Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

12. Uyluk Hakkında Söylenenler

12. Uyluk Hakkında Söylenenler


İbn Abbâs, Cerhed ve Muhammed b. Cahş'a nispet edilen bir hadiste Hz. Peygamber Uyluk avrettir" buyurmuştur. Enes b. Malik şöyle demiştir: Allah Rasûlü uyluğunu açtı. Enes'ten gelen hadis sened bakımından daha sağlamdır. Cerhed'den gelen hadis ise daha ihtiyatlıdır. Ancak bu şekilde, bu konuda ihtilaftan kurtulunur. Ebu Musa şöyle demiştir: "Hz. Osman içeri girince Hz. Peygamber dizlerini örttü." Zeyd b. Sabit de şöyle demiştir: "Allah Teâlâ Hz. Peygamber'e vahiy indirdiği zaman, uyluğu benim uyluğumun üstünde idi. Uyluğu o kadar ağırlaştı ki, o an baldırımın kırılacağından endişe ettim"


Açıklama


(Sened bakımından daha sağlamdır) Yani Enes hadisinin senedi daha sa­hihtir. Bu ifadeyle İmam Buhârî şöyle demek istemiştir: Her ne kadar sahih ol­duğunu kabul etsek bile, Cerhed kanalıyla gelen hadis, Enes hadisi varken tercih edilmez.

(Cerhed'den gelen hadis) İmam Buhârî bu ifade ile, Cerhed'Ie birlikte diğer ravileri de kasdetmiştir.

(Daha ihtiyatlıdır) Yani dinî bakımdan daha ihtiyatlı bir uygulamadır. İmam Buhârî ihtiyat ile, bunun farz olduğunu veya takvaya daha uygun bir davranış olduğunu kasdetmiş olabilir.

371- Enes b. Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Hz. Peygamber Hayber'e sefer düzenledi. Orada gece karanlığının sonlarına doğru sabah namazını kıldık. Allah Resulü bir bineğe bindi. Peşi sıra Ebu Talha bindi. Onun terkine de ben bindim. Allah Resulü bine­ğini Hayber sokağında gezdiriyordu. Bu esnada dizim onun uyluğuna deği-yordu. Sonra Hz. Peygamber uyluğundan izannı kaldırdı. Uyluğunun beyazlığını görebiliyordum. Hayber'e girdiği zaman, üç defa 'Allahu Ekber! Bir toplumun yurduna girdiğimiz zaman, işte o an uyarılanların sabahı ne kötüdür!' dedi."

Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "İnsanlar işlerine yöneldi. Bu esna­da Hz. Peygamber'i saiı&ıtshu ai«yw veseiUm: gören insanlar, 'Muhammed geldi' dediler.

(Hadisin ravilerinden Abdülaziz hadisi şu şekilde ilaveli olarak nakletmiştir: As­habımızdan bazıları "Muhammed ve beşli ordusu" geldi dediler.)"

Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Hayber'i savaşarak aldık. Sonra esirler, bir araya toplandı. Bu esnada Dihye gelerek 'Ey Allah'ın elçisi! Esirlerden bana bir cariye ver' dedi. Hz. Peygamber de, 'Git ve birini seç' buyurdu. Dihye Safiyye bintu Huyey'i aldı. Bunun üzerine biri Rasululiah'a gelip 'ey Allah'ın elçisi, Dihye'ye Kurayza ve Nadîr kabillerinin hanımefendisi Safiyye bintu Huyey'i verdin. Muhakkak ki, bu kadın ancaksana yakışır.' dedi.

Hz. Peygamber 'kadınla birlikte Dihye'yi çağırın' buyurdu. Allah Resulü Safiyye'yİ görünce Dihye'ye 'esirlerden bunun dışında bir cariye al' dedi. "Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Hz. Peygamber Safiyye'yİ azat edip onunla evlendi."

