Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

İmam Ebû Dâvud

Adı: Süleyman b. el-Eş'as b. Şeddâd b, Amr b. Amir

Abdurrahman b. Ebî Hatim, tam adının böyle olduğunu söyle­miştir.

Muhammed b. Abduiaziz eL-Hâşimî'ye göre ise tam adı: Süley­man b. el-Eş'as b. Bişr b. Şeddâd şeklindedir.

İbn Dâse ve Ebû Ubeyd el-Âcurî'ye göre tam adı; Süleyman b. el-Eş'as b. İshâk b. Beşîr b. Şeddâd'dır.

İbn Amr b. Imrân; ismine İmam, Şeyhu's-sünnet, Mukaddemu'l-huffâz, Ebû Dâvud el-Ezdî, es-Sicistânî, Muhaddis-i Basra gibi sıfat ve nisbeleri eklemiştir.

Ebû Ubeydullah el-Acurî şöyle der: Bir gün şöyle dediğini duy­dum: İki (h. 202) senesinde doğdum. H. 220 senesinde Affân'ın cenaze namazını kıldım. Basra'ya girdiğimde halk, Osman b. el-Heysem el-Müezzin dün ölmüş diye konuşuyorlardı. Ebu Ömer ed-Darîr'den sadece bir mecliste hadis dinleyebildim.

Derim ki: O, h. 220 yılı şaban ayında vefat etmişti. Osman ise ondan bir ay önce vefat etmişti. Ömer b. Hafs b. Gayyası evine kadar takip ettim. Ondan hadis dinlemedim. Saîd b. Süleyman ve Asım b. Ali'den de sadece birer defa hadis dinlemiştir.


Öğrenim Hayatı:


Ebû Davud'un biyografisine dikkatle bakıldığında küçüklü­ğünden itibaren dinî ilimlere yatkın olduğu görülür. Çünkü Yüce Allah ona keskin bir zekâ, dikkat ve basiret lütfetmişti. Muhteme­len yaşadığı çevrenin de bunda büyük etkisi vardı. Yaşadığı dönem, İslam tarihinde ilmî hayatın en canlı olduğu devirlerden bi­rine rastlıyordu.

O, çocukluğundan itibaren hadis ilmine yönelmiş, Sicistan ve havalisinde bulunan hadis şeyhlerinin halkalarına katılmıştır. 15 Yaşma bastığında daha fazla hoca ile görüşmek üzere seyahat et­meye başladı. İslam dünyasının bir çok merkezine giderek, hadis dinledi, yazdı ve ezberledi. Gün geldi ezberlediği hadislerin sapa yarım milyona ulaştı. Artık hadis sahasında yazacağı eserler için yeterince malzeme toplamıştı. Devrin âlimleri de hadis bilgisine güvenir olmuşlardı.

Ne kadar güçlü bir hafıza ve dikkatli bir zihne sahip olduğuna dair Muhammed b. Muhalled'in şu gözlemi yeterli olacaktır: "0, bir oturmada yüz bin hadisi müzâkere ederdi."


Yolculukları:


Ebû Dâvud hadisi sağlam kaynaklardan öğrenebilmek için İs­lam coğrafyasının doğusuna batısına bir çok seyahatte bulunmuş­tur. H. 220 senesinde 18 yaşında çıktığı ilk yolculukta sırasıyla Irak, Şam, Mısır ve Hicaz'a gittikten sonra Irak'a dönmüş .oradan Horasan'a gitmiş ve Basra'ya yerleşerek vefatına kadar orda ya­şamıştır.

Dolaştığı merkezler: 1-Irak, Bağdat şehrine bir çok defa gidip gelmiştir. 2- Küfe, h. 221 senesinde gitmiştir. 3- Basra, buraya yerleşmiş ve vefatına kadar burada kalmıştır. 4-Suriyes Şam Humus ve Halep şehirlerinde kalmıştır. 5-Cezîre; Harran şehrine gitmiş, oranın âlimlerinden hadis dinlemiştir. Hicaz; Mekke'ye muhtemelen hac niyetiyle gitmiştir. 7-Mısır. 8-Horasan; Nisâbui Herat Belh ve Bağlan kentlerinde bulunmuştur. 9-Sicistân, doğ­duğu belde olup oradan ayrıldıktan sonra bir kez dönmüş, sonra kahcı olarak Basra'ya yerleşmiştir.


