Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

(114) Dünyada İyilik Edenler, Âhirette İyiliğe Kavuşanlardır

(114) Dünyada İyilik Edenler, Âhirette İyiliğe Kavuşanlardır



221— Kabîsa İbni Burme EI-Esedî'den (Radiyallahu cnft\ işitüdiğine göre, şöyle anlattı:

Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında idim, şöyle buyur­duğunu işittim :

«Dünyada iyilik işliyenler, âhirette iyiliğe kavuşanlardır. Kimler de dünyada kötülük işlerse, işte onlar âhirette kötülüğe kavuşanlardır.»[441]



Dünyada iken insanlara iyilik ve yardım edenler, Allah'ın emirlerini yerine getirmiş olmakla sevâb kazandıklarından, âhirette bu amellerinin mükâfatını görürler. Allah onlara âhiret nimetlerini taddırır ve türlü ihsan­larda bulunur. Onlar âhirette iyi kimseler arasında bulunurlar.

Dünyada Allah'ın yasak ettiği işleri yapanlar, insanlara eziyet ve za­rar verenler ise, yaptıkları bu işlerin cezasını âhirette çekerler. Kötü mua­mele görürler ve kötüler arasında bulunurlar.

Kabîsa kimdir? :

Babasının adı Burme olup, Kûfe'lİler arasında sayılan ashab-ı ki-ramdandır. Abdullah ibni Mes'ud 'dan ve Peygamber Efen­dimizden hadîs rivayet etmiştir. Oğlu Y e z İ d ve torunu Ömer, kardeşinin oğlu B ü r m e kendisinden rivayet etmişlerdir. Tercüme-i haline dair geniş bilgiye tesadüf edilememiştir. Allah ondan razı olsun.[442]



222— Harmele İbni Abdullah'dan (Radiyallahu anh) haber verildiği­ne göre, Harmele çıkıp Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanma vardı. Harmele, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in (daha önce) ya­nında bulunmuş olduğundan, onu Peygamber tamdı. (Sonra Harmele şöyle anlatmıştı) :

Peygamber dönüp gidince, kendi kendime dedim:

«Allah'a yemin ederim ki, ilim artırayım diye muhakkak Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gideceğim.»

Yürüyerek gittim, öyle ki önünde durdum da şöyle dedim:

«Ne iş yapmamı bana emredersin?»

Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :

«Ey Harmele! İyilik yap ve kötülükten sakın.» dedi.

Sonra geri döndüm, kafileye gittim. Sonra döndüm, tâ Peygamber'e yakın yerimde durdum. Dedim ki:

«Ey Allah'ın Resulü! Ne iş yapmamı bana emredersin?»

Peygamber (Saîlaîîahü Aleyhi ve Sellem) :

«Ey Har mele! İyilik yap ve kötülükten sakın. Bir de bak ki, insan­ların yanından kalktığın zaman, insanlar senin hakkında kulağına hoş gidecek hangi şeyi sÖyliyecekler. İşte onu yap ve insanların yanından kalktığın zaman, insanlar senin hakkında hoşuna gitmiyecck hangi şeyi söyliyeceklerine bak da, onu yapmaktan sakın.» dedi.

Vakta ki ben (Peygamberin yanından ayrılıp) geri döndüm. Bir de anladım ki, bu iki söz, hiç bir şeyi açıkta bırakmamışlardır (her hikmeti toplamışlardır).[443]



Dinimizdeki hükümler, emirler ve yasaklar olmak üzere iki kısma ay­rılırlar. Mükellefler tarafından yapılması İstenen işler, emirler kısmına girer1 ki, farz, vacib ve müstahab diye derecelere ayrılırlar.

Mükellefler tarafından yapılması İstenmİyen işler, yasaklar kısmına gi­rerler. Bunlar da, haram, tahrimen mekruh ve tenzihen mekruh kısımlarına ayrılırlar. Genel anlamda birinci kısım hükümlere «Ma'ruf», ikinci kısım hükümlere de «Münker» denir. İşte marufu benimseyip işlemek, münkeri bilip ondan sakınmak, dinin hükümlerini tamamen yerine getirmek olaca­ğından, Peygamber Efendimizin, bu iki sözü her hikmeti kendinde toplamış oluyor. Bundan daha kısa ve manâsı geniş söz olamaz. H a r m e I e dü­şünüp bu hikmeti takdir buyurmuştur.

Yine insanlar, bir kimseyi, İyi hareketinden dolayı öveceklerinden ve bu övgü de kulağa hoş geleceğinden, övgüye sebep olacak şeyi yapmak, marufu işlemek demektir. Kulağa hoş gelmiyecek sözlere sebep olacak İş ve hareketler de münker şeylerdir. Bunların yapılmaması icab eder. İslâm inanç ve ahlâkını yaşıyan insanlar biner murakıp ve hakem şeklinde kabul edilirlerse, bunların görüşü nazar-ı itibâra alınarak İnsanlar söz ve hare­ketlerine ceki-düzen verirler, iyi diyecekleri şeyleri yaparlar, fena diyecek­leri şeyleri yapmazlar.

H a r m e I e kimdir? :

Temîm kabilesinden olan H a r m e I e 'nin babası Abdullah ve dedesi İ y a s 'dır. Basra'lılardan sayılır. Oğlu U I e y b e ve bu oğ­lundan olma iki kız torunu Safİyye İle Duhaybe kendisinden hadîs rivayet etmişlerdir. Uzun okuyuş yaparak çok namaz kıldığı, hatta devamlı namaz kıldığı bir yeri olup, orada ayaklarının çukur açtığı ve çu­kura battıkları rivayet edilir. Ashab-ı kiram arasında uzun namaz kılmakla şöhret bulmuştu. Allah ondan razı olsun.[444]



223— (55-s) Selman'dan (Rcutiyallahuanh) rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:

«Dünyada iyilik işliyenler, âhirette iyiliklerinin mükâfatına kavuşan­lardır onlar... (Mu'temir) demiştir ki:

"Ben bu sözü Ebû Osman'dan işittim, onu Selman'dan naklediyordu." Ben de anladım ki, bu iş böyledir. Artık bunu, hiç kimseye anlatmadım.[445]



221 sayılı hadîs-i şerîfe bakınız.[446]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com