Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
Bâb: "Allah'ın Kelâmını Değiştirmek İstiyorlar" Ayet-İ Kerimesi
Bâb: "Allah'ın Kelâmını Değiştirmek İstiyorlar" Ayet-İ Kerimesi
499- Mahmûd bize anlatarak dedi ki: Abdürrezzâk bize İbni Cüreyc'den, o Süleyman el-Ahvel'den, o Tâvûs'dan, o İbni Abbâs'tan (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) geceleyin teheccüd için kalktığı zaman şöyle dua ederdi:
"Allahümme leke'l-hamdü, ente NûrüVsemâvâti ve'I-arzi ve leke'l-hamdü ente Kayyimü's-semâvâti ve'I-arzi ve leke'l-hamdü ente Rabbü's-semâvâti ve'I-arz ve men fîhinne, ente'l-hakku ve va'duke'l-hakku ve kavluke'l-hakku ve likâuke'l-hakku ve'I-cennetu hakkuıı ve'n-nâru hakkun ve'n-nebiyyûne hakkun ve's-sâatu hakkun. 'Vllahümme leke eslemtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeitü ve ileyke Hicbtü ve bike hâsemtü ve ileyke hâkemtü f ağfir lî mâ kaddemtü ve mâ ıhhertü ve mâ esrartü ve mâ a'lentü ente ilâhî lâ ilahe illâ ente -Âllahım, ham d Sana'dır. Göklerin ve yerin Nuru Sensin. Hamd Sana-hr. Sen göklerin, yerin ve içindekilerin Hâkimisin. Hamd Sanadır. Sen löklerin, yerin ve içindekilerin Rabbisin ve hamd Sanadır. Sen haksin, aadin haktır, sözün haktır, Seninle karşılaşmak da haktır, cennet de hakir cehennem de haktır, peygamberler de haktır, kıyamet de haktır. Ulahım! Sana teslim oldum, Sana inandım ve Sana tevekkül ettim. Sana öneldim, Senin için husumette bulundum. Senin hükmünü hakem yap-m. Geçmişte, gelecekte, gizli açık işlediğim kusurlarımı bağışla. Sen benim ilâhımsın, Senden başka ilah yoktur!)[6]
Şerh
Daha önce muhtelif bölümlerde geçtiğini belirttiğimiz bu hadis-i şerifin burada zikredilme sebebi, Allah'ın sözünün hak olduğunu, dolayısıyla değiştirilmesinin mümkün olmayacağına delalet eden muhtevâsıdır.
Bab başlığında yer alan ayet-i kerime meâlen şöyledir:
"Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar az bir kısmı hâriç, anlamıyorlar." (Fetih, 15)