Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

(80) Çocuğu Ölenin Fazileti

(80) Çocuğu Ölenin Fazileti



143— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

«Müslümanlardan bir kimsenin üç çocuğu ölürse, ona Tahilletü'l-Kasem = Çok az miktar Cehennem ateşi dokunur.»[285]



Evlâd acısı çeken ana-babanın üzüntü ve kederleri çok olduğundan, böyle bir imtihanda sabrederek Allah'dan sevâb beklemeleri karşılığında Cennetle müjdelenmişlerdir. Zira herkes Cehennemin ne olduğ-unu görecek ve oraycf üğrayacaktfr. Fakat "bir kısmı azab çelcraeden geçip Cennete gi­recektir. Çünkü Cenab-i Haktfiieryem Sûresinin 7^.-öyet-i Kerîmesinde şöyle buyurmaktadır:

«İçinizden hiç biriistisna ed?hnei»ek üzre, mutlaka Cebennem'e va­racaktır. (Ancak cennetlikler yanmadan geçecekler, cehennemlikler ise ariya düşeceklerdir.) Bu Eabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.»

*şte hadfe-i şerifte «z miktar ceheh'nem âteşine dokunuşun manâsı bu oisa gerektir. Herkes Cehenneme bu şekilde varacaktır. Netice olarak, di­ğer hadîs-i şeriflerin de delâleti ile, kendisinden önce üç çocuğu vefat ede­nin Cennete gireceği anlaşılmaktadır.

Tahillete'l-Kasem : Lügat manâsı bakımından, yeminin çözülmesi ve helâl kılınması demektir. Bir insan Allah Tealâ'nm qdını anarak bir işi yap-mıya yemin ederse, o işe başlamakla yemini çözülmüş olur. Bir işe başla­yış, zamas bakımından çok az bir vakit olduğundan bundan kinaye ola­rak kısa müddet murad edilmiştir ve yukarda sözü geçen âyet-i kerîmenin delâlet etti&i manyo uygun şekilde ifadesini bulmuştur. {Yeminler hak­kında tafsilât için, İslâm Fıkhı ve Hukuku, sayfa : 118).[286]



144— Ebû Hüreyre'den (Radiyallahu anfah .

«Bir kadın Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e t>ir çocuk getirip:

«Buna dua et, (bundan önce) füç çocuk gömmüşüm.» dedi.

Peygamber şöyle tfıfyurdu;

«Kuvvetli bir engelle ateşten engellendin.»[287]



Burada da üç çocuğu ölenin, Cehennem ateşinden korunmuş olacağı Cennete girmeğe hak kazandığı anlaşılmaktadır.[288]



145— Halid El-Absî'den rivayet edildiğine göre şöyle anlattı:

«Benim bir oğlum vefat etti. Bundan dolayı çok duygulandım. (Ebû Hüreyre'ye) dedim ki, Ey Ebû Hüreyre! Ölülerimizden ötürü, gönülleri­mize kendisi ile ferahlık verebileceğin bir şey, Peygamber (SültaUahü Aleyhive Se'/emJ'den işittin mi?»

EbÛ Hüreyre dedi ki:

«Peygamber (SalîaUahü Aleyhi ve Se'lem) 'in şöyle buyurduğunu işit-tiftı»

«Sizin küçükleriniz, Cennetin her tarafını dolaşan ve oradan ayni­mi yan varlıklarıdır.»[289]



Metinde geçeb «De'ânrys» kelimesi, «Du'mûs» kelimesinin çoğuludur. Su birikintileri içinde bulunup dolaşan ve sudan dışarı çıkmıyan küçük can-lilora a^ariir. Müminlerİa henüz bulûğ çağına, ermeden ölen çocukları, işte bu canfıjar gibi, Cennetin her tarafını serbestçe gezip dolaşırlar ve Cen­netten .ayrılmazlar. Çocukları,böyle vefat edenlerin teselli bulmaları, için bu hadîs-i şerif kendilerine şifâ olmalıdır.[290]



146— Câbir ibni Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ye Seilem)'ifr şöyle buyurduğunu işittim: «Kimin üç çocuğu vefat eder de, bunlara sabrederek Allah'dan se-vab beklerse, Cennet'e girer.»

Biz dedik ki:

«İki tane de mi (ölürse, cennet sevabı vardır) ?» Buyurdular: «İki tane de...

