Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

(47) Çocuk Göz Bebeğidir

(47) Çocuk Göz Bebeğidir



87— Cübeyr îbni Nüfeyr'den rivayet, şöyle dedi:

«— Bir gün (ashabdan) EI-Mıkdad İbni'l-Esved'in yanında oturuyor­duk. Bir adam ona uğradı ve dedi ki:

«— Resûlüllah (SaîUülahü Aleyhi ve Sellem)'i gören şu iki göze ne mut­lu! Allah'a yemin olsun, biz arzu ediyoruz ki, senin gördüklerini biz de gÖreydik, şahit olduklarına şahit olaydık.»

«— (Mıkdad bu sözlerle fazlaca) kızdırılmış oldu. Ben taaccüb et­meğe başladım, çünkü adam hayırlı sözden başka bir şey demedi. Son­ra (şahabı) El-Mıkdad adama dönüp şöyle dedi» :

«— Bir insan ki, Allah ondan bir huzuru (peygamberle karşılaşmayı) Jjaip kılmıştır, bu karşılaşmayı (Resûlüllah huzurunda bulunmayı) te­menniye onu götüren (cür'et) nedir? Bilmiyor ki, Onu görse nasıl olacak­tı? (Acaba iman mı edecekti, yoksa küfürde mi kalacaktı?)

Vallahi, Resûlüllah (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda çok kim­seler bulundu ki, Allah onları yüzleri üstü Cehenneme yuvarladı. Peygambere icabet ,e^memiglerdi, onu tasdik etmemişlerdi. Siz Azız ve Celîl oJatt^Ulah'a İıamd.efcinez misiniz ki, sizi, Rabfcinizi bilir halde dünyaya getirdi de Peygamberiniz (Sallallahü Aleyhi ve Sellerriyin getirdiği (İslâmın hükümleri) ni tasdik ediyorsunuz.. Siz, kendinizden başkaları ile belâlar­dan kurtarılmış oklunuz.

Vallahi, cahiliyyet devri ile fetret devrinde gönderilen Peygamberin d%rumurmh "en şiddetlisi olan bir halde Peygamber (SalUâlahu Aleyhi ve Stilem) gönderildi. Putlara ibadet etmekten daha faziletli bir din olduğu­na -inanmıyorlaaiı, Sunun üzerine, Peygamber-Kur'ân'tcgetirdi. ve onunla hak ile Jaâtılı ayırdı. Yine onunla, baba ile çocuğu arasını ayırdı (biri- mü­min, biri kâ£r oldu). ÖyH ki, adam babasını yahut çocuğunu yahut kar­deşini kâfir görüyordu. Böyle iken, Allah o adamın kalbinin kilitlerini îman* ile açmıştı;, ve adam biliyordu Jri> yakın akrabası (babası, çocuğu veya kardeşi, bu vaziyette îman .etrheeoVe'h)' ölse cehenneme gire.çe&. Böy­le sevdiği kimsenin (yakının) Cehennemde olduğunu bildiği halde, ada­mın, göfcy. a£dın.qİur aıu? Nitekim bu Gevilen (yalanlar) hakkında Allah şöyle buyurmuştur:

«O müminler ki, ey Rabbimiz! Bize zevcelerimizden ve nesilleri­mizden gözlerimizin sürûru olacak iyi kimseler ihsan et... derler.»

«— BÖylece göz aydınlığı ve sevinci olan çocukların veya yakınların cehennemde bulunacaklarım bihnek, hiç insanı sevinçirbir halde bırakır mı?>»[174]



Bu hadîs-i şeriften alınacak öğütjer şunlardır:

1— Her fnütnin, imân şerefine..kavuşmuş olmasından dolayı Allah Tealâya şükretmeli ve bu büyü.k nimetin kıymetini bilmelidir. Bu imân saadetinin ışığı altında, mükellef olduğu ibadet ve amelleri riyasız olarak, ihlâsla başarmaya çalışmalıdır. .

2— İnsan erişip başaramadığı veya yaşayamadığı geçmişe ait bir ha­yati aramamalı, boş temennide bulunmamalıdır. Bulunduğu halde!;i vazi­feleri yaparak geleceğe hazırlanmalıdır.

3— İnsanlar içinde en büyük meşakkat ve musibetleri çeken Peygam-ber'lerdir. Peygamberîer içinde de en şiddetli musibetlere ye' meşakkat­lere katlanan son Peygamber'imiz olmuştur. Onun beraberinde bulunan ashab-ı kiram da ikinci derecede çok ağır yükler yüklenmişlerdir. Onların Feragatli çalışmaları sayesinde biz hazır bîr dine sahip olduk. Bu nimetin şükrünü yapmalı ashab-ı kirama- son derece hürmet etmek ve onların yo­lunda yürümek vazifemiz olmalıdır.

