Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

Hikaye

Hikaye


İbrahim Edhem, (Allah sırrını takdis etsin) anlatıyor.

“Tevekkül edip yola çıktım, yani yanıma yiyecek, içecek bir şey almadım. Param da yoktu. Olsa da yolumda alınacak bir şey yoktu. Önüm çöldü. Bir gün, bir gece yol aldım. Ertesi günü, iyice acıktım ve susadım. Sabır edip yoluma devam et­tim, İkindi vakti olduğunda, fenalıklar geçirmeye başladım O anda, karşıda uzaktan bir kervan göründü. Nefsime bir ümit geldi. Yeniden hayata kavuşuyordum. Birden bire içim­den bir his: “Hani, Allaha tevekkül etmiştin, kervandan meded umuyorsun?” dediğinde yolumu değiştirip beni görme­sinler diye bir çukura sırt üstü yattım. Bir müddet sonra bir deve geldi, başım üzre durdu. Arkasında bir adam deveyi tut­mak için koştuğunda, kervana seslendi

“Burada bir zat var, ölmek üzere. Yatıyor. Yetişin, su getirin” diye çırpınıyordu. Kervandan birçok kimseler geldi. Ben mahsus gözlerimi ka­pamıştım. Çenemi kilitlemiştim. Yattığım çukura indiler “Vah vah, zavallı açlıktan, susuzluktan ölmek üzere” deyip zorla ağzıma sopa sokup, kilitli çenemi açarak, bal şerbeti, süt ve kaymak yedirip içirdiler. Kervana alıp beni beraberlerinde Mekke'ye götürdüler. Beni, orada nasıl bulduklarını sordum. Kervan, benim yakınlarıma geldiğinde bir devenin ansızın köpürüp, ipini kopararak benim yattığım hendeğe doğru kaç­tığını, benim yanıma gelip durduğunu, deveyi tutmak için kovalayan zat da gelip beni ona da bulduğunu ifade ettikleri zaman Rabbime hamdü senalar eyledim.”

Dinde yüksek dereceye vasıl olan kişinin, işte böyle tevek­kül etmesi şarttır. Dinde, avam olan kişiler; böyle velilerin tevekkülü gibi tevekkül yapıp ta sabrı metanet gösteremedik­lerinden, iymanları sarsılabilir. Onun için, Hz. Ömer “Biz te­vekkülüz” diyen kişilerin bu makamda olmadıklarım görüp, onlara tarlanızı ekin, devenizi bağlayın, sonra Allaha tevek­kül edin buyurdu. Zira, bazı kişiler tembel, ve tembelliğini hal­ka bildirmemek için dini kisveye sokup; bâtılı, hak ile öterler. Hz. Ömer radiyallahu anh, işte bu zatlarda bu kemâli göreme­diğinden hallerini Sorup, bu tavsiyede bulundu. Aynı mescitte, Oturan başka zatlar da var idi. Onlara ne için orada oturduk­larını sormadı? İnsan, nerede ne yapılacağını, nerede evet, nerede hayır deneceğini bildi mi kemâle erdi demektir.[253]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com