Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
(13) Müşrik Ana-Babaya İyilik Etmek
(13) Müşrik Ana-Babaya İyilik Etmek
24— Sa'd İbni Ebi Vakkas'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
«— Benim hakkımda, Allah Tealâ'nın kitabından dört âyet nazil oldu. Annem, ben Hazreti Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den (dininden) ayrılmadıkça, yememeğe ve içmemeğe yemin etmişti. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) şu âyeti inzal etti:
«— Eğer ana-baban, bilmediğin (benimsemediğin şirkten) bir şeyi, bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, bu takdirde kendilerine itaat etme. Onlara dünyada iyi bir şekilde sahiblik et. (Günah olmıyan işlerde onlara yardımcı ol, itaat et.» (Lokman : 15).
(İkincisi) : Ben, (savaş ganimetinden) çok hoşuma giden bir kılıç almıştım. Dedim ki, ey Allah'ın Resulü! Bunu bana hibe et. Arkasından:
«— Ey Resulüm, sana ganimet malından soruyorlar...» (Enfal: 1) âyeti nazil oldu.
(Üçüncüsü) : Ben hastalanmıştım. Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) bana geldi. Dedim ki, ey. Allah'ın Resulü! Ben malımı bölmek istiyorum, yarısını vasıyyet edeyim mi?» Peygamber:
«— Hayır!» dedi. Üçte birini, dedim Hazreti Peygamber sükût etti. Bundan sonra üçte bir vasıyyet caiz oldu.
(Dördüncüsü) : Ensar'dan bir topluluk ile şarap içmiştim. Bunlardan bir adam, (Mekke yolu üzerinde) Lehyey Cemel adındaki yerde burnuma vurdu. Ben de (şikâyet için) Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) 'e vardım. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celte), şarabı haram kılan âyeti inzal etti. (Bakara: 219)[48]
Bu Hadîs-i şerifte, Sa 'd ibni Ebî Vakkas, kendisi İle İlgili dört hâdise özerine Cenab-ı Hakk'ın dört dinî hüküm İnzal buyurduğunu anlatmaktadır.
1— Daha önceki hadîs-i şeriflerin beyanından da anlaşıldığı özere, ana-babaya itaat etmek, Allah'a isyan olmayan yerde gereklidir. Ana-babanın veya herhangi bir yetkilinin şirke ve günaha, dine aykırı düşen bir işe davetleri veya zorlamaları halinde onlara itaat yoktur. Ancak Müslüman olmayan ana-babaya, nafaka vermek, onlara hizmet edip iyilikte bulunmak, incitmemek bir vazifedir. Yeter ki, Allah'ın dinine aykırı bîr şey İstemesinler, ona zorlamasınlar.
2— Ganimetle ilgili İkinci hadise sebebiyle, Cenab-ı Hak ganimetlerin tasarruf yetkisinin «Allah'a ve Resulüne ait» olduğunu beyan buyurdu. Mu-haddİslerin rivayetine göre, Sa'd İbni Ebi Vakkas, Saîd i b n i ' I - A s adındaki müşriki öldürdü ve kılıcını aldı. Bunu kendisine hibe etmesini Hz. Peygamberden İstedi. Peygamber, ona bu kılıcı vermedi. 8u hadise üzerine ganimet âyeti nazil oldu. Hz. Peygamber de o kılıcı kendisine verdi; çünkü Allah Teolâ bütün yetkiyi Peygamber (Aleyhissalâtü vesselam) 'a vermişti. Bundan sonra da, yine Enfal sûresinin 41 inci âyetinde kimlere ne miktar ganimet verileceğini, bölünme şeklini beyan buyurdu.
3— Her ne kadar Sa'd ibni Ebi Vakkas, hakkımda dört âyet nazil oldu diyorsa da, vasîyyef hakkındaki üçte bir (1/3) miktarı maldan fazlasının caiz olmayacağına dair âyet mevcut değildir. Bu hüküm Hz. Peygamber in hadîs-i şerifleri ile sabittir. S a ' d 'in sorusu üzerine üçte bir miktarı vastyyete rıza göstermişler ve bu da Isiâm dininin hukukî bir meselesi ve hükmü olmakla Allah'ın emri demektir. Zaten Peygamber ne getirdi ise, hep Allah'ın izni ve emri ile getirmiştir. Bu bakımdan hüküm itibariyle hadîs-i şerif de diğer âyetler arasında bir âyetmiş gibi gösterildi. Üçte birden fazla vasiyyet yapıldığı takdirde, veresenin muvafakati bahis konusu olur. Buna rıza gösterİrlerse, geçerli olur, değilse yalnız üçte bir mİk-tarınca vasiyyeti yerine getirirler. Bİr de hak sahibi olan varislere vasiyyet yapıldmıyacağını diğer bir hadîs-i şerifte Hazreti Peygamber buyurmuştur.
