Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
(118) Sebze Bahçesine Çıkmak Ve Eşyayı Zenbil Île Taşıyıp Evine Götürmek
(118) Sebze Bahçesine Çıkmak Ve Eşyayı Zenbil Île Taşıyıp Evine Götürmek
234— Amr İbni Ebî Kurre El-Kindî (Radtyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Babam (Ebû Kurre), kız kardeşini Selman'a arz etti, (onunla evlenmesini teklif etti). Selman kabul etmeyip kendi azadlı cariyesi ile evlendi. O kadına Bukayre denirdi. Ebû Kurre'ye haber ulaştı ki, Huzeyfe ve Selman arasında (söz kırgınlığı) bir şey var. Ebû Kurre, Selman'a varıp onu aramaya başladı. Selman'm, kendisine ait bir sebze bahçesinde olduğu haberi Ebû Kurre'ye verildi. Ona gitmeye yöneldi de, (yolda) Selman'-la karşılaştı. Selman'ın beraberinde, içinde sebze bulunan bir zenbil vardı. Değneğini zenbilin kulpuna sokmuş olduğu halde onu omuzunda taşıyordu. Ebû Kurre:
«Ey Ebu Abdullah (Selman)! Seninle Huzeyfe arasında ne oldu?» dedi.
Ebû Kurre dedi ki, Selman şöyle diyordu :
«İnsan acele huylu yaratılmıştır.» (îsra Sûresi, Âyet: 11)
Bunun üzerine yürüdüler, Seknan'ın evine kadar gittiler. Selman «ve girdi de şöyle dedi:
«Esselâmu aleyküm.»
Sonra Ebû Kurre'ye müsaade etti de içeri giçdi. Orada kapı üzerine konmuş saçaklı ince bir yolluk vardı. Baş yanında da kerpiçler vardı. Bir de eğer palanı bulunuyordu. Selman:
«Hanımefendinin kendisi için serdiği döşek üzerine otur.» dedi.
Sonra Ebû Kurre'ye anlatmıya başlayıp, şöyle dedi:
«Huzeyîe, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seİîem) 'in gazabı halinde bazı kimselere söyledikleri sözleri (insanlara) anlatıyordu. (Halbuki bunları anlatmakta onlara bir fayda yoktu, bilâkis fitneye sebep olabilirdi). Bu haber bana getirildi ve benden soruldu. Ben diyordum ki, Huzeyfe, söylediğini daha iyi bilir; ve ben, insanlar arasından kin doğmasından hoşlanmıyordum. Nihayet Huzeyfe'ye gidilip dendi ki, Selman, senin söylediğin sözlerde seni tasdik etmiyor ve seni yalanlamıyor. Bunun üzerine Huzeyfe bana gelip, şöyle dedi:
— Ey (Ümmü Selman oğlu) Selman! Ben de dedim ki:
— (Ümmü Huzeyfe oğlu) Huzeyfe! Ya bu tutumundan vazgeçersin, yahut senin hakkında (halife) Ömer'e yazacağım. Ben onu, Ömer ile korkutunca, beni terk etti.
Gerçekten Resûlüllah (Sallalkhü Aleyhi ve Seilem) şöyle buyurmuştur: «Ben, Âdem oğlundan gelmeyim, (sizden gazap halinde çıkan bazı sözler gibisi, benden de çıkar). Ümmetimden hangi bir kula müstahak olmadığı halde bir lanet okursam, yahut ona fena bir söz söylersem, bu söz onun hakkında bir rahmet olur.»[466]
Bu hadîs-İ şeriften alınması gereken iki ders vardır:
1— Ashab-ı kiramın âlimlerinden ve höyüklerinden olan S e I m a n - i Farisî, kendi bahçesinde çalışmış ve yetiştirdiği sebzeleri sırtında taşıyarak evine pÖtürmöştür. Çalışmak ve kibir etmiyerek eve yök taşımak bîr vazifedir. Müslümanlar, S e I m a n 'in hareketini örnek alarak çalışmalarını düzenlemelidirler.
2— Sel man'in rivayet ettiği hadîs-i serîften anlaşıldığı üzere, dîn hükümlerinden sayılmiyan ve insanların ihtiyaçları ile İlgili bulunmıyan hadîs-i şerifleri halka anlatmakta bîr fayda yoktur ve bu gibileri, fitneye sebep olmamak için, başkalarına nakledİlmemelidir.[467]
235— (56-s) îbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, Ömer (Radiyallahuarihym şöyle dediğini tbni Abbas anlatmıştır:
«Bizi, kavmimizin arazisine çıkarın.»
Biz de çıktık. Ben ve Ubeyy îbni Kâ'b (yola çıkan) insanların en gerisinde idik. Rüzgârla bir bulut çıktı. Bunun üzerine Ubeyy:
«Allah'ım! Bizden bunun zararını gider.> dedi.
Sonra (önümüzde gitmekte olan) insanlara yetiştik. Onların yükleri (ve eşyaları) ıslanmıştı. Onlar, bize:
«Bize isabet eden (yağmur) size isabet etmedi,» dediler. Ben dedim ki:
«Bulutun zararını bizden gidersin diye TJbey, Allah (Azze ve Celîe) ye dua etti.»
Bunun üzerine Ömer (Radiyallahu anh) :
«Sizinle beraber bize de duâ etseydiniz ya...» buyurdu.[468]
Bahçeye, tarla ve araziye çıkmak bölümünde bu hadîs-i şerif getirildiğinden anlaşılıyor ki, ashab-ı kiram çalışmak için ziraat ve çiftlik yerlerine çıkarlardı. İhtiyaçlarını karşılamak için çalışırlardı ve evlerine ihtiyaçlarını taşırlardı.
Burada Ubeyy i b n } K â b 'in duasının Allah tarafından kabul' edilerek yağmurdan korunmuş oldukları da anlaşılıyor. Bir de duâ yapılırken, bütün Müslümanlar için edilmesi gerektiğine, Hz. Dmer Efendimiz işaret buyurmuşlardır.[469]