Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

ORUÇ VE FAZİLETLERİ

ORUÇ VE FAZİLETLERİ


1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, inanarak ve sevabını yanlız Allah'dan isteyerek remazan orucunu tutarsa geçmişteki ve gelecekteki bütün günahlarını af ettir­miş olur.”[826]

2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, ramazan orucuyla birlikte şeval ayından altı gün oruç tu­tarsa, sanki bütün saniyi oruçla geçirmiş kadar sevab kazanır.”[827]

3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, ramazan orucunu tamamiyle, şeval ayından da altı gün, çarşamba ve perşembe günlerinde oruç tutarsa cennete girmeyi hak etmiş olur.”[828]

4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“(Harhangi bir hastalıktan dolayı kusmak mecburiyetinde bulunan) oruçlu bir kimse kustuğu takdirde orucu bozulmadığı gibi kaza­yı da gerektirmez. Sebepsiz olarak, kendini kurtaran oruçlu bir kimse, orucu bozulduğundan o günün orucunu tutmak mecburiyetindedir.[829]

5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, ramazan ve arefe gününün orucunu tutarsa, Hz. Allah da O kimsenin geçmiş ve gelecek iki senelik küçük günahlarını afeder.”[830]

6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, muharrem ayından bir gün oruç tutarsa, o ayda tuttuğu beher gününe karşılık o kimse için otuz sevab vardır.”[831]

7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, ara vermeden bütün senenin veya ömrü boyunca oruç tu­tarsa, ne tuttuğu oruç kabul edilir, ve ne de akşamleyin yaptığı iftardan ötürü sebap vardır. (Çünkü senenin içinde bayram günleri gibi oruç tutulması haram olan günler vardır.)”[832]

8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“(İbadet maksadıyla ) intikafa ( caminin herhangi bir hücresine) çekilen bir kimse, dışarıda işlenilmesi mümkün olan günühlar mı he­men durdurup işlemediğinden dolayı Yüce Allah ona, dışarıda iyilik işleyen kimselere verdiği sevab kadar sevab verir.”[833]

9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Nuh Peygamber, her iki bayram günlerinin dışında ömrü boyun­ca bütün zamanını oruçla geçirirdi. Davud peygamber bunun yarısı­nı, İbrahim Peygamber de her aydan üçer gün oruç tutardı. Böylelik­le sanki ömrü boyunca bütün zamanını oruçla geçirirdi. ( Çünkü işlenilen her sevap, amel defterine on kat olarak yazılır.)”[834]

10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz Hz. Allah: ( Samimi bir yürekle mümin olan kuluman) sadece benim rızamı kazanmak uğruna tuttuğu orucun mükafatını an­cak ben veriririm.) buyuruyor. Oruç tutanlar için iki sevinme anı vardır:

a) Akşamleyin iftar ettiği an,

b) Ölüp Allah'ın huzuruna çıkarak tuttuğu orucun mükafatını aldı­ğı zaman,

Hz. Muhammed'in öz nefsi kudret elinde bulunan Allah'a and olsun ki, ( öğleyin yemek yetkisi kesildikten sonra ) oruç tutanın ağız kokusu Allah'ın nezdende misk kokusundan daha güzel ve daha değerlidir.”[835]

11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ameller ( işlenilen her şeyin karşılığı), pazartesi ile perşem­be, günü yükselir. ( ve kayıt defterine geçirilir. ) Ben oruçlu iken amellerimin yükselmesinden hoşlanırım.”[836]

12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz, sahur yemeğinde ilahi bir bereket vardır. Hz. Allah, onu size vermek lütfunde bulunmuş, (Bu yüzden mankörlük ederek ) terk etmeyiniz. (Çünkü onunla meşru olan dünya işleri ve ibadetleri yapmak ve yerine getirmek için kuvvet kazanmış olursunuz. )”[837]

13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz, ihtiyarlanmış oruçlu bir koca oruçlu iken hanımını, öpebilir. (Çünkü nefsine hakim olmamak ihtimali yoktur. Nefsine hakim olamayacağını bilen genç olan oruçlu bir kocanın hanımını öpmesi haramdır. Kendisinden emin olanın ki ise mekruhtur, Harama yakın bir harekettir.”[838]

