Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

(135) Güzel Ahlâk

(135) Güzel Ahlâk



270— (M) — Ebu'd-Derdâ, Peygamber (Sallalkthü Aleyhi ve Selİem) 'den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

«Mizanda, güzel ahlâkdan daha ağıi (gelecek) hiç bir şey yoktur.» Kıyamet günü, amellerin tartılması hakdır, vuku bulacaktır. Buna İnan mak vacİbdir. Zira Cenab-ı Hak:

«Kıyamet gününde, amellerin tartılması hakdır. Kimin iyilikleri kö­tülüklerinden ağır gelirse, işte onlar, kurtulanlardır. (A'raf Sûresi, Âyet: 8)» ve yine:

«Biz, kıyamet günü için (insanların amellerini tartmak üzere) adalet terazileri koyacağız. Artık hiç kimse, en ulak bir zulme uğramıyacaktır. tşlenen amel bîr hardal danesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya ko­yarız. Hesap görenler olarak da, (yüce şan sahibi) biz kâriyiz.» (Enbiya Sûresi, Âyet: 47) buyurmaktadır.[539]

Müminlerin inancı budur. Yalnız amellerin tartılış keyfiyeti ve nastllığı hakkında bir fikir ileri sürülemez. Onun keyfiyetini Allah'dan başkası bilemez.

Dinî hükümlerin ve emirlerin ferdler tarafından İhlâsla benimsenip uy­gulanması ve hayatta yaşantı haline getirilmesi, İslâm ahlâkını doğurur. Ah­lâkı en güzel olan kimse de, bu uygulamayı nefsinde ve cemiyet içinde en İyi bir şekilde başaran örnek bir Müslümandir. iç ve dışı ile, madde ve ma­nâsı ile en iyi bir şekilde Peygamber'e uyandır. Böyle ahlâkı üstün ve gü­zel olanın, kıyamet gönü amellerinin ağır basacağı aşikârdır. Kurtuluşa erenler de bunlardır. Dînin ulvî gayesi de bu güzel ahlâkı ferdlere ve ce­miyetlere yaşatmak ve onların hem dünya, hem de âhiret saadetlerini temin etmektir.[540]



271— Abdullah îbni Amr (Radiyallahu anh) 'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Setfemjçirkin söz ve harekette bulun­mazdı ve çirkinlik göstermezdi. Şöyle buyururdu:

«Sizin en seçkinleriniz, ahlâk bakımından en güzel olanlarınızdır.»[541]



Bundan önceki hadîs-İ şerifin açıklamasında beyan edildiği gibi, en güzel ahlâk Hz. Peygamber'in ahlâkıdır. Onun ahlâkına ahlâk uydurmak, İslâm'ın gayesidir. Bunu en güzel şekilde başaran, en yüksek dereceye nail olur. Kısaca islâm, Peygamber ahlâkı ile ahlâklanmaktan ibarettir.[542]



272— Amr İbni Şuayb (Radiyailahu anh) babasından, o da dedesin­den rivayet ettiğine göre, dedesi, Peygamber (SallaUfikii Aleyhi ve Seîtem) in şöyle buyurduğunu i§itti:

«Bana en sevgili olanınızı Ve kıyamet günü oturma bakımından bana en yakın olanınızı size haber vereyim?»

(Hazır bulunan) topluluk sükût etti. Peygamber iki veya üç defa bu sözü tekrarladı. Topluluk:

«Evet (haber ver), ey Allah'ın Resulü!» dedi.

Hazreti Peygamber (Sallallahii Aleyhi v!e Sellem):

«Ahlâk bakımından en gtizelinizdir.» buyurdu.[543]



273— Ebû Hüreyre (Radiyauanu ann) 'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

«Ben, ancak ahlâkın güzellerini tamamlamak için gönderildim.»[544]



Hiç bir İlâhî din, güzel ahlâktan hali değildir. Fakat bütün güzel ah­lâklar toplu olarak geçen eski dinlerde mevcut değildir. Toplu olarak ah­lâkın bütün güzellikleri İslâm dininde toplanmıştır ve bunları bir araya ge­tirip yaşamak için de ahir zaman peygamberi gönderilmiştir. Hadîs-i şerif bu manâyı belirtmektedir. Peygamberin ahlâkı, Kur'ân ahlâkı, Kur'ân da Allah kelâmı olduğuna göre, onun üstünde hiç bir ahlâk düşünülemez ve olamaz, islâm'ın bu yüce ahlâkını ed/nebilmek için Peygamberin gerçek hayatını öğrenmek, söz ve işlerini kavrıyarak benimsemek icab eder. İnsan çok kısa oîan dünya hayatı için yüzbinler ve milyonlar harcar, gece gün­düz demeden madde için çalışır da, ebedî hayat ve saadet için hiç kıpır­damazsa, bunun manevî, değeri ne olur? Âhiret için ne beklİyebİlİr? Ölüm, hayatın sonu olan bir gerçektir ve herkes İçin çok yakındır. Bu yakın me­safe ötesinde bir sonsuzluk vardır, oraya hazırlık endişesi nerede? Bu gaf­letten uyanmanın tek çaresi, düşünmek ve düşünmek...[545]



