Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Peygamberlere İman

Peygamberlere İman


İslâm dİninde Peygamberlere inanmak, imanın dördüncü şartıdır. Peygamber, lûgatta haber getiren ve bildiren demektir. Şeriat dilinde ise, Yüce Allah'ın kullarına dinini bildirmekle görevlendirdiği olgun ve sayın kişilere, “Peygamber” denir. Bu kişiler, Yüce Allah'ın birer elçisidir.

Soru: Peygamberlik nasıl anlaşılır?

Cevap: Allah'ın birer elçisi olan şahısların Peygamber olduğunu, Yüce Allah'ın ihsan ettiği, onlardan çıkan bazı büyüklüklerin ve hari­kulade olayların mucizelerin yardımıyla anlıyoruz.

Soru: Bu harikulade olaylar nelerdir?

Cevap: Bu harikulade olaylar, mu'cize ve kerametlerdir.

Soru: Mu'cize nedir?

Cevap: Mu'cize, ancak Peygamberlerden çıkabilen olağanüstü olay­lardır.

Soru: Keramet ne demektir?

Cevap: Yukarıda anlattığımız olağanüstü olaylar, Allah'ın en ya­kın dostları olan velîler tarafından açığa çıkar. Bu olaylar, evliyanın tâbi bulunduğu, ümmeti oluğu Peygamberler için birer mu'cize sayılır. Çünkü velîlerin tâbi bulunduğu Peygamber, gerçekten Peygamber olma­saydı, o evliyadan bu türlü, olağanüstü olay çıkmayacaktı.

Demek ki, keramet olayı, evliya denen, Allah'ın yakın dostlarında görülen olağanüstü haller ve durumlardır.

Soru: Maunet ne demektir?

Cevap: Maunet: İstidraç; ne Peygamber, ne de velî olmayıp da alelade bazı kimselerden çıkan fevkalâde durumlardır.

Soru: Bu gibi haller sahibinin büyüklüğüne delil olabilir mi? .

Cevap: Hayır. Bu gibi haller, sahibinin büyüklüğüne delil olma­dığı gibi, mu'cize ve kerametde olamaz.

Soru: Peygamber ve Velîlerden başka kimseler mu'cize veya keramet gösterebilirler mî?

Cevap: Hayır. Sahte Peygamberlerden ve yalancı velîlerden ne mu'cize, ne de keramet çıkamaz. Şunu belirtelim ki, bazı illizyonist gös­terilerin ve göz bağcılık adı altında harikulade şeylermiş gibi takdim edilen hayret uyandırıcı numara ve olaylar, ya göz yanıltmaları sonu­cu, ya da bazı ilmî kaidelere dayanan sanat eserleridir.

Soru: Son Peygamber kimdir ve bundan sonra bir Peygamber gelebilir mi?

Cevap: Son Peygamber, Allah'ın kâinatı, yüzü suyu hürmetine yaratmış olduğu sevgili kulu, efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) dır.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muharamed'le (s.a.s.) Peygamberlik kurumu artık şanlı ve kutsal tarihini kapatmıştır. Ondan sonra artık Peygamber gelmeyecektir. Bunun için çağımızda kim olursa olsun, “Ben Peygamberim” diyen şüphesiz yalan söylemiş olur.

Soru: Peygamberlerin başka ne gibi adları var­dır?

Cevap: Peygamberlere, Nebi, Resul ve Mürsel adları da verilir. Ancak bu deyimler arasında fark vardır.

Soru: Nebi kimlere denir?

Cevap: Kendinden önceki Peygamberin kitap ve şeriatını ümme­tine bildirmeye memur olan zata, yalnızca (Nebi) ya da (Peygamber) de­nir.

Demek ki kendisine yeni bir kitap yeni bir şeriat verilmeyip de kendin­den önceki olan Peygamber'in şeriatını devam ettirmekle memur, zata sa­dece Nebi ya da Peygamber diyebiliriz.

Soru: Resul kime denir?

Cevap: Kendisine yeni bir kitap ile yeni bir şeriat verilen zata “Resul” denir.

Yeni bir şeriat yeni bir kitap ile ortaya çıkarak, kendinden önceki Peygamber'in şeriatını tekâmül (Evrim) kanununa bağlı bir şekilde ge­tiren zata Nebi, Peygamber, Resul ve Mürsel adlarının hepsini yerebili­riz.

Soru: İlk Peygamber kimdir?

Cevap: Yüce Allah'ın büyük kitabı Hz. Kur'an’ın bize bildirdiğine göre ilk Peygamber, insanlığın babası Hz. Adem'dir.

Soru: Peygamberlerin kesin sayısı biliniyor mu?

Cevap: Peygamberlerin kesin sayıları bilinmiyor. İlk Peygamber Hz. Adem'den son Peygamber Hz. Muhammed'e kadar sayılarını yalnız Yüce Allah'ın bildiği binlerce Peygamber gelip gitmiştir.

Soru: Kur'anı Kerim'de adları geçen Peygamber­ler hangileridir?

Cevap: Kur'anı Kerim'de adlan geçen yirmi beş Peygamber şunlardır:

Adem, İdris, Nuh, Hüd, Salih, İbrahim, Lut, İsmail, İshak, Yakup, Yusuf, Eyyüb, Suayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman, Üyas, Ilyesa, Zülkifl, Yunus, Zekeriyya, Yahya, İsa, Muhammed. Yüce Allah’ın) sonsuz salât ve selâmı onlar üzerine olsun Amin...

Soru: Bunlardan başka Kur'anda adları geçen zatlar mevcut mudur?

