Hayat | Konular | Kitaplık | İletişim

KONU: DİLİN AFETLERİ

KONU: DİLİN AFETLERİ


1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İnsan oğlu sabah kalktığında vücudun bütün uzuvları (el, ayak, göz, kulak gibi) dile şöyle der­ler: Başımıza gelecek bütün felaketler senin yüzünden olacaktır. Öy­leyse Allah'tan kork ve bizi felakete sürükleme. Çünkü: Sen doğru ha­reket edersen biz de selamete çıkarız; eğri yollara saparsan biz de saparız.”[105]



1. Dil. Hak Teala'nın yarattığı şaşılacak şey’lerdendir. Görünüşte bir et parçasıdır; amma hakikatte varlıkta olan her şey onun tasarrufu altında­dır. Hatta olmayan şey'ler bile ondadır. Çünkü o, hem yokluktan, hem de varlıktan ibarettir. Belki aklın vekilidir. Aklın haricinde ise bir şey yok­tur. Akla, vehme ve hayale gelen her şey'i, dil söyler. Diğer uzuvlar böy­le değildir. Mesela göz, renkten ve şekilden başkasını anlamaz. Kulak ise, yalnız ses duyar. Beden ülkesindeki diğer uzuvlar da, ancak bir şey ile alakalıdır. Dilin ise kalp gibi, hepsiyle münasebeti vardır. Dil kalbin kar­şılığı olduğu, bütün suretleri kalpten alıp ve anlattığı gibi, suretler kal­be ulaşır ve söylediği her sözden kalpte bir sıfat meydana gelir. Mesela, dil ile yalvarır, ağlar, sızlar ve böyle sözler söylerse, ağlama sesleri çıka­rırsa, kalp bundan bir incelik, yanma ve üzülme sıfatı edinir. Böylece kalbdeki ateşin alevi beyni kaplar ve gözlerden dışarı çıkmaya başlar. Çalgı aletlerinin sesleri ve güzelleri anlatan sözler söyleyince, kalbde sevinç ve neş'e hareketi meydana gelmeye başlar, şehvet kamçılanır. Bunun gibi di­lin söylediği her sözden kalbde ona uygun bir sıfat zuhur eder. Kötü söz­ler söylerse kalb kararır; doğru ve iyi şey'ler konuşursa kalb nurlanmaya, parlamaya başlar. Yalan ve eğrî-büğrü konuşursa, kalb de eğri olur. Hat­ta şey'leri doğru görmez. Eğik ayna gibi olur. Bu sebeble, şairlerin ve ya­lan söyleyenlerin rüyaları doğru çıkmazlar. Çünkü kalbleri yatan ve bozuk sözlerden eğrilmiştir. Doğru konuşmayı ve doğru olmayı adet edenin, rüyaları da doğru olur. Bunun gibi doğru rüya görmeyenler, ahirete gidin­ce, bütün lezzetlerin en üstünü olan Allahü Teala'yı görmesi de, kalbine eğri olur ve olduğu gibi görmez. O lezzetin, saadetinden mahrum ka­lır. Güzel bir yüz, eğik bir aynada eğri ve yamuk-yumuk olur. Nitekim kılıcın üzerindeki ayna gibi parlak, fakat yüksek ve alçak olan yerlere bakınca, bir güzel yüze bakmanın lezzetini bulamaz. Ahiretteki ve Allahü Teala hakkındaki işler de böyledir. O halde kalbin doğruluğu ve eğriliği, dilin doğru ve eğriliğine bağlıdır. Bunun için Resulüllah (Sallallahü aley­hi ve sellem): “Kalb doğru olmayınca, îman doğru ve müstakim olmaz. Dil doğru olmayınca, kalb de doğru olmaz”, buyurdu.



2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Ey ümmetim), şüphesiz Hz. Allah size annelerinize asi olmayı, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenizi ve başkalarının malına el uzatmayı haram kılmıştır. Keza, sizler için dedikoduyu, lüzumsuz konuşma ve soru sormayı ve malınızı haram yollarda harcamayı çirkin (mekruh) kılmıştır.”[106]

3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah, her sözün hesabını soracaktır; o halde herkes Allah'tan korksun ve sözüne dikkat etsin.”[107]

4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki

“Kişi, Allah’ın razı olacağı bir kelime söylerse, onun tahmin etmeyeceği şekilde bu kelimenin sevabı kıyamete kadar yazılır.