İlimleri:


Sünen kitabını iyi bilen birinin gözünden Ebû Davud'un ne kadar derin bilgiye ve konunun inceliklerine hâkîm olduğu haki­kati kaçmaz. Böyle birinin elbette Kur'an ve ondan doğan diğer ilimler hakkında da basiret sahibi olması gerektiğini anlar. Çünkü Kur'an ve Sünnet, bir elmanın iki yarısı misâli birbirlerini ta­mamlayan parçalardır. Gerçek mânâda sağlam bir fakîhin bu iki kaynağın hükümlerinden habersiz kalması düşünülemez. Ebû Dâvud da tam böyle biriydi. Şer'î ilimlerin bütün dallarından na­sibini almış büyük bir imamdı. Şimdi onun en güçlü olduğu ilim dallarını görelim:

1. Hadis ilmi: Ebû Dâvud, bu alanda çok büyük bir nasibe sa­hip olmuş, gidilebilecek en ileri noktalara ulaşmıştır. Bu yüzden 'imam-ı mukaddem=Önder imam' lıâfiz-ı mülhem=ilham olunan hafız' sayılmıştır. Hadislerin metinleri, senedleri, râvilerin ittifak ve ihtilafları, sağlamları ve çürükleri alanında çok derin bilgi sa­hibidir. Sünen kitabını inceleyen biri, sözlerimizin en açık ve canlı denlini görmüş olacaktır.

2. Cerh ve Ta'dîl İlmi: Ebû Dâvud gece oduncusu değildi. Yani ne yüklediğini bilmeyen bir âlim değildi. Bilakis sağlam bir tenkit ve tahkik bilgisine sahipti. Hadis râvilerinin sikalarını da zayıfla­rını da iyi tanırdı. Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Maîn ve İbn el-Medînî gibi cerh ve ta'dîl otoritelerinin öğrencisi olarak aksi dü­şünülebilir mi?

Bu dalda eser telif etmiş, birçok mesele kendisinden öğrenile­rek kayıtlara geçmiştir. Cerh ve ta'dilde bulunur, isimler, künye­ler, nesepler ve ölüm tarihlerini iyi bilirdi. Sünen adlı eserinin satır aralarında bu bilgilere rastlamak mümkündür.

3. Hadis İlletleri (İlel): Bu zor ve sıkıntılı ilim dalının kilitleri Ebû Dâvud tarafından açılmış, büyük imamlar da bu konuda ona ortak olmuşlardır. Sünen kitabı, bir çok hadisin gizli ve açık illet­lerinin izahlarıyla doludur. Bu da onun illetler konusundaki ma­haret ve bilgisinin en güzel kanıtıdır. Ebû Ubeyd el-Âcurî ve di­ğerleri bu konuda kendisinden çok şeyler öğrenmişlerdir.

4. Fıkıh İlmi: Hâfiz Zehebî şöyle der: Ebû Dâvud, hadis ilmin-deki imametinin yanı sıra büyük fakîhlerdendi. Kitabı buna delâ­let eder. O, İmam Ahmed b. Hanbel'in seçkin öğrencilerindendi. Bir süre ders halkasında bulunmuş, usûl ve furûa dair bir çok me­selenin inceliklerini bizzat ondan Öğrenmiştir.

Ebû Dâvud kita­bında hüküm bâblarını toplamış ve güzel bir şekilde tertip etmiş­tir. Fıkhî meselelere vukufunu bu tertipten anlamak mümkündür.


Hocaları:


Mekke'de el-Kaanbî ve Süleyman b. Harb'den hadis dinlemiş­tir. Hadis dinlediği hâfiz ve şeyhleri şöyle sıralayabiliriz:

Basra'da: Müslim b. İbrahim, Abdullah b. Recâ, Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî, Mûsâ b. İsmail.

Kûfe'de: el-Hasan b. er-Rebî el-Bûrânî, Ahmed b. Yûnus el-Yerbû'î.

Halep'te: Ebû Tevbeti'r-Rebî b. Nâfî.

Harran'da: Ebû Cafer en-Nufeylî, Ahmed b. Ebû Şu'ayb.

Humus'ta: Hayve b. Şüreyh, Yezîd b. Abdi Rabbih.

Şam'da: Safvân b. Salih, Hişâm b. Ammâr.

Horasan'da: İshâk b. Râheveyh ve tabakası.

Bağdat'ta: Ahmed b. Hanbel ve tabakası.

Belh'te: Kuteybe b. Saîd.

Mısır'da: Ahmed b. Salih ve diğerleri.

Bunlar dışında, İbrahim b. Mûsâ el-Ferrâ, Saîd b. Mansûr, Sehl b. Bekkâr, Muhammed b. Kesîr el-Abedî, Müsedded b .Müserhed, Muâz b. Esed, Yahya b. Mam ve diğerleri.