Cevap: Yukarıda saydıklarımızdan başka Kur’an’da adlan geçen ve kendileri hakkında malûmat verilen üç zatın Peygamber veya Evliya olduğu ihtilâf konusudur. Yalnız bunların Yüce Allanın katında Ulu bi­rer kişi olduğunu bütün İslâm bilginleri tereddüde bırakmayacak şekilde teslim etmişlerdir. Bu zatlar; Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'dir.

Soru: Peygamberlerin sıfatları nelerdir?

Cevap: Peygamberlerin sıfatlan şunlardır:

a) Sıdk,

b) Ema­net,

c) Fetanet,

d) İsmet,

e) Tebliğ.

Soru: Sıdk sıfatı ne demektir?

Cevap: Peygamberler Sıdk sıfatı ile muttasıftırlar. Onlar sadık­tırlar, toksözlü, doğru sözlüdürler. Hiç bir şekilde, hiç bir yerde asla ya­lan söylemezler.

Soru: Emanet sıfatı ne demektir?

Cevap: Peygamberler emirdirler, kendilerine her hususta tam bir güvenle bağlanılabilir. Onların hainlik yapacağı, hiç bir zaman düşünüle­mez.

Soru: Fetanet sıfatı ne demektir?

Cevap: Peygamberler son derece fatin, yani akıllı, geniş ve uzak görüşlü olağanüstü zekâya sahip, tek kelimeyle birer dahi insanlardır. On­ların bir an gafil avlanabileceğini yüksek seçiş ve duyuşlarından mahrum bulunabileceğini ve birtakım meleklerini yitirebileceğini düşünebilmek gerçekle taban tabana zıt bir durum olur.

Soru: İsmet ne demektir?

Cevap: Peygamberler, İsmet sıfatı ile muttarıflar, yani onlar ma­sumdurlar. Gizli açık her çeşit günahtan, ahlâkı düşürücü ve karakteri zayıflatıcı bayağı durumlardan uzak ve münezzehtirler. Peygamberler ye­ni doğmuş bir çocuk gibi temiz ve günahsızdırlar.

Soru: Tebliğ ne demektir?

Cevap: Peygamberler, Yüce Allah’ın kendilerine indirmiş olduğu kitap ve şeriat hükümlerini ümmetlerine olduğu gibi tebliğ etmekle me­mur ve güvenilirler.

Soru: Peygamberler ilahı emirleri tebliğ ederken bir kısmını saklamış veya unutmuş olabilirler mi?

Cevap: Peygamberler ilahi emirleri tebliğ ederlerken onların bir kısmını saklamış veya unutmuş olamazlar.

Böyle bir durum Peygamberlik müessesesine yakışmadığı ve uygun düşmediği gibi Yüce Allah'ın ezelî ve ebedî iradesine de aykırıdır.

Soru: İnsanlar Peygamberlere muhtaç mıdırlar?

Cevap: Evet... İnsanlar Peygamberlere muhtaçtırlar.

Yüce Allah dünyayı yaratıp insanoğlunun içine saldı. Tabiatın çoğu­nu onun emrine vererek ona saygısı çeşitli nimetler ihsan etti. Onu ihya etti.

Bütün bu sonsuz nimetlere karşı insanoğlu Allah’ın birliğini idrak et­meyecek mi? Bütün bunların bir rastlantının eseri olmayıp, yüce yarata­nın varlık ve birliğine delil teşkil ettiklerini anlamayacaklar mı?

Şüphesiz ki insanoğlu aklı ile bütün bunların bir yaratanın eseri olduğunu bulacaktır. Fakat yaradılış sebebinin ne olduğunu, neler yaparsa hoşnut edeceğini, hangi şeylerden sakınırsa mükâfat göreceğini, hülâsa nasıl hareket edeceğini bilemezdi. Gene insanlar arasındaki hak ve daya­nışmayı ilâhi yönden tayin edemezdi. Ayrıca zaman zaman çirkefleşiyor, sapıtıyor, cehalet kanserine yakalanıyor, ahlâksızlaşıyor ve taş, insan, ağaç gibi maddi varlıklara tapıyordu.

İşte insanları, çirkin ve korkunç akıbetlerini kurtaracak, onlara dini' ve dünyevi yon ve metotlarını öğretecek, dünyada selâmet, ahirette saa­det yolunu gösterecek ilâhi birer önder olan Peygamberlerin zuhuru lâ­zım ve zaruridir.

Soru: İnsanoğlu Allah'ın emir ve yasaklarından habersizdim diye sorumluluktan kurtulabilir mî?

Cevap: Yüce Allah insanlara Peygamberler göndermiş bu pey­gamberleri vasıtasıyle de emir ve yasaklarından insanoğluna bildirmiştir. Ve böylelikle kişioğlunun kıyamette “Allah emir ve nehileri hakkında bilgin yoktu, ne yapayım” diyerek sorumluluktan kaçmayı sağlayacak açık kapı bırakmamıştır.

Soru: Peygamberlere inanmayanın hakkındaki hü­küm nedir?

Cevap: Yüce Allah'ın arzu buyurduğu ve kabul edeceği iman etme yolunu insanlara, tebliğ ve telkin edenin ancak Peygamberler olduğu­nu söylemiştik. Bu yüzden Peygamberlere inanmayan bir kişi, Allah'a ne kadar inansa da iman etmiş sayılmaz.

Soru: Peygamberlerden birini inkâr eden hakkın­daki hüküm nedir?

Cevap: Peygamberlerden birini inkâr etmek hepsini inkâr etmek demektir. Peygamberleri inkâr eden bir kimsenin kâfir olduğunu söyle­miştik.[102]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com