Ve yine bir kişi de Allah'ın gazabını gerektiren bir kelime sarf ederse onun zannedemeyeceği şekilde cenab-ı Hak o kimseye kıya­mete kadar günah yazar.”[108]

5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Fasık için gıybet olmaz: Yani, içki, kumar gibi günahları açıktan işleyen kimsenin bu hareket­lerinin başkasını söylemek gıybet sayılmaz.”[109]

6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kim, din kardeşinin ırz ve namusunu arkasından müdafaa ederse, Allah'ın o kimseyi cehennem­den koruması bir hak olur.”[110]

7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kim, bir kimsenin ayıplan­ması maksadı ile onda olmayan bir şeyi ona isnad ederse söylerse, Cenab-ı Hak, söylediğini isbat edinceye kadar o kimseyi cehenneme hapseder.”[111]

8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kim, başkasında bulunan bir şeyi söylerse o kimseyi gıybet etmiş olur.”[112]

9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dünyada ikiyüzlü olanın, kıyamet günü ateşten iki dili olacaktır.”[113]

10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Çok konuşanın yanlışı da çok olur; çok yanlış yapanın günahı da çok olur; günahı çok olanın ise cehennem ateşi gerektir.”[114]

11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Şahitlik için çağırıldığın­da inkar eden (Doğruyu söylemekten çekinen) kimse, yalancı şahitlik yapmış gibidir.”[115]

12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Toplantı yerleri birer emanettir. Yani: Bir yerde oturulup, bir şey konuşulduğunda o söz orada kalmalı, başkasına ihbar veya ifşa edilmemelidir. Ancak üç meclis bundan müstesnadır:

a) İnsan kanından bahsedilen meclis: Bir mecliste oturulduğunda, bir insanın öldürüleceği veya bir insanın öldürüldüğü söylenirse,

b) Haram olan bir zinanın yapıldığı veya yapılacağı anlatılırsa,

c) Haksız yere bir malın gasbından bahsedilen meclis.

Bu meclislerde bulunan ve bu üç keyfiyeti duyan kimsenin mey­dana gelmiş veya gelecek olan bir haksızlık ve günahı haber vermek ve ifşada bulunması gerekir.”[116]

13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Lisanını kötü sözden men edemeyen kul, imanın hakikatına eremez.”[117]

14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hikmet on kısımdır: Bu­nun dokuzu bir şeye karışmamakta, biri de susmaktadır.”[118]

15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ümmetimin hayırlısı o kimselerdir ki, görüldükleri zaman yanlarında Allah zikredilenlerdir şerlileri ise, koğuculuk yapan ve böylece sevenlerin arasını açan, başkalarına kusur takmak için koşan kimselerdir.”[119]

16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Müslümanlara sövmek fasıklık: (Allah'ın emirlerine karşı gelmek), müslümanlar ile dövüş­mek küfürdür, müslümanların malları da, kanları gibi haramdır.”[120]

17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

(Hayırlı sözün dışında) “Susmak ibadetlerin en yükseğidir”[121]

18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Susmak abidin süsü, sahi­lin örtüsüdür.”[122]

19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Sükkut, ahlakın en güzeli­dir; şaka yapmak ise, sahibini küçültür.”[123]

20- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki;

“Dünyada iki yüzlülük eden kimse, kıyamet günü ateşten iki yüzü olarak kalkacaktır.”[124]

21- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Dilini islah edip, güzel söz söyleyene Allah rahmet eder.”[125]

22- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Konuşarak kazanan, (Fay­dalı söz ve zikir edenler gibi), ya da susunca selamete eren kişiye Allah rahmet eder.”[126]

23- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Ölülere söven kimse, ken­dini felaket uçurumuna atmış gibidir.”[127]

24- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Mü'mine söven kimse ken­disini ölüm uçurumuna atmış gibidir.”[128]


Kategoriler

- namaz - hac - umre - dua - oruc - ashab - ashabın fazileti - ticaret - cihad - abdest - ilim - haram - ölüm - iman - iyilik - nikah - hadis - kıyamet - islam - cennet - miras - sünnet - mal - fitne - Kadın - sadaka - yemin - zina - zekat - ihram - evlilik - köle - feraiz - zikir - cemaat - kurban kesmek - mescid - kısas - hayız - günah - helal - amel - gusül - borç - kibir - cehennem - hüküm - öldürmek - kafir - takva

MollaCami.Com