Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
(71) İyilik
(71) İyilik
129— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: «— Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) soruldu ki:
«— İnsanların hangisi en iyidir?» (Cevap vererek şöyle) buyurdular: «— İnsanların Allah katında en iyisi, en çok takvası olanıdır.» Ashab dediler ki:
«— Biz sana bunu sormuyoruz.»
Hazreti Peygamber:
— İnsanların en iyisi, Allah'ın peygamberi Yûsuf'dur. Babası Allah'ın peygamberidir. Babasının babası da Haliiu'llah = İbrahim'dir.» dedi.
Ashab:
— Biz sana bunu sormuyoruz.» dediler.
«— O halde î>ana Arab kavminin (madeninden) aslından mı soruyorsunuz?» dedi.
Ashab:
«— Evet!» dediler.
Peygamber şöyle dedi:
«— tslâmdan önce sizin hayırlılarınız, İslâm ti a bilgin oldukları takdirde sizin hayırlı olanlarınızda*.»[258]
Kerem İle ilgili hadîs-i şeriflere ait olan bu bölümdeki kerem lâfzı, iyilik kelimesi ile terceme edilmiştir. Kerem, hayır çeşitlerine, faziletlerine ve güzel iş ve haröteetisre verilen isimdir. Manâsı geniştir. Türkçemizde kuîia-nılan iyilik, buna en uygun bir İfadedir. Böylece keremin aslı, hayır çokluğu elemek olur. Takva sahibi olan hayrı, çok kimse ölür. Dünyada dine ve- insanlara faydası çok, âhirette de dereceleri yüksek bulunur. Zira takvanın manâsı, korkmak ve sakınmakdır ki, Allah'ın yasak kıldığı şeyîcrden sakin-maR ve emrettiği* işleri yerine getirmekle elde edilen en güzel bir sıfattır. Buna en çok riayet eden ve Ijghî emir ve vezifeleri yerine getiren, şüphö-siz ki en çok İyilik-işleyen olur." Bunun için Cenâb-ı Hak:
— Sizin en iyiniz, takvası en çok ol ;uı in izdir.»
buyurmuştur (Hücurat sûresi, âyet: 13)
Peygamber Efendimiz geniş manâda, bütün İnsanlar içinde takvası çok olan müminlerinden iyi kimseler olduğunu beyan buyurduktan sonra, geçmiş zamanlardaki insanlar içerisinde Hz. Yûsuf 'un en İyi bir kul ve Peygamber olduğunu açıkladı. Zira çektiği meşakkat ve karşılaştığı ağır imtihanlar karşısında takvası ile üstün bir mertebe kazanmıştı. Ashabın Arab kavmi içerisinde asıl itibariyle hayırlı kimler olduğunu sormaları üzerine de, baba ve soy bakımından İyilik üzerinde durulmamış, yine cahilİ-yet zamanında güzel iş ve hareketlerde bulunanların aynen İslâm'da da bilgin bulundukları müddet en hayırlı kimseler oldukları ifade edilmiştir. Çünkü insanların yaratılışları icabı, iyi sıfatlarda ve güzel ahlâkda istidatları ayrı ayrıdır. Aslında ve mayasında iyi sıfatları bulunan, İslâm dininde ilim ve anlayış kazandıktan sonra, sahip olduğu güzel meziyetlerle insanların en hayırlıları kısmından olur.
Kıymetli bir cevher olan altın madeni, nasıl kİ muhtelif kıymetsiz maden ve topraklarla karışım halinde iken, tasfiye edilerek pâk ve tertemiz olan saf altın madeni elde ediliyorsa, insanlarda bulunan iyi ahlâk cevheri, İslâm'dan önce muhtelif kirlerle karışım halindedir. İslâm dini bu cevheri kirlerden temizleyerek saf ve temiz bir ahlâkı meydana çıkarır. İnsanın da kıymeti bu şekilde yükselir, Allah katında makbul olur.[259]