Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
58. Erkeklerin Mescidde/Camide Uyuması
58. Erkeklerin Mescidde/Camide Uyuması
Ebu Kılâbe Enes'ten şöyle nakletmiştir:
Ukl kabilesinden bir grup Hz. Peygamber'in yanma geldi ve Suffe'ye yerleştiler. Abdurrahman İbn Ebî Bekir şöyle demiştir: "Suffe'de kalanlar fakirdi.
440- Abdullah'tan nakledildiğine göre o, ailesi yokken bekar olduğu gençlik yıllarında Mescid-i Nebevî'de uyurmuş.[25]
441- Sehl İbn Sa'd'dan şöyle nakledilmiştir:
"Hz. Peygamber Hz. Fatıma'nm evine gitti. O esnada Hz. Ali'yi evde bulamadı. Fatıma'ya 'Amcanın oğlu nerede?' diye sordu. O da 'O-nunla aramda bir tartışma oldu, bunun üzerine bana kızdı ve evden çıkıp gitti. Yanımda kayiule yapmadı' dedi. Allah Rasulü birine 'Bak bakalım Ali nereye gitmiş' diye talimat verdi. Bir müddet sonra adam çıkageldi ve 'Ey Allah'ın elçisi ve setler şu anda Ali mescidde uyuyor dedi.
Hz. Peygamber mescide geldi. Bu esnada Ali uyuyordu. Ridasının bir kısmı açılmıştı. Bu yüzden vücudunun bir bölümü toprağa bulaşmıştı. Rasûlullah bir yandan toprağı temizliyor bir yandan da 'Kalk Ebu turâb! Kalk Ebu turâb1 diyordu.[26]
Açıklama
(Erkeklerin Mescidde/Camide Uyuması) Bu başlık erkeklerin mesidde cami-de uyumasının caiz olduğunu gösterir. Çoğunluk bu görüştedir. İbn Abbâs'ın, namaz kılmak İçin camiye gelip bu sırada uyuklayanların dışında camide uyunmasını mekruh gördüğü nakledilmiştir. İbn Mes'ûd'a göre her ne şekilde olursa olsun camide uyumak mekruhtur. İmam Mâlik ise meseleye ayrıntılı bir biçimde yaklaşmıştır. Ona göre evi barkı olan kimselerin camide uyuması mekruhtur. Evi barkı olmayanların uyuması İse, mubahtır.
(Suffe) Mescidi Nebevi'de bulunan üstü örtülü bir yerin adıdır. Yoksul Müslümanlar buraya sığınırdı.
{'Amcanın oğlu nerede?') Bu ifadeye göre, akrabalara amcaoğlu denebilir. Zira Hz. Ali, Hz. Fatıma'nm amcası oğlu değil, babasının amcasının oğludur. Allah Resulü böyle demekle, Hz. Fatma'ya kocasına bu şekilde hitap etmesini işaret buyurmuştur. Çünkü akrabalık bağlarının anılması aradaki buzların erimesine yardımcı olur. Öyle anlaşılıyor ki, Allah Resulü onların arasında meydana gelen tatsızlığı sezmiş, bunun için kızından, aralarındaki akrabalık bağını da anarak ona karşı şefkatle davranmasını istemiştir.
(Bu esnada o, uyuyordu.) Hadisin konu başlığıyla alakalı bölümü, burasıdır. Çünkü İbn Ömer'den nakledilen rivayet, evi barkı olmayan yoksul kimselerin mescidde/camide uyumasının mubah olduğunu gösterir. Bu konudaki diğer
rivayetler de bu doğrultudadır. Sadece Hz. Ali'nin bu olayını anlatan rivayet, herkesin camide uyuyabileceğine delalet eder. Ancak gece uykusu ile gündüz yapılan kayiule uykusunu birbirinden ayrı değerlendirmek de mümkündür.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- Camide kayiule yapılabilir.
2- Öfkeli birine sinirlendirmeyecek şekilde şaka yapılabilir. Bu şekilde öfkesinin dinmesine yardımcı olunur.
3- Bir kimseyi babasından başka bir şeye nispet ederek ona künye verilebilir. Ayrıca künyesi olan birine başka bir künye daha verilebilir.
4- Sinirlenmediği takdirde birine künye ile lakap takılabilir. Nitekim "Edeb Bölümü"nde bu lakap ile (Ebu Turâb) çağrılmanın Hz. Ali'nin hoşuna gittiğine dair rivayetlere yer vereceğiz.
5- Damadın öfkesini dindirmek ve ona güzel söz söylemek caizdir.
6- Bir baba, kızının evine kocasının kızmayacağını bildiği zaman, onun iznini almadan girebilir.
7- Namaz dışında omuzların açılmasında hiçbir sakınca yoktur.
442- Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir:
"Eh!-i Suffe'den yetmiş kişi gördüm. Hiçbirinin ridası yoktu. Ya İzarları ya da boyunlarına bağlayıp aşağı doğru saldıkları örtüleri vardı. Bunların da bazısı, diz kapakları ile topuklarının arasına, bazısı ise topuklarına kadar uzanırdı. (Namazda iken) [27] Avret mahallinin görüneceğinden korktukları için elleriyle onu toplarlardı."
Açıklama
(Ehl-i Suffe'den yetmiş kişi gördüm) Bu İfade, ehl-İ suffe'nin yetmiş kişiden fazla olduğunu gösterir. Ebu Hureyre'nin görmüş olduğu yetmiş kişi, Hz. Peygamberin maûne gazvesine gönderdiği yetmiş kişinin dışında kalan kimselerdi. Bi'r-i maûne gazvesine gönderilenler de, Suffe'de kalan sahabîlerdi. Ancak hepsi Ebu Hureyre'nin Müslüman olmasından önce orada şehit düşmüştü.