Menkıbeleri:


1. Ebû Bekir Muhammed b. İshâk es-Sâğânî ve İbrahim el-Harbî anlatıyor: Ebû Dâvud Sünen adlı eserini telif ettiği zaman, Hz .Davud'a demir yumuşatılması misâli Ebû Davud'a da hadis yumuşatılmıştı.

el-Hâkim anlatıyor: Zübeyr b. Abdullah b. Musa'dan dinledim: (O:) Muhammed b. Muhalled'in şöyle dediğini duydum: Ebû Dâvud, yüz bin hadisi müzâkere ederdi. Sünen'i telif edip de in­sanlara okuduğu zaman, kitabı hadisçiler için sanki bir nıushafa dönüştü. Ona uyuyor, rivayetlerine karşı çıkmıyorlar di. Zamanın âlimleri onun hıfz ve üstünlüğünü ikrar etmişlerdi.

Hâfiz Mûsâ b. Harun şöyle derdi: Ebû Dâvud dünyada hadis için, ahrette cennet için yaratılmış bir insandı.

2. Allan b. Abdussamed şöyle derdi: Ebû Dâvud'dan hadis din­ledim. O, hadisin süvarilerinden biriydi.

Ebû Hatim b. Hibbân şunu derdi: Ebû Dâvud, fıkıh, ilim, hıfz, ubudiyet, vera' ve hadislerin zabtı konusunda dünyanın imamla-rından biriydi.

3. Hafız Ebû Abdillah b. Mende: Bu ümmetten çıkıp da sahihi illetliden, yanlışı doğrudan temyiz edenler dört kişidir: Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.

4. Ebû Abdillah el-Hâkim: Ebû Dâvud, kendi döneminde hadis ehlinin tartışmasız imamı idi. Mısır, Hicaz, Şam, İrak ve Hora­san'da hadis dinledi. Irak'a gitmeden önce kendi beldesinde ve Herat'ta yazmaya başladı. Bağlan'da Kuteybe'den Rey'de İbrahim b. Musa'dan hadis yazdı. Ancak onun en âlî isnadı el-Kaanbî-Müslim b. İbrahim ... şeklindeki senedidir. Geçmişte Nisâbur'da yazmıştı. Sonra oğlu Ebû Bekir'le birlikte Horasan'a gitti.

5. Kadı el-Halîl b. Ahmed es-Secezî anlatıyor: Beldemizin kadı­sı Ahmed b. Muhammed b. el-Leys'i şunu anlatırken dinledim: Sehl b. AbdiHahi't-Tüsterî Ebû Dâvud es-Sicistânî'nin ziyaretine gelmişti. Hane halkı 'Ey Ebâ Dâvud! Sehl b. Abdillah ziyaretinize gelmiş' dediler. Bunun üzerine misafirini karşıladı ve oturttu. Sehl şöyle dedi:

Ey Ebâ Dâvud! Senden bir hacetim var.

Ebû Dâvud "Nedir?" diye sordu.

Sehl şöyle karşılık verdi:

Mümkünse onu yapacağına dair söz ver.

Ebû Dâvud "Peki" deyince Sehl şöyle dedi:

Allah Resulünün (sav) hadislerini naklettiğin o dilini göster ki onu öpeyim!

Ebû Dâvud dilini çıkarınca Sehl bir hamlede kalkıp onu öpmeyin.

6. Hafız Zekeriya es-Sâcî: Allah'ın Kitabı İslam'ın aslı. Sd Davud'un kitabı ise İslam'ın ahdidir.

7. el-Hattâbî anlatıyor: Abdullah b. Muhammed el-Miskîten şunu nakletti: Ebû Davud'un hizmetçisi Ebû Bekir b. Câbir bm şunu anlattı: Bağdat'ta Ebû Dâvud ile beraberdim. Akşamı Kzı Emîr Ebû Ahmed el-Muvaffak (veliaht) yanma geldi. Ebû Dârm ona dönerek şöyle dedi: Bu vakitte Emîr hazretlerini buraya pren ne ola?

Emîr, 'Üç şeyden' dedi. Ebû Dâvud, "Nedir onlar?" diye sorana Emîr cevap verdi:

Basra'ya taşınacak ve oraya yerleşeceksin. Hadis öğrenir de oraya göç edecekler. Basra sayende mâmur olacaktır. Çeri şehir harabeye döndü. İnsanlar artık oraya ilgi göstermez ;Zenci isyanından beri şehir giderek kan kaybediyor.

