rivayet etmişlerdir. Ibnl hîbbân onu sahîhlemiştir.
Bu hadîs dahî bundan önceki gibi, atlar arasında müsabaka yapmanın caiz olduğuna delildir. Beş yaşına basmış atlar kuvvet ve metanetçe daha genç olanlardan üstün bulunmaları ciheti ile onların hedeflerinin, diğerlerinden daha uzak tutulması gerektiğine de işaret ediyor.[259]
1341/1131- Ebu Hüreyre radıyaüahü anh'âtn rivayet olunmuştur. Demiştir ki: Resûliillah saUaUahü aleyhi ve sellem:
— Ödül ancak deve koşusunda yâhud atr veya at müsabakasında vardır; buyurdular.»[260]
Bu hadîsi Ahmed'le Üçler rivayet etmişlerdir. Ibnl Hİbban onu sahîhlemiştir.
Hadîsi Hâkim bir kaç tarikden tahrîc etmiştir. îbnü'l-Kattan (120—198) ile îbni DakıH'l-îd (625—702) bu tarî' leri sahîh bul-muşlarsa da Dâre Kutnl (308—385) bazılarını: mevkuftur; diye ü-letlendirmiştİr.
Hur : devenin taban*; hâfir: atın tırnağı; nasl: okun demiri; demektir. Burada cüz'ün zikir küllünü kasıd kabilinden birer mecâz-ı mürsel vardır. Mezkûr kelimeler: deve, at ve ok mânâlarına kullanılmıştır. Yâhud bu kelimeler asıllarında birer izafet terkibi olup muzafları hazf edilmiştir. Yani taban'dan murâd: tabanın sahibi, tırnak'dan murâd tırnağın sahibi ilâh... dir.
Hadîs-i şerif, araya ödül koyarak yarış yapmanın câis olduğuna delildir. Ödülü yarışçılardan başkası verirse onu almak hilâfsız caizdir: «Yarışı kim kaybederse ödülü o verecek» diye ikisine de nart ±. julursa haramdır; zîrâ kumar olur. îki taraftan yalnız birine şart koşulursa meselâ : «sen beni geçersen sana 100 lira vereceğim; ben geçersem senden bir şey almayacağım» derse cumhur-u ulemâ'ya göre caizdir.
Hadîsin zahirine bakılırsa müsabaka yalnız bu üç şeyde olacağı anlaşılır. MâHktler'le, Şâfiîler'in mezhebi budur. Hanefîler'e göre at, katır, eşek, deve gibi hayvanlarla müsabaka yapmak caiz olduğu gibi. insan koşusu ve atış müsabakaları da caizdir. Âtâ'dan rivayet edildiğine göre kendisi müsabakayı her şeyde caiz görürmüş.
Müsabakalarda Ödül ve mükâfatın meşru' olması cihâda teşvik içindir.[261]
1342/1132- «(Bu da) Ebu Hüreyre radıyaUahü anh'den Peygamber sallaUahil aleyhi ve sellem'den İşitmiş olarak rivayet edildiğine göre, Resûliillah satlaUahü aleyhi ve sellem:
— Her kim geçileceğinden emin olmayarak iki at arasında bir at koyarsa bunda bir beis yoktur. Geçileceğinden emin olursa o kumardır; buyurmuşlardır.»[262]
Bu hadîsi Ahmed'le, Ebu Dâvud rivayet etmişlerdir, isnadı zâîftir,
Hadîs-i şerifin Hz. Ebu Hüreyre kadar isnadının sahih olu;) olmadığı ihtilaflıdır. Hattâ Ebu Hatim : «Bu fcadîsin en güzel hâli SaîdL'l - Müsevyeb'e mevkuf olmasıdır. Onu Yhhyâ b. Said'de 8aîd'-den kendi sözü olarak rivayet etmiştir.» demektedir. Filhakika seZ-Mwoattnf> da'dahî Zührî tarîki ite Hz, Saîd'den kendi sözü olmak üzere rivayet olunmuştur. İmam Şafiî onu Saîd b. Müseyyeb tarîki ile Ebu Hüreyre (R. A.)'daxı rivayet edenleri tahrîc etmiştir.
«Geçileceğinden emîn olmayarak» buyurulması muhalin adı verilen üçüncü atın müsabakayı kazanacağı yüzde yüz belli olmaması şart olduğundandır. Aksi takdirde müsabaka kumar olur. Bu şart Hanefîler'le diğer bazı ulemâ'ya göre muteberdir. Çünkü müsâbaka-kadan maksad atları denemektir. Geçeceği ma'lûm olan atla bu mak-sad tahakkuk edemez.
Hâsılı iki at arasında iki taraftan ödül şart koşarak : «benim atım geçerse sen bana şu kadar para vereceksin; senin atın geçerse ben sana şu kadar vereceğim» demek kumardır. Ancak bu atların arasına onları geçeceği ümîd edilen üçüncü bir at daha katılır ve ikisini de geçtiği takdirde ödülü alır; ikisini de geçemediği takdirde hiç bir şey alamaz; öteki atlardan hangisi geçerse ödülü o alırsa müsabaka kumar olmaktan çıkar. Müsabakanın haram olmaktan kurtulmasına sebeb oldu-.ğu için üççüncü ata «muhalin» yani halâl kıldıran derler.
İki dîn âliminin ihtilâf ettikleri bir mesele hakkında ortaya mükâfat koyarak başka bir âlime müracaat etmeleri de yukarıdaki tafsilâta göredir. Zîrâ cihâda râci bir mânâdan dolayı atlar arasında müsâ-"baka caiz olunca ilim tahsiline teşvike medar olacak müsabakanın caiz, hattâ mendup olması evleviyetde kalır. Atış ta'Iimi ile insan koşusu gibi şeyler dahî menduptur.
Araya mükâfat koymadan yapılan koşular mubah ise de sırf eğlence için tertib edilen müsabakalarla hayvanı müşteViye iyi göstermek maksadı ile yapılanlar mekruhtur.[263]
1343/1133- «Ukbetü'bnü Amir radtyallahü an/t'den rivayet olunmuştur. Demh' r kî: Resûlüllah sdüallahü aleyhi ve seUem!\t minber üzerînde (Müşrikler için gücünüzün yefttğİ kadar kuvvet hazırlayın) âyetini okuyarak:
— Dikkat edin kuvvet silâh atmaktır. Dikkat edin! kuvvet silâh atmaktır. Dikkat edin kuvvet silâh atmaktır; derken İşittim.»[264]
Bu hadîsi Müslim rivayet etmiştir.
Hadîs-i şerif Resûlüllah (S.A.V.)'in minberde okuduğu âyetin tefsiridir. O zaman silâh atışı oklardan ibaretdi. Emir bu günkü top, tüfek, füze gibi çeşitli harp silâhlarına da şâmildir. Çünkü bunların hepsi düşmana karşı hazırlıktır.
Muhtelif silâhları kullanmak için askerî ta'lime tâbi' tutmak dahi hadîsimizin delâlet ettiği ahkâm cümlesindendir. Zîrâ düşmana karşı hazırlık ancak silâh kullanmayı bilmekle tamam olur. Silâh kullanmasını bilmeyene; kuvvetini hazırlamış, denilemez.[265]