4— Bilindiği üzre İslâm'ın ilk devrinde şarap içmek haram değildi. Sonra S a ' d 'in başından geçen vak'ayi, Sa'd Hazreti Peygambere anlatınca Cenab-ı Hak Mâide sûresinin 90. âyetini inzal ederek, şarap i;meyİ haram kıldı. Âyet Medine'de nazil oldu.
Sa'd I b n i E b i V a k k a s kimdir? :
Daha ondokuz yaşında İken, İslâm'ı ilk kabul edenlerin üçüncüsü olmuştu. Allah yolunda ilk ok atandır. Hazreti Peygamberden önce Medine'ye hicret etmiştir. Bedir savaşından itibaren Irak fethine kadar olan bütün savaşlarda bulundu. Meşhur binicilerden biri idi. Cennetle müjdelenen on qshab-ı kiramdan biri olup, bu on kişi içinden en son vefat edendi.
Hazreti Ömer 'in, hilâfet işini aralarında görüşmek için seçmiş olduğu altı kişiden birisi de Sa'd olmuştu. Duası kabul olunmakta şöhret kazanmıştı. Çünkü Hazreti Peygamber ohun hakkında :
«— Allah'ım! Onun okunu doğrult; ve duasını kabul et.» buyurmuştu. Onun için lehte duasını İsterler, aleyhte yapacağı duadan korkarlardı. Hz. Ömer tarafından Küfe valiliğine tayin edildi. Bİr müddet sonra halkın hdksız yere şikâyetleri üzerine, halife tarafından azledildi. Kûfeliler kendisine iftira ettiklerinden aleyhlerine dua ettiği ve duasının kabul edildiği rivayet olunur. Daha sonra yine Küfe valiliğine Hz. Osman tarafından tayin edildi, sonra bu görevinden yine alındı. Hz. Osman'ın şehid edilişinden sonra doğan fitnelere karışmayarak kenara çekildi. Medine'ye on mil mesafede Akîk denilen yerde bir arazi satın alarak, ailesi ile oraya yerleşti ve hicretin 55. yılında 73 yaşında olduğu halde orada vefat etti. Cenazesi Medine'ye götürülerek Bakî' mezarlığına gömüldü. Allah ondan razı olsun.[49]
25— Hazret-i Ebû Bekir'in kızı Esma'dan:
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in (Hudeybiye) muahedesi zamanında, annem (kendisine iyilik ve ihsan etmeme) rağbet eder olduğu halde bana geldi. Ben de Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) 'e sordum : Ona iyilik edeyim mi (hediyelik bir şey vereyim mi)?
Hazreti Peygamber: «EVET!» buyurdu.
îbni Uyeyne demiştir ki:
Bu hâdise üzerine:
«—Allah, din hususunda sizinle savaşmamış, sizi yurdlarımzdan da çıkarmamış kimselere sadâkat göstermenizden, onlara iyilik etmenizden, onlara adalet yapmanızdan sizi yasaklamaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Sûresi, 8)» âyetini Allah (Azze ve Celle) indirdi.[50]
Hadîs-i şerifi anlatan Esma (Allah ondan razı olsun), cahı'liyet devrinde babası tarafından boşanmış olan «K u t e y I e»'nin kızıdır. Müslümanlarla müşrikler arasında Hudeybiye de yapılan barışdan faydalanarak K u t e y I e, İslâm'ı kabul etmediği halde, Medine'deki Müslüman kızı Esma 'yi ziyarete gitmiş ve beraberinde de kuru üzüm, yağ gibi hediyeler götürmüştü. Buna karşılık kızından da bazı hediyeler beklemiş ve kızının İkramda bulunmasını, İyilik edip yakınlık göstermesini arzulamıştı. Bunu hisseden kızı, annesine iyilik ve ihsan mukabelesinde bulunup bulunamayacağını Hz. Peygamber'd en sormuş ve İyilikte, ikramda bulunabileceği cevabını almıştı. Bundan anlaşılıyor ki, müşrik ana-babaya hediye vermek, onlara İyilikte ve İkramda bulunmak, savaş hali dışında, gereklidir. Bu hususta nâzİl olan Mümtehine sûresinin 8. âyet-i kerîmesi aynı hükümleri beyan buyurmaktadır. Barış halinde Müslüman olmayan akraba ile görüşüp hedi-yeleşmenin, İyilik ve adaletle hareket etmenin meşruİyyeti anlaşılmaktadır.