(Hadîsi Câbir'den rivayet eden Mahmud ibni Lebîd şöyle anlattı) : Ben Câbir'e dedim ki:

«Vallahi, zannediyorum ki siz bir tane de Ölse (Cennet var mıdır?) demiş olsanız, yine Hazreti Peygamber (Evet!) diyecekti.» Câbir:

«Vallahi, ben de öyle zannediyorum.» dedi.[291]



Üç çocuğu ölenle, iki çocuğu ölen arasında âhiret mükâfatı bakımın­dan bir fark olmadığı açıkça anlaşılmakta ise de, bir çocuğu Ölenin mü­kâfatı hususunda kesin bir ifade yoktur. Ancak râvİlerin tahminine göre, bunda da aynı sevâb vardır.[292]



147— Ebû Hüreyre'den:

Bir kadın, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir çocuk getirip şöyle dedi:

«Bunun (sıhhat ve selâmeti) için Allah'a dua 'et. (Bundan önce vefat eden) üç çocuk gömdüm.»

Hazreti Peygamber :

«Çok kuvvetli bir engelle, Cehennem ateşinden engellendin.» bu­yurdu.[293]



148— Ebû Hüreyre'den:

«Bir kadın, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve 5'allem)'e gelip şöyle dedi» : «Eîî AHah'ua i Peygamberi! Senin meclisinde, sana- eğie) g§ç yetiremiyoruz. Bize bir günva'd buyur da, o günde sana getelira.»

Bunun üzerine Peygamber buyurdu ki:

«Sizin toplantınız — şu ve gu gün — falancanın evindedir.» Öulva'd eriten/ y^rde3tiöpianari'hahıinlara-Peygamber geldi. Onlara anlattığı hadîsler arasında su vardı:

«SİMİeiı herhangi bir kidının üç çocuğu vefat eder de, buna sabrede­rek AUah'dân sevab beklerse, muhakkak o, Cennet'e girer.»

-.hazırvbuljunan kad^laisdan)-bir kadiri;

Peyg£)mber : (ölürse, Cennet'e girmek vardır.)» buyurdu.[294]

(Havilerden Süheyl, hadîs-i şerîf ezberlemekte aşırı bir titizlik gös­teren ve kuvvetli hafızaya sahip olan bir zattı1 ve bu titizliğinden dolayı yanm4a hiç kimse hadîs yazamazdı.)[295]



Hanımların kendi hallerine ait bazı dinî meseleleri serbestçe sorup öğ­renebilmeleri îçin,'Hüzreti Peygamberden muayyen h"\i gün ve yertansisinİ kendilerinden istemişlerdir. Hanımların bu isteği Peygamber tanafİndatfuy* gun bulunarak, onlara toplantı yer ve vakti gösterilmiş ve lüzumlu emirler bizzat" Peygamber tarafından hanımlara/jeblfğ ediImTşHr. 6u arada çocuk­larını, kaybeden annelere Kem bir teselli, \\erh "c|e âhiret mükafatını muide-leyiş olarak yukardaki hddîsri şeçîf de yarid olmuştur

Bundan anlıyo.rui kL hanımlarırç a dinî bilgi almaları ve yetişmeleri ÎÇİn çQ.lışmqları gerekir. Tl im sahiplerine düşen görev de onlara lüzumlu ojaR .bilgileri vermektir.[296]



149— Ümmü Süleym {ftadiyalkhü anha) anlatıp şöyle demiştir :

«Peygamber (Sailallahü Aleyhi ye Sellem) 'in yanında bulunuyordun*. Peygamber (bana şöyle), buyurdu»:

«Ey Ümmü Süleym! İki müslüman ana-babanın üş çocuğu vefat ederse, Allah o ikisini, çocuklara olan rahmetinin ihsanı île, Çennet'e ar.»

Dedim ki:

«İki tane de mi. (ölürse..öyle?..)»

Peygamber:

«İki tane de...» buyurdu.[297]



Ü m m ü- S, ü ;l ş;y m {Raûiyalhhüanha)'e hitaben varid plan bu ha-dîs-i şerîf, daha önce geçen hadîs-i şeriflerin lâfzına.ye manâlarına uy-gundur. Bııpu,-, ima m A b tn e d vö T.a b e,r â n î tahriçâtmişlerdir. , ö-m m^ü S ü I e. y rrv jkimdjr?

Ümmü Süleym- (kââîyJîlâHü anhc\ kühyesi îte şöhret buftrtü'ştur. Ehsar hanıntl^rmdan olan^ bu şahabiyyehin ismi hakkında çeşitli rivayetler vardır. S ehle, Rümeyle, Rümeyse ve Müleyke gibi değişik sözler vardır. Hz. Peygamberin hizmetçisi E n e s Hazretlerinin annesidir. Kocasının adı Malik olduğundan, oğlunun nispeti de En es i b n i Malik 'dir. Cahiliyet zamanında Malik İle evlenmiş ve yine cahıliyette E n e s doğmuş oldu. Nihayet İlk Müslüman olan Ensarla be­raber İslâm'ı kabul etti. İslâm'ı kabul edişine kızan kocası M a I İ k , ha­nımını bırakıp Şam'a geçti ve orada öldü. Sonra E b u T a I h a henöz Müslüman olmamışken ümmü Süleym ile evlenmek istedi, ü m m ü S ö I ey m-'irv ona.cevab şu olmuştu :

«— Nikâh bedeli karşılığında İslâm'ı kabul etmen şartı ile seninle evle­nirim. Yâni Müslüman olursan, senden nikâh için mal ve para istemem.»

