Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

34. Abdestin Yalnızca Ön Ve Arkadan Çıkan Şey Sebebiyle Gerekli Olduğunu Kabul Eden Kimselerin Görüşü

34. Abdestin Yalnızca Ön Ve Arkadan Çıkan Şey Sebebiyle Gerekli Olduğunu Kabul Eden Kimselerin Görüşü


Yüce Allah "...yahut biriniz tuvaletten gelirse.[38] buyurmuştur.

Ata, makadmdan kurtçuk veya cinsel organından bit çıkan kimse hakkında "abdestini yenilemesi gerekir" demiştir.

Câbir İbn Abdullah şöyle demiştir: "Kişi namazda iken kahkaha ile gülerse abdestini tekrarlamaksızın namazını yeniden kılar."

Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Kişi abdestli iken saçını koparır, tırnağını keser veya mestlerini çıkarırsa yeniden abdest alması gerekmez."

Ebû Hureyre şöyle demiştir: "Abdest ancak hadesten (abdestsizlikten) dolayı gerekir."

Câbir'den rivayet edildiğine göre "Hz. Peygamber saikam! Zâtü'r-rikâ gazvesinde idi. Birine namaza iken ok atıldı. Adamdan çokça kan geldiği halde adam rüku ve secde etti, namazına devam etti."

Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Müslümanlar ötedenberi yaraları ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler."

Tavus, Muhammed İbn Ali, Atâ ve Hicazlılar "Kandan dolayı abdest gerek­mez" demişlerdir.

İbn Ömer sivilcesini sıktı, ondan kan çıktı ancak abdest almadı. İbn Ebî Evfâ kan tükürdüğü halde namazına devam etti.

İbn Ömer ve Hasan-ı Basrî kan aldıran (hacamat yaptıran) kimse hakkında "Kan aldırdığı yerleri yıkaması dışında başka bir şey yapmasına gerek yoktur" demişlerdir.


Açıklama


Bu bölüm başlığında, bedende ön ve arkadan başka yerlerden çıkan bir şey sebebi ile abdesti gerekli görmeyenlerin görüşlerine yer verilmiştir. Buharı bu­nunla, bedenden ön ve arka dışında çıkan kusmuk, kan aldırma vb. şeylerden dolayı abdesti gerekli gören muhalif görüşe işaret etmiştir.

Şöyle denilebilir: (Ön ve arkadan çıkan şeyler dışında) abdesti bozmada dikkate alman durumlar şu ikisine indirgenebilir:

1. Uyku (çünkü uyku kişiden yel çıkma ihtimalini barındırır),

2. Kadına dokunmak, kendi cinsel organını tut­mak (çünkü bunlar erkekten mezi çıkma ihtimalini barındırır).

Zâtü'r-rikâ gazvesi hakkında ayrıntılı açıklama ileride gelecektir.[39]

Buhârî Zâtü'r-rikâ gazvesi ile ilgili hadisten sonra Hasan-ı Basrî'nİn "Müslü­manlar ötedenberi yaralan ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler" sözüne yer vermiştir. Buradan ilk anda Buhârî'nin namazda kan çıkmasının namazı bozmayacağı görüşünde olduğu anlaşılmaktadır. fitekim Hz. Ömer'in yarasından kan çıktığı halde namaz kıldığı sahih olarak vayet edilmiştir.

Leys'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kan aldıran kişinin kan aldırdığı yeri ilmesi yeterli olur, bu şekilde namaz kılabilir. Kan aldırma yerini yıkaması gerekmez."

176- Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu öyle mistir:

"Kişi mescidde namazı beklediğinde, abdestini bozmadığı sürece amazdaymış gibi sevap alır. [40]

Yabancı bir adam: "Hades nedir ey Ebû Hureyre?" dîye sordu.

Ebû Hureyre de redıyaüâhuanh: "Sesli yellenmektir" dedi.


Açıklama


Burada kasdedilen, kişinin namazı beklediği sürece namaz sevabı almasıdır.

Yabancı bir adam ifadesi ile arap olsun ya da olmasın Arapçayı fasih olarak onuşamayan bir kimse kasdedilmektedir.

Ebû Hureyre bu hadiste abdestsizliği "sesli olarak yellenmek" şeklinde açık-ımıştır. Ebû Dâvud ve diğerlerinin rivayetindeki "Abdest ancak sesli veya sessiz ellenmekten dolayı gerekir" ifadesi de bunu desteklemektedir.