Esma kimdir? :
Esma, Hazret-i E b u B e k i r 'in en büyük kızı olup, İslâm'dan önce böşamış olduğu Küfeyle veya K a y I e adındaki hanımından olmadır. .
1 Cennetle müjdelenenlerden Hz. Z ü b e y r 'in zevcesi olan Esma 'nm lâkabı. Zatü'n-Nıtakeyn 'dir. Hz. Peygamber Medine'ye hicret ettiği zcrman, ona azık hazırlamış, fakat aztğı bağlayacak ve saracak bir şey bulamadığından baş örtüsünü ikiye bölerek yarısı ile azığı bağlamış ve diğer yarısını da bgş örtüsü olarak kullanmıştı. Bundan dolayı, Hz. Peygamber kendisine iki baş örtülü manasına, Zatü'n-Nıtakeyn lâkabını vermişti. İlk islâm'ı kabul eden on yedi kişiden sonra Müslüman olmuştu. Mekke'de Müslüman olduktan sonra, Medine'ye hicret etmiş ve hamile olduğundan Küba'da hamlini vaz' etmişti. Böylece Abdullah ibni Zübeyr adındaki oğlu doğmuş oldu. Hicrî yetmiş üç yılında, oğlu Abdullah'in öldürülmesinden birkaç hafta sonra Mekke'de vefat etti. Vefatında yüz yaşına varmış olduğu halde bir dişi dahi düşmemiş, aklından bir şey kaybetmemişti. Yalnız gözleri görmez hale gelmişti. Abdullah'-dan başka U r v e adında bir oğlu daha olmuştu. İki oğlu ve torunları kendisinden hadîs-İ şerifler rivayet etmişlerdir. Oğlu A bd u 11 a h , Hz. Mu-aviye'nin oğlu Yezid'den sonra Mekke'de dokuz ay hilâfet etmiş ve nihayet Haccac tarafından kuşatılarak idam edilmişti. Oğlunun şehid edilişinden az sonra vefat etti. Allah ondan razı olsun.[51]
26— îbni Ömer'in şöyle dediği işîtilmiştir:
«— Hz. Ömer''(Allah ondan razı olsun), satılmakta olan ipek işlemeli bir elbise gördü. (Hz. Peygambere hitaben):
«— Ya Resûlallah; bu elbiseyi satın al, cuma günü ve heyetler sana geldiğinde onu giyersin, dedi. Hz. Peygamber: .
«— Bunu, ancak (âhirette) nasibi olmayan kimse giyer; buyurdu. Sonra Hazreti Peygambere bu elbiselerden verildi. Hazreti Ömer'e (bunlardan) bir elbise gönderdi. Hazreti Ömer dedi k;, (Ya Resûlallah,) ben bu elbiseyi nasıl giyeyim, zira bu elbise hakkında söylenmesi gerekli şeyi söylemiştin Hazreti Peygamber :
«— Ben onu, giymen için sana vermedim. Onu satarsın, yahut (müs-lüman olmayan birine) giydirirsin,» buyurdu. Bunun üzerine, Hazreti Ömer, henüz müslüman olmamış Mekke'deki (ana bir yahut süt) kardeşine o elbiseyi gönderdi.»[52]
Bu hadîs-i şeriften iki hüküm çıkmaktadır. Birincisi, ipekli veya ipekle işlemeli, ibrişimli ve nakışlı elbiseleri erkeklerin giyemeyeceğidir. İkincisi, Müslümanlar İçin yasak olan böyle şeylerin gayri müslimlere satılabileceği veya onlara hediye olarak verilebifeceğidir. Müşrik babaya iyilik ve ikram bahsinde bu hadîs-i şerifin zikredilmesi, müşrik bir kardeşe yapılan bağışla ilgili bulunmasındandır.
Altın ve ipek hakkında varid olan hadîsti şerifte görüleceği gibi, Müslüman erkeklere altın ve ipek haram kılınmıştır. Erkekler altından süs eşyası takinamazlar, ipekli elbiseler giyemezler, altın eşya kullanamazlar. Bunun iktisadî çöküntüye, lüks ve israfa götüren bir afet olduğu, günümüzde açık olarak görülmektedir.
(Hz. Ömer hakkında kısa bilgi ve hadîs-i şerifleri görmek isteyenler için, «Peygamberin Dilinden Dört Halifesi ve Ashabı» adlı kitaba müracaat. Sayfa : 115)[53]