Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
İyilik mala bağlı değildir
İyilik çeşitlerinden biri de, insanın kendisine karşı kusur işleyeni affetmesidir. Bir mümin kardeşini Allah için sevindirmek isteyen kimse, onun elinden ve dilinden gördüğü haksızlıkları affederek ahirete kalmış alacaklarından vazgeçip kendisine bir ikramda bulunabilir. Bu da bir infak ve hayır çeşididir. İşte bir örnek:
Rasulullah s.a.v.;
– Sizden birisi, Ebu Damdam gibi olamıyor mu, diye sordu. Sahabiler;
– Ebu Damdam ne yapardı, diye sorduklarında Efendimiz s.a.v.:
– O her sabah şöyle derdi: Bugün bana zulmedene (gıybetimi yapıp haksızlık edene) hakkımı bağışladım. Bana vurana vurmayacağım, sövene sövmeyeceğim, zulmedene zulüm etmeyeceğim.” (Ebu Davud)
Dünyadaki alacağından vazgeçmek de bir iyilik çeşididir. Bu konuda hadiste şu güzel örnek anlatılır:
“Sizden öncekiler içinde yaşamış bir adam hesap için ilahî huzurda durduruldu. Kendisinin (imandan başka) hayır sayılacak hiçbir ameli yoktu. Ancak o zengin birisiydi, insanların arasına karışır onlara borç para verirdi. Hizmetçilerine de:
– Borcu almak için gittiğiniz kimseyi zengin bulursanız verdiğimizi alın. Eğer eli darda ise almaktan vazgeçin. Belki bu sebeple Allah Tealâ da bizim kusurlarımızdan vazgeçer, diye talimat verirdi. Onun bu ameline karşılık olarak Allah Tealâ meleklerine:
‘Biz bağışlama konusunda ondan daha fazla hak sahibiyiz; onun kusurlarından vazgeçin!’ buyurdu.” (Müslim, Tirmizî, Hâkim)
En küçük bahanelerle kullarının en büyük kusurlarını affeden Rabbimize sonsuz hamd ve sena olsun.