Abdestİ bozan daha şiddetli durumlar bulunduğu halde Ebû Hureyre'nin 'alnızca bu ikisini zikretmesinin sebebi, kişiden mescitte genellikle bu ikisi dışın-iakilerin çıkmamasıdır. İlk anda anlaşıldığına göre soru da zaten özel bir abdest-izlik, yani çoğunlukla namazda karşılaşılan abdestsizlik ile ilgili olarak sorul-nuştur. Nitekim Abdest bölümünün başında buna işaret edilmiştir.[41]

111- Abbâd İbn Temîm, amcasından o da Hz. Peygamber'den şunu rivayet etmiştir:

"Kişi bir ses veya koku duymadıkça namazını terk etmesin."

178- Muhammed İbnü'l-Hanefiyye, Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

Ben kendisinden çok mezi gelen bir kimseydim. Bunu Resûlullah'a sormak­tan utandım. Mikdâd İbnü'l-Esved'e sormasını emrettim. O da Hz. Peygamber'e bunu sordu.

Hz. Peygamber saflaiiahu aleyhi vfe seiiem "Ondan (meziden) dolayı abdest gerekir"' buyurdu.


Açıklama


Bu konuda açıklama Gusül bölümünde gelecektir.[42]

İlim bölümünün başında bu hadisin başka bir yolla rivayeti geçmişti.

Buhâri hadisi burada, iki çıkış yolunun birinden (erkeğin cinsel organından) çıkan mezinin abdesti gerektirdiğine dair delil olarak getirmiştir.

179- Zeyd İbn Hâlid şöyle demiştir:

Osman İbn Affan'a: "Kişi eşiyle ilişkide bulunduğunda kendisinden meni gelmezse (ne olur)?" diye sordum.

Osman şöyle dedi: "Namaz abdesti gibi abdest alır, ayrıca cinsel organını yıkar". Hz. Osman "Bunu Resûlullah'tan duydum" dedi.

Bunu Ali, Zübeyr, Taiha ve Ubey İbn Kâ'b'a radonu a™ sordum onlar da böyle (aynı şeyi) söylediler.[43]



Açıklama


Bu hadisin hükmü ile ilgili açıklama Gusüî konusunun sonunda gelecek. Orada bu hükmün mensuh (yürürlükten kaldırılmış) olduğunu açıklayacağız.

180- Ebû Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:

Resûlullah ensardan bir adamı çağırttı. Adam başından sular damlayarak geldi.

Hz. Peygamber: "Galiba seni aceleye getirdik" buyurdu.

Adam: "Evet" dedi.

Resûlullah İşin aceleye gelirse (yahut meni gel­mezse) abdest alman gerekir (bu yeterlidir)' buyurdu.



Açıklama


"Galiba seni aceleye getirdik": Yani cinsel ilişki ihtiyacını tamamlamadan çağırdık. Bu hadis, karineleri esas almanın caiz olduğunu göstermektedir. Çünkü sahâbî, gusü! yaparak Hz. Peygamber'in emrine icabet et­mekte gecikti..Bu sebeple normal olan duruma, yani Hz. Peygamber'in emrine derhal uymaya ters davranmış oldu. Hz. Peygamber adamın üzerinde yıkanma izlerini görünce, onun meşgul olduğunu anladı. Adam Hz. Peygamber'in çağrısına uymak İçin cinsel ilişkiyi yarıda kesmiş olabileceği gibi, boşalmış da olabilirdi.

Soru da bunun hakkında olmuştur.

Hz. Peygamber'in adamın geç kalmasını eleştirmemesi, taharete devam etmenin müstehap olduğunu göstermektedir. Bu durum, Hz. Peygamber'in emrine icabet etmenin gerekli kılınmasından önce olmuş gibidir. Çünkü farz olan bir şey müstehap bir şey, için geciktirilmez.

İtbân, evinde namazgah edinebilmek İçin Hz. Peygamber'den evine gelerek orada namaz kılmasını istemiş, Hz. Peygamber de bu isteğe olumlu karşılık vermiştir. Yukarıdaki hadis bu olayia ilgili olabilir. Itbân, Hz. Pey­gamberle sefeır birlikte namaza hazır olabilmek için guslü önce yapmış olmalıdır.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com