Ebû Dâvud, "Bu bir, diğerleri nedir?" diye sordu. Emîr verdi: Oğullarıma Sünen'i rivayet edeceksin.

Ebû Dâvud buna da "Peki" dedi ve üçüncüyü sordu. Enrvap verdi:

Onlara hususî halka açacaksın. Çünkü halife çocukları anrla birlikte ders göremezler.

Ebû Dâvud mazur görülmesini isteyerek şöyle dedi: İşte imkânı yok! Çünkü insanlar ilimde eşittir.

îbn Câbir şöyle der: Gerçekten de halifenin çocukları birlikte derse katılıyor, onlarla birlikte hadis dinliyo Hakikaten şaşırtıcı bir manzaraydı.


Eserleri:


Ebû Dâvud Yüce Allah'ın kendisine lütfettiği ilimleri „ taşımak suretiyle faydalarını kalıcı kılmıştır. Eserleri, yüz dır elden ele dolaşmakta ve insanların yollarını aydınlatmam ir vam etmektedir. Özellikle de Kütüb-i Sitte arasında sayılar-teber hadis kitabı Sünen. Eserlerinden bazıları bize ulaşmışken bazıları hâlâ ulaşma­mıştır.

a. Ulaşan eserleri:

1- es-Sünen; Kütüb-i Sitte arasında yer alan hadis kitabı olup defalarca basılmıştır. İslam dünyasının her yanında elden ele do­laşan bir eserdir.

2- el-Merâsîl; birkaç defa basılan mürsel hadis mecmuasıdır.

3- el-Mesâiî; İmam Ahmed b. Hanbel ile fıkıh ve hadise dair meselelerden oluşan bir eserdir.

4- îcâbâtuhu an su'âlâti Ebî Ubeydillah el-Âcurî; râviler, cerh ve ta'dîl ve illetlere idair sorulan sorulara verilen cevapları içeren bir eserdir. Basılmıştır.

5- Risâletuhu ilâ Ehli Mekkete fi vasfi's-sünen; Mekkelilere Sünen'i tanıtan eseridir. Basılmıştır.

6- Tesmiyetu'l-ihve ellezîne ravâ anhumi'l-hadîs; rivayette bu­lunduklarının isimleri. Basılmıştır.

7- Kitabu'z-zuhd; yazma halindedir.

b. Ulaşmayan eserleri:

1- er-Reddu ala ehli'l-Kader; Kaderîlere reddiye.

2. en-Nâsihu ve'l-mensûh.

3- et-Teferrud; Şehirlerdeki muhaddislerin tek başlarına yap­tıkları rivayetler.

4- Fezâilu'l-Ensâr

5- Musnedu Hadîsi Mâlik.

6- Delâilu'n-nubuvve.

7- ed-Duâ.

8- îbtidâul-vahy.

9- Mbâru'l-havâric. MMa'rifetu'l-evkat.


Vefatı:


Ebû Ubeydillah el-Âcurî şöyle der: Ebû Dâvud H. 275 yılı şev­val ayının onaltmcı Cuma günü 73 yaşında Basra'da vefat etti Allah'ın rahmeti üzerine olsun.



Ne Dediler
Hadis ilminin büyük hafız ve imamları Ebû Dâvud'dan daima övgüyle söz etmişlerdir:

1. Ebu Bekr el-Hallâl: Zamanında önder imamdı. Hadis tahrîa bilgisinde kimsenin geçemediği bir kişiydi. Vera' ehli, öncü bir in­sandı.

2. Muhammed b. Muhalled: Zamanın âlimleri onun hıfzını ve bu konudaki üstünlüğünü ikrar ettiler.

3. Ahmed b. Muhammed b. Yâsîn: Allah Resûlü'nün (sav) ha­dislerini ezberleyen İslam hâfızlarmdandı. Hadis ilimlerini, illet­lerini ve senedlerini iyi bilirdi, ibâdet, iffet, vera' ve takvada en üst derecedeydi. Hadis süvarilerinden biriydi.

4. Hâfiz Mûsâ b. Harun: Ebû Dâvud dünyada hadis için yara­tılmıştı.

5. İbn Hibbân: Fıkıh, hadis, hıfz, ibadet, vera' ve zabt bakımın­dan dünyanın imamlanndandı. Hadisleri cem ve tasnif etmi; sünnetin müdâfaasında bulnmuştur.

6. el-Hâkim en-Nisâbûrî: Çağında hadis ehlinin tartışmasız imamıydı

7. ibn Nokta: Nakil (Hadis) Ehlinin imamlarından bir imamdı

8. Zehebî: imam, sünnetin şeyhi ve hafızların Önderiydi.


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com