14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz, cennette ( susuzluğu ebediyyen gideren )kandırıcılı bir kapı vardır ki, kıyamet günü o kapıdan yâlnız oruç tutan kimseler girecektir. (Dünyada iken Allah için oruç tutanlar nerede. Bunun üzerine ayağa kalkıp müsaade isteyerek kandırıcı kapısından içeriye girer. Ardından kapı kapandığı için artık içine hiç kimse giremez.”[839]

15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Her aydan üç gün oruç tutmakla bütün seneyi oruç geçirmiş gibi olur. O üç günün geceleri ay ışığıyla beyaz olan 13, 14 ve 15. günlerdir.”[840]



Ulu Allah buyuruyor ki:

1. “Ey iman edenler!. Sizden öncekilere olduğu gibi size de oruç farz kılındı; ta ki Allah'dan korkup günahlardan sakmabilesiniz diye.”[841]



16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç ( manevi bir ilahi ) kalkandır ki, oruç tutan kişi, onunla, kendisini cehennem ateşinden korur. ( Ve tehlikeli olan sehvi arzularının pençesinden kurtarır.)”[842]

17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç ( bütün kötülüklere karşı ilahi bir siper ve manevi) bir kalkandır.”[843]

18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kış mevsiminde oruç, serin bir havada elde edilen ganimettir. (Çünkü günleri kısa olduğundan kolaylıkla oruç tutulur.) Geceleri uzun teeccüd namazı kılınır. Ve böylece büyük mükafatlara konuşmuş olur.”[844]

19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç, barsakları inceltir, yağını eritir, etteki boşluğu doldurur. Sahibini cehennem ateşinden uzaklaştırır. Şüphesiz Allah'ın gözleri görmediği, kulakları işitmediği, hiç bir beşerin kalbine girmediği öylesine rengarenk bir sofrası vardır ki, o sofranın üzerine oruç tutanlardan başka hiç bir kimse oturamaz.”[845]

20- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazan orucu ile Kur'an- ı Kerim kıyamet günü müminler için Allah'ın huzuruna çıkarak şefaat ederler. Bu arada oruç şöyle der:

"Ey Allah'ım ben bu kulun arzuladığı türlü türlü yemekleri, gündüzleyin sehvi arzularına engel oldu. Öyleyse bu mümin kulun hakkında ki şefatimi kabul eyle."

Kur'an da şöyle der: "Ey Allah'ım, Ben bu kulun geceleyin tatlı uykusuna engel ve yorgunluğuna da sebep oldum. Falanca mümin kulumun hakkında ki şefaatimi kabul buyur. Bunun üzerine şefaat eder­ler. Hz. Allah da şefaatlerini kabul eder.”[846]

21- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Aşure günü, Muharrem ayının onuncu günüdür.”[847]

22- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Orucu tutmanız gerekir. Çünkü ( sevap ve mükafat sonuçlarını gerektiren sebeblerin arasında ) hiç bir benzeri yoktur.”[848]

23- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Orucu değer vererek tutmanız gerekir. Çünkü kendisine gösteriş hastalığı karışmayan yalnız Allah için tutulan bir ibadettir.”[849]

24- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ey müminler. Oruca değer vererek tutmanız gerekir. Zira oruç, (şeytanın arkadaşı bulunan ve tehlikeli olan ) sehvi arzularını, keser. (Ve insanları Allah'a karşı tahrik eden ) gurur ve kibirleri söküp atar.”[850]



25- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz cuma günü, (semadaki meleklere olduğu gibi, yeryü­zünde de sizler için ) bayram, Allah'ın anma ve ibadet etme günüdür Bayram gününüz olan cuma gününü, oruç günü olarak kılmayınız. Ancak cuma günü, perşembe ve cumartesi günüyle birlikte oruç tutabi­lirsiniz.”[851]

26- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biz, günleri yazıp hesaplayan bir ümmet değiliz. (Bize göre (en makbul olan hesap değil, ayların tesbiti için hilalin görülmesidir. Çünkü aylar bir kararda kalmıyorlar. Bazen 28, bazen 29, bazen de (30 ve 31 çekiyor.)”[852]

27- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biz peygamberler, akşamıeyın iftarda acele etmeye, sahur yemeğini geç yemeğe, namaza dururken sağ elimizi sol elimizin üzerine koymaya emrolunduk.”[853]

28- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Müminin tutmakta bulunduğu sünnet orucu, malından çıkardığı sünnet olan sadakaya benzer. İsterse onu (bir fakire ) verir, ister­se onu vermeyip malına katar. ( sünnet olan orucu kişi isterse tutar. İsterse tutmaz.)”[854]

29- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazanda malınızı fazla harcamıyın. Çünkü ramazanda faz­la harcamak, savaşta harcanan mala benzer. (Çünkü, her ikisinde de düşmanlarla savaşmak var.)

a) Nefisle şeytan,

b) Kafir olan kimselerle.”[855]

30- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazan-ı Şerifin evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden azad edilmektir.”[856]

31- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) arafede (bulunan hacılar için) oruç tutulmasını yasak kılmıştır.(Çünkü, üzerlerinde yaptıkları yolculuğun yorgunluğu vardır.)”[857]

32- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) her iki bayram günlerinde oruç tutulmasını yasaklamıştır.”[858]

33- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) ramazanı şerife girmedenbir gün önce her iki bayram ve teşrih günlerinde oruç tutulmasını yasak kılmıştır.”[859]

34- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) yalnız cuma gününü tahsis ederek oruç tutulmasını nehiy etmiştir. (Perşembe ve cumartesi oruç tutmadan, bunların arasından cuma gününü ayırıp o günde oruç tutulmasını yasak kılmıştır.)”[860]

35- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Hz. Allah hilal aylarını insanlara ( alış veriş gibi birçok işle­ri için ) vakit olarak kılmıştır. Öyleyse, hilal ayı görüldüğü vakit oruç tutunuz. Ramazan ayının sonunda tekrar gördüğünüz vakit de bay­ram yapınız. Ramazanın başında hilal ayı havanın bulutlu olması ne­deniyle görülmezse, Şaban ayını 30 gün olarak saydıktan sonra oruç tutunuz.”[861]



“Hilal her ayın ilk gecesinde orak şeklinde görülen aya denir.”



36- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şafaktan evvel oruç tutmaya niyet getirmeyen bir kimse İçin o-ruç yoktur. (tuttuğu oruç niyetsiz olduğundan sahih değildir.)”[862]

37- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“İbadet hususlarında Allah'ın müsadesini kabul etmeyen bir kimse, arefe dağı kadar günah kazanır.”[863]

38- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, ramazan ayında tutmadığı orucun, kazası bulunduğu hal­de ölürse, akrabalarından en yakını olan bir kimse, o ölenin yerine kaza olan orucu tutabilir.”[864]

39- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şafak ( tan yeri ) iki kısımdır:

a) Yalancı şafak: Canavar kuyruğu inceliğinde semanın ortasına geldikten sonra kaybolan bu şafak, sabah namazının kılınmasına ve sahur yemeğine de engel olmaz. (çünkü o vakit, hala gece sayılır. )

b) Hakiki şafak: Semanın ufuklarına geldikten sonra her tarafına yayılan bu şafak sabah namazının kılınmasına engel olmaz. Fakat sahur yemeğine engel olur.”[865]

40- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Hz. Allah (c.c.) bir hadisi kutside şöyle buyuruyor: "Sadece benim için tutulan oruç, ilahi olan manevi bir kalkandır ki, imanlı kullar onunla cehennem ateşinden korunur. Çünkü oruç yalnız be­nim rızam için tutulan bir ibadet olduğundan karşılığında vereceğim finükafatın derecesini de ancak ben bilirim.”[866]

41- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“İnsanoğlunun yaptığı bütün ibadetler kendisi içindir. Oruca gelince, O, sırf benim rızamı kazanmak için yapılan bir ibadet olduğundan, karşılığında vereceğim mükafatı da ben tayin ederim. Oruç, kulu kötü hareketlerden alakoyan manevi bir halkadır. İçimizden biri oruçlu olduğu gün, ne çirkin söz söylesin ve ne de bağırıp çağırsın. Oruçlu bir kimseye biri küfrettiği, ya da üzerine saldırdığı zaman, bu kimse ( kendi kendine ) "Ben oruçluyum." desin.

