Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

(133) Mizah (Şaka)

(133) Mizah (Şaka)



264— Enes tbni Malik (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:

Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) (bir yolculukları sırasında), hanımlarının hayvanlarının sürücüsü Enceşe adında siyah tenli ve güzel sesli bir hizmetçileri vardı. Hizmetçi güzel nağmesiyle develeri sürüyor­du. Bir aralık, hanımlarının beraberinde (annem) Ümmü Süleym oldu­ğu halde, yanlarına varıp :

«Ey Enceşe! Şişeleri yavaş sür, (incitip kırmıyasıtı).» buyurdu.[524]

Râviierden E b u K i I â b e demiştir ki :

«— Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) Öyle bir söz söyledi ki, sîz­den biriniz eğer onu söylemiş olsa, muhakkak onu (bu, şişeleri incitme sö­zünden ötürü) ayıplardınız.»[525]



Başkasını İncitmeyecek ve onu gücendirmeyecek şekilde şaka yollu söz söyiemiye «Mizah» denir ki, bu şekilde konuşmalar mubahtır. Çünkü böyle İtidal özre yapılan mizahlar sebebiyle, İnsanlar arasında ünsiyet ve ülfet meydana gelir. Yabancılık hisleri silinir, vahşet ortadan kalkar. Ancak hu­dudu aşacak şekilde ağır ve kırıcı şakalar mubah değildir. Böyle söz ve hareketlerden kaçınmak gerekir. Çünkü bunlar, İnsanı hakdan uzaklaştırır, çekişme ve isyana doğru iterler. Şakacının heybet ve vakarını giderir ve onu hafif düşürürler. Diğer taraftan şaka edilene eziyet edilerek küçük dü­şürülmesine sebebiyet verilmiş olur.

Peygamber Efendimiz bir4ıadîs-i şeriflerinde:

«Ben şaka ederim, fakat ancak doğru söz söylerim.»

Buyurmuşlardır, işte doğruluktan ve haktan ayrılmamak ve haddi aş­mamak şartı ile şaka yapılabilir. Hadîs-i şerifin açıklamasına gelince :

Peygmber Efendimizin hanımları ile bir yolculukları sırasında, E n e s I b n i M a I i k 'İn annesi U m m ü S ü I e y m de, bu validelerimizle beraber bulunuyordu. Develerin sürücüsü olan E n c e ş e adlı bir hizmet­çi, hoş sesinden dolayı nağmeleri ile develeri neşata getirip yolculuğa ahenk vermekteydi. Bu manzara İki şeye sebebiyet verebilirdi : Biri deve­lerin sür'atle yürümelerine ve sert hareketlerinden doğaca1.; çalkantı ile bi­nici hanımların incinmiş olabileceklerine...

m Yahut hizmetçinin güzel sesini dinlemekten kalplere rikkat gelerek hü­zün doğması ve böylece kalblerinin kırılmış olabileceğine...

Her iki ihtimale binaen, Peygamber Efendimiz, develerin sürücüsü hiz­metçi çocuğa :

«Ey Enceşe! Yavaş sür şişeleri, (kırmıyasın).»

Buyurarak, hanımların ya fazla sür'atte ötürü, cam gibi hassas olan bünyelerinin incitilmemesİni, ya da cam gibi kolay müteessir olan kalpleri­nin hoş nağmelerle inkisara uğratılmamasını murad etmişlerdir. Her iki halde de hanımlar, nazik bünyeleri ve rakîk kalbleri bakımından kolay inkisara uğradıklarından camdan imâl edilen şişelere benzetilerek bir lâ­tife ve şaka yapılmıştır.[526]



265— Ebû Hüreyre (Radiyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre, ashab :

«Ya Resûlallah! Sen bize şaka ediyorsun!» dediler. Peygamber (Saİlallahü Aleyhi ve Selkm) «Ben, gerçekten başka bir şey söylemem.» buyurdu.[527]



Peygamber Efendimiz mizahta bulunurlarken dahi, asla aldatma şek­linde veya boşuna olarak kelâm sarf etmemişlerdir. Her sözleri bir hakkın ve gerçeğin ifadesi olmuştur. Nitekim bu hadîs-i şeriften de anlıyoruz ki, şakaları hakkı söylemekten başka bir şey olmamıştır.[528]



266— (65-s.) Bekir İtani Abdullah (Radiyallahu anft/dan rivayet edil­diğine göre, şöyle dedi:

Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m ashabı, birbirlerine karpuz atarlardı, (birbirlerine şaka edip eğlenirlerdi). Gerçek işler ortaya çıktığı zaman da, onlar erkekler olurlardı, (o işlerin sahipleri olurlardı).[529]



Peygamber Efendimizin ashabı da kendi aralarında ülfet ve ünsiyetî kuvvetlendirmek ve gönüllerini hoş kılmak maksadıyle şakalaşmışlar, fakat asla birbirlerini incitmemişierdir. Diğer taraftan bir vazife ve hizmet ortaya çıktığı zaman, onu en ciddî ve en iyi bjr'fekilde başaran ve yerine getiren kimseler olmuşlardır. Şaka ve ciddiyet ayrı şeylerdir. Bunlar birbirine ka­rıştırılıp vazifeler gevşetilmemelidir.[530]



267— İbni Ebi Müleyke (Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine gö­re, şöyle dedi:

Hazreti Âişe, Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Seîlem) 'in. yanında şaka etti. Bunun üzerine Hazreti Âişe'nin annesi:

«Ya Resûlallah! Bu mahalle insanlarının şakalarından bazısı, ok tor-basındandır (ok gibi isabet eder).» dedi.

Peygamber (Sallalbhü Aleyhi ve SeHem) şöyle buyurdu: «Bilâkis bizim bazı şakalarımız bu mahalle insanlarıdır.»[531]



Bu hadîs-İ şerîfin metnine diğer hadîs kitaplarında rastgelİnememİş ol­duğu gibi, metinde kasd edilen manâyı açıklar bîr şerh de yoktur. Sarih Fadtu'MahEI-Ceylân t diyor ki:

«— biz bu İbareden kaydedilen manâyı anlıyamad;k. Gerçekten ifade­de bir kapalılık vardır. Çeşitli manâlara yorumlanabilirse de, gerçekten kasd olunan manâ üzerinde tereddüt hasıl olabileceğinden, üzerinde bir fikir yürütmek faydalı olmaz.»

Konu şakaya ait bir bölüm olduğundan, bu hadîs-i şerîfin de burada zikredilmiş olmasından ve zahirî manâsı bakımından anlıyoruz ki. Peygam­ber Efendimiz ve ashab-ı kiram şakalaşmalardır.[532]

268— Enes İbni Malik (Radtyallahu anh)'den rivayet edildiğine'göre, şöyle dedi:

«(Safça) bir adam, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanına gidip, kendisini bir yük hayvanına bindirmesini istedi.»

Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona :

«Biz seni, bir dişi deve yavrusuna yükliyeceğiz.» dedi.

(Saf adam) :

«Ey Allah'ın Resulü! Ben dişi devenin yavrusunu ne yapayım?» dedi.

Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

«Develeri, dişi develerden başkası mı doğurur?»[533]



Peygamber Efendimizin bu hadîs-İ şeriflerinde varid olan şakada ince bir nükte vardır. Arapçada mutlak olarak develerin ismi «I bil»'d ir. Yani de­venin erkeğine ve dişisine de söylenir. İnsan lâfzı gibi... Dişi devenin adı «Nakcm'dır ki, çoğulu «Nûk» gelir. İnsanların dişisine kadın dendiği gibi... Develerin erkeğine de «Cemel» denir. İnsanların erkeğine «Er = Adam» dendiği gibi.

Bütün develer, dişi develerden doğmuş oldukları için, her deve anasına nispetle onun yavrusu demektir. Bu itibarla Peygamber Efendimiz, adama:

«Seni bir dişi deve yavrusuna 'bindireceğiz.»

Diye buyurması ile dişi deveden doğmuş olan bir deveyi murad et­mişler ve diğer taraftan da adamcağıza şaka etmişlerdir. Halbuki adam saflığından, dişi deve yavrusu sözünden, yük taştyamıyacak küçücük hay­van yavrusunu hayalinde canlandırmış ve bu manâyı anlamıştır. Bunun için, ben deve yavrusunu ne edeyim, benim işime yaramaz şeklinde Hz. Peygambere cevap verdi. Peygamber Efendimiz de, bütün develerin dişi develerden doğmuş olduklarını ve dişilerin yavruları bulunduklarını açıklayarak adamı aydınlığa kavuşturdu. Bu misalden de anlıyoruz ki, Peygam­ber'in şakaları hakkın ifadesini taşır.[534]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com