4— Kur'ân, hak ile bâtrh ayırdığı gibi, baba ile evlâd arasını da ayı­rırtYanİ hakkı seçerek iman eden Gennet'e, bâtılı seçerek kâfir olan Ce-hennem'e gider. Evlâd, kardeş sevgisi kâr etmez:

5— Bir mümin, evlâdım ve yakınlarını, AHah'a itaat eder durumda gpcürve.onlan kendi hak yolunda bulursa, buna sevinir ve gözü aydın olur..Dinde kendisine yarchmot okluklarını ve Cennette, beraberliği düşün­mesinden doğan bir sevinç olur. Bundan anlaşılıyor ki, salih ve iyi çocuk göz aydınlığıdır, her çocuk böyle değildir.

E IM i k d a d i b n İ ' I E s v e d 'İn anlattığına uygun şu hadîs-İ şerifi Zeyd tbni Eşlem rivayet etmiştir:

«Bir adam (ashabdan) Huzeyfe'ye dedi ki:

«— Siz Resûlüllah (Sallaîîahü Aleyhi ve Sellem)'e kavuştunuz, biz ise ka­vuşamadık (bu şerefe nail olamadık);»

Bunun üzerine Huzeyfe (Radıyallahu anh) ona şöyle dedi :

«Ey kardeşim oğlu, Allah'a yemin ederim ki, sen ona kaşusayd-n nasıl olacaâ'nı bilemezsin. Hendek savaşı peçesinde bizi bir görevdin! Bir gece ki, soğuk ve yaKımjrtu... ResGİOllah (Sallallahü Ateyhi ve Seltem) deot M:

«— Kim gide? de bize düşmana ait haberleri getirip bildirir? Allah onu kıyamet gttnündd İbrahim (Aleyhİsselâmym arkadaşı yapsın.»

— Vallahi, içimizden-kimse kalkmadı. İkinci defa olarak :

«— Allah dtın benim arkadaşım kılsın.» dedi. .Yine-kimse kalkmadı. Ebu. Bekir fR.A.):

« Huzeyfe'yi gönder.» dedi. Hazreti Peygamber (bana).: ."

«— Git,» de4i. Ben de:

«—Esir otmdktan korkuyorum.»

Dedim. Peygamber:

«gen asla esir edilmezsin,» dedi.

Şpnfa H ü z e y f e . düşmana karşı gittiğini anlattı.

El- Mikdam ib ri r' I- E s v e d kimdir? :

Asıl babasının adı A m r olduğu halde, E I - E s v e d 'e nispeT edHİr. Hadremutda dünyaya gelen EN-Mik'dod gençliğinde yaptığı bir kavgadan dolayı Mekke'yekaçmış ve orada E I -Esved ile söz-leşmişti. Sonra babası Amr'in muvafakati ile çocuğunu oğuf edinmiş oldu­ğundan E 1 - M i k d a d , babalığı olan E I-Esved 'e nispetle şöh-ref bulmuştur, islâm'ı ilk kabul edenlerin dördüncüsüdür. Bedir savaşında söVari olarak bulunmuş, ondan başka süvari bu savaşta görülmemiştir. İki hicrette de bulunmuştur, yani hem Habeşistan'a, hem1 de Medine'ye hicret edenlerdendir.

Abdullah ibni Mes'ud 'dan rivayet edildiğine göre, ilk İslâm'ı açıklayan yedi kişiden biri E I - M i k d a d ibni Esved dİr. At üzerinde ilk olarak savaşan sahabîdir.

Uzun boylu ve göbeği büyük olduğundan, Rum kölesi, karnını ameli­yat etmekle fazla yağlan çıkarmak ve kendisini hafifletmek dileği ile yap­tığı ameliyat sonunda vefat etti. Karnındaki ameliyat yerini bu kölenin dik­miş olduğu rivayet edilmektedir. Başarılı bir ameliyat olamadığından vefat ettiği söylenir. Bu ölüm hadisesi üzerine köle kaçmış ve kendini kurtarmıştır.

E I - M i k d a d Hazret! Peygamber den hadîs-i şerifler rivayet etmiş, kendisinden de Hazreti Ali, E n e s , Ubeydullah İbni Adiyy, Hümam ibni'l-Haris, Abdurrahman ibni E b i Leylâ ve başkaları rivayet etmişlerdir. Hazreti O s m a n 'in hilâfeti zamanında ve hicretin 33. yılında 70 yaşında olduğu halde Medine'­de vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[175]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com