Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim
83. Camide Yüksek Sesle Konuşmak
83. Camide Yüksek Sesle Konuşmak
470- Sâib İbn Yezîd'den şöyle nakledilmiştir: "Bir gün Mescid-i Nebevî'de ayakta duruyordum. Birden adamın teki bana bir çakıl taşı artı. Hemen dönüp baktım. O kişi Ömer İbn Hattab'mış. Bana, 'Git şu iki adamı tut getir!1 dedi. Ben de gittim, onları bulup getirdim. Onlara 'Siz kimsiniz?' veya 'Nerelisiniz?' diye sordu. Onlar da 'Taifiiyiz' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ömer onlara şöyle dedi: Eğer Medine'li olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasûlullah'ın mescidinde sesinizi yükseltiyorsunuz!"
(Camide Yüksek Sesle Konuşmak) İmam Buhârî bu başlık ile, bu konuda farklı görüşlerin olduğuna işaret etmiştir. İmam Mâlik'e göre her ne şekilde olursa olsun, camide yüksek sesle konuşmak mekruhtur. İlim için veya başka bir nedenle dahi olsa hüküm yine aynıdır. Onun dışındakiler ise konuyu aymma tabi tutmuşlardır. Onlara göre dinî bir gayeye yönelik veya dünyevî bir yaran olan konularda yüksek sesle konuşulabilir, faydasız konularda ise yüksek sesle konuşulamaz. İmam Buhârî, camide yüksek sesle konuşmanın yasak olduğunu gösteren Hz. Ömer hadisi ile bunun yasak olmadığına delalet eden Ka'b hadisini" zikretmek suretiyle, sesi yükseltmenin faydasız konularda yasak, zaruretin bulunduğu durumlarda ise mubah olduğuna işaret etmiştir.
(Eğer Medine'li olsaydınız) Bu ifade, camide yüksek sesle konuşmanın daha önce yasaklandığını gösterir. Ayrıca bu hadise göre, hükmü bilme imkanı olmayan kimselerin cehaletleri hoş görülür.
(canınızı yakardım) İsmâîlî hadisi "Sopa vurarak canınızı yakardım" şeklinde rivayet etmiştir. Buradan da anlaşılıyor ki bu hadis, hükmen merfû'dur. Çünkü Hz. Ömer sadece tevkîfî konulara muhalefet eden kimseleri sopa atmakla tehdit ederdi.
471- Abdullah İbn Ka'b rivayetine göre babası Ka'b İbn Mâlik Mescid-i Nebevî'de İbn Ebi Hadrad'den, kendisine olan borcunu ödemesini istemiş. Bu esnada birbirlerine karşı seslerini yükseltmişler. O sırada evinde olan Hz. Peygamber seslerini İşitmiş ve onlara doğru yönelip odasının perdesini aralayarak 'Ey Ka'b İbn Mâlik, Ey Ka'bF diye seslenmiş. Ka'b 'Buyur ey Allah'ın elçisi!' diye karşılık vermiş. Bunun üzerine Rasûiullah eliyle yarısını işaret ederek 'Alacağının bir kısmından vaz geç' buyurmuş. Ka'b Vazgeçtim bile' deyince bu defa İbn Ebu Hadrad'e Kalk ve borcunu öde' diye emretmiştir.