Hz. Muhammedin varlığı kudret elinde bulunan Allah'a and olsun ki oruç tutan bir kimsenin ekşi ağız kokusu, Allah'ın nezdinde misk ko­kusundan daha güzeldir. Oruç tutan bir kimse için iki sevinme anı vardır:

a) Akşamleyim iftar ettiği zaman,

b) Kıyamet günü Allah'ın huzuruna çıkıp tuttuğu oruçların mükafa­tına kavuştuğu zaman.”[867]

42- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz ramazan da akşamleyin iftar açarken, böyle derlerdi: "Susuzluk sona erdi ve damarlar ıslandı. (Allah, kabul ederse oruç tutmuş olmanın ) mükafatı gerçekleşmiştir."[868]

43- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) orucunu açarken şöyle dua ederdi: "Ey Yüce Rabbim Yalnız senin için oruç tuttum ve senin bana verdiğin rızıkla iftar ediyorum. Orucumu kabul buyur. Çünkü sen her şeyi duyar ve bilensin. "[869]

44- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) mümin bir kulun evinde iftarlarını açarlarken şöyle dua ederlerdi: "Evinizde ( her zaman) oruçlular iftar etsin, yemeklerinizi Allah'ın imanlı kulları yesin ve rahmet melekleri de evinize inerek misafirleriniz olsun."[870]

45- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) Ramazan-ı Şerifin son on gününde ihtikafa girmek, geceleri ibadet etmek, zikir ve Kur'an okumakla gösterdiği ilgiyi Ramazan'ın diğer günlerinden hiç birinde göstermezdi.”[871]

46- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) üç hurma veya ateşin üzerinde pişirilmemiş herhangi bir şeyle iftar etmesini severdi.”[872]

47- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz ( s.a.s.) pazartesi günleri ile perşembe günleri oruç tutar ve tutulmasını emrederdi.”[873]

48- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) pazartesi ile perşembe günleri oruç tutardı.”[874]

49- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) her ayın ilk günlerinden üçe gün oruç tutardı. ( perşembe ve cumartesi günlerini ilave etmek süretiyle cuma günü de az iftar ederdi.”[875]

50- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) zülhicce ayının dokuzuncu (arefe ) günü, aşure günü içinde bulunduğu haftanın pazartesi, perşembe ve gelecek haftanın da pazartesi günü olmak üzere her aydan üç gün oruç tutardı.”[876]

51- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) bir aydan, cumartesi, pazar ve pazartesi günleri oruç tutar. Diğer ikinci bir aydan, salı, çarşam­ba ve perşembe günleri tutardı.”[877]

52- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) yaş hurma bulunduğu müddet­çe onunla, yaş hurma bulunmadığı zaman da kuru hurmanın üzerine iftar etmekten hoşlanırdı. İftarını hurmalarla açar ve onlarla yetinirdi. İftar ederken hurmaların sayısını çift değil, 3-5 veya 7 olan tek sayılardan kılardı.”[878]

53- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz. (s.a.s.) sünnet olan oruçları, en faz­la gün olarak pazartesi ile perşembe günleri tutardı. Sebebi kendilerinden sorulunca, O da cevab olarak şöyle buyurdular: " İyi ameller pazartesi ile perşembe günleri yükselerek amel defterine geçirilir (Ben, bu günlerde oruçlu iken iyi amellerimin kayıt defterine geçirilmesini severim. Ameli yükselen her oruç tutan müslüman kişinin günahı affedilir. Müslüman kişinin günahı affedilir. Fakat tevbe ede­rek birbirleriyle konuşmayan müslümanlar bunun dışındadır. Bunla­rı, barışıncaya kadar kendi hallerine bırakınız." denilir.”[879]

54- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) iftar vaktinde (kurban bayramının tesbitinden dolayı, şevay ayının hilalini görmek için ) ancak iki kişinin şahidlinini kabul buyururlardı.”[880]

55- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) su ile olsa bile iftarını açma­dan, akşam namazını kılmazlardı.”[881]

56- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) Ramazan-ı şerife girdiğinde sımsıkı bir şekilde elbisesini giyer. Ramazan bitmeden yatağına da uzanmazdı. Ve bütün ramazan boyunca zamanını ibadetle geçirirdi.”[882]

57- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç, yalnız yemeği ve içmeyi terketmek değildir. Oruç, yemeği ve içmeği terketmenin yanında, aynı zamanda da kötü ve saçmak sözlerin söylenmemesi demektir. Hatta oruçlu iken sana birisi küfreder, yahutta cahillik yaparak üzerine saldırırsa, sen de onun yaptığı gibi değil, (kendi kendine) " Ben oruçluyum." dersin.”[883]

58- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç tutmak isteyen bir kimse sahura kalkarak bir şeyler yesin.”[884]

59- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, Allah rızası için (caminin hücresi gibi) herhangi bir yere çekilip, kalbden inanarak, karşılığında yalnız Allah'dan isteyerek ihtîkafda bulunursa, geçmiş bütün küçük günahları af edilir.”[885]

60- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, Allah için oruç tutan bir kimsenin iftarını açtırırsa oruç tutan kimsenin kazandığı sevap kadar sevap kazanır. Fakat oruç tutanın sevabında da bir noksanlık olmayacaktır.”[886]

61- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kim, oruç tutan bir kimsenin orucunu iptal ettirirse yahut cepheye gidecek olan bir kimsenin sevaş malzemesini temin ederse o kimsenin kazandığı sevap kadar sevap kazanır.”[887]

62- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Allah'ın nezdinde oruçluların en sevimlisi Davut peygamber'in orucudur. Çünkü O, bir gün oruç tutan, bir gün de tutmayanlardandı! Allah'ın nezdinde namazların en güzeli yine Davut Paygamberin namazıdır. Çünkü O, gecenin yarısına kadar yattıktan sonra, kalkıp gecenin üçte birini ibadetle geçirir. Sonra gecenin kalan kısmı olan altıda birini yatardı.”[888]

63- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazan'ın orucunu vaktinde tutabilmeniz için Şaban hilali’ni araştırınız. Günlerini sayınız.”[889]

64- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biriniz iftar açtığı zaman hurmayla açsın. Çünkü hurmada ilahi bir bereket vardır. Hurmayı bulumazsa su ile iftarını açsın. Çünkü su, madden ve manen temiz ve temizleyicidir. Güneş, geceleyin yonelip bütün varlığı ile kaybolunca, oruç tutan kimseleri iftarını açsınlar,”[890]

65- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Ramazan gelince cennet kapıları ardına kadar açılır. (oruç tu­tan müminlere karşı cehennemin bütün kapıları kapanır. Ramazan ayı gelmeden önce, faaliytlerini kısmen durdurması için şeytanların, hepsi zincire vurulur.”[891]

66- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“(Ramazan ayının dışında ) Oruç tutmak istediğin zaman, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde oruç tut.”[892]

67- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biriniz oruç tuttuğu gün, kötü ve saçma sözler söylemesin. Birisi ona küfreder veya üzerine saldırırsa, ( kendi kendine ) ben oruçluyum, desin.”[893]

68- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Dünyada günlerin en üstünü zilhicce ayının ilk on günleridir.”

69- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“(Her ibadete gösteriş mikrobu karışabilir.) Fakat oruca gelince, O'na hiç bir gösteriş mikrobu bulaşmaz.”[894]

70- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruçda (sevabını yok edecek) gösteriş ve riyakârlık yoktur.”[895]



Ulu Allah buyuruyor ki:

2. “(O sayısı belli günler) insanlara yolların en doğrusunu gösteren, gerçeğin açıklayıcısı, eğri ile doğruyu birbirinden kesinlikle ayı­ran Kur'an-ı Kerim'in (Levh-ı Mahfuz'dan. Gökyüzüne indirildiği) Rama­zan ayıdır. Ramazan ayma erigen orucunu tutsun. Hasta ya da yolcu olan kimseler, tutamadıkları günler sayısınca başka günlerde oruç tutsunlar.”[896]



71- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Yolculukta ( şiddetli açlık ve susuzluktan dolayı bunalım içinde bulunan bir kimse için ) oruç tutmak, sevabı gerektiren ibadetlerden değildir. (Böyle bunalım gerektiren şeylerle karşılaşmayan ve kolaylıkla tutabilen yolcular için oruç tutmak daha iyidir.)”[897]

72- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Evinizde her zaman oruçlular iftar etsin. Yemeklerinizi Allah'ın iyi kulları yesin, meleklerde sizin için dua etsin.”[898]

73- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kadir gecesini, ramazan ayının 24. gecesinde arayınız.”[899]

74- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Başka bir riaveyete göre sevgili peygambersiniz şöyle buyu­ruyorlar. Kadir gecesini ramazan ayının 27. gecelinde arayınız."[900]

75- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz Hz. Allah (c.c.) size ramazan ayını oruçla geçirme­yi farz kılmıştır. Ben, size Ramazan ayının gecelerinde teravih na­mazını sünnet olarak kıldım. Kim, Ramazan orucunu tutar, inanır ve değerim takdir eder, kadir gecesini ibadetle geçirirse, geçmiş bdtün küçük günahları af edilir.”[901]

76- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz Hz. Allah Ramazan ayının orucunu tutmak zorunlusu­nu benim ümmetimin hasta ve yolcularından kaldırmış ve bunların yalnız yolculuk ve şiddetli hastalığın yüzünden yemelerini de birer sadaka olarak kabul eder. (Ve buna da ruhsat ismi verilmiştir.)”[902]

77- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz Cennette öylesine her kak ve yüksek köşkler vardır ki itû dışından, dışı da içinden görünür. Hz. Allah bunları fakirlere ye­mek yediren, tatlı dille nasihatler veren, bol bol oruç tutan, başka­sı uykudayken gece namazını kılan imanlı kimseler için hazırlamıştır.”[903]

78- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz oruç tutan kimseler için, iftar vaktinde mutlaka kabul olunacak bir dua etme yetkisi vardır.”[904]



“Allah sizin için güçlük değil, (her zaman) kolaylık diler.”[905]



79- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz Allah'ın verdiği (bedeni ve mali) nimetlerine şükür eden ve bu nimetlerle Allah'a itaat eden kimselere verilen mükafat, oruç tutan kimselere verilen mükafat kadardır.”[906]

80- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Şüphesiz her şeyin bir ana kapısı vardır. İbadetlerin ana kapı­şı ise oruçtur.”[907]

81- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biz günleri yazıp hesaplayan bir ümmet değiliz. ( Bize göre en makbul olan, hesap değil, ayların tesbiti için hilalin görünmesidir. Çünkü aylar bir kararda kalmıyorlar. Bazen 28, bezen 29, bazen 30 bezende 31 çekiyor.)”[908]

82- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Biz peygamberler, akşamleyin iftarda acele etmeye, sahur yemeğini geç yemeğe, namaza dururken sağ elimizi sol elimizin üzerine koymaya emrolunduk.”[909]

83- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kış mevsiminde serin bir havada tutulan oraç, elde edilen bir ganimettir. (Çünkü günleri kısa olduğundan kolaylıkla oruç tutular.) Geceleri uzun teeccüd namazı kılınır ve böylece büyük mükafata kavuşulur.”[910]

84- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Benim ümmetime (dağlarda bulunan mağara veya herhangi bir yerde inzivaya çekilip, ruhbanlık değil, inzivaya çekilmeden) yakışan, oruç tutmak ve gece namazını kılmaktır. (Çünkü bunlar ruhbanlıktan daha büyük bir ibadettir.)”[911]

85- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Oruç tutanın en iyi hıslatlarından birisi de misvak kullanmaktır.”[912]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com