E b u , T a I h a bu teklife uyarak Müslüman oldu ve evlendiler. Daha önce de :

«— Oğlum Ene» bulûğ çağına ermeden "evlenmem.» derdi.

Evlenmesi E n e s 'in bulûğundan sonra oldu.

Oğlu E n e s 'İ on yaşında iken Resûlütlah m hizmetine vakfetti ve İr-tİhallerine kadar yanından ayrılmıyarak hizmetinde bulundu. Hz. Peygam­ber'den OmmüSüleym hadîs-i şerifler rivayet etti. Kendisinden oğlu Enes, Ibni Abbas, Zeyd ibni Sabit ve Ebu Seleme gibi zevat rivayet etmişlerdir, t b u T a I h a 'dan Ebu U m e y r adında bir oğlu olmuştu. Babası buna çok sevinmişti, fakat kü­çük yaşında vefat etti. Çocuğun kafeste bîr serçesi vardı. Serçenin ölmesi üzerine, Peygamber Efendimiz çocuğa :

«Ey Ebû Ümeyr! Serçe ne oldu?»

diye lâtife ettiği varid olmuştur. Bundan da anlaşılıyor ki, yırtıcı kuşların parçalayacağı bülbül, kanarya ve serçe gibi kuşları salıvermeyip besle­mekte bir beis yoktur. Nitekim ileride bu hadîs-i şerif gelecektir.

ümmü Süleym, en sevgili oğlunu Resûlüllah'ın hizmetine bağ­lamakla en büyük hizmeti yapmış ve Peygamber'in dualarına mazhar ol­muştur. Allah ondan razı olsun.[298]



150— Sa'sa'a ibni Muaviye'den nakledildiğine göre, Sa*sa'a Wi Zer ile bir su tulumu omuzuna takmış olduğu halde'karşılaştı ve oaâ;

«Evlâddan neyin var, ey Ebû Zer?» dedi.

Ebû Zar:

«Sana bir hadîs söyliyeyim mi?» dedi. Ben':

«Evet, anlatî» dedim.

Ebû Zer dedi ki:

Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) 'in şöyle buyurduğunu işittim:

«Bir müslüman yoktur ki, onun henüz bulûğ çağına ermemiş üç ço­cuğu ölsün de Allah onu, bu çocuklara olan rahmetinin fazlı ile Cennet'e koymasın, (Allah muhakkak surette onu cennetine koyar.) Ve yine Müs­lüman bir köleyi azad eden bir adamın her uzvu için, aza d ettiği kölenin her uzvunu ateşten kurtuluş sebebi kılar.»[299]



Bu hadîs-i şerifte, ölen çocukların Cennöt vesilesi olmaları îç*p bulûğ çağına ermemiş bulunmaları şart kılınmış ve daha önce geçen hadîs-t şe­riflerin umumî manâsı kayıtlanmıştır. Bu bakımdan hadîs-i şerifin umumî veya mukayyed manâ taşıdığı hususunda hadîs âlimlerinin ihtilâfı vardır. Bir kısmına göre, küçök yaştaki çocuklara karşı sevgi ve onlara düşkünlük, büyüklere nazaran çok daha fazla olduğundan onların ölümü ile duyulan acı ve keder daha büyük olur. Onun için, böyle bir musibete katlanmanın mükâfatı Cennet olur. Büyük çocukların ölümünden bu mükâfat elde edil­mez, mükâfat daha noksan olur.

Bir kısım âlimlere göre de, her ne kadar bulûğa ermiyen çocuklar diye zİkredilmişse de, büyüklerin bu hükme girmiyeceğî manâsı çıkmaz. Büyük­ler de bu kaydın İçine girerler diye bir görüş vardır.[300]



151— Enes ibni Malik'den rivayet edildiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:

«itimin henüz bulûğa ermemiş üç çocuğu vefat ederse, Allah onu ve o çocukları rahmetinin fazlı ile Cennet'e koyar.»[301]



Allah Tealâ'nın rahmeti ve fazlı olmaksızın hiç kimse Cennete gire­mez, insan ne kadar ibâdet ederse, etsin, Allah'ın verdiği sayısız ve,hesap­sız nimetlerinin karşılığını hakkıyle ödeyemez. İnsan dalma acziyette oldu­ğunu itiraf etmelidir. Hak yoluna koyulduktan sonra Allah'ın fazlı ve ih­sanı beklenir ve o sayede Cennet'e girilir. Hadîs-İ şerîf buna işaret buyur­maktadır.[302]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com