Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

5. Yüz Ve Elin Teyemmüm Edilmesi

5. Yüz Ve Elin Teyemmüm Edilmesi


339- Saîd İbn Abdirrahman İbn Ebzâ babasından şunları nakletmiştir:

Ammâr böyle dedi." (Ravilerden Haccâc dedi ki:) Şu'be ellerini yere koydu, sonra onları ağzına yaklaştırdı. Sonra yüzünü ve ellerini mesnetti."

340- (Saîd) İbn Abdirrahman İbn Ebzâ'dan gelen rivayete göre babası, Hz. Ömer'in yanında bulunduğu bir sırada Ammar ona "biz bir seriyyedeyken cünup olduk" dedi. Sonra "avuçlarına tüh tüh! diyerek üfledi."


Açıklama

(Yüz ve Elin Teyemmüm Edilmesi)


Yani el ve yüzü meshetmek teyemmümün farzıdır. Bundan dolayı İmam Buharı, bu konuda farklı yorumlar olmasına rağmen delili güçlü olduğu için kesin bir dille bunu ifade etmiştir. Nasıl teyemmüm alınacağı konusunda Ebu Cüheym ve Ammâr hadisi dışında sahih bir rivayet yoktur. Bunların dışında kalan rivayetler, ya zayıftır, ya da, merfû' mu yoksa mevkuf mu olduğu ihtilaflı­dır. Ancak tercih edilen görüşe göre merfû' değillerdir.

Ebu Cüheym hadisinde eller mücmel olarak geçmiştir. Ammar hadi­sinde ise, Sahihayn'daki rivayetlerde iki avuç (oî53l), sünenlerde dirseklere ka­dar olan kısmının meshedüdiği şeklinde varid olmuştur. Bir rivayette kol kemiği­nin yarısına kadar, bir başka rivayette ise koltuk altlarına kadar meshedildiği nakledilmiştir.

Dirseklere kadar ve dirseğin yansına kadar meshedildiğini gösteren rivayet­ler eleştirilmiştir. Koltuk altma kadar meshedildiğine dair rivayet için imam Şafiî ve diğerleri şunu söylemiştir: "Eğer gerçekten bu Hz. Peygamber'in emri ile yapılmışsa, kendisinden önce yapılmış bütün teyemmüm şekillerini nesheder. Yok eğer, onun emri olmadan gerçekleşmişse, emrettiği husustan başka delil olmaz."

Hz. Peygamber'in vefatından sonra Ammâr'm teyemmümün avuç ile yüzün meshedİlmesiyİe alınacağına dair fetva vermesi, Sahihayn'dö yer alan ve sadece avuç ile yüzün meshediİeceğini gösteren rivayeti destekleyen hususlardan biridir. Çünkü bir hadisten neyin kasdedildiğini en iyi, o hadisi rivayet eden bilir. Özellikle de ravi, müetehid bir sahâbî ise daha iyi bilir.

341- Abdurrahman İbn Ebzâ'nın oğlu Abdurrahman'dan şöyle nakledilmiş­tir: "Ammâr Hz. Ömer'e şöyle dedi: Debelendim, sonra Hz. Peygamber'e gittim ve O, şöyle buyurdu: "Yüzünü ve avuçlarını meshetmen, elbette senin için yeterlidir."


Açıklama


(Yüzünü ve avuçlarını meshetmen, elbette senin için yeterlidir) Bu lafızdan,

daha önce geçtiği gibi, sadece avuçların meshedilmesinin farz olduğu anlaşılır. Ahmed İbn Hanbel, İshâk, İbn Cerîr, İbn Münzir ve İbn Huzeyme bu görüşü benimsemiştir. İbn Cehm ve daha başkaları İmam Malik'in de bu görüşte oldu­ğunu nakletmiştir. Hattâbî de, hadisçilerin bu görüşü kabul ettiklerini aktarmıştır.

İmam Nevevî "Müslim Şerht'nde yukarıdaki hadisin böyle yorumlanmasına şu şekilde cevap vermiştir: "Hadisteki gaye, öğrenmek maksadıyla eilerin top­rağa nasıl vurulacağını göstermektir, teyemmümün nasıl tam olarak alınacağını değil." Ancak olayın akışının, teyemmümün nasıl tam olarak alındığını öğretmek olduğuna delalet ettiği belirtilerek ona itiraz edilmiştir. Zira, "Elbette senin için yeterlidir" ifadesinden bu, anlaşılmaktadır.

Abdest alırken ellerin vedirseklere kadar kolların yıkanmasını, meshin dir­seklere kadar yapılmasına delil olarak getirenlere şu şekilde cevap verilir: Bu­rada, nassa karşı bir kıyas yapılmıştır. Bu da, geçersizdir. Ayrıca teyemmüm alırken dirseklere kadar meshİ şart koşmayanlar başka bir kıyasla buna karşı çıkmışlardır. Şöyle ki, eller, hırsızlık âyetinde mutlak olarak zikredilmiştir. Kimse burada dirseklere kadar elin kesilmesi gerektiğini söylememiştir. O halde burada da, bu hadis bulunduğu için mutlak ifadeyi değiştirmeye gerek yoktur.

342- İbn Abdirrahman babasından "Hz. Ömer'in yarımda idim. Ammâr ona dedi ki: ..." şeklinde nakledip sonra da hadisi zikretmiştir.

343- İbn Abdirrahman İbn Ebzâ babasından şöyle nakletmiştir: "Ammâr şöyle anlattı: Hz. Peygamber saBaitehu aleyhi w seiiem elini yere vurdu, sonra yüzünü ve avuçlarını mesnetti."


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com