274— Hazreti Âişe (Radiyatlahü anha) 'den rivayet edildiğine göre o, şöyle buyurdu:

Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem), muhayyer kılındığı iki iş ara­sında, günah olmadıkça, bu iki işten en kolay olanını seçerdi. Kolay olan iş günah olduğu zaman da, ondan insanların en çok uzak kalanı olurdu. Allah Tealâ'nın emir ve yasakları çiğnenmedikçe de, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendi nefsi için intikam almış değildir. Ancak Allah (Azze ve Celle) 'nin emir ve yasakları çiğnendiği zaman intikam alır.»[546]



Allah Tealâ'nın emir ve yasaklan açıktır; emirlerini İşlemekte kullar için sevab vardır. Yasaklarını işlemekte ise, günah ve azab vardır. İşlenmelerin­de günah bulunmadığı zaman, iki işten hangisi daha kolay ve külfetsiz ise, onu seçerek uygulamak Peygamber Efendimizin takip ettikleri yoldur. Bu da:

«Kolaylaştırmız, güçlük çıkarmayınız.» emirlerinin tatbikî şekilde ifadesidir.

Bir de Hz. Peygamber, şahıslarına karşı edilen hürmetsizlik veya edebe aykırı bir işten dolayı hiç kimseye ceza vermiş ve intikam almış değildir. Ancak Allah'ın emirleri ve hükümleri çiğnendiği zaman, Allah'ın ve İnsan­ların hakkını koruyup yerine getirmek için ceza vermişlerdir. Bulunulan iş ve mevki1 ne olursa olsun, bu esasa uygun hareket edilirse, gerçe': adalet temin edilmiş olur. Beşeriyet huzur ve sükûn bulur.[547]



275— (66-s.) Abdullah (Radiyallahuanh)'dan rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:

«Allah Tealâ, aranızda rızıkları böldüğü gibi, ahlâklarınızı da ara­nızda bölmüştür, (ahlâklarınız birbirinizinkinden farklıdır). Yine Allah Tealâ, malı, sevdiğine ve sevmediğine verir. Fakat îmanı ancak sevdiğine verir. Kim malı harcamakta cimrilik ederse, düşmanla mücahededen kor-karsa ve gecenin uykusuzluk gibi, kendisine meşakkat vermesinden kor-karsa:Lâ İlahe İllallah, SübhanaUah, Elhamdü Lillah, Allahu Ekber,

sözünü çok söylesin. (Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur, Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. Her türlü hamd ve övgü Allah'a mahsus­tur, Allah her şeyden yücedir.)»[548]



Malı harcamakta cimri olmak, düşmanla mücahededen korkmak ve gece rneşakkatından sakınmak iyi hasletler değildir. Bu vasıflara sahip olan­lar kınanır ve makbul kimseler sayılmazlar, bir nevi za'f ve manevî hasta­lık İçinde sayılırlar. Bu hallerini terk edemiyenler için bir deva olarak şu teşbihler gösterilmiştir ki, bunlara ihlâsla devam ederlerse bu çirkin huy­lardan kurtulabilirler:

Lâ İlahe İllallah : Allah'dan başka ibadet edilecek hiç bir İlâh yoktur. Ancak Allah'a ibadet edilir ve ondan yardım istenir. Dünyada ve âhirette sığınlacak yegâne varlık O'dur, akıbet dönüşte O'nadır. Bu manâyı düşü­nüp canlandırmak ve Allah'ın azametini hatırlamak, insana tevekkül bah­şeder, güven verir.

Sübhanellah : Allah, noksan sıfatlardan beri ve yücedir. Hep kemal sıfatları ile vasıflanmıştır. Eşi ve benzeri yoktur. Her şey onun kudret ve iradesiyle meydana gelir. Öldürür ve diriltir, mülk ve tasarrufunda ortağı yoktur. Bu mânaya teslimiyet gösterenden korku zail olur.

Elhamdü LİUâh : Her türlü nimet ve erzakı yaratıklara ihsan eden AllaEı Tealâ'ya, bu tÜKenmez ikramına karşılık şükürde bulunmak bir vecibedir. İşte her mükeleften çıkacak olan türlü türlü nimetler karşılığında!:! övgü, hamd ve şükürler ancak Allah'a mahsustur. Malı ve mülkü veren do odur, alan da. Bu nimetlere karşı şükür yalnız dille karşılanamaz. İbadet etmekle ve var olan maldan hayır yollarına ve fakirlere harcamakla ifa edilir, Bu sorumluluğu düşünenden de cimrilik ve meşakkaHere tahammülsüzlük kalkar.

Allahu Ekber: Allah her şeyden büyüktür. Hİç bir varlık onun dengi olamaz. Hududu ve nihayeti yoktur. Onun azameti karşısında her şey kü­çüktür ve yokluğa mahkûmdur. Bu teşbihe ihlâs ve anlayışla devam etme!;, İnsandan kibir ve gururu, benlik ve azameti yok eder.

Metinde adı geçen bu teşbihlerin tavsiye edilmesi, mevcut hastalıkla­rın giderilmesi içindir. Yoksa, iyi hasletlere malik bulunmayanlar, yalnz lâfız olarak bu teşbihleri vird edinsinler ve böylece selâmet bulsunlar de­mek değildir.[549]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com