Sabit Enes'e "Ey ebu Hamza onun mehri ne oldu?" diye sormuş. O da şöyle cevap vermiştir: "Mehri kendisi oldu. Allah Resulü mehir ola­rak onu azat edip sonra da onunla evlendi. Yolda iken Ümmü Süleym onu Hz. Peygamber için hazırladı ve geceleyin onun yanma yolladı, Böylece Allah Resulü güveyi oldu. Sabah olunca 'Kimin yanında ne varsa, getir­sin!' buyurdu ve deriden yapılma bir örtü açtı. Kimi hurma, kimi yağ, zannimca kimi de sevîk getirdi." Enes şöyle devam ederek: "İnsanlar hurmayı, yağ ve ku­rutulmuş yoğurtla karıştırdılar. İşte bu, Rasûlullah'ın ziyafeti oldu,[101] dedi.


Açıklama


(Onun terkine de ben bindim) Bu hadise göre, birinin terkine binmek caiz­dir. Bunun caiz olup olmaması, bineğin buna güç yetirip yetirmemesiyle ilgili bir konudur.

Kurtubİ şöyle demiştir: "Enes hadisi ve onunla aynı manayı ifade eden diğer rivayetler, belirli zamanlarda özel şartlarda meydana gelen bir durumu gösterir. Bu yüzden burada çeşitli ihtimaller söz konusudur. Mesela bu durum, sadece Hz. Peygamber'e özel olabilir veya 'eşyada aşlolan ibaha' kai­desine göre hüküm öncesi bir hali anlatabilir. Oysa Cerhed hadisi ve onunla aynı anlamı ifade eden diğer hadislerde bu tür ihtimaller söz konusu değildir. Çünkü küllî bir hüküm ve genel dinî bir prensibi açıklamaktadır. Dolayısıyla bununla amel etmek, daha uygundur. Muhtemelen İmam Buhârî ' Cerhed'den gelen hadis ise daha ihtiyatlıdır' derken bunu kasdetmiştir."

İmam Nevevî ise şöyle demiştir: "Alimlerin çoğuna göre uyluk, avret bölgesindendir. Ahmed İbn Hanbel ile İmam Malikten nakledilen bir görüşe göre erkeğin avret bölgesi, sadece ön ve arka taraftan (fere, zeker ve dübürden) iba­rettir. Zahirîler, İbn Cerîr ve İstahrî de bu görüşü benimsemiştir."

Kanaatime göre İbn Cerîr'in bu görüşte olması, tartışmaya açıktır. Zira o, "et-Tehzib" adlı eserinde konuyu ele almış ve uyluğun avret olmadığını söyle­yenlerin görüşünü reddetmiştir. Uyluğun avret mahallinden olmadığını savu­nanlar, Enes'in 'Dizim onun uyluğuna değiyordu' sözünü delil olarak kullanmış­lardır. Bu ifadeden ilk akla gelen manaya göre, Enes'in dizi doğrudan Hz. Pey-gamber'in adi uyluğuna değmiştir. Oysa, arada bir elbise vs. ol­madan avret mahalline dokunmak caiz değildir. İmam Müslim'in rivayetine göre Hz. Peygamber kasten izarını açmış değildir. Bu rivayeti be­nimseyenlerin görüşüne göre de söz konusu hadis, uyluğun avret mahallinden olmadığına delil olarak kullanılabilir. Çünkü Hz. Peygamber sdwiâhu aleyhi w ^ıior.., uyluğu açık bir şekilde yoluna devam etmiştir. Onun farkında olmadan böyle bir durumun meydana gelmesi normaldir. Ancak Hz. Peygamber «jiciahu aleyhi ve seller ismet sıfatını taşıdığı için bu hal üzere devam etmesi düşünülemez.

(Esirlerden bunun dışında bir carîye al) Allah Resulünün Safiyye'yi geri al­ması şu şekilde İzah edilir: O, Dihye'ye esirler topluluğundan cariye olarak onla­rın en faziletlisini değil, birini alması için izin vermişti. Bu yüzden ondan geri alması normaldir. Böylece, onun Safiyye sayesinde ordunun geri kalan kısmına göre ayrıcalıklı bir konuma gelmesinede mani olunmuştur. Üstelik Müslüman ordusu içinde kendisinden daha faziletli biri vardı.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com